Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/399 E. 2022/1053 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/399 Esas
KARAR NO : 2022/1053

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/05/2022
KARAR TARİHİ : 23/11/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında ticari satım ilişkisi bulunduğu, 2018 yılında davalının bayisi olan dava dışı şirket ile müvekkili arasında gaz beton alımına ilişkin sözleşme yapıldığı, üretici olan davalı tarafından süresi içerisinde mal sevkiyatı yapılmaması nedeniyle dava dışı şirketin sözleşmede kararlaştırılan teslimi yerine getiremediği, eksik teslim yaptığı, dava dışı şirket ile olan sözleşmeye konu malın dava dışı üçüncü kişilerden daha yüksek bedelle satın alındığı, davalı ve davalının dava dışı bayisi ile yapılan sözlü anlaşmaya göre fiyat farkının davalı tarafından karşılanacağının taraflarca kararlaştırıldığı, bu kapsamda yansıtma faturalarının davalıya gönderildiği, davalı tarafından kısmi ödeme yapılmakla birlikte cari hesapta bakiye alacaklarının bulunduğu, bu nedenle davalı aleyhinde takip yapıldığı, davalı tarafından takibe itiraz edildiği, yapılan itirazın haksız olduğu ve iptali gerektiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü süre içerisinde ikame edilmediği, bu nedenle reddi gerektiği, davaya konu alacağın zamanaşımına uğradığı, taraflar arasında sözleşme bulunmadığı, müvekkiline teslim edilen mal ve hizmetin olmadığı, dava dilekçesi ekinde sunulan mutabakat isimli belgenin imzasız olduğu delil olarak kabul edilemeyeceği, ispat külfetinin davacıda olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, ticari satım sözleşmesinden kaynaklanan yansıtma faturalarına ilişkin cari hesap alacağının tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
DELİLLER:
-İzmir Vergi Dairesinin 10/06/2022 tarihli yazısı ve eki,
-İstanbul Vergi Dairesinin 11/06/2022 tarihli yazısı ve eki,
– İzmir 6 İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosya sureti,
-İzmir 2 ATM’nin …/… esas sayılı dosya sureti,
-Tarafların ticari defter ve kayıtları,
-Bilirkişi …’nun 28/10/2022 tarihli bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Uyuşmazlığın çözümü açısından öncelikle konuyla ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır.
İtirazın iptali davası; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre;
i) İlamsız takip yapılmış olması,
ii) Borçlunun bu takibe itiraz etmesi,
iii) İtirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren alacaklının, bir yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması yasal koşullarının gerçekleşmesi gerekir.
Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davasının konusu, icra takibine konu edilen alacaklar olup, davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Davalı borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını da bu dava içinde ancak cevap süresi içinde ileri sürmesi olanaklıdır. Eğer cevap süresi içinde davalı/borçlu diğer itirazlarını ileri sürmezse mahkeme bunları kendiliğinden göz önüne alamaz, takibe itiraz edilirken bildirilen sebeplerle sınırlı araştırma yapmak durumunda kalır. Nitekim aynı hususlara Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.09.2021 tarihli ve 2017/(19)11-1663 E., 2021/1070 K. sayılı kararında da değinilmiştir.
Dava yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabi olduğundan; ispat külfeti normal bir alacak davasındaki ile aynıdır. Ancak her iki dava ispat yöntemleri ve hukukî sonuçları bakımından farklılıklar göstermektedir. Bu bağlamda belirtmek gerekirse; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesi gereğince ispat yükü, Kanun’da özel düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Bu genel kuralın dışında bazı hâllerde ispat yükü yer değiştirerek davalı tarafa geçer. Bu hâllerden birisi davalının ödeme savunmasında bulunmasıdır. Davacı ya da davalı iddiasını ya da savunmasını HMK’da belirtilen hükümlere göre ispat etmelidir. Buna göre yapılacak yargılama sonunda mahkemece verilecek karar ya davanın kabulü ya da reddine yönelik olacak; ancak takibin iptali ya da devamı hükmünü de içerecektir.
Bu açıklamalar göstermektedir ki, itirazın iptali davası, icra takibine sıkı sıkıya bağlı; itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;davacının, davalı aleyhinde cari hesap alacağı nedeniyle İzmir 6. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalı borçluya 29/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 01/08/2019 tarihinde yasal süresi içerisinde icra dairesinin borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu, davalı borçlunun takibe itirazı üzerine davacının iş bu itirazın iptali davasını ikame ettiği, davalı borçlunun itirazının iptalinin talep edildiği, davacının davalının bayisi olan dava dışı şirket ile ticari satıma ilişkin aralarında sözleşme bulunduğu, bu sözleşme kapsamında dava dışı bayiden mal tedarik ettiği, ancak davalı şirketin süresi içerisinde mal sevkiyatı yapmaması nedeniyle dava dışı bayinin edimlerini eksik yerine getirdiği, işin niteliği gereği acil ihtiyaç duyulan malın üçüncü kişilerden temin edildiği, davalı ve dava dışı şirket (bayi) ile varılan anlaşmaya göre arada oluşan fiyat farkının davalı tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davalının fiyat farkına ilişkin borcunun bir kısmını ödediği, bakiye kısmın takip konusu edildiği ve takibe yapılan itirazın haksız olduğunu iddia ettiği, davalının ise hak düşürücü süre itirazı ve zamanaşımı definde bulunduğu, davacı ile aralarında sözleşme ilişkisi bulunmadığı, takibe konu alacak nedeniyle borçlu olmadığını savunduğu, taraflar arasında davanın hak düşürücü süre içerisinde ikame edilip edilmediği, takip ve davaya konu alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, takibe yapılan itirazın haklı olup olmadığı, davacının alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise alacaklı olduğu miktarın ne kadar olduğu hususlarında ihtilaf bulunduğu anlaşılmıştır.
Tarafları tacir olan ve tarafların ticari işletmesini ilgilendiren ticari satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin iş bu nispi ticari davada mahkememizin görevli olduğu görülmüştür.
Davalı tarafından hak düşürücü süre içerisinde davanın ikame edilmediği savunulmuş ise de, davalının takibe itirazının davacıya tebliğ edilmediği, 2004 sayılı İİK’nun 67 vd. Maddeleri uyarınca davacı yönünden dava öncesinde 1 yıllık hak düşürücü süresinin işlemeye başlamadığı, davalının hak düşürücü süre itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı ile dava dışı … Endüstriyel Ürünler A.Ş arasında gazbeton malzeme teminine ilişkin sözleşme bulunduğu, bu sözleşmede davacının alıcı, dava dışı … End. A.Ş’nin ise satıcı, sözleşme konusunun … projesine gaz beton malzeme temini, sözleşme tarihinin ise 28/08/2018 tarihi olduğu görülmüştür.
Davacı tarafından davalı ve dava dışı bayi … Endüstriyel A.Ş ile kendisi arasında teslim edilmeyen ürünlere ilişkin fiyat farkı ödenmesine dair mutabakat metni bulunduğu iddia edilmiş ve buna ilişkin dava dilekçesinin Ek5’inde mutabakat başlıklı bir sözleşme örneği sunulmuş ise de söz konusu sözleşmede tarafların imza ve kaşelerinin bulunmadığı görülmüştür.
Davalı tarafından taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığı ve davacıya borçlu olunmadığı savunulmak ile birlikte mahkememizce öncelikle taraflar arasında ticari ilişki olup olmadığı, ilişki var ise bu ilişkinin ticari defterlere ne şekilde yansıdığı hususunda taraf defterlerinin bilirkişi tarafından incelenmesine ve sözleşme ilişkisinin inkarı ve zamanaşımı define ilişkin hususun bu inceleme tamamlandıktan sonra değerlendirilmesine karar verildiği, dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişinin 28/10/2022 tarihli raporunda, tarafların defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, kendileri lehine delil vasfına sahip olduğu, taraf defter ve kayıtlarına göre taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2018 yılı öncesinde başladığı, cari hesap şeklinde takip edildiği, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 58.027,30 TL alacaklı olduğu, davalı defterlerinde de bu kaydın aynı şekilde yer aldığı, ayrıca davalının İzmir 2 ATM nin …/… esas sayılı dosyasında konkordato talebinde bulunduğu, davalıya geçici ve kesin mühlet verildiği, tasdik yargılaması aşamasında davalının davadan feragat ettiği bu nedenle mahkemece feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiği, davalının konkordato yargılamasında davacının alacak kaydına ilişkin başvurusu üzerine davacının kendilerinden 58.027,35 TL alacaklı olduğuna dair beyanda bulunduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
Davalı tarafından sözleşme ilişkisi ve borç inkar edilmiş ise de mahkememizce yapılan defter incelemesinde taraf defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, kendileri lehine delil vasfına sahip olduğu, taraflar arasında 2018 yılı öncesinde başlayan ticari ilişki bulunduğu, bu ilişki kapsamında davacının davalıdan takibe konu asıl alacak tutarı ile aynı olacak şekilde bakiye cari hesap alacağının bulunduğu, bu alacak kaydının aynı şekilde davalı defterinde de yer aldığı, taraf defterlerinin birbiri ile uyumlu olduğu, bu halde davalı tarafından sözleşme ilişkisi cevap dilekçesinde inkar edilmiş ise de defter ve kayıtların davalının savunmasının aksini ortaya koyduğu ve davalı aleyhinde delil teşkil ettiği, ayrıca davalının konkordato talep ettiği İzmir 2 Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyasında da davacının iş bu takip ve davaya konu alacak miktarını aynı tutarla kabul ettiği, buna göre takip tarihi itibariyle birbirleri ile uyumlu olan taraf defterlerine ve konkordato dava dosyası kayıtlarına göre davalıdan alacaklı olan davacının davalı aleyhinde takibe girişmesinde herhangi bir yasal engel bulunmadığı, ihtilafa konu cari hesaba dayanak faturaları defterlerine işleyen davalının yerleşik Yargıtay uygulamasına göre faturaya konu mal ve hizmeti teslim aldığının karine olarak kabulü gerektiği, bu halde ispat külfetinin yer değiştirdiği, davalıya geçtiği, bu mal ve hizmetlere ilişkin olarak borçlu olmadığını savunan davalının mal ve hizmeti teslim almadığını veya teslim aldığı mal ve hizmeti iade ettiğini veya bedelini ödediğini, davacıya borçlu olmadığını yazılı delil ile ispat etmesi gerektiği, davalının bu yönde herhangi bir ispat vasıtası sunmadığı, davacının sözleşme ilişkisini ve bakiye alacağının bulunduğunu ispat ettiğinin kabulü gerektiği, sözleşme ilişkisi ve alacak durumu taraf defter ve kayıtları ile saptandığına göre takip ve davaya konu uyuşmazlıkta zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu ve takip tarihi ile dava tarihi arasında 10 yıllık sürenin geçmediği, davalının zamanaşımı definin yerinde olmadığı, davacının iddiasını ve taraflar arasındaki temel ilişki ile dava konusu asıl alacağı yönünden alacağının varlığını ispat ettiği, tarafların sıfatına ve uyuşmazlığın niteliğine göre davacının temerrüt tarihi olan takip tarihi itibariyle davalıdan avans faizi talep edebileceği, mahkememizce alınan bilirkişi raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, ayrıca uyuşmazlığa konu alacak miktarı likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin yasal şartlarının oluştuğu, iddianın ileri sürülüş biçimi, savunmanın kapsamı ve mahkememizce yapılan incelemenin niteliğine göre başkaca araştırma yapılmasına lüzum bulunmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜ ile, İzmir 6. İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin aynen DEVAMINA,
2- 58.027,30 TL alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 11.605,46 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gerekli 3.963,84 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 700,83 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 3.263,01 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvuru harcı, 700,83 TL peşin harç, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 164,00 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 2.445,53 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/1-2 maddelerine göre 9.284,37 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
6-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun 2019/5180 sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
7-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/11/2022

Katip …
E İMZA

Hakim …
E İMZA