Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/7 E. 2022/336 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/7
KARAR NO : 2022/336

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 03/12/2008
KARAR TARİHİ : 12/04/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Mahkememize verdiği 03/12/2008 tarihli dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı … arasında 19/06/1997 tarihinde acentelik sözleşmesi imzalandığını, bir süre anılan davalının müvekkili sigorta şirketin acentası olarak çalıştığını, ancak borçlarını zamanında ödemediğini ve bu nedenle acentelik sözleşmesinin feshedildiğini, fesih tarihi itibarı ile müvekkilinin anılan davalıdan 97.037,49-TL alacağı olduğunu, davalı acente …’ in acentelik mukavelesinin 16. maddesi gereğince sigorta poliçeleri sebebi ile tahsil ettiği 51.889,36-TL primi ve yine Zorunlu Mali Mesuliyet Poliçesi dışındaki poliçelerden dolayı tahsil ettiği 32.063,48-TL’ yi ve tahsil edilen primlerden 13.074,65-TL’ lik kısmı olmak üzere toplam 97.037,49-TL’ lik miktarı müvekkili şirkete intikal ettirmediğini, diğer davalı …’ in acente …’ in borcu nedeni ile müvekkili şirkete 130.000,00-TL’ lik ipotek verdiğini ve taşınmazını ipotek ettiğini bunun üzerine davalılar hakkında İzmir 2. İcra Müdürlüğü’ nün …/… E. sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe giriştiklerini davalı borçlu …’ in yasal süre içerisinde girişilen bu icra takibine haksız yere itiraz ederek takibi durdurduğunu belirtmiş, icra takibine vaki itirazın iptaline takibin devamına % 40 icra inkar tazminatının hüküm altına alınmasına, masraf ve ücreti vekaletin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, Mahkememize verdiği 03/03/2009 tarihli dilekçesinde; ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile girişilen takipte İİK’ nun 149. maddesindeki şartlara riayet edilmediğini, bu şartlara riayet edilmeden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe girişildiğini, ipotek veren …’ e kat ve muacceliyet ihtarı gönderilmediğini, esas yönünden ise davacının itirazın iptali için bu davayı açmaya hakkı olmadığından davanın reddi gerektiğini, zira asıl borçlu sözleşmeyi imzalayan …’ in davacı şirkete hiç bir borcu olmadığını, tahsil ettiği tüm primleri zamanında davacı şirkete ödediğini, sözleşme hükümlerine uygun şekilde hareket ettiğini, bu bakımdan davacı tarafın acentelik sözleşmesini feshetmesinin hiçbir yasal ve haklı dayanağı bulunmadığını belirtmiş davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 18/10/2011 tarih …/… Esas …/… Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne dair verilen karar Y.11.H.D. Bşk.’ nın …/… E. …/… K. Sayılı ilamı ile ” … Davalı tarafın davaya konu bir kısım alacaklarının zorunlu mali mesuliyet sigortasından kaynaklandığını, araç satışları nedeniyle bu poliçelerden bir kısmının iptal edildiğini, alacak tutarının hesaplanmasında bunların nazara alanması gerektiğini savunduğu , hükme esas alınan bilirkişi raporunda da üçüncü kişiler ile yapılan poliçelerin iptal edilip edilmediğinin rejistro kayıtlarında yer aldığı, bu husustaki incelemenin hem acentenin hemde sigorta şirketinin rejistro defterlerinin karşılıklı incelenmesi ile ortaya çıkacağının belirtildiği ancak anılan kayıtlar üzerinde inceleme yapılmadan hüküm kurulmasının doğru olmadığı, öte yandan, kabule göre 09/06/2011 tarihli ıslah dilekçesi ile talebin alacak davasına dönüştürüldüğü, 97.037,49-TL’ nin dava tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalılardan tahsilinin talep edildiği ancak dava tarihinde yürürlükte olan HUMK’ nun 74. ve sonradan yürürlüğe giren HMK’ nın 26. maddesine aykırı olarak talebi aşar şekilde takip tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin de doğru görülmediği ” gerekçesi ile bozularak gelmiş usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamını uyularak yargılamaya Mahkememizce devam olunmuş, bozma sonucu Mahkememizin 15/12/2015 tarih …/… Esas …/… Karar sayılı ilamı ile davanın ıslah yolu ile alacak davasına dönüştürülmüş olması da dikkate alınarak davalı … yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile, 97.004,49 TL’ nin dava tarihi olan 03.12.2008 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte anılan davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı … yönünden fazla istemin reddine, ipotek borçlusu … hakkında alacağın tahsili istenemeyeceğinden tahsil istemi içerisinde alacağın tespiti isteminin evveliyetle yer aldığı kabul edilerek davacının ipotek borçlusu …’ den 97.004,49 TL alacaklı olduğunun tespitine dair verilen karar Y.11.H.D. Bşk.’ nın …/… E. …/… K. Sayılı ilamı ile ” Dava, davacı ile davalılardan … arasında akdedilen acentelik sözleşmesinin feshi kaynaklı alacağın davalı acente … ile ipotek borçlusu …’den tahsili istemine ilişkindir. Dairemiz bozma ilamında ”.. Ancak; davalı taraf davaya konu bir kısım alacaklarının zorunlu mali mesuliyet sigortasından kaynaklandığını, araç satışları nedeniyle bu poliçelerden bir kısmının iptal edildiğini, alacak tutarının hesaplanmasında bunların nazara alınması gerektiğini savunmuş, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da üçüncü kişiler ile yapılan poliçelerin iptal edilip edilmediğinin rejistro kayıtlarında yer aldığı, bu husustaki incelemenin hem acentenin hem de sigorta şirketinin rejistro defterlerinin karşılıklı incelenmesi ile ortaya çıkacağı belirtildiği halde, anılan kayıtlar üzerinde inceleme yapılmadan hüküm kurulması doğru olmamıştır.” denilerek, iptal edilen poliçelerin tespiti için tarafların rejistro kayıtları üzerinde karşılıklı bir inceleme yapılması gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş; heyet raporunda, davacı vekilinin rejistro kayıtlarını CD ortamında sunduğunu, davalılar vekilinin ise 28.05.2014 tarihli 3. celsede acente sözleşmesi sonlandırıldıktan sonra müvekkilinin ekranının kapatıldığını, bu sebeple rejistro kayıtlarının bulunmadığını belirttiğini, davalılar vekili tarafından sunulan kredi kartı ile poliçe ödeme formu gibi dokümanların ise rejistro kayıtları sunulmadan münferiden değerlendirilemeyeceğini, Yargıtay bozma ilamına uygun bir değerlendirme yapılamadığını belirtmiştir. Bu rapor üzerine davalılar vekili tarafından ibraz edilen kayıtlar incelenmek üzere dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, heyet ek raporunda davacı vekilinin rejistro kayıtlarını CD ortamında sunduğunu, davalılar vekilinin ise Ocak 2007-Haziran 2007 dönemine ilişkin rejistro kayıtlarını ibraz ettiğini, Temmuz 2007-Aralık 2007 dönemi ile 2008 yılına ilişkin kayıtların ibraz edilmediğini, ilk yarıyıla ait kayıtlar nazara alınarak ihtilaflı dönemde iptal edilen poliçelerin tespitinin mümkün olmadığını, tüm kayıtlar sunulmadan davacı kayıtları ile bir karşılaştırma yapılamayacağını, yine Yargıtay bozma ilamına uygun bir değerlendirme yapılamadığını mütaala etmiştir. Bu rapora davalılar vekili tarafından, yapılan arşiv çalışması neticesinde Ocak 2007- Ekim 2007 dönemine ilişkin rejistro kayıtlarının bulunduğu ve bu kayıtların dosyaya ibraz edildiği, bilirkişi heyeti tarafından kayıtların eksik olduğu