Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/445 E. 2022/768 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/445
KARAR NO : 2022/768

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/06/2022
KARAR TARİHİ : 29/09/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında alım satım sözleşmesi imzalandığı, davacının sözleşme gereği edimlerini yerine getirdiği, davalın yanın ödemelerini yapmadığı, sonrasında kısmi ödemeler yapsa da kalan borcunu ödemediğini, neticesinde İzmir …….İcra Dairesi’nin …Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, davalının takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu, yapılan arabuluculuk görüşmelerinin sonuçsuz kaldığı, icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı için işbu davanın ikame edildiğini beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın, davalı belediye aleyhine icra takibi başlattığı, yapılan takibe itiraz edildiği, belediyenin tacir sıfatına haiz olmadığı, dava konusu alacağın ticari işletmeden kaynaklanmadığı, işbu davanın mutlak ticari davalardan olmadığı, davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu, dava konusu alacağın muaccel olmadığı, davacı tarafın iddialarının hukuken kabulünün mümkün olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; taraflar arasında alım satım sözleşmesi imzalandığı, davacının, davalı belediyenin sözleşme edimlerini yerine getirmediğinden bahisle icra takibi başlattığı, davalı belediyenin icra takibine itiraz ettiği ve takibin durduğunu, neticesinde davacının davalı aleyhinde işbu davayı ikame ettiği, uyuşmazlığın 6102 sayılı yasanın mutlak ticari dava olarak nitelendirdiği bir uyuşmazlık konusunda olmadığı, ayrıca tarafların ticari işletmelerinden kaynaklı bir uyuşmazlığın olmadığı, bu bağlamda uyuşmazlığın nispi ticari dava olarak nitelendirilmesinin de mümkün olmadığı, 6102 sayılı yasanın göreve ilişkin sınırı çizerken ticari iş kavramından hareket etmediği, ticari işletme kavramından hareket edildiği, yapılan araştırma neticesinde davacının tacir olmadığı bundan dolayı görevli mahkemenin somut olayda İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olması sebebi ile görevsizlik kararı verilerek davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın USULDEN REDDİNE;
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
-Görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunun tespitine,
3-6100 sayılı yasanın 20. Maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra iki haftalık kesin süre içerisinde tarafların talep etmeleri halinde dosyanın görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri’ ne gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağının ihtarına,
4-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına
Dair, 6100 sayılı yasanın 343. Ve 345 maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize yahut mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/09/2022
Katip….
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır