Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/890 E. 2023/613 K. 19.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/890 Esas
KARAR NO : 2023/613
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/11/2022
KARAR TARİHİ : 19/07/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin merkezi İzmir olmakla birlikte Muğla, Yatağan, Marmaris de beton üreterek satım işi ile iştigal ettiği, taraflar arasında beton alımına ilişkin anlaşmaya varıldığı, davalının sipariş verdiği betonların davalıya teslim edildiği, davalı tarafça bir kısım ödemeler yapıldığı ancak bakiye kalan kısmın ödenmediği, bakiye alacak için davalı aleyhinde icra takibi başlatıldığı, davalının takibe itiraz ettiği, takibin durduğunu belirterek davalının İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibine yaptığı itirazının iptaline ve takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine itiraz ettikleri, müvekkilinin borcu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, ticari satım sözleşmesinden kaynaklanan faturaya dayalı bakiye alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
DELİLLER:
-İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası sureti,
-Davacı tarafından sunulan faturalar ve whatsapp yazışmaları,
-Bornova Vergi Dairesi müdürlüğünün 22/11/2022 tarihli yazısı ve eki,
-Bolu vergi dairesi müdürlüğünün 29/11/2022 tarihli yazısı ve eki,
– Bilirkişi …’in 02/06/2023 tarihli raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Uyuşmazlığın çözümü açısından öncelikle konuyla ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır.
İtirazın iptali davası; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre;
i) İlamsız takip yapılmış olması,
ii) Borçlunun bu takibe itiraz etmesi,
iii) İtirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren alacaklının, bir yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması yasal koşullarının gerçekleşmesi gerekir.
Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davasının konusu, icra takibine konu edilen alacaklar olup, davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Davalı borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını da bu dava içinde ancak cevap süresi içinde ileri sürmesi olanaklıdır. Eğer cevap süresi içinde davalı/borçlu diğer itirazlarını ileri sürmezse mahkeme bunları kendiliğinden göz önüne alamaz, takibe itiraz edilirken bildirilen sebeplerle sınırlı araştırma yapmak durumunda kalır. Nitekim aynı hususlara Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.09.2021 tarihli ve …, …. sayılı kararında da değinilmiştir.
Dava yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabi olduğundan; ispat külfeti normal bir alacak davasındaki ile aynıdır. Ancak her iki dava ispat yöntemleri ve hukukî sonuçları bakımından farklılıklar göstermektedir. Bu bağlamda belirtmek gerekirse; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesi gereğince ispat yükü, Kanun’da özel düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Bu genel kuralın dışında bazı hâllerde ispat yükü yer değiştirerek davalı tarafa geçer. Bu hâllerden birisi davalının ödeme savunmasında bulunmasıdır. Davacı ya da davalı iddiasını ya da savunmasını HMK’da belirtilen hükümlere göre ispat etmelidir. Buna göre yapılacak yargılama sonunda mahkemece verilecek karar ya davanın kabulü ya da reddine yönelik olacak; ancak takibin iptali ya da devamı hükmünü de içerecektir.
Bu açıklamalar göstermektedir ki, itirazın iptali davası, icra takibine sıkı sıkıya bağlı; itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının, davalı aleyhinde İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ticari satımdan kaynaklanan fatura alacağına istinaden 22.435,23 TL asıl alacak, 872,75 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 23.307,98 TL alacak üzerinden icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalı borçluya 16/08/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 17/08/2022 tarihinde yasal süresi içerisinde, icra dairesinin yetkisine, borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu, davalı borçlunun takibe itirazı üzerine davacının iş bu itirazın iptali davasını bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde ikame ettiği, davalıya beton teslimi yapıldığı, davalının kısmi ödeme yaptığı, bakiye borcu ödemediği, bu kapsamda takip yapıldığı, itirazın haksız olduğunu iddia ettiği, davalının ise mahkememizin yetkisine itiraz ettiği, davacıya borçlu olmadığı davacı tarafından teslim ve alacak iddiasının ispat edilmesi gerektiğini savunduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın icra dairesi ve mahkememizin yetkili olup olmadığı, takibe dayanak faturalara konu mal ve hizmetin davalıya teslim edilip edilmediği, faturaların bedelinin ödenip ödenmediği, davacının alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise alacaklı olduğu miktarın ne kadar olduğu ve takibe yapılan itirazın iptali koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Her iki tarafı tacir olan ve tarafların ticari işletmesini ilgilendiren, ticari satımdan kaynaklanan nispi ticari dava niteliğindeki uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olduğu belirlenmiştir.