yönündeki değerlendirmenin isabetli olmadığı, davacı tarafça da kayıtların CD ortamında değil fiziki olarak sunulması gerektiği, kaldı ki davacı tarafından sunulan CD’de uyuşmazlığın çözümü içim gerekli birtakım bilgilerin de yer almadığı belirtilerek ciddi itirazlarda bulunulmuş olup, yapılan incelemede davalılar vekilinin Ocak 2007-Aralık 2007 dönemine ait rejistro kayıtlarını ibraz ettiği görülmüştür. Bu itibarla mahkemece davacı tarafça CD ortamında sunulan kayıtların fiziki olarak dosyaya ibrazı sağlandıktan sonra, davalılar vekili tarafından sunulan rejistro kayıtları ile karşılaştırılmak suretiyle Dairemiz bozma ilamının gereğinin yerine getirilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporuna itibar edilmek suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı ” gerekçesi ile bozularak gelmiş usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamını uyularak yargılamaya Mahkememizce devam olunmuş ,Mahkememizin 18/09/2018 tarih …/… Esas …/… Karar sayılı ilamı ile davanın reddine verilen karar Y.11.H.D. Bşk.’ nın …/… E. …/… K. Sayılı ilamı ile ” Dava, davacı ile davalılardan … arasında akdedilen acentelik sözleşmesinin feshi kaynaklı alacağın davalı acente … ile ipotek borçlusu …’den tahsili istemine ilişkindir. Davalı vekilinin, davaya konu bir kısım alacakların zorunlu mali mesuliyet sigortasından kaynaklandığı, araç satışları nedeniyle bu poliçelerden bir kısmının iptal edildiği, dolayısıyla primlerin tahsil edilmediği yönündeki savunması üzerine, Dairemiz bozma ilamlarıyla, davacı tarafça CD ortamında sunulan kayıtların fiziki olarak dosyaya ibrazı sağlandıktan sonra, davalılar vekili tarafından sunulan rejistro kayıtları ile karşılaştırılmak suretiyle sonuca ulaşılması ve bu doğrultuda karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararları bozulmuştur. Bozma sonrasında mahkemece yapılan yargılamalar sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Ancak, mahkemece bozma ilamı öncesinde davacı sigorta şirketine ait ticari defterler ile dayanağı belgeler üzerinde yaptırılan inceleme sonucu düzenlenen kök ve ek bilirkişi raporlarına göre, davalı …’in davacıya 97.004,49 TL borcu olduğu tespit edilmiştir. Davalı …’e ait defter, kayıt ve belgeler üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapora göre ise, davalının davacıya 95.818,64 TL borcu olduğu belirlenmiştir. Bu durumda, davacı tarafça rejistro defterlerinin sunulmaması karşısında, davalının aleyhine delil teşkil eden kendi ticari defterlerindeki kayıtlara göre 95.818,64 TL prim borcu bulunduğunun kabulüyle, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış ve kararın davacı yararına bozulmasını gerektirmiştir. ” gerekçesiyle bozularak gelmiş, usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamını uyularak yargılamaya Mahkememizce devam olunmuş
İlk bozma ilamı öncesinde davalı …’e ait defter kayıt ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, düzenlenen uzman bilirkişi raporunda sonuç olarak davalının davacıya 95.818,64 TL borcu olduğu belirlenmiştir.
İlk bozma ilamı öncesinde davacı sigorta şirketine ait ticari defterler ile dayanağı belgeler üzerinde yaptırılan inceleme sonucu düzenlenen asıl rapor ile ek raporlar kapsamından davalı …’ in davacıya 97.004,49 TL borcu olduğu anlaşılmış olup, davacı tarafın takipten evvel MK nun 887.maddesi ile İİK nun 149/b maddesine göre asıl borçlu ve ipotek veren mal sahibine muacceliyet ihtarı tebliğ ettirmediği, bu bakımdan girişilen icra takibinin emsal Yargıtay kararlarına uygun olmadığı anlaşılmıştır.
İlk bozma ilamı öncesinde davacı vekili düzenlenen ek rapordan sonra Mahkememize vermiş olduğu 09.06.2011 tarihli dilekçesi ile davasını ıslah ederek alacak davasına dönüştürdüğünü bildirmiş ve ıslah dilekçesi kapsamında dava konusu olan 97.037,49 TL’ nin … için reeskont faizi, ipotek borçlusu … için ipotek belgesindeki % 120 faizi ile birlikte hüküm altına alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Islah dilekçesi usul hükümleri çerçevesinde usulüne uygun bir şekilde davalılar vekiline tebliğ edilmiş ve buna göre usuli işlemler tamamlanmıştır.
İlk bozma ilamı doğrultusunda önceki bilirkişi kurulundan ek rapor alınması için İstanbul Nöb. Atm’ ye talimat yazılmış, alınan bilirkişi kurulu raporunda: Yargıtay bozma ilamında tarafların karşılıklı olarak rejistro defterlerinin incelenmesi gerektiğinin vurgulandığı, davacı sigorta şirketinin CD ortamında rejistro defterleri dökümünü sunduğu, davalı acentenin ise rejistro defterini sunmadığı bu nedenle bozma ilamına uygun inceleme yapılamadığı, bu sebeple kök rapordaki görüş ve kanaatle aynen bağlı bulunduğu belirtilmiştir.
Raporun alınmasından sonra davalı tarafça kayıtlar ibraz edilmiş, davalı tarafça sunulan kayıtlar incelenerek ek rapor düzenlenmesi için dosya yeniden İstanbul Nöb. Atm’ ye gönderilmiş alınan 02/11/2015 tarihli ek bilirkişi kurulu raporunda: Yargıtay bozma ilamında tarafların karşılıklı olarak rejistro defterlerinin incelenmesi gerektiğinin vurgulandığı, davacı sigorta şirketinin CD ortamında rejistro defter dökümünü sunduğu, davalı acentenin ise yalnızca Ocak 2007 – Haziran 2007 yılı rejistro defter dökümlerini sunduğu, bu sebeple bozma ilamına uygun bir inceleme ve karşılaştırma yapılamadığı, yanlar arasında delil sözleşmesi bulunduğu ve bu sözleşmeye itibar edilmesi durumunda davalı acentenin 97.037,49-TL tutarında davacıya borçlu olduğu, bu sebeplerle kök ve 10/05/2011 tarihli ek rapordaki görüş ve kanaatle aynen bağlı bulunulduğu belirtilmiştir.
İkinci bozma ilamı doğrultusunda davacı tarafa rejistro kayıtlarını fiziki olarak ibraz etmek üzere 15/05/2018 tarihli celsede bir sonraki celseye kadar kesin süre verilmiş, davacı vekili 10/07/2018 tarihli celsede müvekkili ile yaptıkları görüşmede yasal zorunluluk olmadığından rejistro defteri tutulmadığını bu sebeple defteri sunamadıklarını, mevcut duruma göre karar verilmesini istediklerini beyan etmiştir.
Toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda davacı tarafça davacı şirket ile davalı … arasında imzalanan acentelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın ödenmediğinden bahisle alacağın tahsiline yönelik olarak davalılar hakkında İzmir 2. İcra Müdürlüğü’ nün …/… E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı , davalıların takibe itiraz ettiği , itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği , davacı tarafça itirazın iptaline yönelik olarak dava açıldığı , davacı tarafça 09.06.2011 tarihli dilekçe ile davanın ıslah edilerek alacak davasına dönüştürüldüğü , davacı sigorta şirketi ile davalılardan … arasında 19/06/1997 tarihli ” Acentelik Sözleşmesi ” nin imza altına alındığı ve sözleşmenin feshedildiği konusunda uyuşmazlık bulunmadığı ,uyuşmazlığın fesihten kaynaklanan alacağın varlığı ve miktarı konusunda toplandığı ,taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliği göz önüne alındığında alacağın varlığı ve miktarını belirlemeye yönelik incelemenin taraf ticari defter kayıt ve belgeleri ile birlikte hem acentenin hem de sigorta şirketinin rejistro defterlerinin karşılıklı incelenmesi suretiyle yapılması gerektiği ve yalnızca ticari defter incelemesi ile sonuca gidilemeyeceği , davacı tarafa rejistro defterinin ibrazı için 15/05/2018 tarihli celsede bir sonraki celseye kadar kesin süre verildiği, verilen kesin sürede davacı tarafça rejistro defterinin ibraz edilmediği, davacı vekilinin 10/07/2018 tarihli celsede rejistro defteri tutulmadığı bu sebeple rejistro defterinin sunulamayacağına yönelik beyanda bulunduğu , davalı …’in davacıya 97.004,49 TL borcu olduğunun tespit edildiği , davalı …’e ait defter, kayıt ve belgeler üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapora göre ise, davalının davacıya 95.818,64 TL borcu olduğunun belirlendiği ,bu durumda, davacı tarafça rejistro defterlerinin sunulmaması karşısında, davalının aleyhine delil teşkil eden kendi ticari defterlerindeki kayıtlara göre 95.818,64 TL prim borcu bulunduğu incelenen tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış , davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın ıslah yolu ile alacak davasına dönüştürülmüş olması da dikkate alınarak davalı … yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile, 95.818,64 TL’ nin dava tarihi olan 03.12.2008 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte anılan davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı … yönünden fazla istemin REDDİNE,
2-İpotek borçlusu … hakkında alacağın tahsili istenemeyeceğinden tahsil istemi içerisinde alacağın tespiti isteminin evveliyetle yer aldığı kabul edilerek davacının ipotek borçlusu …’ den 95.818,64 TL alacaklı olduğunun TESPİTİNE,
Davacı alacaklının alacağı ilam ile anılan … hakkında yalnız rehnin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip yapabileceğine ve bu ilamlı takipten tahsilde tekerrüre meydan verilmemesine ve ipoteğin üst sınır ipoteği olması nedeni ile 130.000,00 TL limit miktarının dışına çıkılmamasına ve başlatılacak takibe ilişkin dava tarihinden itibaren işleyecek faiz ve icra masraflarının tahsiline hüküm verilirken limitin aşılmamasına dikkat edilmesi yönünde hükümde sınırlı bir ibarenin yer almasına,
3-Alınması gerekli 6.545,37 TL harçtan peşin alınan 825,80 TL ile daha sonra Mahkememizce çıkartılan 01/12/2011 tarihli harç tahsil müzekkeresi ile tamamlanan 4.936,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 783,27 TL harcın davalı tarafça tamamlanmasına ,
4-Harçtan davalı sorumlu olur kuralı gereğince dava açılırken davacı tarafından yapılan toplam 842,10 TL harç giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı davayı vekille takip etmiş olduğundan hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 13.053,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar davayı vekille takip etmiş olduğundan 1.219,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davacı tarafça yapılan 28 davetiye bedeli 229,00 TL, bilirkişi inceleme ücretleri 2.783,00 TL olmak üzere toplam 3.012,00 TL yargılama giderinin red ve kabule göre 2.974,00 TL lik bölümünün davalılardan alınarak davacıya verilmesine ,kalan bölümün davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça yapılan masrafların red ve kabule göre davalı üzerinde bırakılmasına,
Dair tebliğden itibaren 15 gün içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili Av. … ile davalılar vekili Av. …’ın yüzlerine karşı açıkça okunup anlatıldı. 12/04/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)