Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/31 E. 2022/230 K. 11.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/31
KARAR NO : 2022/230

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 19/07/2019
KARAR TARİHİ : 11/03/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 05/01/2019 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile seyir halinde iken müvekkiline ait … plaka araca çarpması sonucu durduğunu, durduğu esnada arkadan gelen … plakalı aracın da … plakalı araca çarpması sonucu zincirleme trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen kazada kaza tespit tutanağına göre … plakalı araç sürücü …’nın asli kusurlu olduğunu, meydana gelen kazada müvekkilinin aracında meydana gelen değer kaybı tespiti için eksperden rapor alındığını, rapora göre araçta 4.000TL değer kaybı tespit edildiğini, … plakalı aracın davalı şirkete ait olduğu ve … Sigorta şirketinde trafik poliçesi ile teminat kapsamında olduğunu, kaza sonrası meydana gelen hasarın giderilmesi için aracın servise bırakıldığını, davalı … Taşımacılık.. Ltd. Şti’nin sorumluluğu bulunmak üzere arak ikame bedelinin talep edilmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100 TL değer kaybı tazminatının ve 285,75 TL eksper hizmet bedelinin davalı … Sigorta A.Ş den, ve davalı … Taşımacılık ve Akaryakıt Tic. Ltd. Şti’den tahsiline, 100 TL ikame araç bedelinin davalı … Taşımacılık … Ltd. Şti’den yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki davanın ticari bir dava olduğunu, konusu alacak olan her türlü ticari davada TTK. nun değişik 5/A maddesi uyarınca dava açılmadan önce ara bulucuya zorunlu başvuru şartı getirildiğini, davacı tarafın her ne kadar davalılardan … Sigorta Anonim Şirketi hakkında ara bulucuya başvurmuş ise de müvekkili şirket yönünden ara bulucuya başvuru şartını yerine getirmediğini, müvekkili yönünden davanın HMK.nun 115/2 maddesi gereğince usulden reddi gerektiğini, davacı tarafın dava dilekçesinin 9.fıkrasında ikame araç bedelinin ve araçtaki değer kaybının belirlenemediği gerekçesiyle değer kaybı ve araç mahrumiyet zararı taleplerinin tam ve kesin olarak belirlendiği anda taleplerini HMK.nun 107.maddesi uyarınca artırmak üzere şimdilik 100,00 TL değer kaybı 100,00 TL araç mahrumiyet zararı talebinde bulunduğunu, davacı tarafın talep ettiği alacaklarını belirlemesi objektif olarak mümkün iken alacağının belirsiz olduğu iddiasında bulunamayacağını, davacı araçtaki değer kaybı yönünden tespit yaptırmış ve şayet kiraladı ise ikame araç için ödediği bir meblağ olması gerekli olduğunu, davacının alacağını belirleyebilmesinin vereceğimiz bilgi veya belgeye yada tahkikat sonucuna bağlı olmadığını, bu nedenle davacı tarafın davasında ki alacak miktarının belirlenemediği ve bu nedenle fazlaya ilişkin haklının saklı tutmak suretiyle dava açması iddiasını kabul etmediklerini, davacı tarafın tek taraflı olarak yaptırmış olduğu bilirkişi incelemesi sonucu rapordaki verilen hasar ve değer kaybına ilişkin görüşü de kabul etmediklerini, kaza nedeniyle araçta meydana gelen hasar basit nitelikte olup bu tür bir hasar için araçta 4000 TL değer kaybı oluştuğu iddiasının da doğru olmadığını, açıklanan nedenlerle müvekkili aleyhine dava açılmadan önce ara bulucuya başvurulmadığından HMK. nun 115/2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan davanın reddine, dava belirsiz alacak davası olarak açılmış olmakla davanın hukuki yarar yokluğundan reddine, davacı tarafın araçta değer kaybı oluştuğu ve belgeye dayanmayan ikame araç kiralandığı iddiaları yerinde olmadığından davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı ve araç mahrumiyet zararının kazaya sebebiyet verdiği iddia olunan aracın işleteni olan davalıdan tazmini isteğine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 3. maddesinin ilk fıkrasında ise, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu düzenlemesine yer verilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının 05/01/2019 tarihinde meydana gelen çok taraflı maddi hasarlı trafik kazası neticesinde … plakalı aracının hasara uğradığı, aracında değer kaybı meydana geldiği ve aracın tamiri süresince mahrumiyetinin oluştuğu ve kazaya … plakalı aracın sebebiyet verdiği iddiası ile bu aracın zmss sigortacısı ile işletenine karşı mahkememizin …/… esas sayılı sırasına kayıt edilen dosya ile dava açtığı, değer kaybına ilişkin talebini sigorta şirketi ile iştelene, ikame araç bedeline ilişkin talebini ise yalnızca işletene yönelttiği, mahkememizce işleten … Taşımacılık Ltd. Şti. yönünden dava şartı arabuluculuk yoluna başvurulmadığı gerekçesiyle 18/12/2019 tarihli duruşmada ara kararla tefrik kararı verildiği, dosyanın mahkememizin …/…sırasına kayıt edildiği, 30/12/2019 tarih …/…esas, …/… karar sayılı ilam ile davalı … Taşımacılık Ltd Şti yönünden dava şartı zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmadığından davanın usulden reddine karar verildiği, bu karara karşı taraflarca istinaf yasa yoluna başvurulduğu, İstinaf incelemesini yapan İzmir BAM 4. Hukuk Dairesi’nin 18/01/2022 tarih ve …/… esas, …/… karar sayılı ilamı ile davacının tacir olmayan gerçek kişi olduğu, davacıya ait araca davalı şirkete ait aracın dava dışı sürücüsünün kusurlu eylemi ile çarptığından bahisle araçtaki değer kaybı, ikame araç bedeli ve eksper masraflarından kaynaklanan maddi zararın dava konusu edildiği, davanın haksız eyleme dayandığı, ticari nitelikte bir dava olmadığı, bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesi ile mahkememizin anılan ilamının kaldırılmasına karar verildiği, mahkememizce kaldırma ilamı sonrası yapılan araştırmada davacının ticaret siciline kayıtlı olmadığı, kaza tarihi olan 05/01/2019 tarihi itibariyle işletme hesabına göre defter tuttuğu, geliri itibariyle tacir sayılan kimselerden olmadığı, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin haksız fiilden doğduğu, bu durum karşısında, somut uyuşmazlıkta mutlak ticari davadan bahsedilemeyeceği gibi her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesini ilgilendirmesi koşulu gerçekleşmediğinden nispi ticari davadan da bahsedilemeyeceği, haksız fiilden doğan davada genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğu, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca görev hususunun dava şartı olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının dava dilekçesinin 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
Görevli mahkemenin İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olması nedeniyle mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca dosyanın görevli İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi halinde, yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine; aksi durumda resen dosyanın ele alınarak yargılama giderleri hususunda bir karar verilmesine,
3-6100 sayılı HMK’nın 20. maddesi uyarınca görevsizlik kararına karşı taraflarca kanun yoluna başvurulmaması durumunda kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İZMİR NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE, tarafların belirtilen süre içerisinde mahkememize başvurmaması durumunda DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin taraflara ihtarına (İHTARAT YAPILDI),
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Daireleri nezdinde istinaf yolu açık olmak taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup karar verildi. 11/03/2022

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA