Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/891 E. 2023/73 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/891
KARAR NO : 2023/73
DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından, İzmir ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davacının babası olan Okan Varol aleyhinde kambiyo senetlerine dayalı icra takibi yapıldığı, takip sırasında davacıya 1., 2, ve 3.haciz ihbarnameleri gönderildiği, ihbarnamenin tebliğ edildiği adresin davacının öğrenci olarak bulunduğu, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisine ait olduğu, davacının … tarihinde akademiden mezun olduğu, tebliğ adresi ile ilişiğinin bu tarih itibari ile kesildiği, davacı ile borçlu olan babası arasında alacak doğuran bir hukuki ilişki bulunmadığı, davacı tarafından olumsuz bir durumun ispatının mümkün olmadığı, davacı ile babası arasındaki alacak ilişkisini alacağın niteliğini ve miktarını davalı ispatlamak zorunda olduğu, davacıya gönderilen ihbarnamelerden davacının haberdar olmamasından dolayı itiraz etmesine imkan olmadığını, davacının borçlu olmadığının tespiti amacıyla işbu davayı ikame ettiklerini beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, İzmir ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına ilişkin olarak davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davacının, İzmir …. İcra müdürlüğün … Esas sayılı dosyasına yapılan icra takibine ilişkin olarak borçlu olmadığının tespiti istemiyle işbu davayı ikamet ettiği, aksi kanunlarda belirtilmediği sürece malvarlığı haklarına ilişkin davalarda görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, uyuşmazlığın 6102 sayılı yasanın mutlak ticari dava olarak nitelendirdiği bir uyuşmazlık konusunda olmadığı, ayrıca davacının tacir kaydının bulunmamaması, davalının acente kaydının olmaması ve bir arada değerlendirildiğinde tarafların ticari işletmelerinden kaynaklı bir uyuşmazlığın olmadığı, bu bağlamda uyuşmazlığın nispi ticari dava olarak nitelendirilmesinin de mümkün olmadığı, 6102 sayılı yasanın göreve ilişkin sınırı çizerken ticari iş kavramından hareket etmediği, ticari işletme kavramından hareket edildiği, yapılan araştırma neticesinde davacının tacir olmadığı bundan dolayı görevli mahkemenin somut olayda İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olması sebebi ile görevsizlik kararı verilerek davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-)Davanın USULDEN REDDİNE,
-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-)Görevli mahkemenin İZMİR ASLİYE HUKUK MAHKELERİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-)6100 sayılı yasanını 20.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra 2 haftalık kesin süre içerisinde taraflarca talep edilmesi halinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
4-)Yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, 6100 sayılı yasanın 343. ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize yahut mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır