Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/437 E. 2022/817 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/437 Esas
KARAR NO : 2022/817

DAVA : Tazminat (Sigorta Hukukundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/12/2014
KARAR TARİHİ : 12/10/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Sigorta Hukukundan Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … Emeklilik AŞ bünyesinde acente satış uzmanı olarak 03.05.2002-07.07.2014 tarihleri arasında çalıştığını, iş akdinin işveren şirket tarafırıdan tek taraflı bildirimle feshedildiğini, iş akdinin devam ettiği dönemde davalı sigorta şirketi nezdinde kredi kartı ödeme güvencesi sigortası sertifikası ile işten çıkartmalara karşı gelir koruma sigorta poliçesi tanzim ettirdiğini ve pirim ödemelerini gerçekleştirdiğini ancak iş akdinin feshine müteakip yapmış olduğu bildirime rağmen davalı sigorta şirketi tarafından poliçe teminat bedelinin ödenmediğini, ret gerekçesi olarak iş akdinin kasıtlı, kötü davranış ya da çalışanın kusuru yüzünden sona erdirilmesinin poliçe şartnamesinde teminat kapsamı dışında kalması olarak gösterildiğini, sigorta poliçesinin düzenlenmesi sırasında da yeterli aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmemiş ve poliçe hükümlerini müzakere olanağı sağlanmadığını belirterek sigorta poliçesinden doğan tazminat bedelinin tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
davacı ile dava dişi işvereni arasında iş akdinin 4857 Sayılı İş Kanununun 18. Maddesi kapsamında geçerli nedene dayalı olarak feshedildiğini, feshin geçerli nedene dayanmasının gelir koruma sigortasının teminatı dışında kalan bir durum teşkil ettiğini, sigorta poliçesinde yer alan 30 gün işsiz kalma koşuluna ulaşılmadan başvuru yapıldığını, olaya ilişkin iş davası açılıp açılmadığına dair bilgi bulunmadığını ve poliçe koşullarının davacının bilgisi dahilinde olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, Gelir Koruma Poliçesi kapsamında iş akdinin feshinden kaynaklı tazminat isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-… Emeklilik A.Ş’nin 09/08/2017 tarihli yazısı ve eki,
-Davacı tarafından sunulan fesih bildirimi, sigorta başvuru dilekçesi, işverenle yapılan
mutabakat beyanı,
-T. Garanti Bankası A.Ş’nin 14/01/2015 tarihli yazısı,
-Bilirkişi …….’ın 13/09/2022 tarihli raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacının, davalı nezdinde Gelir Koruma Sigorta Poliçesi bulunduğu, kendisinin … Emeklilik A.Ş nezdinde acente satış uzmanı olarak 03/05/2002-07/07/2014 tarihleri arasında çalıştığı, iş akdine işveren tarafından tek taraflı olarak son verildiği, feshin poliçe dönemi içerisinde gerçekleştiği, teminat kapsamı dışında kalan hallere ilişkin olarak bilgilendirilmediği, poliçe teminatının davalı tarafından tazmin edilmesi gerektiği iddiası ile iş bu davayı ikame ettiği, davalının ise davacının iş akdinin geçerli nedenle feshedildiği, bu durumun poliçe teminatı dışında olduğu, davacının işsizlik teminatı talep etme hakkının bulunmadığı ve teminat dışında kalan hallere ilişkin davacının bilgilendirildiğini savunduğu, taraflar arasında davacının sigortalı olduğu ve feshin poliçe dönemi içerisinde gerçekleştiği hususunda ihtilaf bulunmayıp, iş akdinin sona erme şeklinin poliçe teminatı kapsamında olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre davacının poliçe teminatını talep edip edemeyeceği, talep edebilecekse talep edebileceği miktarın ne kadar olduğu hususlarında uyuşmazlık bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacının davasını İzmir Tüketici Mahkemesine hitaben açtığı, dosyanın İzmir 6. Tüketici Mahkemesinin ….. esasına kaydedildiği, anılan mahkemece 14/10/2015 tarih ve 2014/586 esas, 2015/1555 karar sayılı ilam ile mahkememiz lehine görevsizlik kararı verildiği, bu karara karşı taraflarca kanun yoluna başvurulmadığı, dosyanın mahkememize gönderildiği, mahkememizce 03/03/2016 tarih ve 2016/263 esas, 2016/194 karar sayılı ilam ile somut uyuşmazlıkta görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğundan bahisle karşı görevsizlik verildiği, bu karara karşı da taraflarca kanun yoluna başvurulmadığı, bunun üzerine mahkememizce merci tayini için dosyanın Yargıtay 20. Hukuk Dairesine gönderildiği, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 22/11/2016 tarih ve 2016/6463 esas, 2016/11059 karar sayılı ilamı ile uyuşmazlığın davacının mesleki faaliyetinden kaynaklandığı ve tüketici işlemi mahiyetinde olmadığından bahisle mahkememizin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verildiği, dosyanın mahkememize gönderildiği, mahkememizin 2016/1442 esasına yeniden kaydedildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce 26/12/2018 tarih ve 2016/1442 esas, 2018/1149 karar sayılı ilam ile davanın kabulüne karar verildiği, bu karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvuruda bulunduğu, istinaf incelemesi neticesinde 11/05/2020 tarih 2020/1127 esas, 2022/771 karar sayılı ilam ile “… Dava dışı işverenin fesih bildirimi ve SGK çıkış belgeleriyle tüm dosya kapsamı dikkate alınarak davalı taraf itirazlarını da karşılayacak şekilde SGK konusunda uzmanlığı da bulunan bir bilirkişiden rapor alınarak, tüm bu hususların tartışılıp değerlendirilmesinden sonra sonucuna göre bir karar verilmesi…” gerekçesi ile mahkememizin anılan ilamının kaldırılmasına karar verildiği ve dosyanın mahkememize gönderildiği ve mahkememizin yukarıdaki esasını aldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce anılan istinaf ilamı doğrultusunda dosyanın SGK konusunda uzmanlığı bulunan bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişiden davalı itirazları ve istinaf ilamı kapsamında rapor tanziminin talep edildiği, bilirkişinin 13/09/2022 tarihli raporunda, davacı işçinin dava dışı işveren … Emeklilik AŞ adına tescilli ……..SGK sicil no lu işyerinde, iş akdine dayalı olarak 03.05.2002-07.07.2014 tarihleri arasında 12 yıl, 2 ay, 5 gün(4.449 gün) süre ile çalışmış olduğu, iş akdinin dava dışı işveren tarafından 07.07.2014 tarihli yazılı bildirimle ve bildirimsiz olarak ve ihbar tazminatı ile kıdem tazminatı ödemesi yapılmak sureti ile feshedildiği, dosya içeriği itibarı ile davacının gerek temel ücreti gerekse yan ödeme kalemleri yönünden herhangi bir ihtilaf bulunmadığı, buna göre fesih tarihi itibarı ile davacının “acente satış uzmanı” görev pozisyonunda ve çıplak brüt aylık 3.800,00 TL (günlük 126,67 TL) ücretle çalıştığı, söz konusu temel ücrete ilaveten ayrıntısı bordrosunda gözlemlenen bir dizi nakdi sosyal yardım ve ödeme kaleminden yararlandığı, anılan yan ödeme kalemlerinin ilavesi ile giydirilmiş brüt aylık ücretinin 4.845,82 TL’ye (günlük 161,53 TL) tekabül ettiği, davacı işçinin iş akdinin sona erdiği Temmuz 2014 dönemi itibari ile Sosyal Güvenlik Kurumu nezdinde sigorta bildirgelerinin nasıl tanzim edileceği, işe giriş ve işten çıkış bildirgelerinin düzenlenmesi ve diğer sigortalılık işlemlerinin nasıl yürütüleceğine dair düzenlemelerin Sosyal Güvenlik Kurumu Sigorta Primleri Genel Müdürlüğünün 22.02.2013 Tarih ve 2013/11 sayılı Genelgesi ile düzenleme altına alındığı, Genelgenin iş bu raporun tanzimi tarihi itibarı ile halen yürürlükte olduğu ancak Genelgede davacı işçinin iş akdinin feshedildiği tarihini kapsayan 22.02.2013 yayın tarihli ilk haline nazaran 2019 ve 2021 yıllarında bir kısım değişiklikler meydana geldiği, buna göre sonradan gerçekleşen söz konusu değişiklikler dikkate alınmaksızın, Genelgenin davacı işçinin iş akdinin sona erdiği tarihi kapsayan 22.02.2013 yayın tarihli ilk metninde ve toplam 32 adet olarak düzenlenen işten çıkış kodları temelinde ele alındığında, davalı işverence 08.07.2014 tarihinde tanzim edilen SGK işten çıkış bildirgesinde çıkış tarihinin 07.07.2014 ve çıkış nedeninin 2013/11 sayılı Genelgede düzenlenen 32 adet kod içerisinde kod 4 (belirsiz süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebep bildirilmeden feshi) olarak belirtildiği, dava dışı işverenin 07.07.2014 tarihli fesih bildirim yazısı münhasıran “şekli olarak” ele alındığında, dava dışı işverenin fesih gerekçesinin bazı somut açıklamalar içeren bir takım maddi iddia ve olaylara dayandırılmış olması nedeni ile feshin gerçekleşme şeklinin Genelgede yer alan kod 4 çıkış koduyla ilişkilendirilemediği gibi yine ayrıntısı rapor içeriğinde ele alındığı üzere dava dışı işverence feshin 4857 Sayılı İş Kanununun 25. Maddesine dayandırılmamış olmasına göre Genelgede ilgili maddede düzenlenen fesih nedenlerine tekabül eden kod 27, kod 28 ve kod 29 çıkış kodlarıyla da ilişkilendirilemediği, bunun haricinde davacının iş akdinin feshinin gerçekleşme türü ve biçimi itibarı ile fesih bildirim yazısının Genelge metninde işverenlerden sadır diğer fesih ve sona erme nedenlerine dayalı olarak düzenlenen çıkış kodlarından herhangi birisiyle de doğrudan ilişkilendirilememesi nedeni ile davacı işçiye ait 07.07.2014 tarihli SGK işten çıkış bildirgesinde gösterilmesi gereken çıkış kodunun kod 22 (diğer nedenler) ibaresine tekabül edebileceğinin kabulü gerekeceği, buna karşılık dava dışı işverenin fesih bildirim yazısı “maddi olarak” ele alınması durumunda ise dava dışı işverenin fesih bildirim yazısında yer verilen olay/olayların kısmen yeya tamamen sabit olup olmadığı, şayet sabit görülür ise işveren açısından iş akdinin devamını olanaksız hale getiren, hukuksal açıdan geçerli bir neden olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği, somut olayda iş akdinin kısmen veya tamamen davacının kendi kusurundan ileri gelen bir nedenle sona erip ermediği ve buna bağlı olarak dava konusu sigorta poliçesi kapsamındaki teminat koşutlarının oluşup oluşmadığı hususlarının ise mahkemenin takdirinde olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; davacının … Emeklilik A.Ş nezdinde acente satış uzmanı olarak 03/05/2002-07/07/2014 tarihleri arasında çalıştığı, iş akdine dava dışı işveren tarafından 07/7/2014 tarihinde tek taraflı olarak son verildiği, İş Hukukunda feshin işveren tarafından haklı (4857 sayılı yasa madde 25) veya haksız (4857 sayılı yasa madde 21) nedenlerle yada geçerli (4857 sayılı yasa madde 18 vd.) nedenlerle yapılabileceği, aynı şekilde işçi tarafından da haklı (4857 sayılı yasa madde 24) veya haksız (4857 sayılı yasa madde 17) nedenlerle feshin gerçekleşmesinin olanaklı olduğu, bunun dışında ayrıca tarafların karşılıklı anlaşmak suretiyle (ikale sözleşmesi) iş akdini sona erdirmesinin mümkün olduğu, haklı neden hallerinde işçi ve işverenin bildirim süresine yani ihbar süresine ihtiyaç duymaksızın iş akdine hemen son verme hakkına sahip olduğu, diğer hallerde tarafların bildirim süresine uyması gerektiği, işveren tarafından 4857 sayılı yasanın 18 vd.maddeleri uyarınca işçinin davranışları, işçinin yeterliliği, işletme veya işin gerekleri gibi geçerli bir sebeple işçinin iş akdine son verilebileceği, bu halde işçiye bildirim süresi kullandırılmamış ise 1475 sayılı İş Kanunun halen yürürlükte olan 14.maddesi ile 4857 sayılı yasanın 17.maddesi uyarınca işçiye kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesi gerektiği, dava konusu olayda dava dışı işverenin dosyada mevcut 07.07.2014 tarihli işveren fesih bildiriminde, davacının izinsiz olarak rakip bir işletmede eğitmenlik yapması ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davranması gibi nedenler bildirilerek iş akdinin feshedilmiş olduğu ve bu bildirimin taraflarca imzalanmış olduğu, davacı tarafın cevaba cevap dilekçesinde işe iade davası açmadıklarını beyan etmiş olduğu, fesih bildiriminin içeriğine göre davacı işçinin davranışları nedeniyle iş akdinin dava dışı işveren tarafından 4857 sayılı yasanın 18.maddesi kapsamında geçerli nedenle feshedildiğinin kabulü gerektiği, her ne kadar fesih bildiriminin altında davacının imzası bulunmakta ise de metnin içeriğine göre bu hususun feshin bildirimi/tebliği mahiyetinde olduğu, ikale sözleşmesi olarak değerlendirilemeyeceği, yine dava dilekçesi ekinde sunulan mutabakat beyanının da halen yürürlükte olan 6098 sayılı TBK’nun 420.maddesi hükümlerine göre hazırlanan ibraname olarak değerlendirilmesi gerektiği, mahkememizce istinaf ilamı doğrultusunda alınan 13/09/2022 tarihli raporda belirtildiği üzere iş akdinin feshi tarihi itibariyle 34 adet fesih kodunun bulunduğu, bu kodlar içerisinde işveren tarafından geçerli nedenle iş akdinin feshine ilişkin özel bir kod bulunmadığı, bu nedenle işverenin SGK’ya kod 4 veya kod 22 kodu ile bildirimde bulunabileceği, dava dışı işverenin somut olayda kod 4’ü kullanmış olmasının fesih nedenine göre çelişki olarak değerlendirilemeyeceği, dosyadaki sigorta poliçe evrakları incelendiğinde, poliçenin özel şartlarındaki 2/e, 3.3.1 ve özellikle 5.3.2/e maddelerine göre geçerli nedenle iş sözleşmesinin işverence feshi halinin teminat dışı olduğu, her ne kadar davacı tarafından kendisinin poliçe kapsamı dışında kalan hususlara ilişkin bilgilendirilmediği ve davalı kurumun bu nedenle sorumlu olduğu ileri sürülmüş ise de, dava konusu poliçe öncesinde davacının geçmiş yıllara ait başka poliçelerinin de olduğu, dava konusu poliçenin yenilenmiş poliçe olduğu ve ayrıca davacının TTK’nun 1423 maddesinde gereği poliçede yer alan bu teminat dışı hale ilişkin kloza 14 gün içerisinde itiraz etme hakkını kullanmadığı bu durumda taraflar arasında poliçede kararlaştırılan kaydın geçerli olduğu dikkate alındığında davacının bu iddiasına itibar edilemeyeceği ve tüm dosya kapsamı itibariyle davacının poliçeye göre talepte bulunamayacağı, mahkememizce alınan 13/09/2022 tarihli bilirkişi raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. Benzer yöndeki kararlar için bkz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16/03/2022 tarih, 2020/(17)4-38 esas, 2022/335 karar sayılı ilamı; Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 16/06/2021 tarih, ……. esas, ….. karar sayılı ilamı)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli harç peşin olarak alındığından yeniden harç alınmasına yer OLMADIĞINA,
3-Mahkememizce bu yargılama nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı dava ve duruşmalarda kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-4 maddesine göre hesap ve takdir edilen 9.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/10/2022

Katip …
E İMZA

Hakim …
E İMZA