Davalı tarafından sözleşme ilişkisinin inkar edilmesi üzerine mahkememizce öncelikle davalının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesine karar verildiği, bu kapsamda görevlendirilen bilirkişi…’in 02/06/2023 tarihli raporuna göre, davalının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu ve kendisi lehine delil vasfına sahip olduğu, taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu, davalının 21/04/2022, 24/08/2022, 28/07/2022 tarihli davacı faturalarını defterlerine kaydettiği, takip tarihi itibariyle kendi defterlerine göre davacıya 22.435,23 TL borçlu olduğu, davalının ayrıca söz konusu faturaları BA formu ile ilgili vergi dairesine bildirdiği yönünde görüş ve kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin yargılama aşamasında 21/06/2023 tarihli duruşmadaki beyanı ile takip öncesi işlemiş faiz talebinin bulunmadığını beyan ettiği, mahkememizce dava konusu uyuşmazlığın asıl alacak yönünden incelendiği, davalı tarafından icra dairesi ile mahkememizin yetkisine itiraz edilmiş ve sözleşme ilişkisi inkar edilmiş ise de yapılan bilirkişi incelemesine göre davalı defterleri ile sabit olduğu üzere taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, 2004 sayılı İİK’nun 50, 6098 sayılı TBK nun 89 ve 6100 sayılı HMK’nun 10.maddesi uyarınca para alacağından kaynaklanan somut uyuşmazlıkta davacı alacaklı şirketin merkezinin bulunduğu yer olan İzmir icra ve mahkemelerinin yetkili olduğu, davalının icra ve mahkeme yetki itirazının yerinde olmadığı, 6100 sayılı HMK’nun 222/2,3 maddesi uyarınca kural olarak ticari defter ve kayıtların ilgilisi lehine delil olarak kabul edilebilmesi için defter kayıtlarının birbirini doğrulaması, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtlarının bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya kesin delille ispatlanmamış olması gerektiği, yine diğer tarafın usulüne uygun tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı, ancak somut olayda takibe dayanak faturalar usulüne uygun tutulan davalı defterlerinde kayıtlı olduğundan ve davalı defterlerine göre davalı borçlu göründüğünden davalı defter ve kayıtlarının kendisi aleyhinde delil olarak kabul edilebileceği, ayrıca yargılamaya hakim ilkelerden biri olan 6100 sayılı HMK’nın 30.maddesindeki usul ekonomisi ilkesine göre de davacı defter ve kayıtlarının incelenmesine lüzum bulunmadığı, takibe dayanak faturaları defterine işleyen davalının söz konusu faturalara konu mal ve hizmeti teslim aldığının kabulü gerektiği, bu halde davalının fatura bedellerini ödediğini ispat etmesi gerektiği, kendi defterlerine göre davacıya borçlu görünen davalının ödeme olgusuna ilişkin herhangi bir savunması bulunmadığı gibi ispat vasıtası da sunmadığı, dosya kapsamı itibariyle davacının asıl alacak iddiasını ve alacağının varlığını ispat ettiği, davalının itirazında haksız olduğu, mahkememizce alınan 02/06/2023 tarihli bilirkişi raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, ayrıca uyuşmazlığa konu alacak miktarı likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin yasal şartlarının oluştuğu anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜ ile İzmir… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin 22.435,23 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte DEVAMINA,
2-22.435,23 TL alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 4.487,04 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gerekli 1.532,55 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 266,60 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.265,95 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvuru harcı, 266,60 TL peşin harç, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 162,00 TL müzekkere-tebligat-posta giderinden oluşan toplam 1.509,30 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili davacıya ÖDENMESİNE,
5-Davacı kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-4. maddesi uyarınca takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
7-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun 2022/6698 sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA, Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/07/2023
Katip …
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı