Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/418 Esas
KARAR NO : 2023/471
DAVA : 27/05/2022
DAVA TARİHİ : 27/05/2022
KARAR TARİHİ : 14/06/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Alacaklı davalı tarafından, müvekkili aleyhine, İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden kambiyo senedine dayalı icra takibi başlatıldığı, takip açılırken alınan ihtiyati haciz kararı ile müvekkilin malvarlığına dosya borcunu da aşacak şekilde ihtiyati haciz uygulandığı, müvekkilinin alacaklıya herhangi bir borcu olmamasına rağmen, haciz baskısı altında icra borcunun tamamını dosyaya depo etmek zorunda kaldığı, icra takibi dosyasına dayanak gösterilen çek hakkında açılan çek iptali davası sonucu çek iptali kararı verildiği, verilen çek iptali kararının kesinleştiği, hakkında iptal kararı verilmiş olan çekin haksız ve hukuka aykırı şekilde icra takibine konu edilmesi dikkate alınarak, icra takibinin tedbiren durdurulmasına, dosya borcunun depo edilmesi dikkate alındığında, ayrıca takdir edilirse uygun teminatın yatırılmasına müteakip İİK md. 72 uyarınca, icra dosyasına müvekkili tarafından ödenen paranın alacaklıya ödenmemesine, b doğrultuda, icra dosyasında konulmuş olan haciz/hacizler varsa tüm hacizlerin fekkine, müvekkil ile alacaklı arasında veya müvekkilden sonra gelen diğer cirantalar arasında ticari bir alacak ilişkisi olmadığından, müvekkilin takip alacaklısına borçlu olmadığının tespitine, takibe dayanak … bank … şubesi 28.02.2022 keşide tarihli, … seri nolu ve 35.000 tl tutarlı çekin istirdadına, akabinde, izmir …. İcra müdürlüğü’nün … e. sayılı icra takibinin iptaline, takibinde kötüniyetli olan alacaklı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Menfi tespit davasının açılması için gerekli şartlara haiz olunması gerektiği, hukuki yararın, tespit davalarında davacı tarafından ispat edilmesi gerekli olduğu, İzmir … İcra Hukuk … E Sayılı dosyasında borca itiraz edildiği, takibin durdurulduğu, dosyanın hala derdest olduğu, takibin durdurulduğu, davacının hukuki durumunun güncel bir tehlike altında olmadığı, davanın açılmasında hukuki yararın olmadığı, açılan davanın derdest dava bulunduğundan hukuki yarar şartı yokluğundan reddedilmesi gerektiği, davacı kişisel defilerini temel ilişkiden veyahut kambiyo senedi dışındaki bir ilişkiden doğmasını iyi niyetli üçüncü kişi olan müvekkile karşı ileri süremeyeceği, müvekkilinin senedi iyiniyetle devralmış hamili olduğu, davacı iddialarında ,davalı müvekkilinin kötü niyetli olduğunu belirttiği, bu kötü niyetin ispat yükü kendi lehine hak çıkaran borçluya düşeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, davacıya ait çekin kargoda çalındığı iddiasına dayalı takip sonrası açılan menfi tespit ve çek istirdat isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-Çek sureti, kargo fişi, tahsilat makbuzu,
-Adana CBS’nin … soruşturma sayılı dosyası sureti,
-Adana … ATM’nin … sayılı dosya sureti,
-Küçükçekmece CBS’nin … soruşturma sayılı dosya sureti,
-Küçükçekmece … Asliye Ceza Mahkemesinin … sayılı dosya sureti,
-Küçükçekmece CBS’nin … soruşturma sayılı dosyası sureti,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun “Menfi tespit ve istirdat davaları” başlıklı 72. Maddesi: “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.” düzenlemesini içermektedir.
Anılan maddeden anlaşıldığı üzere borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir ve takip konusu alacağın borçlusu olmadığının tespiti isteyebilir.
Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar ve bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur.
Bu noktada, konuyla ilgisi bakımından “ispat yükü”ne ilişkin açıklama yapılmasında yarar vardır:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun “İspat yükü” başlığını taşıyan 190.maddesi; “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” hükmünü içermektedir.
Yukarıda belirtilen maddenin birinci fıkrasında, ispat yükünün belirlenmesine ilişkin temel kural vurgulanmıştır. Buna göre, bir vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran taraf ispat yükünü taşıyacaktır. İspat yükünün belirlenebilmesi için önce ilgili maddî hukuk kuralındaki koşul vakıaların doğru bir şekilde tespit edilmiş olması ve buna uygun somut vakıaların ortaya konulmuş olması gerekir. Her bir vakıa bakımından lehine hak çıkarma çerçevesinde ispat yükü kuralları belirlenir. Ancak kanunda özel olarak ispat yükünün belirlendiği hallerde, genel kurala göre değil, kanunda belirtilen şekilde ispat yükü belirlenecektir. İkinci fıkrada ise, karinelerin varlığı halinde ispat yükünün nasıl belirleneceği düzenlenmiştir. Karine söz konusu olduğunda, karine temeli ile karine sonucunu birbirinden ayırt etmek gerekir. Karineye dayanan taraf, sadece karine sonucunu ispat yükünden kurtulmuş olur, ancak karine temelini ispat etmek yükü altındadır. Bu durumu vurgulamak için, fıkrada açık düzenleme yapılmıştır. Kesin kanunî karineler dışında, karşı taraf karinenin aksini ispat edebilir. Fıkrada, özellikle aksini ispat kavramına yer verilmiştir. Zira, aksini ispat ve karşı ispat farklı kavramlardır. Karine söz konusu olduğunda, karşı ispat faaliyetinden değil, karine ile kabul edilen durumun aksini ispat etmek gerekir (6100 sayılı HMK. 190. madde gerekçesi).
Menfi tespit konulu eldeki davada ispat yükünün özellikleri üzerinde de durulmalıdır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir.
Davaya konu takip dosyasının incelenmesinde, takip alacaklısının Üngüt Sondaj ve Malzemeleri Ltd Şti, takip borçlularının …, …, …, Tasfiye halinde … Ltd Şti, Dalyanlar Tarım İnşaat Ltd Şti, takip konusunun 35.000,00 TL çek bedeli, 70,00 TL çek komisyonu, 3.500,00 TL çek tazminatı, 875,96 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 39.445,96 TL alacak olduğu, takip dayanağının 28/02/2022 keşide tarihli, keşidecisi …, lehtar ve cirantası …,cirantaları … İnşaat Ltd Şti, … Metal Ltd Şti, …, lehtarı… Malzemeleri Ltd Şti, bedeli 35.000,00 TL keşide yeri Aksaray olan çek olduğu, takip tarihinin 29/04/2022 olduğu ve takibin kambiyo senedine dayalı haciz yoluyla ilamsız takip olduğu görülmüştür.
Adana … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacısının …, dava konusunun çek iptali istemine ilişkin olduğu, mahkemenin 08/04/2022 tarih, … esas, … karar sayılı ilamı ile davanın kabulü ile … bank … şubesine ait keşidecisi … olan … seri nolu 28/02/2022 keşide tarihli, 35.000,00 TL bedelli çekin zayi nedeniyle iptaline karar verildiği, kararın kanun yoluna başvurmaksızın 23/05/2022 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
İzmir … İcra Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacının …, davalısının … ve Malzemeleri Ltd Şti, dava konusunun borca itiraz olduğu, mahkemece yapılan yargılama neticesinde 19/07/2022 tarih ve … sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde, müştekisinin Vedad Kut, şüphelisinin meçhul sanık, suç tarihinin 22/11/2021, soruşturma konusunun kargo dağıtımı sırasında 32 adet evrakın çalınması nedeniyle hırsızlık suçuna ilişkin olduğu, yapılan soruşturma neticesinde 20/01/2022 tarih … soruşturma … sayılı karar ile hırsızlık suçunun işlendiğine dair yeterli delil elde edilemediği gerekçesi ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, kararın müştekiye 22/02/2022 tarihinde tebliğ edildiği ve itiraz edilmeksizin kesinleştiği görülmüştür.
Küçükçekmece … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde, müştekisinin …, sanığın …, dava konusunun hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu olduğu, dosyanın kovuşturma aşamasında derdest olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; Davacının, davalı tarafından kendisi aleyhinde çeke dayalı takip yapıldığı, takibe konu çeke ilişkin olarak kendisi tarafından zayi davası açıldığı, mahkemece zayi davasının kabulü ile çekin iptaline karar verildiği, kendisinin takibe konu çeke ilişkin olarak herhangi bir borcunun bulunmadığı, çekteki ciro silsilesinin kopuk olduğu, çekte cirosu bulunan kişilerle ticari ilişkisinin bulunmadığı, davalının kötüniyetli olduğu ve çalınan çeke ilişkin olarak suç duyurusunda bulunduğu iddiası ile eldeki menfi tespit ve çek istirdat davasını ikame ettiği, davalının ise davacı tarafından borca itiraz edildiği, icra hakimliğince takibin durdurulmasına karar verildiği, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı, çekin istirdatı istemi yönünden davanın dava şartı zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu, çek iptali kararının çekten kaynaklanan haklarına etki etmediği, davacının kişisel defilerini kendisine karşı ileri süremeyeceği, ispat külfetinin davacıda olduğunu savunduğu, taraflar arasında davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı, çek istirdat istemi yönünden davanın dava şartı zorunlu arabuluculuğa tabi olup olmadığı, davacının takip ve davaya konu çek nedeniyle davalıya borçlu olup olmadığı, menfi tespit ve çekin istirdadı isteminin yerinde olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunduğu görülmüştür.
Dava konusu uyuşmazlığın kambiyo senedi niteliğindeki çekten kaynaklandığı, tarafların sıfatı ve dava konusu uyuşmazlıkta iddianın ileri sürülüş biçimi ve savunmanın kapsamına göre mutlak ticari dava olduğu ve mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafından davacının borca itiraz ettiği, İzmir … İcra Hukuk Mahkemesi tarafından … esas sayılı dosyasında takibin durdurulmasına karar verildiği gerekçesi ile davacının iş bu davayı açmasında hukuki yararı bulunmadığı savunulmuş ise de, söz konusu dava dosyasında davacının tedbir isteminin reddedildiği, davacının takip hukukuna ilişkin talep ve istemlerinin iş bu dava yönünden engel oluşturmadığı anlaşılmakla davalının usule ilişkin itirazının reddine karar verilmiştir.
Davalı tarafından davacının çek istirdat istemi yönünden davanın dava şartı zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu savunulmuş ise de çek istirdat isteminin niteliği itibariyle bir miktar paranın ödenmesi isteğine ilişkin olmadığı, bizatihi çekin davalıdan alınarak davacıya teslimi isteğine ilişkin olduğu, bu haliyle çek istirdat istemi yönünden davanın dava şartı zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığı anlaşılmakla davalının bu yöndeki savunması mahkememizce yerinde görülmemiştir.
Davacının dava konusu uyuşmazlıkta takip nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin iptali isteminde bulunduğu, ancak dava konusu çek bedeli üzerinden peşin harç yatırdığı dikkate alınarak mahkememizce takip çıkış miktarı üzerinden eksik harcın davacıya ikmal ettirildiği anlaşılmıştır.
Davacı dava konusu çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığını ve çekin istirdatı isteğinde bulunmuş ise de; iddianın ileri sürülüş biçimine göre ispat külfetinin davacıda olduğu, takip ve dava konusu çekte ciro silsilesinin düzgün olduğu, çekin yasal süresi içerisinde muhatap bankaya takas aracılığı ile ibraz edildiği ve çek vasıflarını koruduğu, çekin niteliği itibariyle tedavül görmesi sebebiyle davacı ve davalı ile dava dışı üçüncü kişiler arasında doğrudan ticari ilişki bulunmasının zorunlu olmadığı, bu nedenle mahkememizce davacının ticari defter ve kayıtlarda incelemesi yapılmasına ilişkin talebinin taraflar arasında temel ilişki iddiası bulunmaması sebebiyle yerinde görülmediği, Adana … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında iş bu dosya davacısının başvurusu üzerine iş bu davaya konu çek yönünden hasımsız olarak zayi kararı verilmiş olmasının davalının takip ve dava konusu çek üzerindeki maddi hukuktan kaynaklanan haklarına halel getirmediği, bu kararın üçüncü kişi konumunda bulunan davalı yönünden herhangi bir sonucunun bulunmadığı, bu durumun kambiyo senetlerinin güvenli tedavül etmesinin tabii bir sonucu olduğu, davacının takip ve dava konusu çekin kargoda çalındığı iddiası yönünden kargo görevlileri hakkında Adana Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı şikayetin Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 12/01/2022 tarih … ve … sayılı yetkisizlik kararı ile Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, Küçükçekmece CBS tarafından yürütülen soruşturma neticesinde kargo personeli … hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan iddianame düzenlendiği, davanın Küçükçekmece … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı sırasına kaydedildiği, bu ceza dava dosyasının sonuçları itibariyle iş bu dava yönünden bekletici mesele yapılmasında hukuki yarar bulunmadığı, yine ilgili kargo görevlilerinin hırsızlık iddiası ile yaptığı şikayetin de Küçükçekmece CBS’nin 20/01/2022 tarih ve … soruşturma, … sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ile neticelendiği, bu kararın kesinleştiği, davacının dava dilekçesinde yemin deliline dayandığı, mahkememizce 31/03/2023 tarihli celsede davacı vekiline yemin delilinin hatırlatıldığı, davacının yemin deliline müracaat ettiği, davalı şirket yetkilisinin yemin teklifini kabul ettiği ve 14/06/2023 tarihli celsede yemini eda ettiği, takip ve dava konusu çek nedeniyle davacıdan alacaklı olduğunu ve çeki kötüniyetle ve ağır kusurlu olarak iktisap etmediğine dair yeminli beyanda bulunduğu, her ne kadar davacı yemin metnine uygun şekilde yeminin eda ettirilmediğini ileri sürmüş ise de mahkememizin uyuşmazlık konusuna göre yeminin kapsamını belirlediği, davacının yemin metni ile bağlı olmadığı, uyuşmazlık kapsamı dışında kalan ve davalı şirket yetkilisini ceza soruşturma yada kovuşturması ile karşı karşıya bırakacak vakıaların yemine konu edilemeyeceği, davacının usule ilişkin bu itirazının yerinde olmadığı, kaldı ki davacının talep ettiği şekilde yemin eda ettirilse dahi çekin davalı defterlerinde kayıtlı olup olmamasının yerleşik Yargıtay uygulamasına göre zorunlu olmadığı ve davalının çekten kaynaklanan haklarına etki etmediği, tüm dosya kapsamına göre davacının takip ve dava konusu çek nedeniyle borçlu olmadığı, çekin kargoda çalındığı ve davalının kötüniyetli hamil olduğu iddiasını ispat edemediği, iddianın ileri sürülüş biçimi, savunmanın kapsamı ve mahkememizce yapılan incelemenin niteliğine göre başka araştırma yapılmasına lüzum bulunmadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacının talebi üzerine mahkememizce vezneye giren paranın davalı alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verildiği ve bu kararın infaz edildiği anlaşılmakla davalının tazminat talebinin kabulü ile takip çıkış miktarı üzerinden davacıdan %20 oranında tazminat alınarak davalıya ödenmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:
Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacının menfi tespit ve çek istirdat taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE,
2-Davalının tazminat talebinin KABULÜ ile 39.445,96 TL üzerinden %20 oranında hesaplanan 7.889,19 TL tazminatın davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gerekli 179,90 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 597,72 TL peşin harç ve 75,92 TL tamamlama harcı toplamı 673,64 TL harçtan mahsubu ile bakiye 493,74 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Mahkememizce bu yargılama nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-4. maddesi uyarınca takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/06/2023
Katip …
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı