Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/848 E. 2023/16 K. 13.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/848 Esas
KARAR NO : 2023/16
DAVA : Menfi Tespit (Kira İlişkisinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/10/2022
KARAR TARİHİ : 13/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/01/2023

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Menfi Tespit (Kira İlişkisinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … isimli firmadan 27.07.2022 tarihinde Fiat Fiorino marka bir aracı 2 aylık kiraladığını, kiralama sözleşmesinin evraklarının ilk sayfasının alt tarafında boş şekilde yer alan bir adet bonoyu da sözleme ile birlikte imza altına aldığını, müvekkilinin yetkili kişi olarak … isimli kişi ile muhattap olduğunu, aracı iki ay kullanıldıktan sonra sorunsuz olarak teslim ettiğini, lakin sözleşme ile birlikte düzenlenen boş senedin müvekkil tarafından teslim alınmadığını, İzmir 2. İcra Müdürlüğü … E sayılı dosya ile boş senet olarak imza altına alınmış senet alacaklısı … olacak şekilde meblağı 45.000,00 TL olarak tanzim edildiğini ve işleme konulduğunu, müvekkilinin, araç kiralama firmasında muhatap olduğu … ile yapmış olduğu whatsApp yazışmalarında …’ın … isimli firmanın sahibi olduğunu öğrendiğini, müvekkili …’ın Soma ilçesinde yemek sanayi işi ile uğraştığını, sahibi olduğu … Yemek Sanayi ve Tic Ltd Şti adına araç kiralama sözleşmesi imzalandığı, kendi adına bir adet aracı bulunmadığını, ticari işlerinde de bu aracı kullandığını, açılan icra takibinin haksız olduğunu, icra takibi ile ilgili olarak tedbir taleplerinin bulunduğunu belirterek davalı alacaklıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesine ve söz konusu icra takibi üzerinde teminat alınmaksızın tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın araç kiralama işi ile iştigal ettiğini, bu bağlamda uhdesinde bulunan araçları kiraya vermek sureti ile gelir elde ettiğini, mesleği kapsamında davacı …’ın 27/07/2022 tarihinde … plakalı aracı kiraladığını, davacı ve müvekkili arasındaki hukuki ilişkinin kira ilişkisi olduğu her türlü kira ilişkisinden kaynaklı açılacak davalarda görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğu, davacı Ayşe’nin, müvekkilden … plakalı aracı, araç kiralama sözleşmesi ile kiraladığı, davacının aracı 15 gün kullandıktan sonra ağır motor hasarlı bir şekilde teslim ettiği, akabinde de müvekkilinin tüm iyi niyetiyle davacı yanın mağdur olmaması için bu defa da … plakalı aracı ikame olarak davacıya teslim ettiğini, davacının kendisine ilk teslim edilen … plakalı aracın motor hasarlı olarak teslim edilmesi sebebiyle araçtaki 45.000 TL lik masrafı karşılayacağını beyan ettiği, akabinde de takibe konu bonoyu kendi rızası ile imzalayarak müvekkile teslim ettiği, ancak davacının müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmaması sebebiyle bononun işleme konulduğu ve İzmir 2. İcra müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyası ile davacı aleyhine takip başlatıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, kira ilişkisi kapsamında düzenlendiği iddia olunan kambiyo senedinden kaynaklanan ttakip sonrası menfi tespit isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-İzmir 2. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosya sureti,
-Soma Vergi Dairesinin 25/11/2022 tarihli yazısı ve eki,
-Dikili Mal Müdürlüğünün 24/11/2022 tarihli yazısı ve eki,
-Bodrum Vergi Dairesinin 22/11/2022 tarihli yazısı ve eki,
-Konak Vergi Dairesinin 23/11/2022 tarihli yazısı ve eki,
-İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünün 23/11/2022 tarihli yazısı ve eki,
-İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğinin 22/11/2022 tarihli yazısı ve eki,
-Balçova Vergi Dairesi Müdürlüğünün 30/11/2022 tarihli yazısı ve eki.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
HMK’nun 4/a maddesi hükmüne göre,”kiralanan taşınmazların 9.6.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra iflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara” bakmaya görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemeleri olduğu belirtilmiştir. HMK’da yapılan bu yasal düzenleme ile icra hukukundan kaynaklanan tahliye davaları hariç olmak üzere kira ilişkisinden kaynaklanan tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar, tarafların sıfatlarına ve miktara bakılmaksızın sulh hukuk mahkemelerinde bakılacağı belirtilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının, davalıya ait işyerinden 27/07/2022 tarihinde 2 ay süreyle araç kiraladığı, bu ilişki kapsamında imza dışındaki diğer unsurları boş bırakılan 1 adet bonoyu teminat amacıyla davalıya teslim ettiği, aracın davalıya iade edildiği, ancak davalının teminat senedini iade etmediği, daha sonra davalı tarafından senedin doldurularak dava konusu takibe konu edildiği, senet ve takip nedeniyle davalıya borçlu olmadığı iddiası ile iş bu davayı ikame ettiği, davalının cevap dilekçesi ile taraflar arasındaki kira ilişkisini kabul ettiği, kiralanan aracın davacı nezdinde iken arızalandığı, hasarın kendisi tarafından onarıldığı, hasarın onarım bedelinin davacı tarafından tazmin edilmesi gerektiği, takibe konu borcun bundan kaynaklandığını savunduğu, taraflar arasında araç kiralama sözleşmesi bulunduğu ihtilafsız olup, uyuşmazlığın davacının kira ilişkisi kapsamında teminat amacıyla verdiği senet nedeniyle davalıya borçlu olup olmadığı, borçlu ise borçlu olduğu miktarın ne kadar olduğu hususlarında olduğu, taraflar arasında kiralama sözleşmesi mevcut olup somut uyuşmazlığın HMK’nun 4/1-a maddesi gereği Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından çözümlenmesi gerektiği, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca görev hususunun dava şartı olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacının dava dilekçesinin 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
Görevli mahkemenin İzmir Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi olması nedeniyle mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca dosyanın görevli İzmir Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesi halinde, yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine; aksi durumda resen dosyanın ele alınarak yargılama giderleri hususunda bir karar verilmesine,
3-6100 sayılı HMK’nın 20. maddesi uyarınca görevsizlik kararına karşı taraflarca kanun yoluna başvurulmaması durumunda kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İZMİR NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE, tarafların belirtilen süre içerisinde mahkememize başvurmaması durumunda DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin taraflara ihtarına (İHTARAT YAPILDI),
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6 ve 23. Hukuk Daireleri nezdinde istinaf yolu açık olmak tarafların yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/01/2023

Katip
E İMZA

Hakim
E İMZA