Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/650 E. 2022/691 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/650 Esas
KARAR NO : 2022/691

DAVA : Elatmanın Önlenmesi (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/08/2022
KARAR TARİHİ : 14/09/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Elatmanın Önlenmesi (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kat malikleri ile müvekkili İzmir … … … Ada … parselde kayıtlı … Apartmanının İzmir …. Noterliği … ve … sayılı 15.09.2021 tarihli , … sayılı 05.10.2021 tarihli , … sayılı 04.02.2022 tarihli sonraki tarihli düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat sözleşmeleri ile yeniden inşası hususunda anlaşıldığını, müvekkilinin aynı zamanda taşınmazında kat maliki olduğunu, sözleşme imzalandıktan sonra müvekkili, inşaat alanı artışına yapılabilecek tüm işleri yaptığını, toplam 44 bağımsız bölümünden 43 bağımsız bölüm ile sözleşme yapıldığını, bir dairenin kısmi olarak imzalandığını, imza atan malikin annesinin yoğun bakımda olduğundan sözleşmeyi imzalayamadığını, bir daire maliki ile yurt dışında olduğu için sözleşme yapılamadığını, 28.12.2021 tarihinde Belediye tarafından imar planında değişiklik yapıldığını, kat ve yapı inşaat alanı yani emsal artışı nedeni ile bedel ve sürenin yeniden belirlenmesinin gündeme geldiğini, kat maliklerinden doğan gecikmeler, imza eksikleri nedeni ile sözleşmenin 16.maddesine göre müvekkilin bedel ve süre artışı isteme hakkı oluştuğunu, süreçte tarihi ekonomik gelişmeler TL aşırı değer kaybı nedenleri ile TBK.138 gereği aşırı ifa güçlüğü nedeni ile de sözleşmenin uyarlanmasını isteme hakkı oluştuğunu ve Karşıyaka … Asliye Hukuk Mahkemesi …/… sayılı uyarlama davası açıldığını, kat maliklerinin davalı ikinci yüklenici ile sözleşme yaptıklarını, müvekkili ile kat malikleri arasındaki geçerli bir sözleşme söz konusu iken davalı ile yapılan ikinci bir sözleşmenin geçersiz olduğunu belirterek davalı yüklenici tarafından İzmir … … … Ada, … parselde başlanan inşaat işlerinin durdurulması, tapu kaydına davalı şerhi işlenmesi, davalılar arasında imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesi ve fiilin geçersiz ve haksız olduğunun tespiti ve haksız rekabetin önlenmesini talep ve dava etmiştir
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalılara dava dilekçesi tebliğe çıkartılmamıştır.
DAVA:
Dava, davalılar arasında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geçersiz olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Bir sübjektif hak kendisinden davalı olarak istenebilecek olan kişi, o hakka uymakla yükümlü (borçlu) olan kişidir (davalı sıfatı, pasif husumet ehliyeti). Örneğin, bir alacak davasında davalı olma sıfatı o alacağın borçlusuna aittir. Alacak davası, o alacağın borçlusundan başka bir (üçüncü) kişiye karşı açılırsa, davalının davalı (borçlu) sıfatına sahip olmadığından (sıfat yokluğundan, husumetten) dolayı reddedilir.
Yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacağı üzere, bir sübjektif hakkın sahibinin ve o hakka uymakla yükümlü olan kişinin kimler olduğu (yani bir davada, davacı ve davalı sıfatının kimlere ait olduğu) tamamen maddî hukuka göre belirlenir. Bu nedenle, bir kişinin belli bir davada gerçekten davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı hususu, usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu (sübjektif) hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunudur.
Sıfatın usul hukuku bakımından önemi (usul hukukunu ilgilendiren yönü) şudur: Bir davanın tarafları (veya taraflardan biri) o davada gerçekten (davacı veya davalı olarak) taraf sıfatına sahip değilse, mahkeme, dava konusu hakkın esası (mevcut olup olmadığı) hakkında inceleme yapıp karar veremez. Mahkeme, davanın sıfat (husumet) yokluğundan reddine karar verir. Bu karar, davanın mesmu olmadığına (dinlenemeyeceğine) ilişkin bir karar olmayıp, gene davanın esasına ilişkin bir karardır (taraf olarak gösterilenlerden birinin taraf sıfatının bulunmadığını tespit eden bir karardır).
Taraf sıfatı, diğer bütün maddi hukuk sorunlarında olduğu gibi, dava şartı değildir. Taraf sıfatının (davacı bakımından, aktif husumet ehliyetinin; davalı bakımından, pasif husumet ehliyetinin) yokluğu, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için (defi değil) bir itirazdır. Diğer bütün itiraz hallerinde olduğu gibi, sıfat yokluğu da, ancak dava dosyasından anlaşılabildiği ölçüde hâkim tarafından kendiliğinden (re’sen) gözetilir (Kuru/Arslan Yılmaz, s. 234- 237).
Yukarıda yapılan açıklamalar ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde; davacının, davalı kat malikleri ile kendisi arasında 2021 yılında kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiği, bu sözleşme uyarınca davalılara ait taşınmazda yeniden bina inşa edileceği, kendisinin de dava konusu taşınmazda kat maliki olduğu, sözleşme imzalamayan malikler yönünden ise 6306 sayılı yasa kapsamında satış işlemlerinin yapılması için gerekli başvuruların yapıldığı, ayrıca imar planında değişiklik yapılması amacıyla yasal müracaatların yapıldığı, kat maliklerinden doğan gecikmeler ve ekonomik gelişmeler sebebiyle kendisinin bedel ve süre artışı istemi ile sözleşmenin uyarlanması amacıyla dava açtığı, davalı kat maliklerinin 2022 yılında kat karşılığı inşaat sözleşmesinden döndüklerine dair ihtar gönderdiği, söz konusu dönme sebeplerinin haksız olduğu, mahkemece feshedilmediği müddetçe sözleşmenin geçerli olduğu, davalı kat maliklerinin davalı … İnşaat A.Ş ile yeni bir kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmasına ilişkin kat malikleri kurulu kararı aldığı, bu karara karşı da kendisinin dava yoluna başvurduğu, davalı kat maliklerinin yapılan ilk sözleşme geçerli olduğu halde davalı … İnşaat A.Ş ile 2022 yılı Temmuz ayında yeni bir sözleşme yaptığı iddiası ile davalı kat malikleri ile davalı yüklenici arasında 2022 yılında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin haksız ve geçersiz olduğunun tespiti ile davalı yüklenicinin eyleminin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ve önlenmesini talep ettiği, mahkememizce davalı yüklenici … İnşaat A.Ş’ye yönelik haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi talebi yönünden dosyanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedildiği, iş bu davada davacının davalı kat malikleri ile davalı yüklenici arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geçersiz olduğunun tespiti talebi ile sınırlı olarak inceleme yapıldığı, bu kapsamda yapılan incelemede her ne kadar davacı şirket dava konusu taşınmazda kat maliki olarak paydaş ise de davacının iş bu davaya konu istemi yönünden davalı yüklenici ile davalı kat malikleri arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı olmadığı, bir kimsenin tarafı olmadığı sözleşmenin geçersiz olduğunun tespitini talep edemeyeceği, nitekim davacının kat maliki sıfatı ile söz konusu sözleşmenin dayanağını teşkil eden kat malikleri kurulu kararına karşı dava yoluna başvurduğu, davacı ile davalı kat malikleri arasındaki sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda davalı kat maliklerinin sözleşmeye aykırı hareketlerinin yaptırımının TBK’da borçlunun temerrüdü hükümleri kapsamında düzenlendiği, davacının ancak bu hükümlere istinaden kat maliklerine karşı yasa yoluna başvurabileceği, kat malikleri ile bir başka sözleşme imzalayan davalı yüklenici ile kat maliklerine imzalanan yeni sözleşme nedeniyle husumet yöneltemeyeceği, bu halde iş bu davada davacının sıfat yokluğunun hâkim tarafından kendiliğinden (re’sen) dikkate alınması gerektiği, bir kısım davalıların yurtdışında yaşadığı ve tebligat adreslerinin yurtdışında bulunduğu dikkate alındığında davalılara dava dilekçesinin tebliğinin beklenmesinin usul ekonomisine uygun olmayacağı mahkememizce değerlendirilmekle davanın aktif husumet yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 170,78 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 90,08 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Mahkememizce bu yargılama nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 14/09/2022

Katip …
E İMZA

Hakim …
E İMZA