Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/64 E. 2022/630 K. 19.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/64
KARAR NO : 2022/630

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/02/2022
KARAR TARİHİ : 19/07/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından lehtarı dava dışı … olarak keşide edilen 10/09/2016 tarihli senedin davalı tarafından İzmir … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasında takibe konu edildiği, davacı ile davalı arasında … plakalı aracın 20.000,00 TL’ye davacıya satılması konusunda tarafların anlaştığını, bu kapsamda aracın davacıya teslim edildiği, ancak daha sonra davacının bu aracı davalıya iade ettiği, tarafların 30/04/2016 tarihli tutanak ile satım bedeli olarak davacı tarafından davalıya ödenen 20.000,00 TL’nin söz konusu icra dosyası borcundan mahsup edileceği hususunda anlaştığı, bu kapsamda davalının 30/10/2016 tarihli tutanak başlıklı belgeyi imzalayarak davacıya verdiği, ancak bu hususta icra dosyasına bildirimde bulunmadığını belirterek söz konusu 20.000,00 TL lik kısmi ödeme nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edildiği, davalının davaya cevap vermediği ve duruşmalara katılmadığı, ancak 16/06/2022 tarihli beyan dilekçesinde davacının aracı iade ettiği, davacının araç için ödediği 20.000,00 TL’nin icra dosyası borcundan düşüldüğü, kendisine tebliğ edilen ve dava dilekçesi ekinde davacı tarafından sunulan 30/10/2016 tarihli tutanak altındaki imzanın kendisine ait olduğu ve davacının mükerrer tahsil iddiasını kabul etmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, kambiyo senedine dayalı takipte haricen yapılan kısmi ödeme nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.
DELİLLER:
-İzmir … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosya sureti,
-İzmir … Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… esas sayılı dosya sureti,
-İzmir … Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… esas sayılı dosya sureti,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Bir sübjektif hak kendisinden davalı olarak istenebilecek olan kişi, o hakka uymakla yükümlü (borçlu) olan kişidir (davalı sıfatı, pasif husumet ehliyeti). Örneğin, bir alacak davasında davalı olma sıfatı o alacağın borçlusuna aittir. Alacak davası, o alacağın borçlusundan başka bir (üçüncü) kişiye karşı açılırsa, davalının davalı (borçlu) sıfatına sahip olmadığından (sıfat yokluğundan, husumetten) dolayı reddedilir.
Yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacağı üzere, bir sübjektif hakkın sahibinin ve o hakka uymakla yükümlü olan kişinin kimler olduğu (yani bir davada, davacı ve davalı sıfatının kimlere ait olduğu) tamamen maddî hukuka göre belirlenir. Bu nedenle, bir kişinin belli bir davada gerçekten davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı hususu, usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu (sübjektif) hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunudur.
Sıfatın usul hukuku bakımından önemi (usul hukukunu ilgilendiren yönü) şudur: Bir davanın tarafları (veya taraflardan biri) o davada gerçekten (davacı veya davalı olarak) taraf sıfatına sahip değilse, mahkeme, dava konusu hakkın esası (mevcut olup olmadığı) hakkında inceleme yapıp karar veremez. Mahkeme, davanın sıfat (husumet) yokluğundan reddine karar verir. Bu karar, davanın mesmu olmadığına (dinlenemeyeceğine) ilişkin bir karar olmayıp, gene davanın esasına ilişkin bir karardır (taraf olarak gösterilenlerden birinin taraf sıfatının bulunmadığını tespit eden bir karardır).
Taraf sıfatı, diğer bütün maddi hukuk sorunlarında olduğu gibi, dava şartı değildir. Taraf sıfatının (davacı bakımından, aktif husumet ehliyetinin; davalı bakımından, pasif husumet ehliyetinin) yokluğu, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için (defi değil) bir itirazdır. Diğer bütün itiraz hallerinde olduğu gibi, sıfat yokluğu da, ancak dava dosyasından anlaşılabildiği ölçüde hâkim tarafından kendiliğinden (re’sen) gözetilir (Kuru/Arslan Yılmaz, s. 234- 237).
Yukarıda yapılan açıklamalar ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde; davalı …’ın, keşidecisi davacı …, lehtarı dava dışı …, keşide tarihi 20/06/2016, ödeme tarihi 10/09/2016, bedeli 259.000,00 TL olan bononun hamili olarak davacı … ve dava dışı … aleyhinde İzmir … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasında 12/10/2016 tarihinde icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalıya 02/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği, takibin 13/11/2016 tarihinde kesinleştiği, bu kapsamda davacının taşınır, taşınmaz, diğer hak ve alacaklarına haciz uygulandığı, takip borçlusu olan davacının iş bu dava ile takip alacaklısı olan … dan başka bir ilişki kapsamında araç satın aldığı, aldığı bu aracı adı geçene iade ettiği, adı geçenin araç satım bedeli olarak tahsil ettiği 20.000,00 TL’yi icra dosyası borcundan mahsup edeceğini beyan ettiği buna ilişkin 30/10/2016 tarihli tutanağı düzenlediği ancak icra dosyasına kısmi ödeme bildiriminde bulunmadığı iddiası ile iş bu menfi tespit davasını ikame ettiği anlaşılmıştır.
Davacı, davalı …’ın takip alacaklısı olduğunu ve adı geçene kısmi ödeme nedeniyle takip kapsamında borçlu olmadığını ileri sürmüş ise de, davalı …’ın dava konusu edilen takip kapsamında alacağını dava dışı …’a 16/04/2021 tarihinde temlik ettiği, temliğin temlik alan dava dışı … tarafından icra müdürlüğüne 21/04/2021 tarihli dilekçe ile bildirildiği, güncel durumda takip alacaklısının dava dışı … olduğu, dava dışı … tarafından İzmir … Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… esas sayılı dava dosyası ile … ve dava dışı … hasım gösterilerek tasarrufun iptali istemi ile 10/05/2021 tarihinde dava açıldığı, söz konusu davanın dayanağını İzmir … İcra Müdürlüğünün …/… ve …/… sayılı dosyalarına konu alacağın oluşturduğu, söz konusu davada dava dilekçesinin iş bu davanın davacısı …’a 24/05/2021 tarihinde tebliğ edildiği, yapılan yargılama neticesinde anılan mahkemece davanın İzmir …. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, davacı … mahkememizde açılan iş bu davada açıkça takip nedeniyle kısmen borçlu olmadığının tespitini talep ettiğine göre husumeti takip alacaklısı olan dava dışı …’a yöneltmesi gerektiği, davacı …, İzmir …. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyası ile dava dışı …’ın takip konusu alacağı devraldığından iş bu davadan 9 ay önce (24/05/2021 tarihinde) haberdar olduğuna göre davacının 6100 sayılı HMK’nun 124 ve 125.maddeleri kapsamında husumet düzeltme talebinde bulunamayacağı, dosya kapsamı ve dava tarihi itibariyle davalı …’ın dava konusu uyuşmazlıkta pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı, sıfat yokluğunun hâkim tarafından kendiliğinden (re’sen) dikkate alınması gerektiği anlaşılmakla davanın pasif husumet yokluğundan reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 341,55 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 260,85 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Mahkememizce bu yargılama nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/07/2022

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E İMZA