Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/364 E. 2022/622 K. 18.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/364
KARAR NO : 2022/622

MAHKEMEMİZ 2022/364 ESAS SAYILI DAVA DOSYASI YÖNÜNDEN:

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 30/01/2008

MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞEN … ATM’ NİN …/… ESAS, …/… KARAR
SAYILI DAVA DOSYASI YÖNÜNDEN:

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 23/12/2008

MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞEN BİRLEŞEN … ATM’ NİN …/… ESAS ,…/…
KARAR SAYILI DAVA DOSYASI YÖNÜNDEN:

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 16/04/2010

MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞEN BİRLEŞEN … ATM’NİN …/… ESAS, …/…
SAYILI DAVA DOSYASI YÖNÜNDEN:

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 29/01/2009
KARAR TARİHİ : 18/07/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl dava dosyası yönünden davacı vekili Mahkememize verdiği 30/01/2008 tarihli dilekçesinde; tarafların, … Denizcilik ve Taşımacılık Turizm Sanayi ve Gümrükleme Ticaret Limited Şirketinin ortakları iken aralarında vardıkları mutabakat sonucu akdetmiş oldukları 17/05/2004 tarihli sözleşme ile ortaklardan müvekkilinin şirketteki hisselerinin tamamını davalılara sattığını, buna karşılık davalı-borçluların müvekkiline her ay 2.000-$ ödemeyi kabul ve taahhüt ettiklerini, hisselerin devir ve satış bedelinin ödeme şekli ve usulünün ise aynı sözleşmenin 5. maddesinde belirlendiğini, buna göre, davalı borçluların Mayıs 2004′ den başlamak üzere ve birer yıllık süreçler ile bonolara bağlanmak suretiyle ikişer bin $’ ın müvekkiline ödeyeceklerini, bonoların her yılın Mayıs ayı içinde müvekkiline teslim edileceğini, bu sürecin ” şirket tüzel kişiliği ve şirketin bağlantılı işi olan … A.Ş. ve … Şirketi ile olan iş münasebeti devam ettiği sürece ” devam edeceğini, sözleşmenin imzalanması ile ilk yılın bonolarının müvekkiline teslim edilmiş ve ödenmiş olduğunu ancak Mayıs 2005 tarihinde ikinci yılın bonolarının müvekkiline teslim edilmesi gerekirken, müvekkilinin ortaklığını sona erdirdiği … Ltd. Şti. nin noter aracılığıyla keşide ettiği 11/05/2005 tarihli ihtarnameyle … A.Ş. ve … şirketi ile olan iş münasebeti devam etmediğinden ve … Ltd. Şti. tasfiye sürecine girdiğinden bahisle sözleşmenin 5. maddesinde yazılı ödemelerin yapılmayacağının beyan edildiğini oysa davalıların … Ltd. Şti’ ni tasfiyeye sokmadan önce şirketin yegane işi olan … A.Ş. ve … şirketlerine verilen acentelik hizmeti işini Çanakkale’ de kurulu … Denizcilik İhracat ve Ticaret A.Ş. unvanlı bir şirkete kaydırarak 11 Mart 2005 tarihinde bu şirketten bir vekaletname aldıklarını, bu vekaletname ile Çanakkale … Limanı’ na gelen … A.Ş. ve … şirketlerine ait gemilere acentelik hizmetini sürdürmeye devam ettiklerini, yirmi gün sonra 31/03/2005 tarihinde ” ortaklara bir kar sağlamadığı ” gerekçesiyle … Ltd. Şti’ nin faaliyetlerine son verip şirketi tasfiyeye soktuklarını, … Ltd. Şti’ nin 01/01/2004 – 31/12/2004 dönemi işlem hacminin 916.296.250.930-TL olduğunu yani … Ltd. Şti. tasfiyeye sokulmadan önce acentelik hizmeti verdiği bu iki şirketle ( … ve … ) yaklaşık 1 trilyon TL tutarında iş yaptığını, davalıların bu işlem hacmine sahip şirketi, ” ortaklara bir kar sağlamadığı ” gerekçesi ile tasfiyeye sokabildiklerini, 26 Aralık 2005 tarihinde davalıların … A.Ş.’ ye ortak olduklarını, buna göre davalıların anılan bu şirketin % 70′ ine, eşleri de % 10′ ar olmak üzere % 90′ ına sahip olduklarını, önce vekil, bilahare ortak oldukları … A.Ş.’ nin 2004 yılını zarar ile kapattığını, bir taraftan kar eden şirket tasfiye edilirken, diğer taraftan zarar eden şirkete ortak olunduğunu,16/02/2006′ da ticari hayatın olağan akışına hiç uymayan bir şekilde davalıların ve eşlerinin şirket paylarını bu sefer … Ltd. Şti’ nin işçisi olan …’ a ve onun eşi …’ a ve şirketin eski ortaklarına devrettiklerini, …’ ı da yönetim kurulu başkanlığına getirdiklerini, bunu yapmalarının tek nedeninin aleyhlerine giriştikleri ilk icra takibi olduğunu, davalıların bu tür bir organik bağ ile bağlandıkları … A.Ş. vasıtasıyla … AŞ. ve … Şirketi ile olan iş münasebetini sürdürmeye devam ettiklerini, davalıların bu eylemlerinin müvekkilinden satın almış oldukları hisselerin bedellerini müvekkiline ödememek kastı ile yapıldığını, nitekim müvekkilinin Mayıs 2005 – Ocak 2006 arası 23.940-YTL’ nin tahsili amacı ile takibe giriştiğini, davalıların haksız itirazları ile karşılaşınca, itirazların iptali ve takibin devamı için İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’ nde dava ikame ettiğini, davanın kabul edilerek itirazın iptaline, takibin devamına karar verildiğini, bu kere müvekkilinin Şubat 2006 – Ocak 2007 tarih aralığı 12 aylık alacağının tutarı olan 24.000-$’ nı Merkez Bankasının $ Dolarına yürüttüğü faiz de ilave edilmek suretiyle 24.320,65-$ üzerinden davalılar aleyhine İzmir … İcra Müdürlüğü’ nün …/… E. sayılı dosyası ile takibe giriştiğini, borçluların itirazlarında sözleşmenin 3. maddesinin bozucu şart içerdiğini ve bu bozucu şartın da gerçekleştiğini, bu nedenle itirazda bulunduklarını beyan ettiklerini, sözleşmenin 3. maddesinin bozucu şart içerdiği doğru ise de, BK’ nin 150.1 maddesi uyarınca borçlunun borcun edasına mani olacak tasarruflardan kaçınması amir hükmünün yanı sıra ” şartın gerçekleşmesi için hüsnüniyet kaidelerine aykırı hareket edilmesi durumunda o şart gerçekleşmemiş addolunur ” amir hükmü ( B.K.154 ) karşısında bu itirazın dinlenemeyeceğini, davalıların sözleşmenin 5.t maddesindeki bozucu şartın gerçekleşmesi için, dolayısıyla müvekkilden satın almış oldukları payların bedellerini ödememek için … Ltd. Şti.’ ni tasfiye etmekten ve diğer eylem ve tasarruflarda bulunmaktan ve devamından kaçınmadıklarını, bu durumda, şart gerçekleşmemiş olduğuna göre borçlular aleyhine giriştikleri takibin haklı olduğunu belirtmiş, davalının İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… E. sayılı icra dosyasına vaki itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl dava dosyası yönünden davalılar vekili, Mahkememize verdiği 22/02/2008 tarihli cevap dilekçesinde; müvekkilleri ile davacı …’ in … Denizcilik … Ltd. Şti.’ nin hissedarları iken taraflar arasında 17/05/2004 tarihinde yapılan sözleşmenin yapılmasının temel nedeninin şirketin tasfiye sürecine girecek olması ve bunun şirket hissedarlarınca öngörülmesi olduğunu, şirketin tasfiye sürecine gireceğini bilen ve bu duruma kendisi neden olan davacının adeta ” ne koparırsam kârdır ” mantığı ile hareket ettiğini, tüm şahsi borçlarını şirkete dolayısı ile gerçek kişi müvekkillere ödettiğini, sözleşmenin 2. ve 5. maddesine dayanarak müvekkilleri aleyhine icra takibi başlatan davacının kastettiği maddenin 1. madde olduğunu, bu madde uyarınca davacının sahibi olduğu 70 adet payın 30′ unu müvekkillerinden …’ a ve 40′ ını müvekkillerinden …’ a devredeceğini, payların satış değerinin noter senedinde nominal değerler üzerinden gösterileceğini ancak ödemelerin her ay 2.000 Amerikan Doları olmak üzere itibari değer üzerinden yapılacağını, davacı tarafın icra takibine ve işbu davaya dayanak olarak gösterdiği 5. maddeye göre ise, şirket tüzel kişiliği devam ederse ve bunun yanında ayrıca şirketin … A.Ş. ve … şirketleri ile olan iş münasebetleri de devamlılık gösterirse davacıya aylık 2.000 Amerikan Doları ödemeler yapılacağını, anılan 5. maddenin açıkça bozucu şart içerdiğini, bu hususun daha önceleri şiddetle karşı çıkan, davacı tarafça da ikrar edildiğini, maddede ” şirket tüzel kişiliği ve şirketin bağlantılı işi olan … A.Ş. ve … Şirketi ile olan iş münasebetleri devam ettiği sürece ” denildiğini, buna göre şirket tüzel kişiliği devam ettiği ve aynı zamanda … A.Ş. ve … Şirketleri ile olan iş münasebetleri de devamlılık gösterdiği sürece davacıya ödeme yapılacağını, tüzel kişilik sona erdiğinde ve … A.Ş. ve … şirketleri ile olan iş münasebetleri sona erdiğinde davacıya ödeme yapılmayacağını, aksini kabulünün müvekkillerinin ömür boyu davacıya ödeme yapmaları sonucunu doğuracağını, bu durumun mantıken kabul edilemeyeceğini, 5. maddede tüzel kişi … Ltd. Şti.’ nin … A.Ş. ve … şirketleri ile olan iş münasebetlerini devamının şart koşulduğunu, bu maddede gerçek kişi müvekkillerinin anılan şirketlerle iş ilişkisine yönelik hiçbir ifade bulunmadığını, Çanakkale’ de denizcilik faaliyetinde bulunan 2-3 adet firma bulunduğunu, gerçek kişi müvekkillerinin bu firmaların biriyle çalışmak zorunda olduğunu, davacının şirketin tasfiye sürecine gireceğini bildiğinden, bu denli lehine bir sözleşme düzenlenmesini sağladığını, zira şirketin tasfiye sürecine girmesine bizzat kendisinin neden olduğunu, … Ltd. Şti. tasfiye sürecinden önce, … A.Ş. ve … Şirketleri ile donatandan tahsil ettiği acentelik ücretinin % 65′ ni, acentelik tavassut komisyonu olarak ödemekte iken gemi donatanlarının limanda verilen pilotaj, romorkaj ve barınma hizmetleri için ödenmesi gereken meblağı acente olarak … Ltd. Şti.’ ne gönderip acentelik tavassut komisyonlan ile liman hizmeti tutarlarını her yıl yenilenen sözleşme maddelerine göre … A.Ş. ve … Şirketleri’ ne ödendiğini, söz konusu tutarın donatanlar tarafından … Ltd. Şirketi’ nin banka hesaplarına gönderildiğini ancak kısa bir süre sonra bu tutarların … A.Ş. ve … Şirketi hesaplarına aktarıldığını, acentelik tavassut komisyonu ve liman hizmetleri tutarlarının … A.Ş. ve … şirketlerine aktarımında … Ltd. Şti.’ nin aracı konumunda olduğunu yani bu paraların emaneten şirket hesaplarına geçtiğinin davacı tarafından da bilindiğini ancak buna rağmen davacının 1997 ila 2004 yılları arasında sahip olduğu tek imza yetkisini kötüye kullanarak şirket hesaplarında bulunan emanet paraları tek imzalı olarak verdiği talimatlar ile şirket çalışanlarına çektirdiğini, davacının şirket hesaplarındaki emanet paraları çekmesi, bu paraları iade etmemesi ve ayrıca durum hakkında müvekkillere bilgi vermemesi nedeniyle şirketin mali anlamda büyük darboğaza girdiğini, … ve … şirketlerine ödenmesi gereken acentelik tavassut komisyonu ve liman hizmetleri ücretinin bu şirketlere ödenemediğini, şirketin tasfiye sürecine girmesindeki en büyük nedenin bu olduğunu, … Ltd Şti’ nin tüm gelirini limana gelen gemilere verilen acentelik hizmeti oluşturduğundan ve 2 ay boyunca acentelik hizmeti verilemediğinden şirketin reel olarak gelirinin azaldığını, bu durumun şirketin tasfiye sürecini hızlandırdığını, neticede 17/05/2004 tarihli protokolün imza altına alındığını, bir şirketin yıllık işlem hacmimin 1.000.000-YTL olmasının kârının da 1.000.000-YTL olduğu anlamına gelmeyeceğini, yıllık işlem hacminin içine liman masrafları, tavassut komisyonu, işçi ücretleri, giderler, vs. hususların dahil olduğunu, bunların toplam işlem hacmi tutarından düşülmesi halinde net kârın ortaya çıkacağını, yapılacak bir bilirkişi incelemesi ile tasfiye sürecine girilmesindeki haklılığın ortaya çıkacağını belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz dosyası ile birleştirilen İzmir … ATM’ nin …/… E. sayılı dosyası yönünden davacı vekili İzmir … ATM’ ye verdiği 23/12/2008 tarihli dilekçesinde; aynı 17/05/2004 tarihli sözleşmeye dayanarak bu kez 2007 Şubat – 2007 Aralık dönemlerine ait hisse bedellerinin tahsili için İzmir … İcra Müdürlüğünün …/… sayılı dosyası ile yapılan takibe davalı tarafça itiraz edildiğinden bahisle itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz dosyası ile birleştirilen İzmir …. ATM’ nin …/… E. sayılı dosyası yönünden davalı vekili İzmir …. ATM’ ye verdiği 10/02/2009 tarihli cevap dilekçesinde davalı taraf asıl davadakine paralel şekilde davaya cevaplarını sunmuştur.
Mahkememiz dosyası ile birleştirilen İzmir …. ATM’ nin …/… E. sayılı dosyası yönünden davacı vekili İzmir …. ATM’ ye verdiği 16/04/2010 tarihli dilekçesinde ; aynı 17/05/2004 tarihli sözleşmeye dayanarak bu kez 2008 Ocak – 2008 Kasım dönemlerine ait hisse bedellerinin tahsili için İzmir … İcra Müdürlüğünün …/… sayılı dosyası ile yapılan takibe davalı tarafça itiraz edildiğinden bahisle itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz dosyası ile birleştirilen İzmir …. ATM’ nin …/… E. sayılı dosyası yönünden davalı vekili İzmir …. ATM’ ye verdiği 17/05/2010 tarihli dilekçesinde davalı taraf asıl davadakine paralel şekilde davaya cevaplarını sunmuştur.
Mahkememiz dosyası ile birleştirilen İzmir … ATM’ nin …/… E. sayılı dosyası yönünden davacılar … ve … tarafından, … aleyhine 17/05/2004 tarihli sözleşmenin uyarlanması isteminde bulunulmuş, davacı vekili İzmir … ATM nin …/… E. sayılı dosyasına verdiği 29/01/2009 tarihli dilekçesinde ;17/05/2004 tarihli ” Ortaklar Arası Sözleşme ” nin akdedilmesindeki amacın ortaklarca henüz yazılı bir şekilde karara bağlanmamış ve prosedürüne başlanmamış olmakla birlikte, kendi aralarında almış oldukları karar doğrultusunda şirketin tasfiyesinin ve tasfiye sürecinin sorunsuz bir şekilde tamamlanabilmesi için, müvekkilleri ile arasında anlaşmazlık bulunan davalı tarafın hisselerini diğer ortaklara devrederek şirketten ayrılmasının sağlanması olduğunu, şirketin tasfiye edileceği ortaklarca öngörülmekte olduğundan, işbu sözleşme ile planlananın, davalı tarafın devrettiği hisselerin gerçek değerinin kendisine taksitler halinde ödenmesi olduğunu, yapılacak aylık ödemelerin hisselerin gerçek değerine denk düşeceğinin hesap edildiğini, sözleşmenin imzalanmasının ardından hisse devrinin gerçekleştirildiğini, o yıla ilişkin on iki aylık hisse bedeli olan 24.000-USD’ nin davalı tarafa ödendiğini ve öncesinde öngörüldüğü üzere 31/03/2005 tarihinde şirkette kalan ortaklarca şirketin kar etmemesinden dolayı tasfiyesine karar verildiğini, şirketin 2004 yılını sadece 1.700-TL kar ile kapattığını, 2005 yılında ise 30.000-TL zarar ettiğini, temelinden çökmüş olan sözleşmeye mahkemece müdahale edilmesi talebiyle başvuru zorunluluğu doğduğunu belirtmiş, sonuçta taraflar arasında münakit 17/05/2004 tarihli protokolün 1. ve 5. maddelerinin davalı tarafın MK’ nin 2. ve 4. maddelerine aykırı tutum ve davranışları ayrıca USD kurundaki aşırı yükselme nedeniyle işlem temelinin çökmüş olmasından dolayı müvekkillerince davalı tarafa ödenmesi gereken hisse devir bedelinin TTK’ nin ilgili amir hükümleri uyarınca belirlenerek, belirlenecek tutar üzerinden sabitlenmesine ve 10. maddesinin de; müvekkillerince mahkemece oluşturulacak yeni hükme uygun olarak davalı tarafa ödeme yapılması ile birlikte protokolün sona ereceği yönünde uyarlanmasına ve bu surette taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin tasfiye edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz dosyası ile birleştirilen İzmir … ATM’ nin …/… E. sayılı dosyası yönünden davalı vekili İzmir … ATM’ ye verdiği 19/03/2009 tarihli cevap dilekçesinde; 17/05/2004 tarihli sözleşme ile davacıların müvekkilinin şirketteki tüm payını satın aldıklarını, sözleşmeye göre; davacıların müvekkiline Mayıs 2004 tarihinden başlamak üzere her ay 2.000-USD’ yi ödemeyi kabul ve taahhüt ettiklerini, 2004 yılı için ödeme yaptıkları halde daha sonraki dönemlerde ödeme yapmayıp şirketin feshine karar verdiklerini ve … AŞ. ve … şirketleriyle başka bir şirket aracılığıyla fiilen işlere devam ettiklerini, bunun üzerine icra takibine giriştiklerini ve itiraz üzerine itirazın iptali davası açmak zorunda kaldıklarını, iyi niyetten yoksun olanın ” uyarlama ” davası açamayacağını, müvekkili hisseleri devrettiği halde davacıların hisse bedellerini ödememek için hileli işlemler yaptıklarını, dolar kurunun yükselmediğini tersine düştüğünü, şimdiye kadar aleyhlerine giriştikleri icra takiplerine yapmış oldukları itirazlarda bozucu şartın gerçekleştiğini savunan davacı tarafın ” uyarlama ” davası ile ” ödenmesi gereken hisse bedelinin hesaplanmasını ” talep etmiş olmakla sözleşmenin geçerliliğini koruduğunu, bozucu şartın da gerçekleşmediğini ikrar etttiği belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin …/… E. sayılı dava dosyası her ne kadar Mahkememiz dosyası ile birleştirilmiş ise de; tarafları aynı olmasına rağmen dava konusunun sözleşmenin uyarlanması olup dosyamızdaki ve birleşen diğer dava dosyaları ile farklı olduğu bu nedenle gerek yapılacak araştırma ve gerekse incelemelerin usullerinin farklı olduğu, bu nedenle dosyamızdan tefriki gerekeceğinden İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin …/… E. sayılı dava dosyasının, dosyamızdan tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydına karar verilmiş ve Mahkememizin …/… E. kaydı yapılmış, Mahkememizdeki yargılamaya …/… E. sayılı asıl dava dosyası ve birleştirilen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin …/… E. ve …/… E. sayılı dosyaları yönünden devam olunmuştur.
Mahkememizce asıl dava ile birleşen …. ATM nin …/… esas sayılı dava dosyası ve birleşen …. ATM nin …/… esas sayılı dava dosyasında davaların reddine dair verilen 22/12/2011 tarih …/… E. …/… K. Sayılı ilk karar Yargıtay … H.D.Bşk’ nin 24/10/2013 tarih …/… E. …/… K. sayılı ilamı ile ” Tarafların iddia ve savunmaları ile davaların temelini oluşturan 17/05/2004 tarihli sözleşme değerlendirildiğinde; dava dışı … Denizcilik ve Taşımacılık Turizm San. ve Gümrükleme Tic. Ltd. Şti.’ nin ortakları olan davalıların yine aynı şirketin ortağı olan davacıya ait hisseleri devralırken bu hisseler için ödenmesi gereken devir bedelini şirketin değerine, varlıklarına göre belirlemedikleri veya belirli bir hisse devir bedelinin ödenmesini kararlaştırmayıp, her ay 2.000-ABD Doları olmak üzere sabit bir bedelin ödenmesinin kararlaştırıldığı ancak bu ödemenin yapılmasının hem şirketin devamı hem de şirketin dava dışı … A.Ş ve … şirketleri ile olan iş ilişkisinin devamı koşullarına bağlandığı anlaşılmıştır.Bir sözleşme ilişkisinde taraflardan beklenen husus, birbirine uygun, karşılıklı, rızai ve serbest iradeleriyle yaptıkları sözleşme koşullarına uygun davranmaları ve yapılan sözleşme uyarınca edimlerini ifa etmeleridir.Somut olayda taraflar arasında geçerli şekilde kurulmuş olup, geçersizliği ileri sürülmeyen 17/05/2004 tarihli sözleşmeye dayalı olarak davacının şirketteki hisselerini davalılara devrettiği, davalıların da sözleşme ile üstlendikleri ödeme edimlerini bir süre sorunsuz olarak yerine getirdikleri anlaşılmaktadır. Davalılar, sözleşmede öngörülen bozucu şartların gerçekleştiğini ileri sürerek sözleşmede öngörülen edim yükümlülüklerinin ortadan kalktığını savunmuşlarsa da davalılar sözleşmedeki bozucu şartların muvazaadan ari olarak gerçekleştiğini, bir başka anlatımla, şirket tüzel kişiliğinin ve şirketin dava dışı şirketlerle olan iş ilişkisinin sona erdirilmesinin davacıya karşı üstlendikleri yükümlülükten kaçmaya yönelik bir amaç taşımadığını kanıtlamadıkları veya bu sözleşmenin iptalini sağlamadıkları sürece anılan sözleşme uyarınca üstlendikleri hisse devir bedelini ödemeleri gerekmektedir. Davacının, bu davada emsal dava olarak dayandığı İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülerek karara bağlanan ve kesinleşen hisse devir bedeline ilişkin davada … Denizcilik ve Taşımacılık Turizm San. ve Gümrükleme Tic. Ltd. Şti.’nin tüzel kişiliği devam ettiğinden ve bu şirketin diğer şirketler ile olan iş ilişkisinin devam etmesi gerektiğine ilişkin şartın da Dairemiz tarafından davalılar tarafından muvazaalı işlemlerle bertaraf edilmeye çalışılması olarak değerlendirilmek suretiyle sözleşmedeki bozucu şartların gerçekleşmediği kabul edilmiş ise de; iş bu davada, dava dışı … Ltd.Şti.’ nin 26/04/2006 tarihinde sicilden terkin edilerek tüzel kişiliği sona ermiş olduğundan davacının dayandığı anılan davanın işbu dava için aynen emsal teşkil etmesi mümkün değildir. Bu durumda, yukarıda da açıklandığı gibi davalılar sözleşme ile öngörülen bozucu şartların muvazaadan ari olarak gerçekleştiğini kanıtlamadıkları veya sözleşmeyi iptal ettirmedikleri sürece bu sözleşme ile bağlı olduklarından mahkemenin … Denizcilik ve Taşımacılık Turizm San. ve Gümrükleme Tic. Ltd. Şti.’ nin reel değerlere göre özvarlığının ve buna bağlı olarak payların gerçek değerinin tespiti ile davacının toplam 70 payının devir bedelinin tespitinin gerekeceği, ancak davacı tarafın bu şekilde bir inceleme yapılmasını kabul etmediği, bu nedenle asıl ve birleşen davalarda sonuca ulaşılabilmesi için gerekli olan inceleme ve araştırmanın yapılamadığı, davacının davasını ispat edemediği yönündeki gerekçe ile davacının açtığı asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Diğer yandan, davalılar tarafından sözleşmenin uyarlanması amacıyla açılan ve davacının açtığı davalarla birleşen davanın ise mahkemece tefrikine karar verilmiştir. Davalılar tarafından açılan davada, davacının hisse devrinden dolayı alacaklı olduğu kabul edilerek bunun tespit edilmesi ve tespit edilen miktarın ödenmesi suretiyle sözleşmenin ortadan kaldırılmasının istenmiş olup, bu durumda davacının hisse devri nedeniyle alacaklı bulunduğunun esasen davalıların da kabulünde olması karşısında mahkemece davacının açtığı asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmesi bu nedenle de yerinde olmamıştır. Buna göre, yukarıda da vurgulandığı gibi davalılar, sözleşme ile öngörülen bozucu şartların muvazaadan ari olarak gerçekleştiğini kanıtlamadıkları veya sözleşmeyi iptal ettirmedikleri sürece bu sözleşme ile bağlı olduklarından davalılar tarafından açılan davada yapılacak yargılama sonucu verilecek karara göre ortaya çıkacak hukuki durumun davacı tarafından açılan asıl ve birleşen davaları ve bu davalarda verilecek kararları da etkileyebilecek olması ihtimali karşısında mahkemece tefrikine karar verilen davalılar tarafından açılan davanın işbu eldeki davalar ile birleştirilerek görülmesi ve ortaya çıkacak sonuca göre davacı tarafından açılan hisse devir bedelinin tahsiline ilişkin asıl ve birleşen davaların karara bağlanması gerekirken, yazılı gerekçe ile asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmesi doğru görülmediği ” gerekçesi ile bozularak gelmiş Usul ve Yasa’ ya uygun bulunan bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
İlk bozma ilamı doğrultusunda İzmir …. ATM’ nin …/… E. ( İzmir … ATM’ nin …/… E. …/… K. ) sayılı dosyasının celbi için yazı yazılmış, mahkemece söz konusu dosyanın 04/11/2014 tarihinde dosyamız ile birleştirilmesine karar verildiği belirlenmiş, dosya Mahkememiz dosyası içine alınarak yargılamaya Mahkememiz dosyası üzerinden devam olunmuştur.
Mahkememizce asıl davanın kısmen kabulüne , birleşen …. ATM nin …/… esas sayılı dava dosyası , birleşen …. ATM nin …/… esas sayılı dava dosyası ve birleşen …. ATM nin …/… esas sayılı dava dosyası yönünden davaların kabulüne dair verilen 10/07/2018 tarih …/… E. …/… K. Sayılı ikinci karar Yargıtay …. H.D.Bşk’ nin 26/06/2020 tarih …/… E. …/… K. sayılı ilamı ile “1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, esas davada, birleşen İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… E. …/… K. sayılı dosyası ve birleşen İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… E., …/… K. sayılı dosyasında davalılar … ve …’un tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Birleşen İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… E., …/… K. sayılı dosyasında; 29.01.2009 tarihinde açılan davada, taraflar arasında münakit 17.05.2004 tarihli protokolün 1. ve 5. maddelerinin, davalı tarafın M.K. 2. maddesine aykırı tutum ve davranışları, ayrıca USD kurundaki aşırı yükselme nedeniyle işlem temelinin çökmüş olmasından dolayı, davacılarca davalı tarafa ödenmesi gereken hisse devir bedelinin TTK’nın ilgili hükümleri uyarınca saptanarak bu tutar üzerinden sabitlenmesine, ve 10. maddesinin de davacılarca, mahkemece oluşturulacak yeni hükme uygun olarak davalı tarafa ödeme yapılması ile birlikte protokolün sona ereceği yönünde uyarlanmasına ve bu suretle taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin tasfiye edilmesine karar verilmesi istenmiştir.
Mahkemece, davadışı … Ltd. Şti.’nin 31.03.2005 tarihi itibariyle feshine karar verildiği, tasfiyenin 26.04.2006 tarihinde tamamlanarak sicilden terkin edildiği, şirketin fesih tarihi itibariyle maddi anlamda borca batık olduğu, sona ermiş, mal varlığı kalmamış, terkin edilmiş bir şirket dolayısıyla hala aylık 2.000 USD ödeneceğini kabul etmenin hakkaniyete uygun düşmeyeceği, sözleşmenin tasfiyesinin gerektiği, devredilen hissenin devir tarihi itibariyle bilirkişi raporundaki değeri gözönüne alındığında ve davacılarca yapılan ödemelerde değerlendirildiğinde dava tarihi itibariyle tarafların birbirlerine borç ve alacaklı olmadığı tesbiti yapılarak tasfiye edilmesine karar verilmesinin hakkaniyete uygun bir çözüm olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 17.05.2004 tarihli sözleşmenin tarafların birbirlerine sözleşme dolayısıyla dava tarihi itibariyle herhangi bir borç ve alacakları olmadığınin tesbiti ile tasfiye edilmesine karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan Dairenin 24.10.2013 günleri bozma ilamında da vurgulandığı üzere davacılar, sözleşme ile öngörülen bozucu şartların muvazaadan ari olarak gerçekleştiğini isbat edemedikleri için, … Ltd. Şti.’nin tasfiye ve sicilden terkin edilmesine rağmen davacıların 17.05.2004 tarihli protokolden doğan sorumlulukları, … Denizcilik A.Ş.’nin, … A.Ş. ve … ile olan ticari ilişkisinin devamı süresince ve bu ilişki … A.Ş. ve … tarafından sonlandırılmadığı sürece devam etmektedir.
Eldeki davada 17.05.2004 tarihli sözleşmenin iptali talep edilmemiş, sözleşmenin uyarlanması istenmiştir.
Sözleşme hukukunda sözleşmeye bağlılık (Ahde Vefa-Pacta Sund Servanda) ve sözleşme serbestliği ilkeleri benimsenmiştir. Bu ilkeler çerçevesinde, sözleşme yapıldığı andaki gibi aynen uygulanmalıdır. Başka bir anlatımla, sözleşme koşulları borçlu için sonradan ağırlaşmış, edimler dengesi sonradan çıkan olaylar nedeni ile değişmiş olsa bile, kural olarak borçlu sözleşmedeki edimini aynen ifa etmelidir.
Sözleşmeye bağlılık ilkesi, hukuki güvenlik, doğruluk, dürüstlük kuralının bir sonucudur. Ancak bu ilke özel hukukun diğer ilkeleriyle sınırlandırılmıştır. Sözleşme yapıldığında karşılıklı edimler arasında mevcut olan denge sonradan şartların olağanüstü değişmesiyle büyük ölçüde tarafların biri aleyhine katlanılamayacak derecede bozulabilir. İşte bu durumda sözleşmeye bağlılık ve sözleşme adaleti ilkeleri arasında bir çelişki hasıl olur ve artık bu ilkeye sıkı sıkıya bağlı kalmak adalet, hakkaniyet ve objektif hüsnüniyet (M.K.Md. 4, 2) kaidelerine aykırı bir durum yaratır hale gelir. Hukukta bu zıtlık (Clausula Rebüs Sic Stantibus-Beklenmiyen hal şartı-sözleşmenin değişen şartlara uydurulması) ilkesi ile giderilmeye çalışılmaktadır.
Sözleşmedeki edimler arasındaki dengenin çeşitli nedenlerle alt üst olması, borcun ifasını güçlendirmesi durumunda “işlem temelinin çökmesi” gündeme gelir. İşte bu halde yargıç, somut olayın verilerine göre alacaklı yararına borçlunun edimini yükseltmeye veya borçlu yararına onun tamamen veya kısmen edim yükümlülüğünden kurtulmasına karar verilebilir ve müdahale ederek sözleşmeyi değişen koşullara uyarlar.
Ancak uyarlamanın yapılabilmesi için öncelikle dava tarihinde sözleşmenin ayakta olması ve uyarlama talep edenin edimlerin ifasında temerrüde düşmemesi gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta, davacıların aleyhlerinde yapılan icra takipleri ve açılan itirazın iptali davaları nedeniyle edimlerini yerine getirmekte temerrüde düştükleri, bu nedenle davalının davacılar aleyhine itirazın iptali davalarını açtıkları anlaşılmaktadır.
Bu durum karşısında eldeki davanın konusu sözleşmenin uyarlanması koşulları bulunmadığından davanın reddi yerine yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi isabetli görülmemiş, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
3- 2 nolu bozma nedenine göre davacılar vekilinin uyarlama davasındaki temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. ” gerekçesiyle esas davada, birleşen İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi …/… E. ve …/… K. sayılı dosyası ve birleşen İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi …/… E., …/… K. sayılı dosyasında davalılar … ve …’un tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun kararın onanmasına, (2) nolu bentte açıklanan nedenle birleşen İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi …/…-… sayılı dosyasında davalı …’in temyiz isteminin kabulü ile kararın adı geçen davalı yararına bozulmasına, (3) nolu bentte açıklanan nedenle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilerek İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi …/…-… sayılı dosyası yönünden bozularak gelmiş , usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Asıl dava dosyası ile ilgili olan ve incelenen İzmir … İcra Dairesi’ nin …/… E. sayılı takip dosyasında dosyamızdaki davacının davalılar aleyhine Şubat 2006′ dan itibaren Ocak 2007 alacağı da dahil olmak üzere toplam 12 aylık asıl alacağa 24.000,00-USD ve işlemiş faiz olarak 320,65-USD olmak üzere toplam 24.326,65-USD’ nin TL karşılığı olan 34.048,91-TL üzerinden takipte bulunduğu, borçluların süresinde itiraz ettikleri, takibin durduğu, davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Birleştirilen …/… E. sayılı dosyası ile ilgili olan ve incelenen İzmir … İcra Dairesi’ nin …/… E. sayılı takip dosyasında, davacının davalılar aleyhine Ocak 2008 den itibaren Kasım 2008 alacağı da dahil olmak üzere toplam 36.520,00-TL’ lik takip yaptığı, borçluların süresinde itiraz ettikleri, takibin durduğu, davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Birleştirilen …/… E. sayılı dosyası ile ilgili olan ve incelenen … İcra Dairesi’ nin …/… E. sayılı takip dosyasında, davacının davalılar aleyhine Şubat 2007 den Aralık 2007 alacağı da dahil olmak üzere toplam 26.114,00-TL’ lik takip yaptığı, borçluların süresinde itiraz ettikleri, takibin durduğu, davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
İlk bozma ilamı doğrultusunda dava dışı … Denizcilik ve Taş. Turz . San ve Gümrükleme Ticaret Şirketinin reel değerlerine göre öz varlığının ve buna bağlı olarak paylarının gerçek değerininin ve toplam 70 payın devir bedelinin tespiti ile birleşen dosyanın davacısı tarafından devir ile ilgili yapılan ödemeler düşülerek alacak borç miktarının belirlenmesine yönelik olarak önceki bilirkişi heyetindeki görevli …’ ün yanına SMMM …’ ın eklenerek bilirkişi heyetinden rapor istenilmiş, alınan 07/12/2015 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; şirketin 26/04/2006 tarihinde sicilden terkininin ve 11/03/2005 tarihinde şirketin dava dışı … A.Ş ve … Şirketleri ile olan iş ilişkisinin dava dışı … Denizcilik A.Ş.’ ye kaydırılmasının muvazaalı olup olmadığı bakımından Yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere aynı sözleşme gereği daha önce işlemiş alacaklar için İzmir … ATM’ nde görülerek karara bağlanan ve kesinleşen davada Yargıtay’ ın … Denizcilik ve Taş. Turz . San ve Gümrükleme Ticaret Şirketinin diğer şirketler ile olan iş ilişkisinin devam etmesi gerektiğine ilişkin şartın davalılar tarafından muvazaalı işlemler ile bertaraf edilmeye çalışıldığını ifade ettiği, bu durumda ortada kesinleşmiş bir mahkeme kararı mevcut olduğu, dolayısıyla işlemi muvazaalı olarak değerlendirmenin mümkün olacağı, bu işlemlerin muvazaalı görülmesi halinde sözleşme geçerli sayılacağından halen davalıların aylık 2.000-USD alacak haklarının doğmaya devam ettiği, asıl ve birleştirilen her davada o dava tarihine kadar işleyen alacaktan davalıların yaptığı ödemeler düşülmek suretiyle alacağın tespiti gerektiğini söylemenin mümkün olduğu ancak bu kez bozucu şartlardan biri olan … Denizcilik’ in … A.Ş. ve … Şirketleri olan ilişkisinin 11/03/2005 tarihinde sona erdiği anlaşıldığından ancak bu tarihe kadar işleyen aylık 2.000-USD alacak ve yapılan ödemelerin mahsubu ile alacak miktarının tahsilinin gerekeceği, davalıların açtığı ve bu dava ile birleştirilen uyarlama davası gereğince sözleşmenin değişen şartlara uyarlanabileceği, bu durumda da devredilen payların reel değerinin tespitinin yeniden önem kazanacağının açık olduğu, Yargıtay’ ın davalıların uyarlama talebinin de değerlendirilmesi gerektiğini içtihat etmiş olup 17/05/2004 tarihli sözleşmenin TMK’ nin 23. Maddesine aykırı görülmese bile bu sözleşmenin uyarlanması ve bu açıdan da 17/05/2004 tarihi itibariyle payların reel değerinin tespitinin Yargıtay içtihatıda aykırı olmayacağı ancak dava dışı … Denizcilik ve Taş. Turz . San ve Gümrükleme Ticaret Şirketinin devir tarihi olan 17/05/2004 tarihi itibariyle devre konu hisselerinin reel değerinin tespitinin gerektiği, bu yönde yapılacak doğru bir değerlemenin de ancak aktif kalemlerin yapısına göre atanacak inşaat, makine ve sektör bilirkişileri marifetiyle devir tarihi itibariyle reel değerlerinin tespiti ile mümkün olabileceğinin anlaşıldığı, reel değerlemenin yapılabilmesi yönünde öncelikle devir tarihi itibariyle dava dışı … Denizcilik ve Taş. Turz. San ve Gümrükleme Ticaret Şirketi’ nin 2004 – 2005 – 2006 yılları yasal defter ve dayanağı bilanço – gelir tablosu ve detay mizanının bir bütün halinde sunulması gerektiği, mevcut belgelerin sunulması ve teknik heyetin teşkili ile bulunacak değerlerin kaydı değerler ile karşılaştırılması neticesinde devir tarihi itibariyle devre konu hisselerin gerçek değerine ulaşabilmenin mümkün olabileceği, taraflar arasında ihtilafa konu bir husus olan dava dışı … … Ltd. Şti ile yine dava dışı … A.Ş ve … Şirketleri ile olan iş ilişkilerinin tetkiki içinde mutlak suretle dava dışı her 3 şirketin de 2004 – 2005 -2006 yılları yasal defter ve dayanağı muavin kayıtlarının temini ve ibrazının gerektiği ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
16/02/2016 tarihli celsede bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda davalı tarafa dava dışı … Denizcilik Taş. San. Tic. Ltd. Şti’ nin 2004-2005-2006 yıllarına ait yasal defter ve dayanağı bilanço gelir tablosu ve detay mizanı ile dava dışı … Denizcilik Taş. San. Tic. Ltd. Şti adına devir tarihi olan 17/05/2004 tarihi itibariyle kayıtlı olan menkul ve gayrimenkul malların listesinin sunulması için 2 haftalık süre verilmiş, davalı tarafça ara karar doğrultusunda beyanda bulunulmuş ve defterler de ibraz edilmiştir.
24/12/2014 tarihli ara karar doğrultusunda heyete makine mühendisi bilirkişi de eklenerek bilirkişi kurulundan ek rapor istenilmiş, alınan 16/03/2017 tarihli ek bilirkişi kurulu raporunda; dava konusu … – … ve … plaka sayılı araçların satış tarihindeki 2. El rayiç değerlerinin 44.500,00-TL olabileceği, … – … plaka sayılı araçlar için döküman ve belge olmaması sebebiyle 2. El rayiç değerlerini belirlemenin mümkün olmadığı, istenilen belge ve bilginin temin edilememesi nedeni ile şirketlerin ve … Denizcilik … Ltd. Şti.’ nin reel değerini saptamanın mümkün olmadığı görüş ve kanaatine varıldığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
İlk bozma ilamı sonrasında davalı vekilince, bilirkişi raporunda bahsi geçen dava dışı … … Ltd. Şti. ile ilgili 2004 – 2005 – 2006 yılları yasal defter ve dayanağı bilanço gelir tablosu ve detay mizanları sunulduğunda, belgeler değerlendirilerek bilirkişi kurulundan ek rapor istenilmesine yönelik ara kararı oluşturulmuş, ara kararı doğrultusunda alınan 24/11/2017 tarihli ek bilirkişi kurulu raporunda; dava konusu … – … ve … plaka sayılı araçların satış tarihindeki 2. El rayiç değerlerinin 44.500,00-TL olabileceği, … ve … plaka sayılı araçlar için döküman ve belge olmaması sebebiyle 2. El rayiç değerlerini belirlemenin mümkün olmadığı, şirketin 31/12/2004 tarihi itibariyle aktifde yer alan taşıtlarının reel değerleri dikkate alındığında şirketin aynı tarih itibariyle 42.911,28-TL’ lik öz varlık değerinin şirketin 100 adet hisse adetine bölünmesi neticesinde şirketin bir adet hisse değerinin 429,112-TL’ ne tekabül edeceği, 70 adet payın gerçek değerinin ise 30.037,84-TL tutarında olduğu, dava dışı … … Ltd. Şti’ nin fesih tarihi itibariyle maddi anlamda borca batık olduğunun anlaşıldığı, bu durumda şirketin zaten iflasının istenilmesi gerektiği, bu durumda aylık dönemsel alacağı sona erdiren hallerden biri olan şirket tüzel kişiliğinin son bulması şartının muvazaalı olarak gerçekleştirildiğinin söylenemeyeceği, bu durumda davacının ancak tasfiyenin sonuçlanıp şirketin sicilden terkin edildiği 26/04/2006 tarihine kadar aylık ödeme talep edebileceği, davalıların yaptığı ödemelerin bundan mahsubunun gerektiği, fesih muvazaalı kabul edilirse bu kez dava dışı … ve … ile olan iş ilişkilerinin muvazaalı olup olmadığının incelenmesi gerektiği, bu hususta aynı sözleşmeye dayalı olarak mahkemece verilip kesinleşen ve bu hususu muvazaalı kabul eden kararın kuvvetli bir delil oluşturacağı, bunun dışında işlemin muvazaalı olup olmadığı hakkında tespit yapılamadığı, sonuç itibariyle alacağın sona ermesi için söz konusu şartlardan sadece birinin muvazaadan ari olduğunun ispatının yeterli olduğu, her halde gerek feshin, gerek iş ilişkilerinin kesilmesinin muvazaalı olduğu kabul edilse bile sona ermiş, mal varlığı kalmamış bir şirket dolayısıyla hala aylık 2.000-USD ödeneceğini kabul etmenin hakkaniyete uygun düşmeyeceği ve esasen ana raporda bu durumun TMK’ nin 23. Maddesine aykırı olarak nitelendirildiği, en doğrusunun davalıların açtığı uyarlama davasını kabul ederek payların gerçek değerine göre bulunacak devir bedelinden davalıların şimdiye kadar yapmış oldukları ödemelerin mahsubu sonucunda kalan tutara hükmetmek olduğu ve böylece 70 payın gerçek değeri olan 30.037,84-TL’ den davalıların yaptığı ödemelerin mahsubunun gerektiği görüş ve kanaatine varıldığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
İlk bozma ilamı sonrasında davalı itirazları ile 17/05/2004 tarihi itibariyle reel değerlere göre öz varlık tespitinin belirlenmesi için bilirkişi kurulundan yeniden ek rapor istenilmiş, alınan 26/03/2018 tarihli ek bilirkişi kurulu raporunda; dava konusu … – … – … ve … – … plaka sayılı araçların satış tarihindeki 2. El rayiç değerlerinin 84.500,00-TL olabileceği, şirketin 31/12/2004 tarihi itibariyle aktifde yer alan taşıtlarının reel değerleri dikkate alındığında şirketin aynı tarih itibariyle 82.911,28-TL’ lik öz varlık değerinin şirketin 200 adet hisse adetine bölünmesi neticesinde şirketin bir adet hisse değerinin 414,556-TL’ ne tekabül edeceği, 70 adet payın gerçek değerinin ise 29.018,92-TL tutarında olduğu, dava dışı … … Ltd. Şti’ nin fesih tarihi itibariyle maddi anlamda borca batık olduğunun anlaşıldığı, bu durumda şirketin zaten iflasının istenilmesi gerektiği, bu durumda aylık dönemsel alacağı sona erdiren hallerden biri olan şirket tüzel kişiliğinin son bulması şartının muvazaalı olarak gerçekleştirildiğinin söylenemeyeceği, bu durumda davacının ancak tasfiyenin sonuçlanıp şirketin sicilden terkin edildiği 26/04/2006 tarihine kadar aylık ödeme talep edebileceği, davalıların yaptığı ödemelerin bundan mahsubunun gerektiği, fesih muvazaalı kabul edilirse bu kez dava dışı … ve … ile olan iş ilişkilerinin muvazaalı olup olmadığının incelenmesi gerektiği, bu hususta aynı sözleşmeye dayalı olarak mahkemece verilip kesinleşen ve bu hususu muvazaalı kabul eden kararın kuvvetli bir delil oluşturucağı, bunun dışında işlemin muvazaalı olup olmadığı hakkında tespit yapılamadığı, sonuç itibariyle önceki raporda belitildiği üzere alacağın sona ermesi için söz konusu şartlardan sadece birinin muvazaadan ari olduğunun ispatının yeterli olduğu, bu bakımdan feshin muvazaalı olup olmadığının uyuşmazlığın çözümü bakımından pratik bir önem taşımadığı, her halde gerek feshin, gerek iş ilişkilerinin kesilmesinin muvazaalı olduğu kabul edilse bile sona ermiş, mal varlığı kalmamış bir şirket dolayısıyla hala aylık 2.000-USD ödeneceğini kabul etmenin hakkaniyete uygun düşmeyeceği ve esasen ana raporda bu durumun TMK’ nin 23. Maddesine aykırı olarak nitelendirildiği, en doğrusunun davalıların açtığı uyarlama davasını kabul ederek payların gerçek değerine göre bulunacak devir bedelinden davalıların şimdiye kadar yapmış oldukları ödemelerin mahsubu sonucunda kalan tutara hükmetmek olduğu ve böylece 70 payın gerçek değeri olan 29.018,00-TL’ den davalıların yaptığı ödemelerin mahsubunun gerektiği görüş ve kanaatine varıldığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
Toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davacı tarafça, taraflar arasında imza altına alınan 17/05/2004 tarihli sözleşmeden kaynaklanan alacağın bir bölümünün ödenmediğinden bahisle alacağın tahsiline yönelik olarak davalılar hakkında İzmir … İcra Müdürlüğünün …/… E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı davalıların takibe itiraz ettiği , itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, davacı tarafça itirazın iptaline yönelik olarak eldeki davanın açıldığı, davacı tarafça 17/05/2004 tarihli sözleşmeye dayalı olarak 2007 Şubat – 2007 Aralık dönemlerine ait hisse bedellerinin tahsili için İzmir … İcra Müdürlüğünün …/… sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalıların söz konusu takibe de itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, davacı tarafça itirazın iptaline yönelik olarak İzmir …. ATM’ nin …/… E. sayılı dosyası ile dava açıldığı dosyanın dosyamız ile birleştirilmesine karar verildiği, davacı tarafça 17/05/2004 tarihli sözleşmeye dayalı olarak 2008 Ocak – 2008 Kasım dönemlerine ait hisse bedellerinin tahsili için İzmir … İcra Müdürlüğünün …/… sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalıların söz konusu takibe de itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, davacı tarafça itirazın iptaline yönelik olarak İzmir …. ATM’ nin …/… E. sayılı dosyası ile dava açıldığı, dosyanın dosyamız ile birleştirilmesine karar verildiği, dosyamız davalıları tarafından İzmir … ATM’ nin …/… E. sayılı dosyası ile taraflar arasındaki sözleşmenin uyarlanarak sözleşme ilişkisinin tasfiye edilmesine karar verilmesine yönelik olarak dava açıldığı, dosyanın öncelikle ana dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği ancak ilk bozma ilamı öncesi söz konusu dosyanın tefrik edilerek Mahkememizin …/… E. sayılı dosyasına kaydedildiği, ticaret mahkemelerinin tek hakimli hale gelmesi sebebiyle dosyanın İzmir … ATM’ nin …/… Esasına ve ticaret mahkemelerinin yeniden heyetli hale gelmesi sebebiyle de İzmir …. ATM’ nin …/… E. sırasına kaydedildiği ve söz konusu dosyanın da dosyamız ile birleştirilmesine karar verilerek yargılamanın ana dosya ve birleşen dosyaların tümü yönünden dosyamız üzerinden sürdürüldüğü,
Asıl dava ile birleşen …. ATM nin …/… Esas sayılı dava dosyası ve birleşen …. ATM nin …/… Esas sayılı dava dosyası yönünden ; taraflar arasında imza altına alınan 17/05/2014 tarihli sözleşmeyle davacının dava dışı … Denizcilik ve Taşımacılık Turizm San. ve Gümrükleme Tic. Ltd. Şti.’ ndeki hisselerinin tamamını davalılara sattığı, hisselerin devir ve satış bedelinin ödeme şekli ve usulünün sözleşmenin 5. maddesinde; satılan hisselerin itibari değerleri dikkate alınarak, davalıların Mayıs 2004′ den başlamak üzere şirket tüzel kişiliği ve şirketin bağlantılı işi olan … A.Ş. ve … Şirketi ile olan iş münasebeti devam ettiği sürece her ayın aynı günü iki şer bin Amerikan Doları tutarında ödeme yapmayı ve ödemelerin birer yıllık süreçler ile bonolara bağlanıp davacıya her yılın Mayıs ayı içinde teslim edilmesi şeklinde kararlaştırıldığı, davalıların sözleşmenin imzalanması ile ilk yılın bonolarını davacı tarafa teslim ettiği ve bono bedellerini ödediği ancak Mayıs 2005 tarihinden sonra başlayan dönem için ödemelerin yerine getirilmediği, davalı tarafça … Ltd. Şti’ nin … A.Ş. ve … şirketi ile olan iş münasebetinin devam etmediği ve … Ltd. Şti. tasfiye sürecine girdiğinden bahisle sözleşmenin 5. maddesinde; öngörülen bozucu şartların gerçekleştiği ileri sürülüp sözleşmedeki edim yükümlülüklerinin ortadan kalktığı belirtilerek ödemelerin yapılmadığı, davalıların sözleşmedeki bozucu şartların muvazaadan ari olarak gerçekleştiğini, bir başka anlatımla; şirket tüzel kişiliğinin ve şirketin dava dışı şirketlerle olan iş ilişkisinin sona erdirilmesinin davacıya karşı üstlendikleri yükümlülükten kaçmaya yönelik bir amaç taşımadığını kanıtlamadıkları veya bu sözleşmenin iptalini sağlamadıkları sürece anılan sözleşme uyarınca üstlendikleri hisse devir bedelini ödemeleri gerektiği, Yargıtay ilk bozma ilamında da belirtildiği üzere; icra takip tarihleri itibarıyla davalıların sözleşmedeki bozucu şartların muvazaadan ari olarak gerçekleştiğini ispat edemedikleri yine icra takip tarihleri itibariyle davalılar tarafından açılmış sözleşmenin iptali ve uyarlanmasına yönelik bir dava bulunmadığı bu hususlar göz önüne alındığında tarafların icra takip tarihleri itibarıyla sözleşme ile bağlı oldukları ve davalıların sözleşme hükümleri doğrultusunda ödeme yapmaları gerektiği, her üç icra takibi açısından da takiplerde talep edilen asıl alacak yönünden davalıların itirazlarının haksız ve yersiz olduğu, davacı tarafça asıl dava dosyasına konu icra takibinde işlemiş faiz talebinde de bulunulduğu ancak söz konusu icra takibi yönünden davalıların icra takibinden önce temerrüde düşürülmediği ve işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, Mahkememizce asıl davanın kısmen kabulüne , birleşen …. ATM nin …/… Esas sayılı dava dosyası ve birleşen …. ATM nin …/… Esas sayılı dava dosyası yönünden davaların kabulüne dair verilen 10/07/2018 tarih …/… E. …/… K. sayılı ikinci kararın Yargıtay …. H.D.Bşk’ nin 26/06/2020 tarih …/… E. …/… K. sayılı bozma ilamı kapsamı dışında kalmakla kesinleştiğinden asıl ve birleşen …. ATM nin …/… Esas sayılı dava dosyası ile birleşen …. ATM nin …/… Esas sayılı dava dosyası ile ilgili yeniden karar verilmesine yer olmadığı ,
Taraflar arasındaki sözleşmenin uyarlanarak sözleşme ilişkisinin tasfiye edilmesine karar verilmesine yönelik olarak açılan ve Mahkememiz dosyası ile birleştirilen İzmir …. ATM’ nin …/… E. sayılı dosyası yönünden; birleşen İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… E., …/… K. sayılı dosyasında; 29.01.2009 tarihinde açılan davada, taraflar arasında münakit 17.05.2004 tarihli protokolün 1. ve 5. maddelerinin, davalı tarafın M.K. 2. maddesine aykırı tutum ve davranışları, ayrıca USD kurundaki aşırı yükselme nedeniyle işlem temelinin çökmüş olmasından dolayı, davacılarca davalı tarafa ödenmesi gereken hisse devir bedelinin TTK’nın ilgili hükümleri uyarınca saptanarak bu tutar üzerinden sabitlenmesine ve 10. maddesinin de davacılarca, mahkemece oluşturulacak yeni hükme uygun olarak davalı tarafa ödeme yapılması ile birlikte protokolün sona ereceği yönünde uyarlanmasına ve bu suretle taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin tasfiye edilmesine karar verilmesinin istendiği, hükmüne uyulan Yargıtay …. Hukuk Dairesinin 24.10.2013 günleri bozma ilamında da vurgulandığı üzere davacıların, sözleşme ile öngörülen bozucu şartların muvazaadan ari olarak gerçekleştiğini isbat edemedikleri için, … Ltd. Şti.’nin tasfiye ve sicilden terkin edilmesine rağmen davacıların 17.05.2004 tarihli protokolden doğan sorumluluklarının, … Denizcilik A.Ş.’nin, … A.Ş. ve … ile olan ticari ilişkisinin devamı süresince ve bu ilişki … A.Ş. ve … tarafından sonlandırılmadığı sürece devam ettiği , davada 17.05.2004 tarihli sözleşmenin iptalinin talep edilmediği , sözleşmenin uyarlanmasının istendiği , sözleşme hukukunda sözleşmeye bağlılık (Ahde Vefa-Pacta Sund Servanda) ve sözleşme serbestliği ilkeleri benimsendiği , bu ilkeler çerçevesinde, sözleşmenin yapıldığı andaki gibi aynen uygulanmasının gerektiği ,başka bir anlatımla, sözleşme koşulları borçlu için sonradan ağırlaşmış, edimler dengesi sonradan çıkan olaylar nedeni ile değişmiş olsa bile, kural olarak borçlunun sözleşmedeki edimini aynen ifa etmesi gerektiği , sözleşmeye bağlılık ilkesinin, hukuki güvenlik, doğruluk, dürüstlük kuralının bir sonucu olduğu ancak bu ilkenin özel hukukun diğer ilkeleriyle sınırlandırıldığı , sözleşme yapıldığında karşılıklı edimler arasında mevcut olan dengenin sonradan şartların olağanüstü değişmesiyle büyük ölçüde tarafların biri aleyhine katlanılamayacak derecede bozulabileceği , işte bu durumda sözleşmeye bağlılık ve sözleşme adaleti ilkeleri arasında bir çelişki hasıl olacağı ve artık bu ilkeye sıkı sıkıya bağlı kalmanın adalet, hakkaniyet ve objektif hüsnüniyet (M.K.Md. 4, 2) kaidelerine aykırı bir durum yaratır hale geleceği , hukukta bu zıtlığın (Clausula Rebüs Sic Stantibus-Beklenmiyen hal şartı-sözleşmenin değişen şartlara uydurulması) ilkesi ile giderilmeye çalışıldığı ,sözleşmedeki edimler arasındaki dengenin çeşitli nedenlerle alt üst olması, borcun ifasını güçlendirmesi durumunda “işlem temelinin çökmesi” nin gündeme geleceği , işte bu halde yargıç tarafından , somut olayın verilerine göre alacaklı yararına borçlunun edimini yükseltmeye veya borçlu yararına onun tamamen veya kısmen edim yükümlülüğünden kurtulmasına karar verilebileceği ve müdahale ederek sözleşmeyi değişen koşullara uyarlayacağı ancak uyarlamanın yapılabilmesi için öncelikle dava tarihinde sözleşmenin ayakta olması ve uyarlama talep edenin edimlerin ifasında temerrüde düşmemesi gerektiği , somut uyuşmazlıkta, davacıların aleyhlerinde yapılan icra takipleri ve açılan itirazın iptali davaları nedeniyle edimlerini yerine getirmekte temerrüde düştükleri, bu nedenle davalının davacılar aleyhine itirazın iptali davalarını açtıkları , bu durum karşısında eldeki davanın konusu sözleşmenin uyarlanması koşulları bulunmadığından davanın reddinin gerektiği incelenen tüm dosya kapsamı ile anlaşılmış, ana davanın kısmen ve birleşen …. ATM nin …/… Esas sayılı dava dosyası ile birleşen …. ATM nin …/… Esas sayılı dava dosyası yönünden davaların kabulüne dair Mahkememizce verilen 10/07/2018 tarihli karar bozma ilamı kapsamı dışında kalmakla kesinleştiğinden asıl ve birleşen …. ATM nin …/… Esas sayılı dava dosyası ile birleşen …. ATM nin …/… Esas sayılı dava dosyası ile ilgili yeniden karar verilmesine yer olmadığına , birleşen İzmir …. ATM’ nin …/… E. sayılı dosyası yönünden ise davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-ESAS DAVA DOSYASI YÖNÜNDEN:
Mahkememizce verilen 10/07/2018 tarihli karar bozma ilamı kapsamı dışında kalmakla kesinleştiğinden esas dava dosyası yönünden YENİDEN KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
B-MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞEN İZMİR … ATM’ NİN …/… E. …/… K. SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN:
Mahkememizce verilen 10/07/2018 tarihli karar bozma ilamı kapsamı dışında kalmakla kesinleştiğinden birleşen dosya yönünden YENİDEN KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
C-MAHKEMEMİZ DOSYASİ İLE BİRLEŞEN İZMİR … ATM’ NİN …/… E. …/… K. SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN:
Mahkememizce verilen 10/07/2018 tarihli karar bozma ilamı kapsamı dışında kalmakla kesinleştiğinden birleşen dosya yönünden YENİDEN KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
D-MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞEN İZMİR …. ATM’ NİN …/… E. …/… K. SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN:
1-Davanın REDDİNE ,
2-Peşin alınan harç fazla olduğundan 40,80 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine ,
3-Davalı tarafça İzmir … İcra Müdürlüğünün …/… sayılı dosyasına sunulan teminat mektubunun İİK 36/5 maddesi gereğince davalı … ‘ e iadesine ,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Hükümlerine göre hesap ve takdir edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
Dair tebliğden itibaren 15 gün içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar davacı … vekili Av. … ile davalılar vekili Av …’ın yüzlerine karşı açıkça okunup anlatıldı.18/07/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır