Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/68 E. 2022/142 K. 21.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/68 Esas
KARAR NO : 2022/142 Karar

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/02/2022
KARAR TARİHİ : 21/02/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 18.08.2021 tarihinde İ…………. San. ve Tic. Ltd. Şti. sürçüşü davalı … olan ……. plakalı aracın davacıya ait ……. plakalı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, Taraflarca birlikte tanzim edilerek imza altına alınan maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağında da meydana gelen kazanın oluş biçimi ifade edildiğini, Kaza tutanağından da anlaşılacağa üzere ….. plakalı aracın sürücüsü davalı … kazanın oluşumunda asli ve tam kusurlu olduğunu, işbu kaza neticesinde davacıya ait araçta oluşan hasarın onarımı tamamlandığını, ancak orijinal aracın piyasa değerinde, yapılan tamirat ve bu kaydın Tramerde gözükecek olması nedeniyle ciddi düşüş olduğunu, bu değer kaybı nedeniyle davacı, aracını gerçek piyasa fiyatından daha düşük bir bedele satmak durumunda kalacağını, dolayısıyla davalı araç sürücüsünün haksız eylemiyle doğan bu zararın da tazmini gerektiğini, hasar dosyası kapsamında ödenen miktar yalnızca hasara ilişkin olup gerçek zararı karşılamadığını, davacının aracının onarımı süresince araç mahrumiyet zararı doğduğunu, davalı araç maliki ve sürücüsünün bu zarardan da sorumluluğu mutlak olduğunu beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasıdır.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; taraflar arasında haksız fiilden kaynaklı tazminat istemine dair uyuşmazlık bulunduğu, aksi kanunlarda belirtilmediği sürece malvarlığı haklarına ilişkin davalarda görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, uyuşmazlığın 6102 sayılı yasanın mutlak ticari dava olarak nitelendirdiği bir uyuşmazlık konusunda olmadığı, ayrıca tarafların ticari işletmelerinden kaynaklı bir uyuşmazlığın olmadığı, bu bağlamda uyuşmazlığın nispi ticari dava olarak nitelendirilmesinin de mümkün olmadığı, 6102 sayılı yasanın göreve ilişkin sınırı çizerken ticari iş kavramından hareket etmediği, ticari işletme kavramından hareket edildiği, haksız fiil sonrası kazanç kaybı olsa ve bu kayıp ticari dahi olsa tarafların ticari işletmelerinden kaynaklı bir uyuşmazlık olmadığından görevli mahkemenin somut olayda İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olması sebebi ile hem mahkememiz dosyası hem de birleşen dosya yönünden görevsizlik nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri OLDUĞUNA,
3-6100 sayıolı yasanın 20.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra taraflarca talep edilmesi halinde dosyanın görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesine,
4-Yargılama giderlerinin yetkili mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar davalı tarafın yokluğunda davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/02/2022
Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır