Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/827 E. 2022/1178 K. 23.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/826 Esas
KARAR NO : 2022/1177
ASIL VE BİRLEŞEN DOSYADA
ASIL DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BİRLEŞEN DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
ASIL DAVA TARİHİ : 19/11/2019
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 04/12/2019
KARAR TARİHİ : 23/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/12/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Alacak ve Menfi Tespit davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
A-)Mahkememizin 2022/826 Esas sayılı asıl dava dosyasında,
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin taşıma işi yaptığını, davalı firma ile araç satım sözleşmesi ve taşıma işi yapılması yönünde anlaştıklarını, müvekkilinin … plakalı aracı ile davalı adına yaptığı taşıma işlerinden dolayı davalı şirketten olan alacaklarının ödenmediğini, ayrıca davalı firma adına kayıtlı … plakalı aracın da satış vaadi sözleşmesi ile müvekkile satılması ve bu aracın yalnızca 24 ay boyunca davalının işinde çalışması amacıyla karma bir sözleşme imzalandığını, söz konusu sözleşme ile satış vaadi sözleşmesinin yanında aracın aylık kira karşılığı çalıştırılmasının kararlaştırıldığını, davalının haksız olarak sözleşmeyi feshederek aracı müvekkilinden geri aldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000 TL alacağın ticari faizi ile birlikte ödenmesine, ve 237,79 TL ihtar masrafının ve sözleşmede kararlaştırılan 50.000 TL cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf ile yapılan sözleşmenin müvekkili şirket tarafından feshedilmediğini, buna ilişkin davacı tarafın Karşıyaka 5 Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesine karşı müvekkili şirket tarafından düzenlenen Üsküdar 25 Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesinde belirtildiği üzere taraflar arasında imzalanan sözleşmenin davalı müvekkil şirket tarafından feshinin söz konusu olmadığını ve hala yürürlükte olduğunun bildirildiğini, satış sözleşmesinin feshinin müvekkili tarafından davacının işi bıraktığının ikrarı sonucu olduğunu, davacı tarafından edim yükümlülüklerinin yerine getirilmediğini, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle sözleşmeye konu aracın müvekkil şirket tarafından geri alındığını, davacının bedeli ödenen bonolar üzerinden takip yapıldığı yönündeki iddialarının asılsız olduğunu, sözleşmede yer almamasına rağmen … plakalı araç ile yapılan tüm hizmet bedellerinin ödendiğinin hesap kayıtlarında mevcut olduğunu, ayrıca davanın yetkisiz mahkemede görüldüğü, yetkili mahkemelerin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
B-)Birleşen İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyasında,
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil aleyhine davalı şirket tarafından belirtilen dosya ile icra takibi başlatıldığını, dosya borcu müvekkilden tahsil edilmiş olmakla, müvekkilin yapılan araç satış vaadi sözleşmesindeki taksitleri için teminat amaçlı alınan senetler iade edilmeyerek takibe konu edildiğini, buna dair ödenen bedeller için alınmış olan senetler icraya konulduğunu, Savcılığa şikayette bulunduklarını, taraflarınca davalı tarafından haksız yere yapılan sözleşme feshedildiği ve araçta taraflarınca alındığını, icra takibinden önce ödediği davaya ve takibe konu senet bedellerinin ve diğer alacaklarımızın ödenmesi için İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesi … sayılı dosyasında 25.11.2019 tarihinde dava açıldığını, aralarında fiili irtibat ve ilgisi bulunması, ayrıca aynı alacağa konu olmakla biri hakkında verilecek karar diğer dosyayı da etkileyeceğinden dolayı bu dosya ile İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline ait aracın araç satış vaadi ile davacıya devredildiği yine bu aracın davacıdan kiralandığı, sözleşmenin müvekkili tarafından fesh edilmediğini, davacının sözleşmeye uygun olarak yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bu nedenle aracın davacıdan geri alındığını, sözleşme uyarınca düzenlenen bononun teminat senedi olmadığı, ifa amacıyla düzenlendiği belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Asıl dava, araç satış vaadi ve soförlü araç kiralama hizmet akdinden kaynaklanan alacak davasıdır.
Birleşen dava araç satış vaadi ve soförlü araç kiralama hizmet akdinden kaynaklanan ve kambiyo senedinin bedelsiz olduğu iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Asıl ve birleşen dosya davacısı ile davalısı arasında Bornova 1. Noterliğinin 05/12/2018 tarih ve … yevmiye nolu motorlu araç satış vaadi ve araç kiralama sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşmeye göre mülkiyeti asıl ve birleşen dosya davalısına ait … plakalı aracın 105.000,00 TL karşılığında asıl ve birleşen dosya davacısına satılacağının vaat edildiği, ayrıca anılan aracın asıl ve birleşen dosya davalısına 24 ay süreyle şoförlü olarak kiralanacağının taraflarca kararlaştırıldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın bu sözleşmeden kaynaklandığı, her ne kadar davacı kendisinin yaptığı hizmeti taşıma olarak nitelendirmiş ve mahkememizde işbu davayı ikame etmiş ise de, belirli bir bedel karşılığında taşıyıcı tarafından taşıma sözleşmesi ile eşya veya yolcu taşımanın somut olayda söz konusu olmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin taşıma hukukundan kaynaklanmadığı, asıl ve birleşen davaya konu uyuşmazlığın araç satış vaadi ile şoförlü araç kiralama sözleşmesine ilişkin olduğu, asıl davada davacının alacak ve cezai şart talebinde bulunduğu, birleşen davada ise bu sözleşme kapsamında düzenlendiği iddia olunan senetler nedeniyle menfi tespit isteğinde bulunduğu, mahkememizce tarafların tacir olmadığı, dava konusu uyuşmazlığın mutlak ve nispi ticari dava olmadığı, mahkememizin görevli olmadığı gerekçesi ile 19/02/2021 tarih, … esas, 2021/198 karar sayılı ilam ile mahkememizin görevsizliğine karar verildiği, bu karara karşı davacı vekilinin istinaf yasa yoluna başvurduğu, istinaf incelemesi neticesinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 07/10/2022 tarih, … esas, … karar sayılı ilamı ile “…Somut uyuşmazlıkta birleşen davada kambiyo senedinden dolayı borçlu olmadığının tespiti isteminde, kambiyo senetleri 6102 sayılı TTK’nın 670 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. TTK’ da düzenlenmiş olan kambiyo senetlerinden kaynaklanan hukuk davaları, mutlak ticari dava olup, aynı Kanun’un 5/1. Maddesi gereğince uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesi’nde çözümlenmesi gerekmektedir. (Aynı yönde Bknz. Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 13.02.2020 tarih ve 2019/6433 Esas 2020/697 Karar sayılı Kararı) Asıl ve birleşen davanın mahkemenin kabulünde de olduğu üzere aynı hukuki ilişkiden kaynaklanması ve biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek mahiyette olduğundan birlikte yürütülmesi usul ve yasaya daha uygun olduğundan mahkemece asıl ve birleşen dava yönünden görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, doğru görülmemiştir…” gerekçesi ile mahkememiz ilamının kaldırılmasına karar verildiği, dosyanın mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Davacının asıl davayı mahkememizde, birleşen davayı ise İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinde ikame ettiği, davaya konu her iki uyuşmazlığın aynı sözleşme ilişkisinden kaynaklandığı, yukarıda anılan istinaf ilamında da belirtildiği üzere her iki davanın birlikte yürütülmesi gerektiği, davalıya asıl dava dosyasında dava dilekçesinin 10/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 17/12/2019 tarihli dilekçesi ile cevap süresinin uzatılması talebinde bulunduğu, mahkememizce bu talebin 19/12/2019 tarihli ek kararla kabul edildiği, davalıya davaya cevap vermek üzere 2 haftalık ek süre verildiği, davalının yasal süresi içerisinde 03/01/2020 tarihinde davaya cevap verdiği, cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunduğu, yetkili mahkemelerin davalı şirketin merkezinin bulunduğu İstanbul ili Ümraniye ilçesinin bağlı olduğu İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu bildirdiği, dava tarihi itibariyle davalı şirketin merkezinin belirtilen adreste olduğu, dava tarihi itibariyle davacının ise İzmir ili Çiğli ilçesinde ikamet ettiği, 6100 sayılı HMK’nun 10.maddesinde mülga HMUK’un 10. Maddesinden farklı olarak sözleşmenin kurulduğu yer mahkemesinin özel yetkili yer mahkemesi olarak gösterilmediği, sadece sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin yetkili kılındığı, asıl davaya konu alacağın para alacağı olduğu ve davacının TBK’nun 89.maddesi uyarınca yerleşim yerinde dava açabileceği kabul edilse bile davacının yerleşim yeri mahkemelerin Karşıyaka Mahkemeleri olduğu, yine davacı tarafından davalı şirketin İzmir ili Bornova ilçesinde şubesi bulunduğu ve bu nedenle İzmir Mahkemelerinin yetkili olduğu ileri sürülmüş ise de, 6100 sayılı HMK’nun 14/1 maddesi uyarınca şubenin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olabilmesi için davaya konu uyuşmazlığın şube işleminden kaynaklanması gerektiği, somut olayda sözleşmenin asıl ve birleşen dosya davacısı ile davalı şirket arasında bizzat yapıldığı, davacı ile davalı şirket şubesi arasında herhangi bir sözleşme ilişkisi bulunmadığı, davaya konu uyuşmazlığın şube işleminden kaynaklanmadığı, bu halde kendisinin ve davalının yerleşim yerinde dava açmayan davacı yönünden mahkememizin yetkisiz olduğu, bu halde yetkili mahkemeyi seçme hakkının davalıya geçtiği, davalının kendi yerleşim yeri mahkemesini yetkili mahkeme olarak bildirdiği, 6100 sayılı HMK’nun 6.maddesi ve 2004 sayılı İİK’nun 72/8.maddesi uyarınca davalı yerleşim yeri mahkemelerinin asıl ve birleşen dava yönünden yetkili olduğu, davalının yetki itirazının yerinde olduğu anlaşılmakla mahkememizin yetkisizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Asıl ve birleşen davanın USULDEN REDDİNE,
Görevli ve Yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemesi olması nedeniyle mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemesi gönderilmesi halinde, yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine; aksi durumda resen dosyanın ele alınarak yargılama giderleri hususunda bir karar VERİLMESİNE,
3-6100 sayılı HMK’nın 20. maddesi uyarınca yetkisizlik kararına karşı taraflarca kanun yoluna başvurulmaması durumunda kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde talep halinde dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemesi gönderilmesine, tarafların belirtilen süre içerisinde mahkememize başvurmaması durumunda DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin taraflara ihtarına,(İHTARAT YAPILDI)
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacının yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/12/2022

Katip
E İMZA

Hakim
E İMZA