Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/637 E. 2023/468 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/637 Esas
KARAR NO : 2023/468
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 18/08/2022
KARAR TARİHİ : 14/06/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;28/04/2022 günü müvekkilinin maliki olduğu … plakalı araç ile davalı sigorta şirketinde sigortalı … plakalı aracın karıştığı kaza nedeniyle müvekkilinin aracında hasar oluştuğunu, davalı sigorta tarafından 12.405,97 TL ödeme yapıldığını ancak yapılan ödemenin meydana gelen hasarı karşılamadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100,00 TL hasar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kusurun tespiti sonrasında rücu hakları saklı kalmak kaydı ile taraflarınca ödeme yapıldığını, sorumluluklarının sigortalısının kusuru oranında ve teminat limitleri ile sınırlı olduğu, yedek parça ve işçilik bedellerine iskonto uygulanması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri kapsamında açılan motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi tazminat ( bakiye hasar bedeli ) isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-Kaza fotoğrafları, kaza tutanağı,
-Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinin 07/09/2022 tarihli yazısı ve eki,
-Türkiye Noterler Birliğinin 07/09/2022 tarihli yazısı ve eki,
-… 25/10/2022, 05/01/2023 tarihli yazısı,
-… Sigorta A.Ş nin 30/11/2022 tarihli yazısı ve eki,
-… Sigorta A.Ş nin 16/12/2022 tarihli yazısı ve eki,
-Bilirkişiler … ve …’in 23/03/2023 tarihli raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
28/04/2022 tarihinde … ve … plakalı araçların karıştığı çift taraflı, maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, trafik kazasına ilişkin olarak maddi hasarlı trafik kaza tespit tutanağı düzenlendiği, hasar bedeline ilişkin kısmi ödeme yapıldığı, davacının işbu dava ile … plakalı araca ilişkin olarak bakiye hasar bedeli talebinde bulunduğu ve zararın … plakalı aracın zmms sigortacısı olan davalıdan tazminini istediği, davalı sigortanın ise davacının zararının karşılandığı, mahkemece yapılan ödeme gözetilerek davanın reddi gerektiği, yedek parçaya ilişkin iskonto uygulanması gerektiği, davacının kdv talep edemeyeceği, sorumluluklarının poliçe teminat limiti ve gerçek zararla sınırlı olduğunu savunduğu, taraflar arasında davacının zararının karşılanıp karşılanmadığı, yapılan ödemenin eksik olup olmadığı ve bakiye zararının bulunup bulunmadığı hususlarında ihtilaf bulunduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında doğrudan sözleşme ilişkisi bulunmamasına ve sorumluluk sigortaları TTK’da düzenlendiğine göre mutlak ticari dava niteliğindeki somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olduğu tespit edilmiştir.
Davacı aracı üzerinde dava dışı … Bankası A.Ş’nin rehni bulunduğu, mahkememizce bu husus dikkate alınarak adı geçen bankaya davaya muvafakatının olup olmadığının sorulduğu, adı geçen banka tarafından 25/10/2022 tarihli yazı ile davacının kredi borcunun bulunduğu, kredi borcunun ödenmesi halinde davaya muvafakat edileceğinin bildirildiği, davacının yargılama aşamasında kredi borcunu ödediği, rehnin devam etmediğini beyan ettiği dikkate alınarak mahkememizce bankaya yeniden müzekkere yazıldığı, adı geçen bankanın 05/01/2023 tarihli cevabı yazısında araç üzerindeki rehnin kaldırıldığının bildirildiği bu nedenle davacının aktif husumeti yönünden engel bulunmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacıya ait aracın trafik tescil kayıtları ile geçmiş hasar kayıtları ve dava konusu olaya ilişkin hasar dosyasının dosyaya kazandırıldığı ve dosyanın kusur ve hesap yönünden bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi heyetinden alınan 23/03/2023 tarihli raporda trafik bilirkişi tespitlerine göre, davalı sigorta poliçeli araç sürücüsü …’nın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile 3. Sanayi sitesi 408 Sokağı takriben seyir halinde No:16 önüne geldiğinde aracının hakimiyetini kaybedip istikametinin soluna doğru savrularak aracının sol ön ve yan kısımlarını, solu işyeri önünde park halindeki davacı şirkete ait … plaka sayılı aracın sol ön köşe kısımlarına çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, davalı sigorta sürücüsü …’ın idaresindeki … plaka sayılı aracı ile gündüz vakti meskun mahal görüşün açık, trafiğin sakin gidiş geliş işlediği sanayi sitesi içi yola gereken dikkat ve özeni göstermediği, aracının hızını yolun icap (aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun) ve şartlarına göre uyarlamayıp istikametini etkin kontrollü altında bulundurmadığı, her an durabilecek tarzda seyrine itina göstermediği, güzergahında dökülen yağı görmeyip geçerek hakimiyetini kaybettiği, sonrasında da aracını yol bölümünde hızında dolayı tutamayıp savrularak park halindeki davacı aracına çarpıp hasarlaması olayında, dikkatsiz ve tedbirsiz araç kullandığından dolayı 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/b maddesini ihlal ettiğinden dolayı kazanın oluşumuna tamamen hatası ile etken olduğu, davacı şirkete ait … plaka sayılı aracın işyeri önünde park halinde olup kazanın oluşumuna etken faktörü olmadığı, makine mühendisi bilirkişinin tespitlerine göre; dava konusu olan … plaka sayılı aracın ön tampon sol uç kısımlarından hasarlandığı, sol farın değiştirilmesi gerektiği, onarım yapılamayacak durumda olan ön tamponun değiştirilerek, boyası atmış olan sol ön çamurluğun ön tampon ile birlikte boyanmasıyla hasar onarımının tamamlanabileceği, belirtilen yedek parçaların kaza ile ilintili ve uygun olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından atanan eksper raporunda araçta değişmesi gereken sol farın orijinal, diğerlerini de eşdeğer parça olarak kabul edildiği, yedek parçalara iskonto uygulandığı, davacı tarafından atanan eksperin ise rapor tarihine göre yedek parça fiyatlarını yazdığı, ancak kaza tarihine göre yedek parça fiyatının belirlenmesi gerektiği, araçta ön tampon, sol far, far ayar kiti,park sensörü ve mesnedinin değişeceği, sol gündüz farı ve sol sis farının değişmesine gerek bulunmadığı, buna göre davacının maliki olduğu … plaka sayılı araçta değişecek yedek parçalar orijinal olarak değerlendirildiği ve bedelinin 21.988,74 TL ve işçilik toplamının 2.150,00 TL olmak üzere toplam hasar bedelinin KDV hariç 24.138,75 TL, KDV dahil 28.483,73 TL olduğu, kaza tarihi baz alındığında aracın 2.el piyasa rayiç değerinin 500.000,00 TL civarında olduğundan araç onarımının ekonomik olduğu, davalı sigorta tarafından yapılan 12.405,97 TL hasar ödemesi dikkate alındığında davalının KDV hariç 11.732.78 TL veya KDV dahil 16.077.78 TL daha ilave hasar ödemesi yapması gerektiği yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
Dava konusu kazada davacı aracının ön kısımlarından hasar gördüğü, uyuşmazlığın davacıya yapılan ödemenin yeterli olup olmadığı, davalı sigortanın yedek parçaya ilişkin iskonto uygulayıp uygulamayacağı ve davacıya kdv ödemesi yapmak zorunda olup olmadığı hususlarında olduğu, yerleşik Yargıtay uygulamasına göre gerçek zararın ancak aracın onarımında tamamen orijinal parçalar kullanılmak suretiyle sağlanacağı, orijinal parçalara göre hasar bedelinin belirlenmesi gerektiği, onarım bedeli araç rayicinin %50’sini aşmadığı müddetçe aracın tamirinin ekonomik olduğu, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin bulunmamasına göre işleten ve haksız fiil faili sürücünün sorumluluğunu üstlenen zmms sigortacısının yedek parçaya ilişkin iskonto uygulama hakkına sahip olmadığı, davacının gerçek zararını gidermesi gerektiği ve ayrıca aracın onarımı yapılsın veya yapılmasın zarar görenin hasar bedelini kdv’si ile birlikte ödemek zorunda olduğu, bu nedenle davacının hasar bedelini serbest piyasa rayiçleri üzerinden orijinal yedek parça, işçilik bedeli ve kdv toplamı ile birlikte talep edilebileceği, ancak bu şekilde gerçek zararın karşılanabileceği, bu nedenle davalı sigortanın daha az hasar bedeli ödenmesi gerektiği konusundaki savunmasının yerleşik Yargıtay uygulaması, meydana gelen hasar, dava konusu aracın niteliği ve özellikleri itibariyle yerinde olmadığı, taraflarca düzenlenen kaza tespit tutanağına göre olay tarihinde davalı sigorta sürücüsünün yolda seyir halinde bulunduğu sırada direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde yol kenarında park halinde bulunan davacı aracına çarptığı, çarpmanın etkisi ile davacı aracının ön kısımlarından hasar aldığı, davalı sürücüsünün yola gereken dikkat ve özeni göstermediği, hızını yol durumuna göre ayarlamadığı, kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu, davacı sürücüsünün ise kurallara uygun şekilde hareket ettiği ve aracının park halinde olduğu, aracın park halinde bulunduğu sırada meydana gelen kazada alabileceği herhangi bir tedbir bulunmadığı ve kusursuz olduğu, mahkememizce dava konusu olayda bilirkişinin kusur değerlendirmesinin hakkaniyete uygun görüldüğü, davacının davalı sigorta sürücüsünün kusuru oranında uğradığı zararı talep edebileceği, bilirkişi tarafından davacının zararı kdv, işçilik ve yedek parça dahil olmak üzere iskontosuz olarak toplam 28.483,73 TL olarak hesaplandığına göre davacının %100 kusura karşılık olarak bu tutarın tamamını davalıdan talep edebileceği, davalı sigortanın davacıya dava öncesinde 12.405,97 TL ödeme yaptığı ve bu ödemelerin belirlenen toplam zarardan mahsul edilmesi gerektiği, buna göre bilirkişi tarafından belirlenen 28.483,73 TL hasar bedelinden davalı sigorta tarafından dava öncesinde yapılan 12.405,97 TL hasar ödemesi mahsup edildikten sonra davacının bakiye hasar bedeline ilişkin 16.077,78 TL zararı bulunduğu ve bunu talep edebileceği, davacı tarafından alınan ekspertiz raporu ile davalı sigortanın yaptırdığı ekspertiz raporu arasındaki farkın onarımı ve değişimi gereken yedek parçalar ile yedek parçalara iskonto uygulanması ve işçilik bedeli farkından kaynaklandığı, dava konusu araçta meydana gelen hasarın niteliği ve boyutu ile yukarıdaki ilkeler dikkate alındığında mahkememizce kaza tarihi itibariyle bilirkişi raporunda iskontosuz ve kdv’li hesaplamanın hakkaniyete uygun olduğu, davacı aracının sol sis farı ve sol gündüz farının zarar görmediği, davacının bu parçalara ilişkin talepte bulunamayacağı, ayrıca yedek parça ve işçilik bedelinin kaza tarihine göre belirlenmesi gerektiği, davalı sigortanın bilirkişi raporuna ilişkin itirazlarının açıklanan nedenlerle yerinde olmadığı, kaza tarihi olan 28/04/2022 tarihi itibariyle davalı sigortanın maddi hasarlı kazalarda araç başına 50.000,00 TL ile sınırlı sorumlu olduğu, … plakalı aracın 04/07/2021-04/07/2022 tarihleri arasında ve kaza tarihi itibariyle zmss sigortacısı olan davalı sigorta şirketinin poliçe teminat limitleri kapsamında kalan davacının hasar zararından sorumlu olduğu, davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edildiği, davacı vekilinin dava değerini 03/04/2023 tarihinde değer artırım dilekçesi ile arttırdığı, davalı sigortanın 05/07/2022 tarihinde kısmi ödeme yaptığı, bu ödeme tarihi itibariyle davalı sigortanın temerrüde düştüğü, davacının bu tarih itibariyle faiz talep edebileceği, dava konusu aracın niteliğine ve davacının sıfatına göre talep edilebilecek faiz türünün avans faiz olduğu, mahkememizce alınan bilirkişi raporunun, davacı ve davalı sigorta tarafından yapılan ekspertiz, davacı tarafından sunulan kaza ve hasara ilişkin fotoğraf ve kayıtlar ile diğer dosya kapsamını irdelediği, usul ve yasaya uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacı vekili davacının zorunlu arabuluculuk görüşmelerinde kendisini vekille temsil ettirdiğini bu nedenle arabuluculuk aşaması için vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiş ise de, 03/09/2022 tarihinden itibaren yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 16. Maddesi ile 29/05/1957 tarihli 1957/4-6 sayılı İçtihadi Birleştirme Kararının birlikte değerlendirilmesi zorunludur. Hüküm tarihinde yürürlükte olan 2022 yılı AAÜT 16. Maddesinde; “…- (1) 1136 sayılı Kanunun 35/A maddesinde uzlaşmasağlama, arabuluculuk, uzlaştırma ve her türlü sulh anlaşmalarından doğacakavukatlık ücreti uyuşmazlıklarında bu Tarifede yer alan hükümler uyarıncahesaplanacak miktarlar, akdi avukatlık ücretinin asgari değerlerinioluşturur.
(2) Ancak, arabuluculuğun dava şartı olması halinde, arabuluculuk aşamasında avukat aracılığı ile takip edilen işlerdeaşağıdaki hükümler uygulanır:
a) Konusu para olan veya para iledeğerlendirilebilen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculukanlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin üçüncü kısmına görehesaplanan ücretin dörtte bir fazlası olarak belirlenir. Şu kadar kimiktarı 15.000,00 TL’ye kadar olan arabuluculuk faaliyetlerinde avukatlıkücreti, bu maddenin (c) bendinde yer alan maktu ücretin dörtte bir fazlası olarak belirlenir. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.
b) Konusu para olmayan veya para iledeğerlendirilemeyen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucundaarabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin ikincikısmının ikinci bölümünde davanın görüldüğü mahkemeye göre öngörülen maktuücretin dörtte bir fazlası olarak belirlenir.
c) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ilesonuçlanması halinde, avukat, 2.400,00 TL maktu ücrete hak kazanır. Ancak,bu ücret asıl alacağı geçemez.
ç) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ilesonuçlanması halinde, tarafın aynı vekille dava yoluna gitmesi durumunda müvekkilinavukatına ödeyeceği asgari ücret, (c) bendine göre ödediği maktu ücret mahsup edilerek, bu Tarifeyegöre belirlenir…” düzenlemesi mevcuttur.
Maddenin başlığı Arabuluculuk, uzlaşma ve her türlü sulh anlaşmasında ücret olup, madde de bu faaliyetler sırasında Avukat ile temsil edilme sebebiyle hak kazanılan Avukatlık ücretine ilişkindir. Arabuluculuk sürecinde Avukat ile temsil halinde hüküm tarihine göre 2.400,00 TL ücrete hak kazanıldığı açıktır. Dolayısıyla Avukat ile temsil olunan taraf için bu borç doğmuştur ve yukarıda belirtilen İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu bir yargılama gideridir. Ancak maddenin (ç) bendinde; “…aynı vekille dava yoluna gidilmesi durumunda müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücret, (c) bendine göre ödediği maktu ücret mahsup edilerek, bu tarifeye göre belirlenir…” hükmü nazara alındığında aynı vekille dava açılıp, temsil edilme halinde eldeki davada olduğu gibi davacı taraf lehine hükmolunan vekalet ücreti içerisinde bu miktarında olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde yargılama gideri olarak kabul edilen Avukatlık ücreti (ç) bendi göz ardı edilerek 9.200,00+2.400,00= 11.600,00 TL olacaktır. Halbuki (ç) bendi uyarınca mahsup yapılması zorunlu olduğundan davacı için 9.200,00-2.400,00=6.800,00 TL tarifeye göre dava sırasında temsil, +2.400,00 TL’de arabuluculuk sürecinde aynı vekil ile temsil edildiğinden hak kazanılan yargılama gideri olan avukatlık ücreti 9.200,00 TL’dir. Mahkememizce davacı yararına dava ve duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden vekalet ücreti hüküm altına alınmış olmakla ayrıca arabuluculuk aşaması için 2.400,00 TL vekalet ücreti takdirine gerek olmadığından davacı vekilinin arabuluculuk aşamasına ilişkin olarak vekalet ücreti talebinin reddi ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.(Benzer yöndeki karar için bkz.Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 19/04/2022 tarih ve 2022/3979 esas, 2022/4838 karar sayılı ilamı)
6102 sayılı TTK’nın sigorta sözleşmelerine ilişkin genel hükümlerin düzenlendiği kısmında yer alan 1426/1. maddesinde “sigortacı, sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar tarafından, rizikonun, tazminatın veya bedel ödeme borcunun kapsamının belirlenmesi amacıyla yapılan makul giderleri, bunlar faydasız kalmış olsalar bile, ödemek zorundadır” düzenlemesi yapılmıştır. Davacı tarafından davalı sigortanın yaptırmış olduğu ekspertizin hasar ve bedel yönünden kaza ve serbest piyasa rayiçlerine uygun olup olmadığının değerlendirilmesi bakımından yaptırılan özel eksper incelemesi için ödenen (ve belgesi sunulu ve piyasa rayiçlerine göre makul olan) ekspertiz ücreti anılan kanun hükmü kapsamında değerlendirilmiş ve 6100 sayılı HMK’nun 323.maddesi uyarınca yargılama gideri olarak hüküm altına alınmıştır.
HÜKÜM:
Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜ ile, 16.077,78 TL’nin 05/07/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
2-Alınması gerekli 1.098,27 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 80,70 TL peşin harç ve 275,00 TL ıslah harcı toplamı 355,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 742,57 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 80,70 TL peşin harç, 275,00 TL ıslah harcı, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 635,18 TL ekspertiz ücreti, 113,25 TL müzekkere-tebligat-posta giderinden oluşan toplam 3.184,83 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-4. maddesi uyarınca takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
5-Davacı vekilinin arabuluculuk aşamasına ilişkin vekalet ücreti talebinin REDDİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
7-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 341 vd. Maddeleri uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/06/2023 Katip…
e-imzalı
Hakim…
e-imzalı