Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/255 E. 2023/579 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/255
KARAR NO : 2023/579
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 03/08/2017
KARAR TARİHİ: 13/07/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davcıya ait… sevk ve idaresinde … plakalı araç ile … Genel Müdürlüğü’nün maliki olduğu … yönetimindeki … plakalı aracın 22/06/2017 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını, … plakalı araç sürücüsünün şerit ihlali ve hatalı manevra yapmak nedeni ile asli kusurlu olduğunu, davalı … şirketinin kusurlu aracın zmms yapan şirket olduğunu, poliçe limitleri ile sorumlu olduğunu, İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.iş dosyasında araçtaki hasarın 56.219,00 TL olarak tespit edildiğini, 13/07/2017 tarihinde davalı … şirketinin resmi kayıtlı elektronik posta adresine başvuru yapıldığını, dava tarihine dek olumlu olumsuz yanıt alınamadığını, 20.000,00 TL hasar bedeli ve 10,00TL değer kaybı alacağının tahsili için fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline ve , İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.iş dosyasından yapılan 1.054,60 TL tespit giderinin yargılama gideri olarak davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; olayda idarenin otobüs sürücüsünün kusuru bulunmadığını, araç bakımlarının periyodik yapıldığını, sürücünün tüm dikkat ve özeni göstermesine rağmen kazaya engel olamadığını, davacıya ait aracın tam ve asli kusurlu olduğunu, trafik kaza tespit tutanağında kendilerine ait araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunun belirtildiğini bu tespiti kabul etmediklerini, trafik ekiplerince belirlenen tutanak bulunmadığını, bilirkişi incelemesi ile kusur tespiti istediklerini, d.iş dosyası ile saptanan hasar miktarının kabulünün mümkün olmadığını, tespitin tek taraflı yapıldığını, kendilerine tebliğ yapılmadığını, idarenin sorumluluğu olmadığını, araçta değer kaybı oluşmasının mümkün olmadığını, hasar gören araçların parçalarının değişmesi halinde değer kaybı bir yana değerde artış olmasının mümkün olduğunu, haksız fiilden doğan ilişkilerde faiz talebinin avans faizi değil, yasal faiz olması gerektiğini, Türk Ticaret Kanunu 16/2 maddesine göre kamu tüzel kişileri ve kamu yararına çalışan derneklerin tacir sayılamayacağını, söz konusu kaza tarihinde idareye ait aracın … Sigorta A.Ş.’ e sigortalı olduğunu, değer kaybı ve hasar bedelinin sigorta teminatı kapsamında olduğundan sorumluluklarının bulunmadığını, idareye ait aracın … A.Ş. personeli tarafından kullanılması nedeni ile rücu söz konusu olabileceğinden davanın … A.Ş.’ e ihbarını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı delillerinin kendilerine tebliğ edilmediğini bu nedenle poliçenin geçerliliği ve teminat kapsamı ve rücu imkanları yönünden cevap verme imkanı bulunmadığını, cevap hakkı saklı tutularak zamanaşımı itirazının bulunduğunu, kısmi dava ya da belirsiz alacak davası olarak ikame edilen davanın usulden reddi gerekeceğini, … plakalı aracın 22/06/2017 tarihinde zmms poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçe limitinin 33.000,00 TL bulunduğunu, sorumluluk kabul etmemek ile birlikte delil tespit raporunun fahiş olduğunu, uzman bilirkişilerce yeniden inceleme yapılması gerektiğini, belirsiz alacak davası açılacak idi ise D.iş tespiti yaptırılmasına gerek olmadığını, bu durumun iyiniyet kuralları ile bağdaştırılamayacağını, D.iş tespit giderinin reddi gerektiğini, faiz kalemine ve başlangıç tarihine açıkça itiraz ettiklerini, sigorta alacağının ne zaman muaccel hale geleceğini Türk Ticaret Kanunu 1427/2 de belirlendiğini, ihbardan 45 gün sonra alacağın muaccel olacağını, faizin yasal faiz olması gerektiğini belirterek davanın öncelikle usulden, aksi kanaat halinde tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan … A.Ş. vekili aracılığı ile sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davayı konu trafik kazasında davalı … Genel Müdürlüğü aracını kullanan sürücünün trafik kurallarına uygun hareket ettiğini, kusuru bulunmaması nedeni ile ihbar olunanın olaydan sorumlu tutulamayacağını, haksız fiile ilişkin tazminat taleplerinin ancak kusurun ispatı halinde doğacağını, tazminat talebinin haksız ve fahiş olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İhbar olunan … vekili aracılığı ile sunduğu cevap dilekçesinde özetle; kazanın oluşumunda davacıya ait araç sürücüsünün tam ve asli kusurlu olduğunu, mahkemece atanacak ehil bilirkişi eliyle kusur tespiti yapılması gerektiğini, İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.iş dosyasında yapılan delil tespit raporunun kendilerine tebliğ edilmediğini, saptanan hasar bedelinin fahiş olduğunu, zararı kabul etmediklerini, sistemli bir çalışma ile tamirat yapılması halinde değer kaybı oluşmayacağını, talep edilen faizin avans değil yasal faiz olması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin … Tarih ve … Sayılı Raporunda Davalı taraf sürücüsü …’nin % 100 (Yüzdeyüz) oranında kusurlu olduğu, Davacı taraf sürücüsü…’ın kusursuz olduğu, Davalı taraf sürücüsü …’nin, dava konusu araçtaki hasar ve zararın tamamı olan % 100 X 59 219.- TL = 59 219.- TL’den sorumlu olduğu, Davacı taraf sürücüsü…’ın kusursuz olduğundan, aracındaki hasar ve zarardan sorumlu olmadığı tespit edilmiştir.
Makine mühendisi … , Makine Mühendisi … ve Makine Mühendisi …’ın 16/02/2023 Tarihli Bilirkişi Heyeti Ek Raporunda; Davacı otomobili ile aynı model, marka ve tip otomobil için Ocak 2017 Kasko Araç Değer Listesi bedeli 84.700,00 TL olduğundan ve kaza bu tarihten yaklaşık 6 ay sonra meydana geldiğinden, 07.07.2017 tarihli Bilirkişi Raporunda belirlenen 89.000,00 TL bedelin zaten uygun olduğu, Davacı otomobilinin hasarlı haldeki ederine ise, otomobildeki hasarın büyüklüğüne, hasarlı parçalara ve otomobilin hasarsız haldeki ederine bakılarak takdiren karar verildiği, Ayrıca, hasarı gösteren resimler ve Bilirkişi Raporu incelendiğinde, sol yan kısımlarından hasar gören davacı otomobilinin sol ön tekerlek kısmının çarpışma sonucu otomobilinin iç kısmına itilmesi sonucu sol yan kısım kaporta parçalarına ek olarak sol ön aks, sol ön aks taşıyıcı, sol ön aks göbeği, ön travers, direksiyon kutusu, direksiyon mili, ön denge çubuğu, bunların ilgili bağlantı parçaları ve sol ön kısma ait sensörlerin de bulunduğu çok sayıda mekanik ve elektronik parçanın da hasar gördüğü tespit edilmiştir. Buna göre, 07.07.2017 tarihli Bilirkişi Raporunda belirtilen hasar listesi ve bedelleri, 56.219,63 TL olarak uygun bulunmakla birlikte bu onarım bedeli davacı otomobilinin kaza tarihindeki 2. El piyasa değeri olan 89.000,00 TL’ na yaklaştığından (yaklaşık %65′ i) ve ayrıca onarım sonrası oluşacak olan değer kaybının eklenmesi ile de zarar miktarı daha da artacağından, onarımın ekonomik olmayacağı ve dolayısıyla söz konusu otomobilin pert-total sayılmasının daha uygun ve ekonomik olacağı, davacı tarafa ait otomobilin pert-total sayılması ile araçtaki toplam hasar miktarı ise, aracın kaza tarihindeki ortalama 2. El piyasa rayiç değeri olan 89.000,00 TL’ ndan takdiren hasarlı haldeki ederi (sovtaj bedeli) olan 45.000,00 TL’ nın çıkartılması sonucu kalan miktardır ve 44.000,00 TL olarak hesaplandığı belirtilmiştir.
İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası celp edilerek incelenmiştir.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … E., … K. Sayılı İlamı ile; ” Mahkemece Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan rapor benimsenerek hüküm kurulmuştur. Anılan raporda otobüs sürücüsünün tamamen kusurlu olduğu belirtilip dosyadaki delil tespiti aşamasında alınan bilirkişi raporunda geçen hasar kalemleri topluca yazılarak araçtaki hasar miktarı 53.219,00 TL olarak belirtilmiştir. Söz konusu raporda davalıların yokluğunda alınan delil tespiti raporundaki hasar kalemleri irdelenmeden aynen alınması doğru olmadığı gibi hasar kalemleri de denetime elverişli şekilde tek tek gösterilmemesi de yerinde değildir. Yine bilirkişi raporunda hasar miktarına değer kaybının eklenmesi de hatalıdır. Bunların dışında benimsenen bu raporda aracın piyasa rayiç değeri 89.000,00 TL olarak belirlenmiş ise de bunun dayanakları gösterilmediği gibi aracın pert total sayılması gerekip gerekmediği yönünde bir inceleme yapılmamıştır. Açıklanan bu nedenlerle mahkemece benimsenen bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Mahkemece İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü fen heyetinden seçilecek uzman bilirkişi kurulundan dosyadaki delillere göre sigortalı aracın modeli, özellikleri, km’si v.s gibi hususları gözönünde bulunduran araçta davaya konu trafik kazası nedeniyle meydana gelen onarım giderini(parça bedeli + işçilik + KDV – gerekiyorsa amortisman ve hurda indirimi) denetime elverişli şekilde ayrıntılı olarak tespit eden daha sonra aracın olay tarihindeki 2.el piyasa rayiç değeri ile sovtaj bedelini belirleyen, aracın pertinin mi, onarımının mı ekonomik olduğu hususlarında değerlendirme yapan, davalı tarafın başta kusur, hasar bedeli ve değer kaybına ilişkin itirazlarını irdeleyen, ayrıntılı ve gerekçeli bir rapor alınarak, aracın pert total sayılması gerektiği sonucuna ulaşılırsa değer kaybı tazminatına hükmedilemeyeceği gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir iken yeterli inceleme içermeyen bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bilirkişi incelemesi sonucu davacıya ait aracın pert sayılması gerekmediği kanaatine varılır ise değer kaybı tazminatının Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde … E- … K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.(Yargıtay … Hukuk Dairesinin 03.12.2020 tarih … E -… K). Yargıtay … Hukuk Dairesinin yerleşmiş içtihatlarına göre değer kaybının aracın kazadan önceki ikinci el piyasa rayiç değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki fark olarak belirlenmelidir. Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.” şeklinde karar verilerek mahkememizin 03/04/2019 Tarih, … Esas, … Karar sayılı ilamının kaldırılmasına karar verilmiştir.
“Mali sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğu:
Madde 91 – (Değişik: 17/10/1996 – 4149/33 md.)
İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.
İşleten ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğu
Madde 85 – (Değişik birinci fıkra: 17/10/1996-4199/28 md.) Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”
Yukarıdaki yasa maddeleri gereği yapılan inceleme neticesinde Davalı … Şirketinin zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu ve düzenlenen poliçede 2918 sayılı yasanın 85. Maddesinde yazılı zararların teminat altına alındığı anlaşılmıştır.
Tazminat ve giderlerin ödenmesi:
Madde 99 – Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.
6098 sayılı yasanın 49. Maddesi gereği kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür- Haksız fiil, kusurlu ve hukuka aykırı bir eylemle başkasına zarar verilmesidir. Bir haksiz fiilden söz edebilmek için; zarar verici bir fiil, bu fiilin hukuka aykırı olması, fiili icra edenin kusurlu bulunması, fiil ve zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması gerekir.
Fiilin, bilinçli bir iradeye dayanmış olması gerekir. Hukuka aykırı fiil, hukukun koruduğu değerlerin, çiğnenmesi sonucunda, hukuk düzeninin bir kuralını İhlal eden fiildir, Hukuka aykırılık, zarar vermeyi yasaklayan ya da önleyen kuralların çiğnenmesidir,
Bir eylemin hukuka aykırı olarak kabul edilebilmesi için aynı zamanda bir hukuka uygunluk nedeninin mevcut olmaması gerekir. Kusur, hukuk düzeni tarafından kınanan bir davranışın bilerek ve isteyerek yapılmasıdır. Olağan yaşam deneyimlerine, genel düşünceye ve objektif olasılığa göre, bir olayın gerçekleşmesi ile sonuç ortaya çıkmış ya da bu olayın oluşması ile sonucun ortaya çıkması kolaylaşmış ise ilk hareket ikincisinini nedeni, İkinci Olay birinci hareketin sonucu sayılır. Buna uygun illiyet bağı denir.
Tazminat hukukunda sorumluluktan söz edilebilmesi için yalnızca eylemin yasaya veya sözleşmeye aykırı olması yeterli değildir. Fiil sonucunda bir zararın doğmuş olması ve zararla fiilli arasında uygun nedensellik bağının bulunması da gerekir, Nedensellik bağı sorumluluğun temel öğesidir. Zararla eylem arasında nedensellik bağının mevcut olması, zararın eylemin bir sonucu olarak ortaya çıkması, yani eylem olmadan zararın ortaya çıkmayacağının kesin olarak bilinmesidir. Zarar ile fiil arasında uygun nedensellik bağının bulunup bulunmadığı hususu, her somut olayda kendi içerisinde ayrıca değerlendirilir,
Kusur sorumluluğunda, üç durumda nedensellik bağı kesilebilir.
-Zorlayıcı neden
-Zarar görenin ağır kusuru
-Üçüncü kişinin ağır kusuru
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı … şirketinin sigortalısı olan aracın sürücüsünün kazanın oluşumunda 2918 sayılı yasanın manevra kurallarına aykırı hareket etmek ve dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı araç kullanmak hususlarına aykırı davranışı sebebiyle kazanın oluşumunda etken olduğu, davacıya ait aracın sürücüsünün kazaya etki eden bir davranışının bulunmadığı, istinaf mahkemesi ilamın sonrasında alınan bilirkişi raporu ile aracın sovtaj işlemine tabi tutulmasının gerektiği, aracın piyasa rayiç piyasa fiyatı üzerinde sovtaj bedelinin indirilmesi suretiyle gerçek zarar miktarının tespit edildiği, bu haliyle araçta bir değer kaybı meydana gelmeyeceği, dava devam ederken davalı … tarafından icra dosyasına ödemenin yapıldığı, sigorta teminat limitini yaptığı ödeme ile tükettiği, bakiye 11.000 TL tazminat için davalı … şirketinin sorumlu olmadığı, diğer davalının sorumlu olduğu, ancak her iki davalının dava açılmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, sigorta şirketi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-Davalı …. yönünden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Bakiye 11.000,00 TL hasar tazminatının davalı … genel müdürlüğünden 22.06.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Değer kaybı tazminatı isteminin REDDİNE,
5-Alınması gerekli olan 751,41 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 341,73 TL peşin harç ve 670,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplamda 1.011,73 TL’den mahsubu ile kalan 260,32 TL nin karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
6-Davalı … Genel Müdürlüğü’nce yatırılan 3.033,51 TL bakiye karar harcının karar kesinleştiğinde davalı … Genel Müdürlüğü’ne İADESİNE,
7-Davacı tarafından yatırılan 341,73 TL peşin harç, 31,40 TL başvurma harcı, 670, ıslah harcı, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 1.054,60 TL delil tespit gideri, 464,50 TL ATK rapor ücreti, 728,60 TL posta-tebligat gideri olmak üzere toplamda 5.290,83 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi maddesine göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
9-Karar kesinleştiğinde yatırılan gider avansından artan kısmın talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, 6100 sayılı yasanın 343. ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize yahut mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı-davalı ve ihbar olunan vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/07/2023
Katip …
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı