Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/575 E. 2023/107 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/575 Esas
KARAR NO : 2023/107

DAVA :Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/07/2022
KARAR TARİHİ : 15/02/2023

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 25/03/2022 tarihinde İzmir ili Bayraklı ilçesinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile maliki davacı … olan …plakalı araçların çarpışması neticesinde çift taraflı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, kaza sonucu davacının maliki olduğu araçta yüksek maddi hasar oluştuğu, kazada asli ve tam kusurlu tarafın … plakalı araç sürücüsü olduğu, …plakalı araçta meydana gelen zararın tazmini maksadıyla davalı … şirketine başvuruda bulunulduğu ve sigorta şirketi nezdinde hem hasara hem de değer kaybına ilişkin dosya açıldığı ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek şimdilik 50,00 TL hasar bedeli ve 50,00 TL değer kaybı olmak üzere toplam 100,00 TL maddi tazminatın davalı araç maliki …’dan kaza tarihinden, davalı ….’den temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle;
kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı olduğu, davalı şirketin bu poliçedeki maddi zararlara ilişkin teminat limitinin ise kaza tarihi itibariyle araç başına 50.000,00 TL olduğu, davanın zamanaşımına uğradığını, zarar meblağının belirlendiği iddia edilmesine rağmen belirsiz alacak davası açıldığı müşahede edildiğinden davanın usulden reddi gerektiği, kabul anlamına gelmemek kaydı ile, araç hasarı ve değer kaybı yönünden bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmiş davalı davaya cevap vermemiş ve duruşmalara katılmamıştır.
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri uyarınca motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi zararın (değer kaybı, hasar bedeli) karayolları motorlu araçlar zorunlu mali mesuliyet sigortacısı ve işleten tarafından tazmini isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-Kaza tutanağı, kaza ve hasar fotoğrafları,
-Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinin bila tarihli yazısı ve eki,
-Türkiye Noterler Birliğinin 03/08/2022 tarihli yazısı ve eki,
-… Sigorta A.Ş nin 28/10/2022 tarihli yazısı ve eki poliçe ve hasar dosyası,
-Bilirkişiler …. ve …….’in 11/01/2023 tarihli bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
25/03/2022 tarihinde … ve … plakalı araçların çift taraflı, maddi hasarlı trafik kazasına karıştıkları, taraflarca trafik kazasına ilişkin olarak maddi hasarlı trafik kaza tespit tutanağı düzenlendiği, davacının işbu dava ile … plakalı aracın kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğu, kendi aracında hasar ve değer kaybı meydana geldiği iddiası ile …plakalı araca ilişkin olarak hasar bedeli ve değer kaybı talebinde bulunduğu ve zararın … plakalı aracın zmss sigortacısı olan davalı … ile aracın işleteni olan davalı …’dan tazminini istediği, davalı sigortanın ise, zamanaşımı definde bulunduğu, sorumluluklarının poliçe teminat limiti ve gerçek zararla sınırlı olduğu, kaza ile hasarın uyumsuz olduğu, sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğu, davacının taleplerinin zmms genel şartlarına göre değerlendirilmesi gerektiğini savunduğu, diğer davalı …’ın ise davaya cevap vermeği, davacının iddialarını inkar etmiş sayıldığı, taraflar arasında davaya konu tazminat alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, davacının aracında hasar ve değer kaybı meydana gelip gelmediği, var ise miktarının ne olduğu, kaza ile hasarın uyumlu olup olmadığı ve davalıların sorumlu olup olmadığı hususlarında ihtilaf bulunduğu anlaşılmıştır.
Davaya konu kazanın davalı … yönünden sorumluluk sigortasından kaynaklandığı, diğer davalı yönünden ise haksız fiilden kaynaklandığı ve davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığının bulunduğu, bu halde tüm davalılar yönünden davanın birlikte yürütülmesi gerektiği ve mahkememizin görevli olduğu değerlendirilmiştir.
Davalı … tarafından zamanaşımı defi ileri sürülmüş ise de, davaya konu kazanın 25/03/2022 tarihinde meydana geldiği, davacının 25/07/2022 tarihinde iş bu davayı ikame ettiği, dava tarihi itibariyle TBK’nun 72 ve KTK’nun 109.maddelerindeki 2 yıllık zamanaşımı süresinin gerçekleşmediği, davalının zamanaşımı definin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacıya ait aracın trafik tescil kayıtları ile geçmiş hasar kayıtları ve dava konusu olaya ilişkin hasar dosyasının dosyaya kazandırıldığı ve dosyanın kusur ve hesap yönünden bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişi heyetinden alınan 11/01/2023 tarihli raporda, trafik bilirkişinin tespitlerine göre, davacı sürücü …’in sevk ve idaresindeki …plaka sayılı aracı ile yokuş yukarı 1639 Sokağı takriben seyir halinde 1639/1 Sokağa dönüş yapıp seyir yaptığı esnada aracının sol yan kısımlarına, karşı yönde aşağı doğru 1639 Sokağa seyir halinde olan davalı … poliçeli araç sürücüsü … idaresindeki … plaka sayılı aracı ile yapmış olduğu fren nedeni ile aracın hakimiyetini kaybedip şerit ihlali yaparak aracının sol ön köşe kısımları ile çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, olay yeri sokağının dik eğimli, iniş çıkışlı olduğu, araçların hasarlarına bakıldığında sürücü beyanlarının kazanın oluşumu ile örtüştüğü, kazanın davacı araç sürücüsünün dönüş yapıp sokağa yerleşip yokuş yukarı seyri sırasında yukarından aşağı inen sigortalı sürücüsünün fren yapıp aracının hakimiyetini kaybederek/kayarak davacı aracına yandan çarpması şeklinde gerçekleştiği, davalı … poliçeli araç sürücüsü …’ın idaresindeki … plaka sayılı aracı ile gündüz vakti meskun mahal trafiğin sakin işlediği dik eğimli iniş çıkış sokağa gereken dikkat ve özeni göstermediği, aracının hızını teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmadığı, güzargahına dönüş yapıp şeridine yerleşen aracı gördüğünde panikleyip etkin fren yaptığı, bu davranışı nedeni ile oluşturduğu tehlikeli ortamda aracının hakimiyetini kaybedip şeridinde tutma becerisini gösteremediği, sonrasında da soluna doğru kayıp şerit ihlali yaparak gelen davacı aracına yandan çarpıp hasarlaması olayında, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 56. ve 52/b maddelerini ihlal ettiği, kazanın meydana gelmesinde tamamen hatası ile etken olduğu, davacı sürücüsünün ise sevk ve idaresindeki …plaka sayılı aracı ile trafiğin sakin işlediği yokuş sokakta kural uygun dönüşünü gerçekleştirip şeridinde seyir yaptığın esnada, yukarında aşağı doğru gelen sigortalı araç sürücüsünün hatası ve kusurundan dolayı aracının hızı mahal şartlarına uyarlamayıp kontrollünü kaybederek yol bölümüne girip aracına yandan çarpıp hasarlaması olayında kural ihlali görülmediği ve kusursuz olduğu, makine mühendisi bilirkişinin tespitlerine göre ise, 25.03.2022 tarihinde olay yerinde taraflar arasında düzenlenen kaza tutanağında sürücü beyanları ile kazaya sebep olduğu iddia edilen … plaka sayılı aracın sol ön çamurluk kısımlarındaki hasarın şekli ile davacının maliki olduğu … plaka sayılı aracın sol ön ve arka kapılardaki hasarlar dikkate alındığında … plaka sayılı aracın 1639 sokaktan aşağıya doğru iniş yaptığı esnada frene basması aracın istikametinde sola doğru kayabileceği (Abs fren sistemi olmaması sebebiyle) neticesinde idaresindeki … plaka sayılı aracın kaymaya başlayarak karşı yönden gelen ve 1639 sokaktan yukarıya doğru gelmekte olan davacıya ait …plaka sayılı aracın sol ön kapı ve sol arka kapı kısımlarına çarpmasının mümkün olabileceği ve her iki araçtaki hasarın meydana gelen kaza ile ilintili ve uyumlu olduğu, davacı tarafından ekspertiz listesi ve onarım faturasının sunulmadığı, dosyada bulunan hasara ilişkin görseller üzerinden inceleme ve değerlendirme yapıldığı, hasar gören parçaların değişimi ve onarımına ilişkin olarak seçenekli hesaplama yapıldığı, aracın değişim yapılmaksızın onarılması halinde hasar bedelinin yedek parça, işçilik, kdv dahil 6.899,46 TL olduğu, sol ön kapının değişim yapılarak diğer parçaların onarılması durumunda ise onarım bedelinin yedek parça, işçilik, kdv dahil 11.728,02 TL olduğu, dava konusu aracın kaza öncesinde başka 2 kazasının bulunduğu, dava konusu araçta meydana gelen hasarın niteliğine göre serbest piyasa rayicinde 6.000,00 TL değer kaybı meydana geleceği yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
Dava konusu kazada davacı aracının sol ön ve arka kapı kısımlarından hasarlandığı, hasar gören parçaların niteliğine ilişkin taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın kaza ile hasarın uyumlu olup olmadığı, davacının hasar ve değer kaybına ilişkin zararının ne kadar olduğu ve davalıların sorumlu olup olmadığı hususlarında olduğu, yerleşik Yargıtay uygulamasına göre gerçek zararın ancak aracın onarımında tamamen orijinal parçalar kullanılmak suretiyle sağlanacağı, orijinal parçalara göre hasar bedelinin belirlenmesi gerektiği, onarım bedeli araç rayicinin % 50’sini aşmadığı müddetçe aracın tamirinin ekonomik olduğu, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin bulunmamasına göre işleten ve haksız fiil faili sürücünün sorumluluğunu üstlenen zmms sigortacısının yedek parçaya ilişkin iskonto uygulama hakkına sahip olmadığı ve ayrıca aracın onarımı yapılsın veya yapılmasın zarar görenin hasar bedelini kdv’si ile birlikte ödemek zorunda olduğu, bu nedenle davacının hasar bedelini serbest piyasa rayiçleri üzerinden orijinal yedek parça, işçilik bedeli ve kdv toplamı ile birlikte talep edilebileceği, ancak bu şekilde gerçek zararın karşılanabileceği, ayrıca davacının değer kaybına ilişkin zararının hesaplanmasında aracın marka, modeli, kullanılmış düzeyi ile meydana gelen hasarın niteliğine ve serbest piyasa rayiçlerine göre aracın kaza öncesi hali ile kaza sonrasındaki onarılmış hali arasındaki farkın esas alınması gerektiği, bu nedenle davalı sigortanın daha az hasar bedeli ve değer kaybı ödemesi gerektiği konusundaki savunmasının meydana gelen hasar, dava konusu aracın niteliği ve özellikleri itibariyle yerinde olmadığı, dava konusu kazanın eğimli sokakta meydana geldiği, davalı … sürücüsünün yokuştan aşağıya iniş yaptığı sırada şerit ihlali yapmak suretiyle yokuş çıkmakta olan davacı aracının sol yan kısmından çarpması sonucunda davacı aracının hasar gördüğü, davacı aracının kendi şeridinde bulunduğu sırada çarpmaya maruz kaldığı, davalı sürücüsünün aracının hızını, yol ve trafik durumuna göre ayarlamadığı, davacı sürücüsünün kazanın önlenmesinde alabileceği herhangi bir tedbir bulunmadığı, kazanın münhasıran davalı … sürücüsünün kusurundan kaynaklandığı, bu sebeple kusur bilirkişi tarafından tespit edildiği üzere davalı … sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu, davacının ise kusursuz olduğu kabulünün dosya kapsamı ve kazanın meydana geliş şekline göre hakkaniyete daha uygun olduğu, davacının davalı … sürücüsünün kusuru oranında uğradığı zararı talep edebileceği, makine mühendisi bilirkişi tarafından davacının hasar bedeline ilişkin zararının hasar gören parçaların değişimi halinde kdv, işçilik ve yedek parça dahil olmak üzere iskontosuz olarak toplam 11.728,02 TL olarak hesaplandığı, davalı … tarafından davacıya dava öncesinde herhangi bir ödeme yapılmadığı, bu nedenle davacının bu miktar üzerinden talepte bulunabileceği, yine davacının değer kaybına ilişkin zararının bilirkişi tarafından serbest piyasa rayiçlerine göre 6.000,00 TL olarak hesaplandığı, böylece davacının hasar bedeli ve değer kaybına ilişkin zararının toplam 17.728,02 TL olduğu, kaza tarihi itibari ile davalı sigortanın poliçe teminat limitinin 50.000,00 TL olduğu, her ne kadar davalı … tarafından 7327 sayılı yasa ile 2918 sayılı KTK’nun 90 ve 93 maddelerinde değişiklik yapıldığı ve hasar bedeli ile değer kaybı hesabına ilişkin hesaplamanın zmms genel şartlarına göre yapılması istenilmiş ise de Anayasa Mahkemesinin 29/12/2022 tarih ve 2021/82 esas sayılı dosya kapsamında 7327 sayılı yasa ile KTK’nun 90.maddesinin 1.fıkrasına eklenen 2.cümlenin iptaline karar verildiği, iptal kararlarının derdest dosyalar yönünden uygulanmasının zorunlu olduğu, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının usuli kazanılmış hakların istisnasını teşkil ettiği, Anayasa Mahkemesince bir kanun hükmünün iptal edildiği bilindiği halde görülmekte olan davaların anayasa aykırılığı saptanan kurallara göre görülüp çözümlenmesinin Anayasanın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği, bu kapsamda iş bu davada Türk Borçlar Kanunun haksız fiile ilişkin hükümleri, KTK hükümleri ile genel şartların bunlara aykırı olmayan hükümleri ile bu doğrultuda yeni genel şartlarla çeliştiği durumda Yargıtayın genel şartlarının yürürlüğe girmesinden önceki yerleşmiş içtihatları doğrultusunda uygulama yapılması gerektiği, bu nedenle davacının genel hükümlere göre uğradığı gerçek zararı talep edebileceği, davalı … tarafından davaya konu hasarın kaza ile uyumsuz olduğu ve teminat kapsamı dışında olduğu savunulmuş ise de, sigorta ilişkisi kurulduktan sonra sigortanın oluşan rizikolardan sorumlu olduğu (6102 sayılı TTK’nın 1409/1. maddesi uyarınca), rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın davalı sigortacı tarafından kanıtlanması gerektiği (6102 sayılı TTK’nın 1409/2. maddesi uyarınca), anılan Kanun hükümleri gereği ispat yükü üzerinde bulunan davalı sigortacının ispata yarar delil getiremediği, davalı sigortacının oluşun farklı olduğu ve teminat dışında kalan hallerden olduğunu soyut iddialarla değil, somut delillerle kanıtlaması gerektiği, davalının bu hususta herhangi bir somut delil sunamadığı, nitekim bilirkişi heyetinin müşterek görüşüne göre meydana gelen kaza ile hasarın uyumlu olduğu, bu nedenle … plakalı aracın 12/11/2021-12/11/2022 tarihleri arasında ve kaza tarihi itibariyle zmss sigortacısı olan davalı … şirketinin poliçe teminat limitleri kapsamında kalan davacının hasar ve değer kaybı zararından sorumlu olduğu, ayrıca davalı …’nın da söz konusu aracın işleteni olduğu, meydana gelen zarardan diğer davalı … ile müşterek ve müteselsil sorumlu olduğu, davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edildiği, davacı vekilinin dava değerini 25/01/2023 tarihinde değer artırım dilekçesi ile arttırdığı, davalı işleten Suna’nın haksız fiil hükümleri uyarınca kaza tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, diğer davalı sigortanın ise hasar başvurusunu reddettiği 21/06/2022 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, davacının bu tarihler itibariyle faiz talep edebileceği, dava konusu aracın niteliğine ve davacının sıfatına göre talep edilebilecek faiz türünün yasal faiz olduğu, mahkememizce alınan bilirkişi heyeti raporunun yukarıda yapılan açıklamalar kapsamında, davacı tarafından sunulan kaza ve hasara ilişkin fotoğraf ve kayıtlar ile diğer dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacı vekili davacının zorunlu arabuluculuk görüşmelerinde kendisini vekille temsil ettirdiğini bu nedenle arabuluculuk aşaması için vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiş ise de, 03/09/2022 tarihinden itibaren yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 16. Maddesi ile 29/05/1957 tarihli 1957/4-6 sayılı İçtihadi Birleştirme Kararının birlikte değerlendirilmesi zorunludur. Hüküm tarihinde yürürlükte olan 2022 yılı AAÜT 16. Maddesinde; “…- (1) 1136 sayılı Kanunun 35/A maddesinde uzlaşmasağlama, arabuluculuk, uzlaştırma ve her türlü sulh anlaşmalarından doğacakavukatlık ücreti uyuşmazlıklarında bu Tarifede yer alan hükümler uyarıncahesaplanacak miktarlar, akdi avukatlık ücretinin asgari değerlerinioluşturur.
(2) Ancak, arabuluculuğun dava şartı olması halinde, arabuluculuk aşamasında avukat aracılığı ile takip edilen işlerdeaşağıdaki hükümler uygulanır:
a) Konusu para olan veya para iledeğerlendirilebilen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculukanlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin üçüncü kısmına görehesaplanan ücretin dörtte bir fazlası olarak belirlenir. Şu kadar kimiktarı 15.000,00 TL’ye kadar olan arabuluculuk faaliyetlerinde avukatlıkücreti, bu maddenin (c) bendinde yer alan maktu ücretin dörtte bir fazlası olarak belirlenir. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.
b) Konusu para olmayan veya para iledeğerlendirilemeyen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucundaarabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin ikincikısmının ikinci bölümünde davanın görüldüğü mahkemeye göre öngörülen maktuücretin dörtte bir fazlası olarak belirlenir.
c) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ilesonuçlanması halinde, avukat, 2.400,00 TL maktu ücrete hak kazanır. Ancak,bu ücret asıl alacağı geçemez.
ç) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ilesonuçlanması halinde, tarafın aynı vekille dava yoluna gitmesi durumunda müvekkilinavukatına ödeyeceği asgari ücret, (c) bendine göre ödediği maktu ücret mahsup edilerek, bu Tarifeyegöre belirlenir…” düzenlemesi mevcuttur.
Maddenin başlığı Arabuluculuk, uzlaşma ve her türlü sulh anlaşmasında ücret olup, madde de bu faaliyetler sırasında Avukat ile temsil edilme sebebiyle hak kazanılan Avukatlık ücretine ilişkindir. Arabuluculuk sürecinde Avukat ile temsil halinde hüküm tarihine göre 2.400,00 TL ücrete hak kazanıldığı açıktır. Dolayısıyla Avukat ile temsil olunan taraf için bu borç doğmuştur ve yukarıda belirtilen İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu bir yargılama gideridir. Ancak maddenin (ç) bendinde; “…aynı vekille dava yoluna gidilmesi durumunda müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücret, (c) bendine göre ödediği maktu ücret mahsup edilerek, bu tarifeye göre belirlenir…” hükmü nazara alındığında aynı vekille dava açılıp, temsil edilme halinde eldeki davada olduğu gibi davacı taraf lehine hükmolunan vekalet ücreti içerisinde bu miktarında olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde yargılama gideri olarak kabul edilen Avukatlık ücreti (ç) bendi göz ardı edilerek 9.200,00+2.400,00= 11.600,00 TL olacaktır. Halbuki (ç) bendi uyarınca mahsup yapılması zorunlu olduğundan davacı için 9.200,00-2.400,00=6.800,00 TL tarifeye göre dava sırasında temsil, +2.400,00 TL’de arabuluculuk sürecinde aynı vekil ile temsil edildiğinden hak kazanılan yargılama gideri olan avukatlık ücreti 9.200,00 TL’dir. Mahkememizce davacı yararına dava ve duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden vekalet ücreti hüküm altına alınmış olmakla ayrıca arabuluculuk aşaması için 2.400,00 TL vekalet ücreti takdirine gerek olmadığından davacı vekilinin arabuluculuk aşamasına ilişkin olarak vekalet ücreti talebinin reddi ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.(Benzer yöndeki karar için bkz.İstanbul BAM 30 H.D’nin 2020/2455 esas, 2021/958 karar sayılı ilamı)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜ ile, 17.728,02 TL’nin davalı … yönünden trafik kaza tarihi olan 25/03/2022, davalı … yönünden ise 21/06/2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
2-Alınması gerekli 1.211,00 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 80,70 TL peşin harç ve 301,05 TL ıslah harcı toplamı 381,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 829,25 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 80,70 TL peşin harç, 301,05 TL ıslah harcı, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 302,75 TL müzekkere-tebligat-posta giderinden oluşan toplam 2.265,20 TL yargılama giderinin davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-4. maddesi uyarınca takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
5-Davacı vekilinin arabuluculuk aşamasına ilişkin vekalet ücreti talebinin REDDİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
7-Davalı … yönünden davanın dava şartı zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığı anlaşılmakla, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun 2022/3287 sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13. maddesi uyarınca davalı …Ş’den tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 341 vd. Maddeleri uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı, 15/02/2023

Katip….
E-imzalıdır

Hakim ….
E-imzalıdır