Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/240 E. 2022/1209 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1065 Esas
KARAR NO : 2022/1210
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 11/11/2016
KARAR TARİHİ : 29/12/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03.01.2023

Mahkememizde görülmekte olan açılan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekilinin mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesini özetle ;davalı şirket nezdinde zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ie kayıtlı bulunan sigortalı …’ın işletmeni ve maliki olduğu … plaka numaralı araç …’ın sevk ve idaresinde iken 31.08.2010 günü İzmir İli Foça İlçesinde kaza geçirdiğini, müvekkilinin desteği olan oğlu …’ın vefat ettiğini, … plakalı aracın davalı sigorta şirketinde ZMMS sigortası bulunduğunu, bu poliçeden dolayı sigorta şirketi kusur esasına dayalı olarak sorumlu olduğunu, müvekkilinin tek geçim kaynağının oğlu olduğunu, kaza ile ilgili Foça C.Başsavcılığında soruşturmanın açıldığını, soruşturma dosyasının içerisinde desteğe ait bilgiler, ekonomik durum araştırması ve bilirkişi incelemesi ve tüm delillerin bulunuğunu, … için destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili sunmuş olduğu 18.07.2022 tarihli dilekçe ile, müvekkili için 41.536,23 TL destekten yoksun kalma tazminatının 31.08.2010 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekilinin mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müteveffa, sigortalı aracın sürücüsü olduğunu, müvekkili sigorta şirketinden tazminat talep etme hakkı bulunmadığını, Trafik Sigortası Genel Şartları’nda açıkça belirtildiği üzere bu sigorta ile “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” bu doğrultuda işleten, sürücü ve sigorta şirketi arasında müşterek ve müteselsil bir borç ilişkisi kurulduğundan davacının tazminat talebinin reddi gerektiği ve haksız ve hukuka aykırı işbu davanın reddine ve yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İSTİNAF KARARINDAN ÖNCEKİ HÜKMÜN GEREKÇESİ : “Dava, davacının murisinin ölümü nedeniyle TBK’nun 53.maddesi gereğince destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkememizce kusur tespiti için İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden 08/03/2018 tarihinde alınan kusur raporunda özetle; 31.08.2010 tarihinde meydana gelen kazada sürücü …’in % 70 ve sürücü … ise % 30 oranlarında kusurlu oldukları belirlenmiştir.
… plakalı aracın 08.06.2010-2011 tarihleri arasında davalı sigortalı şirketinde ZMMS (trafik) sigortası ile sigortalı olduğu anlaşılmıştır.
Davalı … Sigorta A.Ş 31.08.2010 tarihinde meydana gelen kazada … plakalı aracın sigortacısıdır.
KTK Zorunlu Mali Mesuliyet ( Trafik ) Sigortası , 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m.91 gereği , işletenlerin , KTK.’nun 85.maddesinin 1.fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere yasaca yaptırımları zorunlu kılınan ve yine KTK. kapsamında motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne, yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3.kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler ve kusur oranı dahilinde ve gerçek zarar miktarı ile karşılamaya amaçlayan sorumluluk sigortasıdır.
Davacının destekçisi …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile 31.08.2010 tarihinde dava dışı …’in idaresindeki … plakalı araç ile çarpıştığı, kaza sonucunda vefat ettiği, kusurun % 30’unun kendisinde olduğu, davanın destekçinin sigortacısı … Sigortaya karşı açıldığı, yansıma yoluyla zarar görmüş olan destek tazminatı isteyen davacının, kendisine destek sağlayan kişinin sahip olduğu haktan fazlasına sahip olması mümkün değildir. Diğer bir deyişle, nasıl ki, desteğin ölümü sebebiyle meydana gelen zararın yansıma yoluyla destek görenleri etkilediği kabul ediyorsa, desteğin kusurlu davranışlarının da aynı şekilde destek görenlere yansıyacağının kabul edilmesi gerekir. Çünkü kendi kusuru ile sebebiyet verdiği ya da artmasına neden olduğu zararın ödettirilmesini istemek aynı zamanda Türk Medeni Kanunu’nun 2.maddesinde düzenlenen doğruluk ve dürüstlük kurallarına aykırı olacaktır. O halde somut olayda objektif iyi niyet kurallarına göre davacının destekçisinin % 30 kusuru ile meydana gelen kaza sonucu ölümü nedeniyle davacının talep ettiği destekten yoksun kalma tazminatından işletenin yerine geçen davalı sigorta şirketinin sorumlu olmayacağı sonucuna ulaşılmıştır.” şeklindeki gerekçeyle yapılan yargılama neticesinde 2016/1344 Esas, 2018/487 Karar ve 22.05.2018 tarihli karar ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İLAMI : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nin … Esas, … Karar sayılı kararı : “Dava; ölümlü çift taraflı trafik kazası nedeniyle ölenin yakının, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 45/2. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53/3.) maddesi gereği, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı desteğinin, davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesi ile sigortalı aracın işleteni ve sürücüsü iken 31/08/2010 tarihinde gerçekleşen kazada, tali ve % 30 oranında kusurlu olduğu, kaza neticesinde öldüğü dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Kaza ve poliçe tarihi itibari ile 12/8/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükte olduğu açıktır.
Davacının ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağı, dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyeceğine, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacının da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı sigorta şirketinin sorumlu olacağına karar vermek gerekir. (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar sayılı ilamları)
Buna göre mahkemece; davacının destek tazminatı talep edebileceği değerlendirilerek, işin esasına girilip, tarafların bildirdiği delilleri toplanarak, davacı tarafın destek zararının ne olduğu aktüer bilirkişiye TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre tespit ettirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf isteminin esastan kabulü ile, kararın HMK’nın 353/(1)-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, kararın kaldırılma sebep ve şekline göre istinaf yoluna başvuran davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.” şeklindeki gerekçeyle 18.11.2021 tarihli kesin karar ile mahkememizce daha önce verilen davanın reddine ilişkin kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında İzmir BAM 20. Hukuk Dairesi’nin kesin olarak verilen kararı kapsamında aktüer bilirkişi …’dan davacının tazminat isteminin yerinde olup olmadığının hesaplanması açısından rapor alınmış olup, düzenlenen 04.07.2022 tarihli raporda; TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre %10 artış – %10 iskonto esasına dayalı progresif rant yöntemi kullanılarak yapılan hesaplama neticesinde davalı sigortalı araç sürücüsünün %70 oranındaki kusur durumu da dikkate alınarak davacı baba …’ın davalıdan 41.536,23 TL destekten yoksun kalma tazminatı talep edebileceğinin hesaplandığı, kaza tarihi itibariyle … plakalı aracın davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesiyle kaza tarihini kapsar şekilde ölüm-sakatlık halleri kişi başı teminat limitinin 175.000,00 TL olduğu, İzmir 5. ATM’nin … Esas sayılı dosyası içerisinde yer alan ve davalı sigorta şirketi tarafından 19.04.2016 havale tarihli yazı ekinde gönderildiği anlaşılan hasar dosyası kapsamında ölen desteğin annesi… için 10.168,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı hesaplandığı ve bu şekilde sulh ve ibra protokolünün düzenlendiği ve yine davalı sigorta şirketi tarafından mahkemeye hitaben yazılan 25.07.2017 tarihli yazı ekinde gönderilen hasar dosyası incelendiğinde 10.168,00 TL tazminatın ferileriyle birlikte 14.284,70 TL olarak 22.03.2016 tarihli ibraname-feragatname ve makbuz başlıklı belgeye istinaden dava dışı …’a ödendiği, bu şekilde dava dışı anne …’a yapılan 10.168,00 TL’Lik destekten yoksun kalma tazminatının mahsubu ile ZMMS poliçesi kapsamında kalan bakiye teminat limitinin (175.000 TL – 10.168 TL=) 164.832,00 TL olduğu, bu kapsamda davacı baba … için hesaplanan 41.536,23 TL destekten yoksun kalma tazminatından davalı sigorta şirketinin ZMMS sigorta poliçesi limiti kapsamında davacıya karşı sorumlu olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiş olmakla aynen benimsenip hüküm kurmaya elverişli bulunan bilirkişi raporu gereğince davanın kabulüne, 41.536,23 TL destekten yoksun kalma tazminatının 27.10.2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine karar verme gereği doğmuştur.
2918 Sayılı KTK’nun 99/1 maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları uyarınca rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta olup, bu süre içerisinde tazminatın ödenmemesi halinde sigorta şirketi yönünden temerrüt gerçekleşmektedir. Dava konusu somut olayda davacı tarafça davalı sigorta şirketine hasar dosyası içerisinde bulunan başvuru dilekçesinin 17.10.2016 tarihinde davalı sigorta şirketi tarafından işleme alındığı görülmekle 8 iş gününün ilavesiyle davalı sigorta şirketinin 27.10.2016 tarihi itibari ile temerrüde düştüğü anlaşılmış olup bu nedenle davalı sigorta şirketi açısından temerrüt tarihi olarak kabul edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davanın KABULÜNE, 41.536,23 TL destekten yoksun kalma tazminatının 27.10.2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 2.837,33 TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta ve sonradan tamamlanan toplam 164,24 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.673,09 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından başlangıçta ve sonradan tamamlanan toplam 197,74 TL harç, 245,73 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 443,47 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan bulunması halinde karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 29/12/2022

Katip

Hakim