Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/488 E. 2023/465 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/488 Esas
KARAR NO : 2023/465
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 15/02/2016
KARAR TARİHİ : 13/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesini özetle ; Müvekkillerinin müşterek çocukları …’in 16/02/2014 tarihinde trafik kazasında hayatını kaybettiğini, davalı …’ın kullandığı ve davalı … Genel Müdürlüğü’ne kayıtlı bulunan … plakalı aracın ZMSS bir diğer davalı … AŞ tarafından … poliçe numarasıyla yapıldığını, alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Kaza ile alakalı İzmir …ASCM’nin … E sayılı dosyası ile ceza davası açıldığını, … Karar sayılı ceza davası ile sonuçlandığını, ceza dosyasında her ne kadar …’ın beraat ettiğini. ancak kusur oranının sağlıklı bir şekilde tespit edilmediğini, sonradan olay yerinde bulunan tanık beyanlarından kaza nedeniyle müteveffa Murat’ın kusur oranının olmadığını, bununla birlikte ceza davalarında belirlenen kusur oranlarının hukuk mahkemeleri açısından bağlayıcı olmadığını, müteveffa Murat trafik kazası nedeniyle vefat ettiğinde devlet hastahanesinde sigortalı olarak hasta bakıcılık yaptığını ve ek iş olarak da sürekli haricen buna benzer işlerde çalıştığını, aylık gelirinin ek işlerle birlikte 2.500,00 TL’nin altına düşmediğini, 12.11.2012 tarihinde İzmir … Aile Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile eşine karşı boşanma davası açtığını ve … Karar sayılı dosyası ile eşinden boşandığını, müşterek çocuklarının velayeti müteveffaya verildiğini, çocukları ile anne ve babasının geçimi için tüm desteği müteveffanın verdiğini, tüm bu olaylar nedeniyle müvekkillerinin bu destekten mahrum kaldıklarından davalıların müştereken ve müteselsilen 5.000,00 TL destekten yoksunluk tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı – karşı davacı … Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacılar tarafından açılan maddi tazminat talebi destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin olup davacıların yoksun kaldıklarını iddia ettikleri zararın taraflarından bilinmemesinden dolayı davanın şartları oluşmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, … Genel Müdürlüğüne ait aracın periyodik olarak bakımlarının yapıldığını, sürücünün sürekli ve düzenli olarak sağlık kontrollerinden geçirildiğini, dava konusu olayda idarenin ve sürücünün kusurunun bulunmadığını, her bir davacı için talep edilen destek zararı konusunda bir açıklık olmadığını, davacıların iki çocuğu ile birlikte iki küçük çocuğa baktıkları belirtildiğinden iddia edilenin aksine müteveffanın davacılardan destek gördüğünün anlaşıldığı, müteveffanın trafik kurallarına aykırı olarak şerit değiştirmesi nedeniyle meydana gelen kazada idarenin kusurunun bulunmadığını, idareye ait araçta 685,58 TL’ lik hasar meydana geldiğini, bu hasar bedelinin davacılar tarafından ödenmesi gerektiğinden davanın reddine, karşı davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle ; 16.02.2014 tarihinde dava konusu kazaya karışan … plakalı araç 28.11.2013/2014 vadeli … numaralı Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçe ile müvekkil şirkete sigortalı olduğunu, poliçede verilen şahıs azami vefat teminatının 268.000,00 TL olduğunu, müvekkil şirket sigortalı aracın kusuru oranında yükümlü kılınabileceğinden müteveffanın cezai yargılamasında asli kusur izafe edilmiş olduğu ve sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığından sigortacı sigortalının kusur oranınına isabet eden zarardan sorumlu olduğundan izafe edilecek kusur oranının tespit edilmesi gerektiğini, destekten yoksun kalma tazminat hesabının uzmanlaşmış kişiler tarafından yapılması gerektiğini, kusursuzluk nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların murisinin ölümünden davalı sürücüyü sorumlu tutarak tazminat talep ettiklerini, ancak ceza dosyasında alınan ifadeler, raporlar ve diğer kayıtlardan da anlaşılacağı üzere davacıların murisinin asli kusurlu olarak dava konusu kazaya sebebiyet verdiğinin açıkça belirtildiği, her ne kadar davacı taraf ceza dosyasında alınan kararın mahkeme dosyasını etkilemeyeceğini ve bağlı olmayacağını belirtmekte ise de, yerleşik Yargıtay içtihatları kapsamında mahkeme dosyasını bağlayacağından bahisle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMEMİZİN … ESAS, … KARAR SAYILI KARARININ GEREKÇESİ ;
Uyuşmazlığın tespiti; 16/02/2014 tarihinde meydana gelen kazada davalı sürücü … ile davacıların destekçisi müteveffa …’in kusur oranlarının ne kadar olduğu ve kaza sonucu davacıların destekçisi …’in vefat etmesinden dolayı davacıların herhangi bir destek zararının olup olmadığı var ise miktarının ne kadar olduğu, davalı-karşı davacı … Genel müdürlüğüne ait araçta aynı kaza sonucunda hasar olup olmadığı var ise miktarının ne kadar olduğu noktalarında toplanmaktadır.
Dava ; ZMMS poliçesine dayanılarak açılan destekten yoksun kalma tazminat alacağına ilişkin belirsiz alacak davasıdır.
Karşı dava ; 16.02.2014 tarihinde meydana gelen kazadan dolayı davalı- karşı davacı … Genel Müdürlüğüne ait … plakalı araçta oluşan hasarın tahsiline yöneliktir.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmalarına konu ettikleri deliller ve belgeler , … plakalı aracın … numaralı ZMMS poliçesi, İzmir … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında alınan Adli Tıp Kurumu raporu, kaza tespit tutanağı ve hasar dosyası celp ve ibraz edilip, incelenip değerlendirilmiştir.
İzmir …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında alınan kusur raporunda: Sürücü …’ın kusursuz, mütevefa sürücü …’in asli ve tam kusurlu olduğu görülmüştür.
İzmir …. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas ve … Karar sayılı dosyanın incelenmesinde; kaza mahallinde keşfin yapıldığı, bilirkişinin keşif sonucunda raporunu düzenlediği, tanıklarda dinlendikten sonra sanık …’ın kusursuz olması nedeniyle beraatine karar verildiği ve kararın kesinleştiği görülmüştür.
Davacılar vekili bildirmiş olduğu tanıkları … ve …’ın dinlenmesini, ayrıca keşif yapılmasını talep etmiş ise de, İzmir … Asliye Ceza Mahkemesince her iki tanığında dinlendiği, kaza anınıda görmediklerini beyan etmiş olmaları nedeniyle her iki tanığın dinlenmesinin sonuca etkisi olmayacağı kanaatine ulaşıldığından tanıkların dinlenmesi ve keşfin yapılması taleplerinin reddi cihetine gidilerek dosya üzerinden kusur ve karşı dava yönünden hasar incelemesi yapılması cihetine gidilmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan 21.06.2016 tarihli raporda özetle: 16.02.2014 tarihinde meydana gelen kazada davalı taraf sürücüsü …’ın kusursuz, davacı taraf sürücüsü …’in % 100 oranında kusurlu ve … plakalı sayılı vasıtada meydana gelen hasarın 670,00 TL olduğu belirlenmiştir.
Bilirkişi raporu denetime açık, karar vermeye yeterli ve elverişli mahiyettedir.
Davalı sigorta şirketi … plakalı aracın … numaralı ZMMS poliçesini düzenlediği, poliçenin 28.11.2013-2014 dönemi kapsadığı görülmüştür.
Destek zararının belirlenmesi bakımından aktüerya bilirkişisinden 25.10.2017 tarihli rapor alındığı görülmüştür.
KTK Zorunlu Mali Mesuliyet ( Trafik ) Sigortası , 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m.91 gereği işletenlerin, KTK.’nun 85.maddesinin 1.fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere yasaca yaptırımları zorunlu kılınan ve yine KTK. kapsamında motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne , yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde , o aracı işletenin zarara uğrayan 3.kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler ve kusur oranı dahilinde ve gerçek zarar miktarı ile karşılamaya amaçlayan sorumluluk sigortasıdır.
Davalılardan,… … plakalı aracın sigortacısı, … Genel Müdürlüğü işleteni ve … ise sürücüsü olup sürücünün kusursuz halinde sigortacı ve işletende faydalanır.
Toplanan Deliller ve Dosya Kapsamına Göre :Davacıların ortak murisi ve desteği …’in sürücüsü olduğu … plakalı motosiklet ile davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın 16.02.2014 tarihinde çarpıştıkları, kazada …’in % 100 tam kusurlu olduğu, … plakalı araçta benimsenen Adli Tıp raporuna göre 670,00 TL hasar oluştuğu, …’in tam kusurlu olması nedeniyle davalılara destek tazminatı yönünden sorumluluk düşmeyeceği, karşı dava yönünden ise, …’in kusuru sonucu oluşan zarardan davacıların sorumlu olacağı sonuç ve kanaatine ulaşıldığından asıl davanın reddine, karşı davanın ise kısmen kabulüne ilişkin olarak … Esas, … Karar sayılı ve 29/12/2017 tarihli ilam ile esas davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulü ile 670,00 TL hasar bedelinin kaza tarihi olan 16.02.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davacı karşı davalılar … ve …’den alınarak davalı … Genel Müdürlüğüne ödenmesine, fazla istemin reddine karar verildiği görülmüştür.
İZMİR BAM …. HUKUK DAİRESİ’NİN … ESAS, … KARAR SAYILI KARARININ GEREKÇESİ;
Asıl dava trafik kazası sebebiyle destekten yoksun kalma, karşı dava ise araçtaki hasar bedelinin tahsili davasıdır.
Mahkemece; asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, her iki hüküm de davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
A-Karşı dava yönünden yapılan istinaf başvurusunun incelenmesinde;
6100 Sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 341. maddesi uyarınca ilk derece mahkemeleri tarafından verilen miktar veya değeri 1.500,00 TL’yi geçmeyen malvarlığına ilişkin kararlar kesin olup, anılan miktar aynı yasanın Ek. 1. maddesi uyarınca 01.01.2017 tarihi itibariyle 3.110,00 TL’dir. Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebin kabul edilmeyen bölümünü geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.
Somut olayda, karşı davada mahkemece davacılar aleyhine kabul edilen 670,00 TL’nin hüküm tarihi itibariyle yukarıda anılan Kanun hükmü uyarınca istinaf sınırının altında kaldığı anlaşıldığından istinafı kabil olmayıp, davacılar vekilinin karşı dava yönünden istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
B-Asıl dava yönünden yapılan istinaf başvurusunun incelenmesinde;
1-)Davacılar olayla ilgili görgü ve bilgisinin bulunduğunu iddia ettikleri tanıklar … ve …’ın eldeki dava dosyasında dinlenmediklerini ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunmuş iseler de, İzmir … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E.- K. sayılı dosyasında yapılan yargılamanın 07.07.2014 tarihli celsesinde bu tanıkların beyanlarının alınmış olduğu ve yine ceza mahkemesi dosyasında mahallinde yapılan keşif neticesinde alınan bilirkişi raporunun işbu tanıkların beyanlarını da değerlendirerek düzenlendiği, söz konusu rapora göre davacılar desteğinin %100 kusurlu, karşı araç sürücüsünün ise kusursuz olduğunun tespit edildiği, eldeki dava dosyasında Adli Tıp Kurumu’ndan alınan raporda da aynı kusur oranının saptandığı anlaşılmakla, davacıların bu yöndeki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
2-) 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. Maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp, çözümlenmesi gerekmektedir.
Karayolları Trafik Kanununda zorunlu trafik sigortasına ilişkin olarak, sorumluluğun kapsamı yanında, bu kapsam dışında kalan halleri de 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar” başlıklı 92. maddesinde açıkça düzenlenmiştir.
Bu noktada üzerinde durulması gereken hususlardan birisi de, 2918 sayılı KTK.’nun 92/b maddesinde yer alan “İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri taleplerin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında olduğuna” ilişkin hükümdür.
Bu hükümle kanun koyucu; tehlike sorumlusu zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu kapsamından sadece, tehlike sorumlusu olan işletenin eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararları çıkarmıştır.
Şu haliyle, anılan kişilerin mallarına gelen zararlar dışında kalan ölüm ve yaralanmaya ilişkin cismani zararlar ise sigortacının sorumluluğu kapsamında bırakılmış, böylece tehlike sorumlusunun yakınlarının dahi belirtilen anlamda sigorta kapsamında olduğu benimsenmiştir.
Durum bu olunca, işletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin ölüm veya yaralanmaları halinde bundan kaynaklanan zararlarının zorunlu sigorta kapsamında olduğu kabul edilmelidir.
Araç sürücüsünün veya yakınlarının talepleri ise 92. madde kapsamında yer almamakla birlikte, sigortacının sorumluluğu kapsamında kabul edilmiştir.
Nitekim, Hukuk Genel Kurulunun 15.06.2011 gün ve … E, … K sayılı ilamında, mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç sürücüsünün mirasçılarının açtığı destekten yoksun kalma tazminatı davasında da, Kanunun kapsam dışılığı düzenleyen 92. maddesinde, araç şoförünün desteğinden yoksun kalanların isteyebileceği tazminatların kapsam dışı olduğuna dair bir düzenlemeye yer verilmediği ve sürücünün desteğinden yoksun kalanların üçüncü kişi olduğu kabul edilerek zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tazminat talep edebilecekleri kabul edilmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Şu hale göre; araç sürücüsü murisin, ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek Kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla, davacıların hakkına, desteklerinin kusurunun olması etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi olanaklıdır.
Sigortalı araç sürücüsünün yakınlarının uğradıkları destek zararlarının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığına ilişkin Kanunda ve buna bağlı olarak poliçede açık bir düzenleme bulunmadığı da uyuşmazlık konusu değildir.
Davacının uğradığı zarara bağlı olarak talep ettiği hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır.
Davacının ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağı, dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyeceğine, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacının da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı sigorta şirketinin sorumlu olacağına karar vermek gerekir. (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar sayılı, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar sayılı, HGK’nun 16.01.2013 gün ve 2012/17-1491 esas ve 2013/74 karar sayılı ilamları uyarınca)
Bu durumda; kaza tarihinin 16/02/2014 tarihi olması ve ZMMS yeni genel şartlarının kaza ve poliçe tanzim tarihi itibariyle yürürlükte olmaması nazara alınarak mahkemece davacıların destekten yoksun kalma zararlarının, sigorta teminatı kapsamında kaldığı gözetilerek işin esasına girilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Mahkemece hesap bilirkişiden rapor alınmış, alınan raporun PMF 1931 yaşam tablosu verileri kullanılarak hazırlandığı anlaşılmış, tarafların rapora yönelik itirazları üzerinde durulmadan yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Gerçek zarar miktarı; hak sahiplerinin ve desteğin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır.
Hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvelleri ile saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. (Yargıtay 4. HD, 2021/17154 – 4325 E.- K.)
Buna göre, tarafların rapora itirazlarının içeriğine göre kazanılmış haklar gözetilerek (tazminata esas alınan gelir, esas alınan asgari ücret yılı, işlemiş/işleyecek dönem tarihleri gibi) davacılar desteği ile davacıların muhtemel bakiye yaşam süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi suretiyle tazminat miktarının taraf itirazları da irdelenerek hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun karşı dava yönünden reddine, asıl dava yönünden ise yukarıda açıklanan gerekçelerle esastan kabulü ile asıl davadaki kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.” Şeklindeki gerekçe ile;
A-) Karşı davada davacılar aleyhine lehine kabul edilen miktarın hüküm tarihi itibariyle istinaf sınırının altında kalması nedeniyle istinafı kabil olmadığından davacılar vekilinin istinaf dilekçesinin karşı dava yönünden HMK’nun 346. ve 352. maddesi uyarınca usulden REDDİNE,
B-) 1-Davacılar vekilinin asıl dava yönünden istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile, İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/12/2017 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE” karar verildiği görülmüştür.
Esas dava ; destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan tahsili istemine yönelik maddi tazminat davasıdır. Karşı davanın ise ; dava konusu trafik kazasından dolayı davalı-karşı davacı … Genel Müdürlüğü’ne ait … plakalı araçta oluştuğu iddia olunan hasardan kaynaklı maddi tazminatın davacıdan tahsili istemine ilişkindir.
Kaza sırasında davacıların desteği olan …’in sürücüsü olduğu … plakalı motosiklet ile davalı … Genel Müdürlüğü’nün işleteni, diğer davalı …’ın sürücüsü ve davalı sigorta şirketinin ZMMS sigortacısı olduğu … plakalı araç arasında 16.04.2014 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde davacıların desteği …’in hayatını kaybettiği, davaya konusu trafik kazasına karışan … plakalı aracın davalı sigorta şirketi tarafından kaza tarihini de kapsar şekilde 28.11.2013-28.11.2014 tarihleri arasında ZMMS sigorta poliçesi ile sigorta kapsamına alındığı dosya kapsamı belgelerden anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında tarafların kusur oranının tespiti açısından İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden kusur raporu alınmasına karar verilmiş olup, İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen raporda; dava konusu trafik kazası sırasında davalılardan …’ın sürücüsü, … Genel Müdürlüğü’nün malik ve işleteni ve yine davalı … A.Ş’nin de ZMMS sigortacısı olduğu … plakalı otobüs sürücüsünün dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığı, kaza sırasında hayatını kaybeden davacıların desteği olan … idaresindeki … plakalı motosikletin ise %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında İzmir … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosya getirtilmiş olup dosyanın incelenmesinden dava konusu trafik kazası nedeniyle İzmir CBS tarafından yürütülen soruşturma sırasında trafik polisi Kenan Özer’den alınan 19.02.2014 tarihli rapora göre; dava konusu trafik kazasının oluşumunda … plakalı araç sürücüsü …’in 2918 Sayılı KTK’nın 46/2-c maddesini ihlal ettiğinden tamamen kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü …’ın ise kendi şeridinde seyrettiğinden kusurunun olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiş olup, yine ceza mahkemesince yürütülen yargılama sırasında trafik bilirkişisi Fethi Sekin’den alınan 01.12.2014 tarihli raporda da ; dava konusu olayın meydana gelmesinde sürücü …’ın kusursuz, …’in asli ve tam kusurlu olduğunun bildirildiği görüldü. Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda … Esas, … Karar sayılı karar ile sanık …’ın beraatine karar verildiği ve iş bu kararında 19.12.2014 tarihinde kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında alınan kusur raporları ile İzmir CBS tarafından yapılan soruşturma dosyasından alınan rapor ve yine ceza dosyasından alınan kusur raporlarının birbiri ile uyumlu olduğu, alınan tüm raporlara göre dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS sigorta poliçesi ile sigorta kapsamına alınan ve davalılardan …’ın sürücüsü, diğer davalı … Genel Müdürlüğü’nün de malik ve işleteni olduğu ve kaza sırasında … plakalı araç sürücüsü olan davalı …’ın kusursuz, davacıların desteği olan müteveffa …’in kullanmış olduğu … plakalı motosikletin ise %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiş olup, İzmir BAM … Hukuk Dairesi’nin … Esas, … Karar sayılı kararda davacıların kusur oranına ilişkin istinaf itirazlarının yerinde görülmediğinden reddine karar verildiği, bu şekilde dosyada mevcut olan birbirini doğrulayan bilirkişi raporları gereğince dava konusu olayda davacıların desteği olan müteveffa …’in %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davalıların malik, sürücü ve ZMMS sigortacısı olduğu … plakalı aracın ise kusurunun bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında İzmir BAM … Hukuk Dairesi’nin … Esas, … Karar Sayılı kararı doğrultusunda TRH 2010 Yaşam Tablosu’na esas alınmak ve taraf itirazları da değerlendirilmek suretiyle hesaplama yapılması için daha önce rapor düzenleyen aktüer bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, aktüer bilirkişi Selma Mert Karaarslan tarafından düzenlenen 27.12.2022 tarihli ek raporda davacı …’in oğlu …’in vefatından kaynaklı destekten yoksunluk zararının 402.330,26 TL olduğu, davacı …’in oğlu …’in vefatından kaynaklı destekten yoksunluk zararının 175.482,26 TL olduğu, bu şekilde toplam zararın 577.812,52 TL olarak hesaplandığı, ancak davaya konu sigorta poliçe limitinin kaza tarihi itibarıyla 268.000,00 TL olduğu, davacılar arasında 268.000,00 TL garamaten dağıtıldığında davacı anne …’in talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının 186.608,12 TL olduğu, davacı baba …’in talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının ise 81.391,88 TL olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan 22.05.2023 tarihli dava değerinin arttırılmasına ilişkin dilekçeyle; alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davalı … A.Ş.’den, dava dilekçesinde 5.000 TL olarak talep edilmiş olan destekten yoksun kalma tazminatının 263.000.00 TL arttırılarak poliçe üst limiti olan 268.000.00TL (alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davalı sigorta şirketi olan … A.Ş.’den police teminat üst sınırı doğrultusunda garameten hesaplanarak müvekkil davacı …’in 186.608.12 TL ve müvekkil davacı …’in 81.391.88 TL olmak üzere toplamda 268.000.00TL) destekten yoksun kalma tazminatın kaza tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte davalılardan … A.Ş.’den tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında 2918 Sayılı KTK’nın 91/1.maddesine göre “İşletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur, aynı yasanın 85/1.maddesinde ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa araç işletenlerinin bu zarardan sorumlu olacağı, aynı yasanın 85/sonuncu maddesinde ise, işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verildiği görülmüştür. Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 Sayılı KTK’ya göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde düzenleme mevcuttur. İş bu düzenlemelere göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde o aracı işletenin, zarara uğrayan 3.kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar türü sigortası olduğu sonucuna varılacaktır. Buna göre davalı sigorta şirketinin sigortalı aracın ZMMS sigortacısı sıfatıyla, sigortalı aracın sebebiyet verdiği trafik kazası sonucunda oluşan zarardan kendisine ZMM sigorta poliçesi ile sigortalanan aracın sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olacaktır. Yine araç sürücüsü haksız fiil hükümleri gereğince kullandığı aracın kusurundan ve araç işleten ve maliki de bu sıfatla sahibi ve işletmekte olduğu aracın kusurundan dolayı zarar görene karşı sorumlu olacaktır.
Dava konusu somut olayda ise, kusur oranlarının belirlenmesi açısından İzmir CBS tarafından yapılan soruşturma dosyasından ve yine ceza mahkemesince yapılan yargılama sırasında ceza dosyası üzerinden alınan kusur raporları ile mahkememizce yapılan yargılama sırasında mahkememiz dosyası üzerinden alınan kusur raporlarına göre dava konusu trafik kazasının davacıların desteği …’in bizzat kullandığı motosiklet ile davalılardan …’ın kaza sırasında sürücüsü, diğer davalı … Genel Müdürlüğünün malik ve işleteni ve davalı … A.Ş’nin de ZMMS sigortacısı olduğu otobüsün çarpışması neticesinde dava konusu trafik kazasının meydana geldiği, iş bu trafik kazasının oluşumunda davacıların desteğinin bizzat kullandığı motosikletin %100 oranında asli ve tam kusurlu, davalı …’ın kullandığı otobüsün ise herhangi bir kusurunun bulunmadığı tespit edilmiş ve mahkemecede iş bu kusur oranları aynen benimsenmiştir. Buna göre dava konusu trafik kazasının oluşumunda sürücüsünün hiçbir kusurunun bulunmadığı davalı … A.Ş tarafından kaza sırasında ZMMS sigorta poliçesi ile sigorta kapsamına alınan ve yine davalı …’ın kaza sırasında sürücüsü, diğer davalının da malik ve işleteni olduğu … plakalı otobüsün karışmış olduğu trafik kazası nedeniyle bir sorumluluklarının bulunmadığı, zira davacıların desteği …’in kaza sırasında davalı sigorta şirketi tarafından sigorta kapsamına alınan ve diğer davalıların sürücü ve maliki olduğu … plakalı araçta bulunmadığı, kaza sırasında karşı araç olan ve bizzat kendi kullanımındaki … plakalı motosiklette bulunduğu anlaşılmıştır. Bu kapsamda davacıların, dava konusu trafik kazasında hiçbir kusuru ve sorumluluğu bulunmayan … plakalı aracın malik, sürücü ve ZMMS sigortacısı olduğu anlaşılan tüm davalılardan maddi tazminat talep edemeyecekleri sonucuna varılmış olmakla esas dava dosyası açısından yerinde görülmeyen davanın reddine karar verme gereği doğmuştur. (Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 2019/4173 Esas, 2020/3501 Karar sayılı kararı da bu yöndedir.)
Karşı Dava Yönünden ise mahkememizin … Esas, … Karar sayılı dosyasından verilen 29.12.2017 tarihli karar kesinleşmiş olduğundan bu konuda yeniden bir karar verilmesine yer olmadığına karar verme gereği doğmuştur.
HÜKÜM /
Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Karşı Dava Yönünden ;
Mahkememizin … Esas, … Karar sayılı dosyasından verilen 29.12.2017 tarihli karar kesinleşmiş olduğundan bu konuda yeniden bir karar verilmesine yer olmadığına,
2-Esas Dava Yönünden ;
Davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının başlangıçta mahkememize yatırılan 928,20 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 748,30 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsiliyle davalılara verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 13/06/2023
Katip…
e-imza
Hakim…
e-imza