Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/333 E. 2022/556 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/333
KARAR NO : 2022/556

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 27/04/2022
KARAR TARİHİ : 23/06/2022

Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı asil dava dilekçesiyle özetle : … tarihinde saat …:… sularında … … … otobüsten indiğini ve eşyalarını bagajdan çıkardığı, bu sırada … … … plakalı yolcu otobüsünün sol perona yanaşırken 4 kolinden 2 tanesini ezerek zarar verdiği, kolilerinin içerisinde dual marka 1 adet pikap, dual marka radyolu 1 pikal ve yine dual marka 2 adet hoparlör bulunduğu, bugün halen bu eşyaların kırık bir şekilde durduğu, otobüs şoförü olan davalı … … …’ın araçtan inerek kendisine hakaret ettiği, bunun üzerine kendisi hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, bu nedenle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL maddi tazminat ve 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :1- Davalı asil … … … sunmuş olduğu cevap dilekçesiyle; öncelikle yetkili mahkemelerin İzmir Mahkemeleri olmadığı, Aksaray Mahkemeleri olduğu, olayda kendisinin hiçbir kusurunun bulunmadığı, davacının eşyalarını kör noktaya bıraktığını, ayrıca ceza davasından da beraat ettiğinden bahisle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2-Diğer davalıya usulüne uygun olarak tebligat çıkartılmış olmasına rağmen esasa cevap süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Davanın ; davacıya ait eşyaların davalılardan … … …’ın sürücüsü, diğer davalının da maliki olduğu iddia edilen yolcu otobüsü tarafından kusurlu bir şekilde ezilerek zarar verildiği iddiasıyla maddi ve manevi tazminatın davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2016/10789 Esas, 2016/8226 Karar ve 18.10.2016 tarihli kararında belirtildiği üzere ; Mülga 6762 Sayılı TTK’nun 1463.maddesine göre ; Bakanlar Kurulu’nca 18.06.2007 tarihinde karalaştırılmıp, 21.07.2007 tarih ve 26589 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 2007/12362 Sayılı Bakanlar Kurul’u Kararında esnaf-tacir ayrımının nasıl yapılacağı belirlenmiş olup, 6103 Sayılı TTK’nun Yürürlüğü Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 10.maddesinde ticari işletmeler hakkında 6102 Sayılı TTK’nun 11.maddesinin 2.fıkrasında öngörülen Bakanlar Kurulu Kararı çıkarılıncaya kadar yürürlükte bulunan düzenlemelerin uygulanacağı belirtildiğinden Bakanlar Kurulu Kararının uygulanmasına devam edilerek esnaf ve tacir ayrımının anılan kararda belirtilen kıstasların değerlendirilmesi sureti ile yapılması gerecektir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davacı … …’ün ticaret sicil kaydı var ise gönderilmesi istenilmiş olup, İzmir Ticaret Sicil’den gelen …/…/… havale tarihli cevabi yazıda davacının şahsi ticaret sicil kaydının bulunmadığı bildirilmiştir.
Yine mahkememizde yapılan yargılama sırasında davacı … …’ün tacir olup olmadığının tespiti açısından ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmış olup, davacı ile ilgili olarak Kemeraltı Vergi Dairesi’nden gelen … tarihli cevabi yazıda davacının kayıtlarının tetkikinden potansiyel vergi kimlik numarasının olduğu, herhangi bir ticari faaliyetinin olmadığının tespit edildiği bildirilmiş olup, bu şekilde davacının tacir olmadığı sonucuna varılmıştır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5.maddesini değiştiren ve 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 Sayılı yasanın 2.maddesi ile “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usül hükümleri uygulanır ” şeklindeki düzenleme ile , artık 01/07/2012 tarihinden sonra açılacak davalarda sözü edilen iki mahkeme arasındaki ilişki görev ilişkisi olup , görevin 6100 Sayılı HMK’nun 137,138 maddeleri gereğince dava şartları arasında sayılmış olması nedeniyle, mahkemenin görevli olup olmadığı yargılamanın her hal ve safhasında talep üzerine veya mahkemece re’sen incelenip gözetilmesi gerekmektedir.
Bir davanın veya işin Asliye Ticaret Mahkemesinde görülebilmesi için ; her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan bir uyuşmazlık olması veya uyuşmazlığın 6102 Sayılı T.T.K.’da düzenlenen hususlardan doğan bir uyuşmazlık olması veya TTK’nun 4.maddesinde( b-c-d-e-f) sayılan dava veya işlerden bulunması, yahut özel bir yasal düzenleme ile davanın Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğinin açıkça belirtilmesi gerekmektedir.
Bu açıklamalara göre; dava konusu somut olayda, davacının ticaret sicilden ve vergi dairesinden gelen yazı cevapları gereğince tacir olmadığı, dava konusu uyuşmazlığın TTK.’nun 4.maddesinde sayılan uyuşmazlıklar arasında yer almadığı, davanın ticaret mahkemelerinde bakılacağına ilişkin açık bir yasal düzenlemenin de bulunmadığı, bu itibarla davanın; ticari bir dava olmaması nedeniyle davaya bakma görevinin mahkememize ait olmayıp, genel hükümlere göre çözülmesi gereken dava olması nedeniyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu düşünülmekle, mahkememizin iş davada görevli olmaması nedeniyle davanın usulden reddine, görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verme gereği doğmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
İş bu davada mahkememiz görevli bulunmadığından davanın usulden REDDİNE,
Görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
HMK 20.maddesi gereğince kararın kesinleşme tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde talepte bulunulduğu takdirde dosyanın İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Harç ve yargılama giderlerlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı asilin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi.23/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır