Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/691 E. 2022/1066 K. 25.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/691 Esas
KARAR NO : 2022/1066

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 09/09/2022
KARAR TARİHİ : 25/11/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;14.06.2022 tarihinde müvekkili … Ürünleri Gıda İnşaat Pazarlama İthalat İhracat Sanayi Ve Ticaret LTD. ŞTİ tarafından 28 adet deri ceketten oluşan, alıcısı … Tur. Tic. A.Ş. Olan paket, fatura ve sevk irsaliyesi ile birlikte davalının Basmane şubesine teslim edildiğini, davalının, kargo pakedini müvekkilin bulunduğu adresten gelip teslim aldığını, davalı tarafından paket teslim alındıktan sonra 14.06.2022 tarihli, …barkod numaralı, …seri numaralı Ambar Tesellüm Fişi müvekkiline teslim edildiğini, kargonun, alıcıya ulaşmadığının öğrenilmesi akabinde müvekkili tarafından yapılan araştırma neticesinde 14.06.2022 tarihinde müvekkilinin kargoya teslim etmiş olduğu paketin de içinde bulunduğu … plakalı, davalıya ait taşıma aracının içinden çalınmış olduğunun öğrenildiğini belirterek fazlaya dair tüm talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla haklı ve yerli davamızın kabulü ile şimdilik 45.360,00-TL maddi tazminat ile davacı müvekkilin uğramış olduğu manevi çöküntü nedeniyle 20.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiilin gerçekleştiği tarih olan 14.06.2022 tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın, dava konusu kargonun taşıma işlemi davalı müvekkili acentesi olarak kendi nam ve hesabına bağımsız bir tacir sıfatıyla faaliyet gösteren acente …’e ihbar edilmesi gerektiğini, davalı müvekkiline atfedilecek bir kusur olmadığını, aracın kullanan acenta çalışanının başka bir kargı teslim almak amacıyla aracını park ettiği ve kilitlemediğini aracın çalındığını belirterek davanın reddie karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davasıdır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
6102 Sayılı TTK’ya 7155 sayılı yasanın 20.maddesi ile eklenen madde 5/A maddesi ile “(1) Bu kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” düzenlemesi getirilmiştir.
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabulucuk Kanununa 7155 sayılı yasanın 23.maddesi ile eklenen 18/A maddesi ile de “(1) İlgili kunanlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağının aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanı, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir…” hükmüne yer verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nun 115 maddesi ise “Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiğilinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” şeklindedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının, davalı ile aralarında taşıma sözleşmesi bulunduğu, taşımaya konu eşyanın davalı nezdinde bulunduğu sırada hırsızlandığı, kendisinin zarara uğradığı iddiası ile iş bu davayı ikame ettiği, davalının ise kusurunun ve sorumluluğunun olmadığını savunduğu, taraflar arasında taşıma ilişkisinin bulunduğu ve taşımaya konu eşyanın zayi olduğu ihtilafsız olup, meydana gelen zararda davalının sorumlu olup olmadığı ve meydana gelen zararın ne olduğu hususlarında taraflar arasında ihtilaf bulunduğu, uyuşmazlığın niteliğine göre mutlak ticari dava olduğu ve mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin dava dilekçesinin ekinde dava şartı zorunlu arabuluculuk son oturum tutanağına ilişkin belge sunmadığı, bu sebeple mahkememizce arabuluculuk tutanağının aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğini sunmak üzere tensip tutanağı ile davacı vekiline 1 haftalık kesin süre verildiği, tensip tutanağının 20/09/2022 tarihinde davacı vekiline tebliğ edildiği, davacı vekilinin kendisine yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen tensip ara karar gereğini yerine getirmediği, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 18/A-2 maddesi hükmünün açık olduğu, dava dilekçesi ekinde veya mahkemece verilen kesin süre içerisinde arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin tutanağın aslı veya arabulucu tarafından bizzat aslı gibidir şeklinde onaylanmış ve bu onaylama şerhini içeren tutanağın sunulması gerektiği, davacı vekilinin arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin tutanağın aslını veya onaylanmış örneğini kendisine tanınan kesin süre içerisinde mahkememize ibraz etmediği/sunmadığı, mahkememizce kanuna uygun olarak davacı vekiline verilen ve kesin olan sürenin yeterli, emredilen işlerin, gerekli ve yapılabilir nitelik taşıdığı, ayrıca süreye uyulmamasının sonuçlarının açıkca anlatıldığı-ihtar edildiği, kesin süre içerisinde ara karar gereğinin davacı tarafından yerine getirilmemiş olmasının davalı yararına usuli kazanılmış hak doğurduğu, kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak bulunmadığı, mahkememizin başvuru hakkının yasal bir takım şartlara tabi tutulduğu somut uyuşmazlıkta olduğu gibi yasalar tarafından düzenlenen usul kurallarının ortadan kaldırılması sonucunu doğurabilecek kadar aşırı gevşeklikten kaçınması ve yasa doğrultusunda işlem yapması gerektiği anlaşılmakla, 6100 sayılı HMK’nun 114/2, 115/2 ve 6325 sayılı yasanın 18/A-2 bendi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A Maddeleri ile 6100 sayılı HMK’nın 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğu sebebiyle USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 774,64 TL harçtan mahsubu ile bakiye 693,94 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan masrafların kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-HMK’nun 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE
5-Davalı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 7/2 ve 13/1-4 maddeleri uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/11/2022

Katip …
E İMZA

Hakim …
E İMZA