Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/285 E. 2023/560 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/285
KARAR NO : 2023/560
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 19/08/2019
KARAR TARİHİ : 11/07/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalının, Ordu ilinde Orta ve Doğu Karadeniz illerini de kapsayan ürünlerinin toptan dağıtım işi ile iştigal eden bayisi olduğunu, müvekkilinin avans olarak gönderdiği Türkiye …. Bankası Ordu Şubesi üzerine keşideli … nolu 04.01.2016 ödeme günlü 84.000 TL tutarlı ve … nolu 20.01.2016 ödeme günlü 136.000 TL tutarlı çekler karşılığı malların müvekkiline gönderilmediği halde işbu çeklerden bankasına kredi karşılığı ciro etmek sureti ile karşılıksız olarak faydalanıldığını, bu sebeple müvekkilinin karşılığını almadığı işbu çeklerini gününde ödeyememiş ve davalının çekleri ciro ettiği T. … Bankası A.Ş. tarafından hakkında icra takibi başlatılmış ve tüm mal varlığına hacizler konulduğunu, müvekkilinin bu nedenle uğradığı zararlar olduğunu beyan ederek, işbu davayı açtığını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın zamanaşımı sebebiyle de usulden reddi gerektiğini, davaya konu edilen karşılıksız yararlanma eylemi söz konusu iddialara katılmamakla birlikte 84.000,000 TL ve 136.000,000 TL lik çekler sebebiyle alacaklı tarafından 18.02.2016 tarihinde icra takibi başlatıldığı, haksız eylem nedeniyle tazminat isteme veya tazminat davası açma hakkı, zarar görenin, zararı ve haksız eylemi işleyen ile tazminat sorumlularını öğrendiği günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrayacağını, davanın esasına girilmeden usulden reddi gerektiği, davacının … Bankası Ordu Şubesi … nolu 84.000,000 TL tutarlı ve … nolu 136.000,000 TL tutarlı çeklerden dolayı icra takibine maruz kaldığını işbu sebepten ötürü zarara uğradığını iddia ettiğini, davacı maruz kaldığı icra takiplerini,malvarlığına uygulanan hacizleri,ticari hayatının yok olmasını tarafımıza bağlasa da davacının tarafımızdan kaynaklı herhangi bir mağduriyeti söz konusu olmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, … ve … nolu çeklerin karşılıksız kaldığı iddiasına dayalı menfi ve müsbet zarar tazmini ve manevi tazminat davasıdır.
SMMM …’ın 23/02/2023 Tarihli Bilirkişi Raporunda; Davaya konu ve davacı tarafından 04.01.2016 vade tarihli, … seri numaralı ve 84.000,00 TL Tutarlı çekin, davacı … ya ait 2015-2016-2017 takvim yıllarına ait Kanuni defterlerinde yer almadığı, 20.01.2016 vade tarihli, … seri numaralı ve 136.000,00 TL. Tutarındaki çek bedelinin davacı …’ya ait 2015 takvim yılında ” 103 Verilen Çekler hesabına kayıt edilmiş olduğu, “103 Verilen Çekler” hesabından ” 321 Borç Senetleri Hesabına” virman yolu ile madde kaydı yapıldığı, Davacı …’nun Davacı …’nun, davalı adına düzenlemiş olduğu … seri numaralı 20.01.2016 vade tarihli 136.000,00 tl. Çek ile ilgili olarak, davacı …’nun 2015- 2016 -2017 takvim yılı Yevmiye Defteri Kayıtlarına göre, “… alt hesap kodunda 2016 yılı vadeli Çekler hesabı ” adı altında mevcut olduğu, yani 20.01.2016 vade tarihli ve 136.000,00 tl. Tutarındaki çek karşılığının defter kayıtlarına göre ödenmemiş olduğu, davacı …” ya ait 2015-2016- ve 2017 takvim yılı yevmiye defter kayıtlarına göre, davalı Davalı … Dağıtım ve Üretim LTD.ŞTİ. tarafından düzenlenen Mal/Hizmet alımı ile ilgili Yevmiye Madde kaydı olmadığı, davacının işinde ve işyerinde kaynaklanan sorunların, davaya konu çek ile bağlantılı olup olmadığının takdiri Mahkemeye ait olmak üzere, davacının defter kayıtlarına göre 31.12.2015 tarihli kapanış kaydında mevcut toplam borçların 31.12.2017 tarihli kapanış kaydına göre hiç ödeme yapılmamış olduğu, banka borçları da dahil ödemelerini yapmamış olduğu tespit edilmiştir.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … Esas, … Karar sayılı İlamında; “Somut uyuşmazlıkta, her iki taraf da tacirdir ve dava her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgilidir. Yukarıda da belirtildiği üzere 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları nispi ticari dava sayılacağından eldeki davaya bakmakla görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi değil 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesi gereğince asliye ticaret mahkemesidir. ( benzer yönde HGK’nın … – … ve 30.06.2020 tarihli ilamı ) Bu durumda, ilk derece mahkemesince, işin esasına girilerek yargılamanın sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-3 maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.” Mahkememizin … Esas-… Karar sayılı ilamı kaldırılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekilince dava dilekçesinde davalıya mal teslimine dair verilen avans çeklerin davalı tarafça karşılıksız kullanımı iddiasıyla maruz kalındığı iddia edilen manevi çöküntü sebebiyle manevi tazminat isteminde bulunduğu, çeklerin karşılıksız kullanımı iddiasıyla hakkında başlatılan icra takiplerinden dolayı uğradığı menfi ve maddi zararların tazmini talebinde bulunduğu, davalı tarafın mal teslimine dair iddianın davacı tarafça ispat edilmesi gerektiği ve çekin sebepten soyut bir ödeme aracı olduğu savunmaları karşısında taraflar arasındaki mevcut ticari ilişkinin varlığı ya da yokluğuna ve muhteviyatına dair alınan bilirkişi raporuyla davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde, davacının ticari defter ve kayıtlarında 84.000 TL tutarındaki çekin kayıtlarda yer almadığı, 136.000 TL lik çek yönünden ise ödeme kaydının yer almadığı, davacı defterlerine göre davacının çekler sebebiyle yaptığı bir ödemeye rastlanılmadığı, defter kayıtlarına göre davacının çeklerden dolayı herhangi bir zarara uğradığının tespit edilemediği, kaldı ki davacının davadaki isteminin çeklerin karşılığı olan malların teslim edilmemesinden kaynaklı çek bedelinin istirdadı ya da malların teslimi değil çekin karşılıksız ve haksız surette kullanıldığı iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemi olduğu, çekin davacı tarafça rızaen davalıya verildiği, davalının çekleri teslim aldıktan sonra cirolayıp başkaca kişilere vermesi önünde gerek 6102 sayılı yasa gerekse 6098 sayılı yasanın haksız fiil hükümlerine göre herhangi bir engelin bulunmadığı, çeklerin davalı tarafça cirolanması ile davalının malların tesliminin yapılmaması arasında hiçbir ilgi bulunmadığı gibi davalının malları teslim etmemesinin çeklerin icra takibine konu edilmesiyle maruz kalınan durum arasında davalıya isnat edilecek haksız bir fiilinde bulunmadığı, çekin düzenleyen tarafından lehtara verilmesiyle düzenleyenin artık lehtardan sonraki meşru hamillere de ödemeye yapmayı kabul ettiğinin açık olduğu, davalının malı teslim etmemesinden kaynaklı istemlerin davamızın konusu olmadığı, çekin ciro edilerek davacı hakkında takip yapan hamile devrinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığı, ticari ilişki içinde olduğu kişilere verdiğini iddia ettiği çekleri dahi defterine kayıt etmediği, davadaki asıl uyuşmazlığın çeklerin haksız surette karşılıksız kullanımından kaynaklı olarak davacının zararının olup olmadığı, çeklerin icra takibinde alacaklı olarak görünen hamile cirolanmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığından çeklerin hukuka aykırı kullanıldığı iddiasının dinlenemeyeceği, her ne kadar davacı tarafça yemin deliline dayanılmışsa da, uyuşmazlık açısından yemin deliline dayanılmasının mümkün olmadığı, yeminin konusunun uyuşmazlıkla ilgili ve davanın çözümü bakımından önem taşıyan çekişmeli olan ve kişinin kendinden kaynaklanan vakıalar olduğu, bu haliyle çekin haksız ve karşılıksız kullanıldığı, iddiasının davacıdan değil davalıdan kaynaklı bir mesele olduğu, uyuşmazlık konusu bağlamında çekin 6102 sayılı yasaya uygun surette cirolandığı, mal teslim edilmemesinden kaynaklı istemlerinde dava konusu olmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Alınması gerekli olan 269,85 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 597,72 TL peşin harç mahsubu ile kalan 327,87 TL nin karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
3-)Mahkememiz dosyasında yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-)Davalı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi maddesine göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, (reddedilen maddi tazminat yönünden)
5-)Davalı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi maddesine göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, (reddedilen manevi tazminat yönünden)
6-)1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-)Karar kesinleştiğinde yatırılan gider avansından artan kısmın talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, 6100 sayılı yasanın 343. ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize yahut mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı-davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/07/2023
Katip …
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı