Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/466 E. 2023/258 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/466
KARAR NO : 2023/258
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 10/06/2019
KARAR TARİHİ : 06/04/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Menfi Tespit davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 22/02/2018 tarihinde davalı …’tan … plakalı … marka, … model lüks otomobili aylık 15.000 TL kira bedeli karşılığı kiraladığını, müvekkilinin aracı uzun süre kullanmak amacıyla kiraladığını ve tarafların aracın kira bedelinin taksitler halinde ödenmesi konusunda anlaştıklarını, kira bedelinin peşin olarak defaten ödenmemesi sebebi ile de, davalı tarafın müvekkiline araç kiralama sözleşmesinin alt tarafında yer alan ve alacaklısı diğer davalı … olan 15.000,00 TL bedelli, 22/02/2018 keşide tarihli, 22/03/2018 ödeme tarihli bonoyu imzalattığını, işbu bonoya ek olarak davalı …’ın sözleşme imzalanırken … plakalı aracın lüks bir otomobil olması sebebiyle müvekkiline teminat olarak yine 22/02/2018 düzenleme tarihli, ödeme tarihi ve ödenecek bedel kısmı boş bırakılmış şekilde tanzim edilmiş bir bono da imzalattığını, senetlerden birinin ödeme tarihi ve ödenecek rakamın belirli olmaması sebebiyle tedirgin olan müvekkilinin abisi …’i de yanına alarak davalı ile görüşmeye gittiğini ve görüşme neticesinde teminat olarak alınan bedelsiz ve tarihsiz boş senedi iptal şerhi düşerek müvekkiline iade ettiğini, iade edilirken senedin arka yüzüne davalının kendi el yazısı ile “… ile yapılmış olan … plakalı aracın sözleşmesi karşılıklı olarak fesih edilmiş olup sözleşmeye istinaden alınmış senet iade edilip karşılıklı herhangi bir alacak verecek yoktur” yazdığını ve imzaladığını beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın konusunun kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit davası olduğunu, bononun Ticaret Kanunu’nda düzenlendiğini, bu hali ile bonodan doğan davaların mutlak ticari dava olduğunu, bonoların TTK’nun 776.maddesinde düzenlenmesi sebebiyle görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davaya konu senetten kaynaklanan borç ilişkisinin İsmail ile olduğunu, davacının ise senedin kaynağını İhsan ile yapılan araç kiralamasına dayandırdığını, davacının birbirinden bağımsız başka başka borç ilişkileri ile farklı senetleri ve hukuki ilişkileri birbirine karıştırarak senetten kaynaklanan borcu ödememek istediğini, başka bir senet arka yüzüne yazılan ibarelerin o senet için yazıldığını ve o senedi bağlayacağını, dava konusu senedin ödendiğine dair imza içermeyen hiçbir beyan veya ödeme dekontu takibe konu borcu sonlandırmayacağını, banka ödeme toplamının 17.000 TL olduğunu ve 15.000 TL’lik takibe konu senetle alakası olmadığının miktardan dahi belli olduğunu, teminat senedi iddiasının kabul edilemeyeceğini, takibe konu senet üzerinde teminat olarak verildiğine dair ibare bulunmadığını, davacının senet bedelini ödediğini veya senedin hangi nedene dayanılarak borçlandığını başka bir yazılı belge veya anlaşma ile ispat etmek veya senet bedelini ödediğini yazılı belge ile ispat etmek zorunda olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, davacının icra takibine konu borçlarının bulunmadığı ve menfi tespit istemine ilişkindir.
İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası incelenmesinde; Davalı … vekilinin davacı … aleyhinde, 23/10/2018 tarihinde, 22.02.2018 keşide tarihli 15.000,00 TL bedelli bonoya istinaden 16.326,27 TL üzerinden 10 örnek icra takibi başlattığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı yasanın bonoya(emre yazılı senet) ilişkin tanımlayıcı hükümlerin aşağıdaki gibidir.
MADDE 776- (1) Bono veya emre yazılı senet;
a) Senet metninde “bono” veya “emre yazılı senet” kelimesini ve senet Türkçe’ den başka bir dille yazılmışsa, o dilde bono veya emre yazılı senet karşılığı olarak kullanılan kelimeyi,
b) Kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini,
c) Vadeyi,
d) Ödeme yerini,
e) Kime veya kimin emrine ödenecek ise onun adını,
f) Düzenlenme tarihini ve yerini,
g) Düzenleyenin imzasını, içerir.
MADDE 777- (1) İkinci ilâ dördüncü fıkralarda yazılı hâller saklı kalmak üzere,776 ncı maddede gösterilen unsurlardan birini içermeyen bir senet bono sayılmaz.
(2) Vadesi gösterilmemiş olan bono, görüldüğünde ödenmesi şart olan bir bono sayılır.
(3) Açıklık bulunmadığı takdirde senedin düzenlendiği yer, ödeme yeri ve aynı zamanda düzenleyenin yerleşim yeri sayılır.
(4) Düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bono, düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılır.
Kanunun yukarıda yazılı hükümleri gereğince menfi tespit istemine konu edilen belgelerin 6102 sayılı yasanın 767/1-a,b,c,e,f,g bendlerinde yazılı unsurları taşıdığından bahisle her iki belgenin de kambiyo senetlerinde bono niteliğinden oldukları tespit edilmiştir.
6100 sayılı yasanın 27. Maddesi
Hukuki dinlenilme hakkı
MADDE 27- (1) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.
(2) Bu hak;
a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını,
b) Açıklama ve ispat hakkını,
c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir.
6100 sayılı yasada adil yargılanma hakkını ve hukuki dinlenilme hakkının bir gereği olarak ispat hakkı sınırlarıyla birlikte düzenlenmiştir. İspatın konusu vakıalardır. Vakıalar dışındaki hususlar ispatın konusu olamaz. Delilin, o vakıa hakkında dinlenebilir delil olup olmadığına Hakim karar verir. İspatın konusunu oluşturan vakıalar, uyuşmazlığı çözümünde etkili olabilecek, tarafların üzerinde anlaşamadıkları, çekişmeli vakıalar olmalıdır. Herkesçe bilinen vakıalar ile ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz. Çekişmeli sayılmadıkları için de ispata konu edilemezler. Her davada olduğu gibi, menfi tespit davalarında da ispat yükü büyük önem taşır. Kendisine ispat yükü düşen taraf bunu yerine getirmezse, açtığı ya da aleyhine açılan davayı kaybeder. 4721 sayılı yasanın 6. Maddesine göre; ”kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Bu hüküm gereğince de menfi tespit davalarında da ispat yükünün taraf sıfatıyla bir ilgisi yoktur. Yani, ispat yükü davacıya düşebileceği gibi davalıya da düşebilir. Menfi tespit davalarında ispat yükü, davacının dava dilekçesinde iddia ettiği nedenlerin niteliğine göre değişebilir. Kambiyo senetleri hakkında açılan menfi tespit davalarında, senedin dayanağı olduğu ileri sürülen hukuki ilişki ile senet metnindeki borç karşılaştırılmak suretiyle, ispat yükünün kimin üzerine düştüğü belirlenir. Menfi tespit davasında, davacı/borçlunun borcun hiç doğmadığını, davalı alacaklı ile arasında hiçbir hukuki ilişkinin bulunmadığını iddia ederse, bu durumda ispat yükü davalı/alacaklıya düşer. Buna karşılık, davacı/borçlunun hukuki ilişkinin varlığını kabul etmekle beraber, bunun başka bir nedenle geçersiz olduğunu ya da sona erdiğini ileri sürmesi halinde ise ispat yükü davacı/borçludadır. Çünkü doğumunu kabul ettiği hukuki ilişkinin sona erdiği, bunu iddia eden davacı/borçlu tarafında 4721 sayılı yasanın 6. maddesi gereği ispat edilmelidir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu edilen menfi tespit isteminde bulunulan bononun araç kiralama ilişkisine dair verildiğine dair davalının bir kabulünün bulunmadığı, davacı tarafça bu hususun yazılı delil ile ispat edilmesi gerektiği ancak yazılı delille kira ilişkisinin ispat edilemediği, dava dilekçesinde iddia olunun teminat hususunda da neyin teminatı olarak verildiğinin bono üzerinde ya da teminatı olarak verildiği hukuki ilişkiye dair belgenin üzerinde açıkça ve ayrıca yazılması gerektiği bu hususunda ayrıca davacı tarafça yazılı delille ispat edilmesi gerektiği, ancak davacı tarafın dava dilekçesinde iddia ettiği hususları ispat edemediği, bono üzerindeki imzanın da inkar edilmediği anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1)Davanın REDDİNE,
2)Alınması gerekli 179,90 TL karar ve ilam harcı davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından başkaca bir harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3)Mahkememiz dosyasında yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4)Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a VERİLMESİNE,
5)Karar kesinleştiğinde yatırılan gider avansından artan kısmın talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, miktar bakımından kesin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/04/2023

Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır