Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/406 E. 2023/214 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/406 Esas
KARAR NO : 2023/214

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 24/05/2022
KARAR TARİHİ : 22/03/2023

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıya ait … plakalı aracın 20/02/2022 tarihinde park halinde bulunduğu sırada davalı sigortalısı olan … plakalı aracın çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, kazanın meydana gelmesinde davalı sigorta sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğu, kaza nedeniyle davacı aracın değer kaybı meydana geldiği, davalıya dava öncesinde başvuru yapıldığı, davalı tarafından ödeme yapılmış ise de yapılan ödemenin gerçek zararı karşılamadığını belirterek bakiye değer kaybı zararının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava şartı arabuluculuğa başvurmadığı, alacağın zamanaşımına uğradığı, değer kaybı zararının davacıya ödendiği, sorumluluklarının poliçe teminat limiti, gerçek zarar ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğu, değer kaybı zararının genel şartlara göre hesaplanmasın gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri kapsamında açılan motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi tazminat (değer kaybı) isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-Sigorta bilgi ve gözetim merkezinin 15/06/2022 tarihli yazısı ve eki,
-… Sigorta A.Ş’nin 14/06/2022 tarihli yazısı ve eki poliçe ve hasar dosyası,
-Türkiye Noterler Birliğinin 08/06/2022 tarihli yazısı ve eki,
-… Sigorta A.Ş’nin 06/06/2022, 12/09/2022 tarihli yazısı ve eki,
-Davacı tarafından sunulan kaza ve hasara ilişkin fotoğraflar
-Garanti Bankası A.Ş nin 29/11/2022 tarihli yazısı ve eki,
-Bilirkişi … ve ………’in 17/11/2022 tarihli raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Aracın onarıldıktan sonra mübadele (rayiç) değerinin olaydan önceki mübadele değerinden az olacağının kabulü gerekir. Çünkü tamamen onarılmış olsa bile bu araba tahribatın izlerini taşımaktadır. Onarılmış durumdaki değeri, ne kadar iyi onarılmış olursa olsun kural olarak aynı nitelikteki hiç hasara uğramayan araç değerinden düşüktür ve bu da cari değerinden kaybettirmektedir.
Öncelikle, değer azalması veya değer kaybının belirlenmesinde dikkate alınması gereken ölçütler her olayın somut özelliğine göre değişebilecek ise de aracın markası, özellikleri ve model yılı, kullanım amacı, kullanım süresi, yıpranma payı, aracın gördüğü hasarın ağırlığı ve hasara uğrayan bölgeleri, hasarın giderilmesinde kullanılan parçaların niteliği (orijinal olup olmadığı) hususları değer kaybında gözönüne alınmalıdır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin(Kapatılan) kökleşmiş ilke ve uygulamalarına göre trafik kazalarına dayalı araç değer kaybı tazminatı, hasarlı aracın, hasara uğramadan önceki ikinci el piyasa değeri ile hasarlı haldeki ikinci el piyasa değerinin saptanması ve karşılaştırılması suretiyle belirlenir. Aradaki fark meydana gelen değer kaybıdır. Ancak aracın tamiri ekonomik değilse yani araç pert total ise değer kaybı talep edilemez(Bu yöndeki kararlar için bkz. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 28/12/2017 tarih ve 2015/6486 Esas, 2017/12264 Karar; Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 11/10/2018 tarih ve 2015/16180 Esas, 2018/8981 Karar sayılı ilamları.).
6100 Sayılı HMK’nın 266 ve devamı maddelerine göre çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda ihtisas sahibi kimselerin dinlenmesi ve rapor alınması gerekir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde; 20/02/2022 tarihinde davacıya ait … plakalı aracın park halinde bulunduğu sırada … plakalı aracın çarpması neticesinde çift taraflı, maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, davacının işbu dava ile … plakalı araçta meydana gelen hasara ilişkin olarak değer kaybı talebinde bulunduğu ve zararın … plakalı aracın zmss sigortacısı olan davalıdan tazminini talep ettiği, davalı sigortanın davacının dava şartı arabuluculuğa başvurmadığı, talebin zamanaşımına uğradığı, davacıya dava öncesi ödeme yapıldığı, davacının bakiye zararının bulunmadığı, sorumluluklarının poliçe teminat limiti, gerçek zarar ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğu, mahkemece kusur ve hesap yönünden bilirkişi incelemesi ile hesaplamanın zmms genel şartlarına göre yapılması gerektiğini savunduğu, taraflar arasında arabuluculuk dava şartının yerine getirilip getirilmediği, davaya konu alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, davacının bakiye değer kaybı zararının bulunup bulunmadığı var ise miktarının ne olduğu, taraf sürücülerinin kusur durumlarının ne olduğu ve davalının sorumlu olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunduğu görülmüştür.
Taraflar arasında doğrudan sözleşme ilişkisi bulunmamasına ve sorumluluk sigortaları TTK’da düzenlendiğine göre, davacı ve davalı arasındaki mutlak ticari dava niteliğindeki somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Davalı arabuluculuk şartının yerine getirilmediğini ileri sürmüş ise de dava dosyasına davacı tarafından sunulan arabuluculuk anlaşmazlık tutanağına göre davacının dava öncesinde davalı ile arabuluculuk görüşmeleri yaptığı ve görüşmenin anlaşmazlık ile neticelendiği, davalının görüşmelerde kendisini vekille temsil ettirdiği ve dava şartı yönünden herhangi bir eksiklik olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafından zamanaşımı defi ileri sürülmüş ise de davaya konu kazanın 20/02/2022 tarihinde meydana geldiği, dava tarihi itibariyle TBK nun 72 ve KTKnun 109 maddelerinde öngörülen 2 yıllık zamanaşımı gerçekleşmediği anlaşılmakla davalının zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir.
Davacıya ait dava konusu araç üzerinde dava dışı Türkiye Garanti Bankası A.Ş’nin rehninin bulunduğunun mahkememizce tespit edilmesi üzerine, adı geçen kuruma mahkememizce müzekkere yazıldığı, rehne konu kredi ilişkisinin devam edip etmediği, kredi ve borç ilişkisi devam ediyor ise bankaca davaya ve yargılama neticesinde tazminata hükmedilmesi halinde tazminatın açıkça ve kayıtsız olarak davacıya ödenmesine muvafakat edilip edilmediği hususunun sorulduğu, adı geçen kurum tarafından mahkememize gönderilen 29/11/2022 tarihli cevabı yazıda kredi ve rehin ilişkisinin sona erdiği ve araç üzerindeki rehnin kaldırıldığının bildirildiği ve davacının iş bu davada aktif husumet ehliyeti koşulunu sağladığı görülmüştür.
Mahkememizce davacıya ait aracın sicil ve geçmiş hasar kayıtları ile dava konusu kaza nedeniyle görmüş olduğu onarım işlemlerine ilişkin kayıtların ilgili kurumlardan istenildiği, davacının dava konusu olay nedeniyle zararının bulunup bulunmadığı, var ise miktarının ne olduğu ve davalı sürücüsünün kusur ve sorumluluğuna ilişkin mahkememizce dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edildiği, trafik kusur bilirkişinin tespitlerine göre, dava dışı sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonetin Şehit Nihat Bey caddesi üzerinde seyir halinde olduğu sırada yol kenarında park halinde olan davacı aracına sağ ön kısmı ile çarpması neticesinde kazanın meydana geldiği, davalı sigorta sürücüsünün yola gereken dikkat ve özeni göstermediği, aracın hızın teknik özelliklere yol ve hava durumuna uygun şekilde ayarlamadığı, kendi hatası ile şerit dışına taştığı, kontrolünü kaybedip park halinde bulunan davacı aracına çarpması olayında KTK’nun 52/b maddesini ihlal ettiği, kazanın oluşumunda etken olduğu, davacı sürücüsün ise kazanın önlenmesinde alabileceği herhangi bir tedbir bulunmadığı, kazanın oluşumuna etken faktör olmadığı, otomotiv bilirkişinin tespitlerine göre ise, davacı aracının dava konusu kazada sağ ön yan kısımlarından hasar aldığı, aracın onarımının kasko poliçesi kapsamında gerçekleştirildiği, hasar onarım bedelinin 27.144,68 TL olduğu, aracın onarım sonrasında sağ ön çamurluğunun değiştiği, sağ ön kapı direği, sağ ön kapı, sağ ön podye ve çamurluk bağlantı sacının onarıldığı, aracın dava konusu kaza öncesinde başka kaza kaydının bulunmadığı, serbest piyasa rayiçlerine göre aracın kaza öncesinde emsallerinin 390.000,00 TL olduğu, kaza sonrası onarılmış halde ki piyasa rayicinin ise 364.000,00 TL olduğu, serbest piyasa rayiçlerine göre araçta 26.000,00 TL değer kaybı meydana geldiği, zmms genel şartlarına göre yapılan değerlendirme de ise aracın değer kaybının 18.697,00 TLolduğu, davalı sigorta tarafından dava öncesinde davacıya 5.159,93 TL ödeme yapıldığı, bu ödeme mahsup edildiğinde davacının serbest piyasa rayicine göre 20.840,07 TL, zmms genel şartlarına göre ise 13.537,07 TL değer kaybı talebinde bulunabileceği yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
Davacıya ait … plakalı aracın park halinde bulunduğu sırada … plakalı aracın çarpması neticesinde çift taraflı, maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, mahkememizce alınan kusur raporuna göre davalı sigorta sürücüsünün hızını yol ve trafik durumuna göre ayarlamadığı, davacı aracına dikkat etmeksizin tedbirsiz yaklaştığı, park halinde bulunan araca çapmak suretiyle kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiği, asli ve tam kusurlu olduğu, davacının ise kurallara uygun park nedeniyle kazanın önlenmesinde alabileceği herhangi bir tedbir bulunmadığı, bu nedenle davalı sigorta sürücüsü ile onun eyleminden sorumlu olan kişilerin meydana gelen zarardan sorumlu olduğu, mahkememizce dava konusu olayda trafik bilirkişinin kusur değerlendirmesinin hakkaniyete uygun görüldüğü, dava konusu kazada davacıya ait aracın sağ ön kısımlarından hasarlandığı ve hasarlanan parçaların niteliğine ilişkin taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, her ne kadar davalı sigorta tarafından davacının değer kaybına ilişkin talebinin zmms genel şartlarına göre değerlendirilmesi talep edilmiş ise de, Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih ve 2019/40 esas 2020/40 karar sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verildiği, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının derdest dosyalar yönünden uygulanmasının zorunlu olduğu, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının usuli kazanılmış hakların istisnasını teşkil ettiği, Anayasa Mahkemesince bir kanun hükmünün iptal edildiği bilindiği halde görülmekte olan davaların anayasa aykırılığı saptanan kurallara göre görülüp çözümlenmesinin Anayasanın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği, bu kapsamda iş bu davada Türk Borçlar Kanunun haksız fiile ilişkin hükümleri, KTK hükümleri ile genel şartların bunlara aykırı olmayan hükümleri ile bu doğrultuda yeni genel şartlarla çeliştiği durumda Yargıtayın genel şartlarının yürürlüğe girmesinden önceki yerleşmiş içtihatları doğrultusunda uygulama yapılması gerektiği, bu nedenle değer kaybı talebi yönünden tazminat hesaplamasında davacının taleplerinin genel hükümlere ve serbest piyasa rayiçlerine göre değerlendirilmesi gerektiği, bilirkişi tarafından serbest piyasa rayiçlerine göre tespit edilen değer kaybı zararının kaza tarihi itibariyle dava konusu aracın niteliği, özellikleri, kullanım şekli, geçmiş hasar kayıtları ve ülkemizin ekonomik koşulları ile meydana gelen hasarın boyutuna göre makul olduğu, davalı sigorta tarafından söz konusu rapora itiraz edilmiş ise de yukarıda yapılan açıklama ve ilkeler uyarınca davalı sigortanın itirazlarının yerinde olmadığı, davalı sigortanın kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın 11/10/2021-11/10/2022 tarihleri arasındaki dönemde ve kaza tarihi itibariyle zmms sigortacısı olarak değer kaybına ilişkin zarardan sorumlu olduğu bu nedenle davacının davalı sigorta sürücüsünün %100 kusuruna karşılık bakiye 20.840,07 TL değer kaybı talep edebileceği, ancak kaza tarihi itibariyle davalı sigortanın poliçe teminat limitinin 50.000,00 TL olduğu, davalı sigorta tarafından davacının kasko sigortacısına 27.144,68 TL, davacıya ise dava öncesinde 5.159,93 TL ödeme yapıldığı, bu ödemeler poliçe teminat limitinden mahsup edildiğinde davalının bakiye 17.335,39 TL teminatının kaldığı, davacının bu tutarda davalıdan talepte bulunabileceği, davacının 25/01/2023 tarihli dilekçesi ile değer arttırım yoluna başvurduğu, davalıdan 13.537,07 TL talep ettiği, davalının eksik ödeme tarihi olan 30/03/2022 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, davacının sıfatına göre somut uyuşmazlıkta uygulanması gereken faizin avans faizi olduğu, bu ilke ve açıklamalar uyarınca somut uyuşmazlıkta mahkememizce alınan kusur ve zarar gören davacıya ait aracın değer kaybı bedeline ilişkin hesaplama yapan otomotiv bilirkişi heyet raporunun kaza tarihi itibariyle serbest piyasa rayiçleri ile dosya kapsamı ile usul ve yasaya uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu anlaşılmakla taleple bağlı kalınarak davacının değer kaybı talebinin kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜ ile, 13.537,07 TL’nin 30/03/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
2-Alınması gerekli 924,71 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 80,70 TL peşin harç ve 229,47 TL tamamlama harcı toplamı 310,17 TL harcın mahsubu ile bakiye 614,00 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 80,70 TL peşin harç, 229,47 TL tamamlama harcı, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 170,50 TL müzekkere-tebligat-posta giderinden oluşan toplam 2.061,44 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-4. maddesi uyarınca takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
6-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun 2022/2437 sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 341 vd. Maddeleri uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/03/2023

Katip …
¸E-imza

Hakim …
¸E-imza