Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/403 E. 2022/624 K. 19.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/403
KARAR NO : 2022/624

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/07/2014
KARAR TARİHİ : 19/07/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … idaresindeki … plakalı araçla … idaresindeki … plakalı aracın çarpışması sonucunda …’ın vefat ettiğini, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …/… Hazırlık sayılı dosyasındaki bilirkişi raporunda … plakalı araç sürücüsünün asli, … plakalı araç sürücüsünün tali kusurlu olduğunun ifade edildiğini, kazada vefat eden …’ın davacıların müşterek çocuğu olduğunu ve çocuklarını kaybeden davacıların destekten yoksun kaldıklarını, söz konusu trafik kazasının olduğu tarihte … plakalı aracın malikinin … olduğunu ve aracın kaza tarihini kapsayan … nolu ZMMS poliçesiyle davalı şirket nezdinde 268.000,00-TL limitli olarak sigortalı bulunduğunu bildirerek şimdilik toplam 2.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 08/04/2014-2015 tarihleri arasında …/… nolu Karayolları Motorlu Araçlar ZMMS sigortası ile sigortalı bulunduğunu, poliçede kişi başı sakatlık ve ölüm teminatlarının kaza tarihinde 268.000,00-TL olduğunu, dava konusu trafik kazasının müteveffanın alkollü ve 6/8 kusurlu olarak sigorta poliçesi bulunmadığı iddia edilen araçla çarpışması sonucunda meydana geldiğini, tüm taleplerinin reddi halinde sigortalı aracın 6/8 kusuruna karşılık gelen tazminatın hesaplanması gerektiğini ve müteveffanın alkollü ve emniyet kemeri kullanmamış olduğundan müterafik kusur indiriminin tazminattan mahsup edilmesinin gerektiğini, davacıların destekten yoksun kalma zararı olup olmadığının araştırıldıktan sonra bilirkişi incelemesi yaptırılmasının gerektiğini bildirerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri kapsamında açılan motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi tazminat (destekten yoksun kalma) isteğine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacıların müşterek çocuğu olan …’ün kendi sevk ve idaresindeki araçla … tarihinde karıştığı trafik kazası sonucu vefat ettiği, davacıların adı geçenin desteğinden yoksun kaldıkları iddiası ile iş bu davada maddi tazminat talebinde bulunduğu, dosyanın mahkememizin …/… esasına kaydedildiği, mahkememizce yürütülen yargılama neticesinde 16/06/2015 tarih ve …/… esas ve …/… sayılı karar ile davacı … yönünden 29.222,52 TL, davacı … yönünden ise 23.531,12 TL üzerinden davanın kabulüne dair karar verildiği, bu karara karşı davalı sigorta vekilinin temyiz yasa yoluna başvurduğu, temyiz incelemesi neticesinde Yargıtay … Hukuk Dairesinin 10/09/2018 tarih ve …/… esas, …/… karar sayılı ilamı ile “… davalı trafik sigortacısının, kusur oranlarına bakılmaksızın zararın tamamından sorumlu olduğunu kabul doğru gibi görünse de; davacıların, karşı aracın trafik sigortacısı olan … Sigorta A.Ş’den, bu sigortacının sigortaladığı araç sürücüsünün % 25 kusur oranına göre hesapladığı 10.509,15 TL. tazminatı ibraname de vererek tahsil ettiği; davacıların, zarardan müteselsilen sorumlu olanlardan birinin durumunu (davalıyı) diğeri lehine ağırlaştırdığı; davalı aleyhine tam kusura göre tazminata hükmedilmesi halinde, ibraname karşılığında tazminat ödemesi yapan karşı araç sigortacısına davalının rücu edemeyeceği ve bu durumun davacılardan kaynaklandığı hususları hep birlikte gözetildiğinde; davalının sigortaladığı araç sürücüsü desteğin % 75 kusur oranına göre tazminatın belirlenmesi gerektiğinin kabulü gerekir. Mahkeme gerekçesi ve kabulü bu yönden isabetli değildir…” gerekçesi ile mahkememiz ilamının bozulmasına karar verildiği, dosyanın mahkememizin …/… esasına kaydedildiği, mahkememizce 03/05/2019 tarihli celsede usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyulmasına karar verildiği, bozma ilamı doğrultusunda dosyanın aktüer bilirkişiye tevdi edildiği, aktüer bilirkişiden alınan rapor sonrası 14/02/2020 tarih ve …/… esas, …/… karar sayılı ilam ile daha önceki hüküm ile aynı şekilde davacı … yönünden 29.222,52 TL, davacı … yönünden ise 23.531,12 TL üzerinden davanın kabulüne dair karar verildiği, bu karara karşı da davalı sigorta vekilinin temyiz yasa yoluna başvurduğu, temyiz incelemesi neticesinde Yargıtay … Hukuk Dairesinin 29/11/2021 tarih ve …/… esas, …/… karar sayılı ilamı ile “…Bozma kapsamında yürütülen yargılamada; bozmadan önceki hükme esas alınan hesap raporundaki hataların düzeltilmesi için yeniden hesap raporu alınmış; davacıların, 24.10.2019 tarihli rapor ile (2019 verileriyle hesaplama yapan) belirlenen 47.166,17 TL. ve 36.594,29 TL. tazminatları talep etme hakkı bulunduğu kabul edilmiş; ancak, ilk hükmün davacı tarafça temyiz edilmemiş olması nedeniyle miktarların kesinleştiği gerekçesiyle, ilk hükümdeki miktarlar hüküm altına alınmıştır.
Mahkeme ilk hükmünün sadece davalı lehine bozulduğu ve bozma ilamının kapsamı; davacı tarafın, ilk hükmü temyiz etmediği ve ilk hükme esas alınan 16.03.2015 tarihli hesap raporuna itirazının bulunmadığı; bozma ilamının kapsamında belirtilen yönler dışında 16.03.2015 tarihli raporda belirlenen tazminat miktarları için davalı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu dikkate alınmalıdır. Her ne kadar mahkeme tarafından ilk hükümdeki miktar aşılmadan karar verilip usuli kazanılmış hakların korunduğu gerekçesine dayanılmışsa da, karar gerekçesinde davacıların tazminat alacağının 47.166,17 TL. ve 36.594,29 TL. olarak kabul edildiği ve güncel verilerle hesap yapan 24.10.2019 tarihli raporun hükme esas alındığının belirtildiği dikkate alındığında, bu kabulün usuli kazanılmış hakları ihlal edici nitelik taşıdığı açıktır. İlk hükmü temyiz etmeyen davacı lehine olacak biçimde, asgari ücrette gerçekleşen artışın kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle uygulanmasıyla yeniden yapılan hesap ile, tazminatın ilk hükümdeki miktarı dahi aşacak biçimde belirlenmesi, davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hakları ihlal edecektir (HGK’nun 18.02.2020 tarih, 2016/21-817 Esas ve 2020/167 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir).
Açıklanan vakıalar karşısında mahkemece; bozma öncesindeki ilk hükme esas alınan 16.03.2015 tarihli rapordaki tazminat miktarı yönünden davalı lehine oluşan kazanılmış hakkın korunmasını temin etmek üzere, temyiz eden davalının sorumlu olduğu tazminat miktarlarını önceki bozma ilamının kapsamına uygun ve usuli kazanılmış hakları ihlal etmeyecek biçimde belirleyen alternatifteki miktarlarda (davacı … için 26.589,44 TL. ve davacı … için 21.320,72 TL.) tazminata hükmedilmesi gerekirken, usuli kazanılmış hakları ihlal edecek biçimde güncel verilerle hesap yapan 24.10.2019 tarihli aktüer raporundaki alternatif hesabın hükme esas alınmasıyla karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir…” şeklinde mahkememizin anılan ilamının bozulmasına karar verildiği, dosyanın mahkememizin 2022/403 esasına kaydedildiği, mahkememizce 19/07/2022 tarihinde usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacıların müşterek çocuğu …’ün sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile dava dışı … Sigorta A.Ş nezdinde zmms sigortalı … plakalı aracın … tarihinde çift taraflı, ölümlü, yaralamalı trafik kazasına karıştığı, bu kaza neticesinde davacılar desteğinin vefat ettiği, davacıların … plakalı aracın zmms sigortacısı olan dava dışı … Sigorta A.Ş’den dava dışı sürücü …’nın %25 kusuruna karşılık 24/07/2014 tarihinde 10.509,15 TL ödeme aldığı, davacıların iş bu davada destekleri …’ün kusurunun kendilerine yansıtılamayacağı, davalı … (…) Sigorta A.Ş’nin … plakalı aracın zmms sigortacısı olarak meydana gelen destekten yoksun kalma zararlarından sorumlu olduğu iddiasında bulunduğu, mahkememizce alınan 16/03/2015 tarihli rapora göre davacılar desteğinin meydana gelen kazada %75 kusurlu olduğu, yukarıda içeriği açıklanan Yargıtay … Hukuk Dairesinin 10/09/2018 tarih ve …/… esas, …/… karar ve Yargıtay … Hukuk Dairesinin 29/11/2021 tarih ve …/… esas, …/… karar sayılı ilamlarına göre davacıların dava dışı … Sigorta A.Ş’den almış oldukları ödemenin güncellenerek tazminattan indirilmesinin doğru olmadığı, davacıların davalı sigortadan sadece desteğin %75 kusuruna karşılık talepte bulunabileceği, ayrıca mahkememizin 16/06/2015 tarih ve …/… esas ve …/… sayılı karar sayılı ilamının davalı tarafından temyiz edildiği, davalı yararına bozulduğu ve 16/03/2015 tarihli aktüer bilirkişi raporuna davacıların itirazının bulunmadığı, 16/03/2015 tarihli bilirkişi raporundaki tazminat miktarlarının davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşturduğu, bu tarihten sonra asgari ücrette gerçekleşen artışa bağlı olarak yeniden hesaplama yapılması ve tazminatın ilk hükümdeki miktarı aşacak şekilde belirlenmesinin davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hakları ihlal edeceği, buna göre davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hakkın korunması bakımından 24/10/2019 tarihli raporda belirtildiği gibi 16/03/2015 tarihli rapordaki veriler sabit kabul edilerek ve davalının %75 kusurla sınırlı sorumlu olduğu değerlendirilerek yapılan hesaplamaya göre davacıların tazminat taleplerinin hüküm altına alınması gerektiği böylece davacı Abdurahman’ın 21.320,72 TL, davacı …’in ise 26.589,44 TL tazminat talep edebileceği, davacıların 17/03/2015 tarihinde değer arttırım yoluna başvurduğu, davalı sigortanın dava ile temerrüde düştüğü, davacıların bu tarihten itibaren temerrüt faizi talep edebileceği, tarafların sıfatına göre talep edilebilecek faizin yasal faiz olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE,
1-Davacı …’ün maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile 26.589,44 TL tazminatın 11/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2- Davacı … …’ün maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile 21.320,72 TL tazminatın 11/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 3.272,74 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 25,20 TL peşin harç ve 174,00 TL ıslah harcı toplamı 199,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.073,54 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 25,20 TL başvurma harcı, 25,20 TL peşin harç, 174,00 TL ıslah harcı, 700,00 TL bilirkişi ücreti ve 100,00 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 1.024,40 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen sebebiyle tarafların haklılık oranına göre (47.910,16/52.753,64=0,90) 930,34 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacılara ÖDENMESİNE,
5-Davalı … A.Ş tarafından yapılan 135,00 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen sebebiyle tarafların haklılık oranına göre (0,10) 13,50 TL’sinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
6-Davacı … dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-2. fıkrası uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı …’e ÖDENMESİNE,
7-Davacı … dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-2. fıkrası uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı …’e ÖDENMESİNE,
8-Davalı … A.Ş dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı …’ün reddedilen tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-2. fıkrası uyarınca 2.633,08 TL vekalet ücretinin davacı …’den tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
9-Davalı … A.Ş dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı …’ün reddedilen tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-2. fıkrası uyarınca 2.210,40 TL vekalet ücretinin davacı …’den tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
10-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay 4. Hukuk Dairesi nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.19/07/2022

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA