Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/205 E. 2023/188 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/205 Esas
KARAR NO : 2023/188

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/10/2022
KARAR TARİHİ : 15/03/2023

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ….. Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden olup, kamu hizmeti sunduğunu, kamu hizmeti olarak asfalt ve beton üretimi yaptığını, yol bakım ve onarım hizmeti verdiğini, bu hizmeti yerine getirirken hizmetlerin yapılması için ihale yoluyla hizmetleri için mevzuatlara uygun ihale açtığını, yapılan ihaleler sonucunda davalılar ile sözleşme imzalandığı, müvekkilin ihale dönemlerinin sonra ermesi nedeniyle davalılar ile arasındaki ticari ilişkiyi sonra erdirdiği, davalı şirket çalışanlarının işçilik haklarının müvekkiline karşı ileri sürdüğünü, müvekkilinin davalı şirket çalışanlarına ödemek zorunda kaldığı, dava dışı …ın da davalı Şirketlerin işçisi olarak 15/04/2006 tarihinden 30.04.2010 tarihine kadar davalı alt işverenler bünyesinde çalıştığı ve ,,,.İş Mahkemesi E, ,,,, K. …. sayılı kararının icraya konması üzerine İzmir …İcra Dairesinin ….. sayılı dosyasına 10.941,75 TL ödeme yapıldığı, taraflar arasındaki Hizmet Alım Sözleşmesi ve Borçlar Kanunu hükümleri gereği söz konusu meblağın ödeme tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmektedir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı … Özel Güvenlik ve Koruma Hizmetleri A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; rücuen tazminat sorumluğunda rücu edilecek tarafın kusurlu bulunmasının şart olduğu, yapılan ödemenin davacının asıl işveren konumunda olması ve işçilere karşı özlük haklarından tamamen sorumluluğunun bulunmasından kaynaklandığı, müvekilinden rücu hakkı bulunmadığını, talebin sebepsiz zenginleşe sebebiyet vereceği, dava dışı işçinin başlangıç tarihinden itibaren davacı kurumun işçisi olduğunun kabulü gerektiği, kabul anlamına gelmemek kaydı ile alacak kalemlerinin açıkça belirtilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Güvenlik ve Koruma Hizmetleri A.Ş ile … Güvenlik Koruma ve Eğitim Hizmetleri A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; 6552 sayılı yasa maddesinin gerekçesinin işçilik alacaklarının alt işverenlere ayrılan %3 lük payın işçilik alacaklarını karşılamaya yetmemesi olduğu bu nedenle kıdem tazminatlarından bu yasa ile sadece asıl işverenin sorumlu tutulduğu, açık yasa hükmüne aykırı olarak açılan iş bu davanın reddi gerektiği, kabul anlamına gelmemek kaydı ile sorumluluk miktarlarının tespiti ile müvekkili şirketin ancak kıdem tazminatından kendi dönemi ile sorumlu tutulabileceği, yıllık izinlerin kullandırılmasından davalı idarenin sorumlu olduğunu, dava dışı işçinin müvekkili şirketten istifa ederek ayrıldığını belirterek öncelikle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, zamanaşımı ve husumet itirazlarının kabul görmemesi halinde dosyanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, hizmet alım sözleşmeleri kapsamında dava dışı işçiye ödeme yapan davacının yapmış olduğu ödemeyi alt işveren olan davalılardan tahsili talebine ilişkindir.
DELİLLER:
-İzmir ….. İş Mahkemesinin ….. esas sayılı dosyası,
-İzmir …… İcra Dairesinin ……… esas sayılı dosyası,
-Bilirkişi …’in 08/11/2016 tarihli raporu,
-Bilirkişi …’ın 30/10/2022 tarihli kök raporu ile 16/01/2023 tarihli ek raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava dışı üçüncü kişi durumunda olan ve davalı firmalarda değişik dönemlerde çalışan işçinin açmış olduğu karara bağlanıp kesinleşen İzmir …. İş Mahkemesi’nin ……. Esas, ……. Karar sayılı dosyasında, yalnızca üst işveren davacı idarenin hasım gösterilip kararın bu şekilde kesinleştiği ve bu ilamın İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün ……. Esas sayılı dosyasında takibe konulduğu, takip sonucunda takibe konu bedellerin davacı idare tarafından ödendiği belirlenmiş olup anılan bu hususlarda taraflar arasında bir ihtilaf yaşanmamıştır. Aynı şekilde dava dışı üçüncü kişi konumundaki işçinin, davalı şirketlerde 25/04/2006-30/06/2019 tarihleri arasında güvenlik görevlisi olarak çalıştığı hususlarında da bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
Taraf beyanları ve tüm dosya kapsamı ile sunulan hizmet alım sözleşmesi değerlendirildiğinde, davacı idare ile davalılar arasındaki sözleşmelerin yapılan ihaleler sonucu düzenlenen hizmet alım sözleşmesi niteliğinde bulunduğu ve dava dışı üçüncü kişi olan işçinin bu sözleşmeler uyarınca alt işveren durumunda bulunan davalılar tarafından değişik sürelerde çalıştırıldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalıların husumet itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalı … Güvenlik ve Koruma Hizmetleri A.Ş ile … Güvenlik Koruma ve Eğitim Hizmetleri A.Ş vekili cevap dilekçesi ile zamanaşımı definde bulunmuş ise de, davacı tarafından davaya konu edilen icra dosyasına 24/04/2015 tarihinde ödeme yapıldığı, iş bu davanın ise 08/06/2015 tarihinde ikame edildiği, bu halde dava dışı işçiye ödeme yapılan 24/04/2015 tarihi itibariyle 2 yıllık zamanaşımı süresinin işlemeye başladığı, davanın ise 08/06/2015 tarihinde 2 yıllık zamanaşımı süresinin içinde ikame edildiği dikkate alındığında davalının zamanaşımı definin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. (Bkz. Yargıtay …. H.D’nin 20/02/2017 tarih, …….. esas, …….. karar sayılı ilamı)

Çekişme, dava dışı üçüncü kişi durumundaki işçiye mahkeme ilamı doğrultusunda ödeme yapan davacı idarenin yapmış olduğu bu ödeme miktarı üzerinden bu bedellerin davalılardan talep edip edemeyeceği, başka bir anlatımla ödenen bu bedellerde sorumluluğun hangi tarafta olduğu hususunda toplanmaktadır. Taraflar arasında yapılan sözleşme ve şartnamelerde yüklenici olan alt işverenler tarafından çalıştırılacak olan işçilerin işten ayrılmaları halinde bunlara ödenecek olan kıdem tazminatı ve yıllık izin ücretleri gibi işçilik alacaklarının üst işveren mi yoksa alt işveren mi tarafından ödeneceği konusunda açık bir düzenleme bulunmadığı görülmektedir. Konuyu düzenleyen 4857 sayılı İş Kanununun 2/7. maddesinde bu konulardaki sorumluluk hususunda idarenin alt işveren ile birlikte sorumlu olduğu hükmü düzenlenmiştir. Ancak bu düzenleme dava dışı işçilerin ücret ve diğer hakları yönünden bu haklarının korunmasına yönelik bir düzenleme olup alt işveren ile üst işveren arasındaki rücuen taleplere yönelik bir düzenleme olmadığı açıktır. Taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesinde davalı taraflar hizmet veren sıfatında olup sözleşme gereğince davacıya hizmet ifa etmekle yükümlüdürler. Aynı zamanda dava dışı işçi gibi diğer işçilerin hizmet veren sıfatındaki davalı şirketler tarafından çalıştırılarak bu hizmetin verildiği açıktır.
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin dava dışı işçiyi çalıştıran davalı yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
Dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak davalı yükleniciler davacı işverene karşı sorumludurlar.
Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında ihbar tazminatı ve yıllık izin ücretinden davalı son yüklenici … Güvenlik ve Koruma Hizmetleri A.Ş sorumlu olacaktır.
Davacı asıl işveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de aynı esasla davalı yüklenicilerden talep edilebilecektir.
Bu bakımdan davacı tarafça ödenmek durumunda kalınan ve ihtilaf konusu bulunmayan rücu bedelleri üzerinden herhangi bir indirim yapılmadan dava dilekçesi gözetilerek davalı şirketlerin sorumlu olduğu dönemler üzerinden hesaplama yapan dosya kapsamına uygun, gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi …’ın 16/01/2023 tarihli ek raporunda belirlenen bedeller üzerinden davalıların sorumlu olduğunun kabulü gerektiği, her ne kadar davalı … Güvenlik ve Koruma Hizmetleri A.Ş tarafından dava dışı işçinin istifa ettiği, kendisinden ibraname alındığı, bu nedenle söz konusu bedellerin rücu edilemeyeceği savunulmuş ise de İzmir …… İş Mahkemesi’nin ……… Esas, ……… Karar sayılı ilamında bu hususların tartışıldığı, dava dışı işçinin iş akdinin haksız nedenle ve bildirimsiz olarak feshedildiğinin kabul edildiği, bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, bu nedenle adı geçen davalının bu yöndeki savunmalarının mahkememizce yerinde görülmediği, davacı ödeme tarihinden itibaren faiz talep etmiş ise de davacının İzmir ….. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06/12/2016 tarih ve ………esas, ……… karar sayılı ilamına karşı kanun yoluna başvurmadığı, söz konusu kararda davacı yararına dava tarihinden itibaren faize hükmedildiği, bu durumun davalılar yararına usuli kazanılmış hak oluşturduğu ve davalıların dava öncesinde temerrüde düşürülmediği, davacının dava tarihinden itibaren faiz talep edebileceği, davaya konu işin taraflar yönünden ticari iş olduğu, tarafların sıfatı ve niteliğine göre dava konusu uyuşmazlıkta uygulanması gereken faiz oranının avans faizi olduğu, müteselsil borçlu olan ve aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayan davalı alt yükleniciler yönünden teselsül hükümlerinin uygulanamayacağı ve her bir davalı yönünden sorumlu olduğu miktarın ayrı ayrı hüküm altına alınması gerektiği anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Bkz.Yargıtay …. H.D’nin 02/07/2020 tarih ve ….esas, …. karar; Yargıtay … H.D’nin 26/04/2022 tarih ve ….. esas, ….. karar sayılı ilamları)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜ ile,
10.941,75 TL’nin 3.903,23 TL’sinin dava tarihi olan 08/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Güvenlik ve Koruma Hizmetleri Ltd Şti’den tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
10.941,75 TL’nin 4.705,13 TL’sinin dava tarihi olan 08/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Güvenlik Koruma ve Eğitim Hizmetleri Tic. Ltd. Şti’den tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
10.941,75 TL’nin 2.333,39 TL’sinin dava tarihi olan 08/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Özel Güvenlik ve Koruma Hizmetleri San. Ve Tic. A.Ş’den tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gerekli 747,43 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 186,86 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 560,57 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan 27,70 TL başvurma harcı, 186,86 TL peşin harç, 1.100,00 TL bilirkişi ücreti, 258,90 TL müzekkere-tebligat-posta giderinden oluşan toplam 1.573,46 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-4. maddesi uyarınca takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
6-İzmir …. İş Mahkemesinin …….. esas sayılı dosyası ve İzmir ……. İcra Dairesinin ….. esas sayılı dosyasının mercilerine İADESİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 341 vd. Maddeleri uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/03/2023

Katip …….
e-imzalı
Hakim ……
e-imzalı