Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/203
KARAR NO : 2022/505

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 17/03/2022
KARAR TARİHİ : 09/06/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasında davacı vekilinin 06/06/2022 tarihli Feragat dilekçesi üzerine, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği 17/03/2022 tarihli dava dilekçesinde; müvekkilinin ortağı bulunduğu davalı şirketin, 11.01.2017 tarihinde eğitim hizmeti vermek sureti ile kazanç sağlamak ve bu kazancı paylaşmak amacıyla kurulduğunu, 11.01.2017 tarihinde de Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlanarak tescil olunduğunu, müvekkili ile …’nın şirketin kurucu ortaklarından olup, 100.00,00 TL sermaye ile 20’şer payları bulunmakta iken, 23.08.2019 tarihli genel kurul kararı ile müvekkilinin şirket payının 10 adet payını …’e, …’nın da şirket payının 10 adet payını …’a devrettiğini ,şirket adına genel kurul toplantısına ilişkin kararların 15 gün önceden Ticaret Sicil Gazetesinde yapılmasını da şirket ana sözleşmesi ile zorunlu kılındığını , davacı tarafça 14.06.2021 tarihinde İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi …/… E. Sayılı dosyası ile şirketin devamlı olarak kar getirmemesi, şirketin amacını gerçekleştirmede hukuki ve fiili imkansızlık, kanun, esas sözleşme veya genel kurul kararlarının yerine getirilmemesi veya sürekli olarak ihlali, uzun yıllar ciddi bir faaliyetin olmaması, ortaklar arasındaki anlaşmazlık, ortaklık haklarının devamlı ihlali, özellikle bilgi alma ve inceleme haklarının engellenmesi, şirketin sürekli zarar etmesi, dağıtılan kar payının düzenli azalması uzun süre bir ortaklık faaliyetinin bulunmaması ve ortaklık mevcudunun kalmaması, ortaklar arasındaki ciddi anlaşmazlık, huzursuzluk ve devamlı geçimsizlik yaşanması, ortaklar arasındaki güven ilişkisinin sona ermesi ve sürekli güvensizlik ortamının oluşması, şirket yönetimindeki yolsuzluklar, kanun, şirket sözleşmesi ve genel kurul kararlarının yerine getirilmemesi veya sürekli şekilde ihlal edilmesi ve şirketin iyi idare edilmemesi , genel kurul toplantısı için hiç çağrı yapılmaması, pay sahipleri arasındaki ciddi anlaşmazlıklar gerekçeleriyle şirketin haklı nedenle feshi davası açıldığını, fesih davası açıldıktan sonra davalı şirketin genel kurul yapmaya karar verdiğini ,buna ilişkin müvekkiline toplantı gün ve saatinin iletildiğini ve müvekkilinin de toplantıda hazır bulunduğunu , 17.12.2021 tarihli Genel Kurul Toplantısının hukuka, ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu ve iptalinin gerektiğini, müvekkilinin davalı şirketin haklı nedenle feshi davasını açarken gerekçelerinden birisinin de şirketin genel kurul yapmaması ve kar elde edememesi olduğunu, buna karşın davalı şirketin fesih davası açıldıktan sonra Genel Kurul toplantısı yaptığını bu toplantıda da sermaye arttırım kararı aldığını ,müvekkilinin toplantıya katıldığını ve bu maddeler için ret oyunu kullandığını ,müvekkilin dava açmada hukuki yararı bulunduğunu, 17.12.2021 tarihli toplantıda şirketin 4 senelik faaliyet raporunun okunduğunu ,bilanço kar zarar hesaplamalarınnı tasdik edildiğini ancak bu kar zarar durumuna ilişkin herhangi bir somut bilgi belge fatura kullanılmadan, üstünkörü hesaplama yapılarak rakam belirlendiğini, salt müvekkiline zarar verme amacı ile göstermelik şekilde bu toplantının yapıldığını, şirket borca batıkken bu zamana kadar genel kurul yapmayan diğer ortakların genel kurul yapıp bu ekonomide sermaye arttırımı kararı almasının, iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil ettiğini, genel kurulda ortada alınmış bir karar varsa bunun, toplantıya katılan, katılmayan, olumlu oy veren veya olumsuz oy veren tüm ortakları bağlayacağını ,genel kurulda alınan kararların kanuna ve esas sözleşme hükümlerine uygun olsa bile afaki iyiniyet esaslarına aykırılık teşkil edebileceğini, şirketin işleyişinde çoğunluk ilkesinin hakim olduğunu , çoğunluk azınlık ilişkisinde dürüstlük kuralının önemli bir kural olduğunu, özellikle çoğunluğun aldığı karar, azınlığı ezecek ve haklarını bertaraf edecek nitelikte ise bu kurala aykırılık teşkil edeceğini ,müvekkilinin azınlık olarak zor durumda bırakılmaya çalışıldığını ,şirkette çoğunluğu elinde bulunduran ortakların haklarını kötüye kullanarak azınlığı ve tek tek ortakların çıkarlarını ihlal edecek nitelikte olması halinde de iptal edilmesi gerektiğini, bu durumda kararın objektif iyiniyet kurallarını yani dürüstlük kurallarını ihlal ettiğini, müvekkilinin fesih davası açılmadan önce ortaklıktan çıkmayı kendi payının ise şirket pay emsal ücretinin dahi altında ödenip devredilmesini talep ettiğini buna karşılık diğer ortakların bu durumu kabul etmediğini hatta “sana teklif edebileceğimiz bir ücret yok, çünkü şirket borçları çok fazla, ödemen gereken borçlar devir ücretini karşılayacak düzeyde” şeklinde cevap verdiklerini ancak şirket ortaklarından … ve …’ nın kendi çıkarları doğrultusunda kendilerine maaş yansıttığının görüldüğünü , salt bu durumun bile hakkaniyet ve iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil ettiğini, sermaye arttırımlarının ortakların tamamının artan sermayeye payları oranında katılmalarına imkan verecek mali güçlerinin bulunmadığı hallerde iptal davalarına konu olduğunu, müvekkilin de mali gücünün yetersiz olduğunu ve salt bu yüzden de diğer ortakların sermaye arttırımına giderek müvekkili zor durumda bıraktığını, bir ortağın pay sayısının azalması, hem ilgili ortağın dağıtılacak temettüden daha az miktarda faydalanabilecek olması, hem de ortağın diğer haklarını yitirebilecek olmasına yol açtığından hassas bir konu olduğunu, gereken sermaye tutarları ve paranın pahalılığı dikkate alındığında bir şirketin sırf ortaklarından birinin pay oranını azaltmak için sermaye arttırımı yoluna gitmesinin teorik olarak mümkün olsa da ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil ettiğinden iptale konu olduğunu, sermaye arttırımının gerekli olup olmadığının ve miktarının fahiş olup olmadığının değerlendirilmesinde bilirkişi incelemesinin esas olduğunu ,davacı tarafça davalı şirkete karşı haklı olarak açılan fesih davasını ve doğal olarak da ortak olarak sahip olduğu hakları kullanmasını engellemek adına kötüniyetle yapılan 17.12.2021 tarihli genel kurul kararının iptalini ve teminatsız ihtiyati tedbir talebi için dava açma zorunluluğu hasıl olduğunu belirtmiş, 17.12.2021 tarihli genel kurul kararının iptaline, teminatsız ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize Uyap sistemi üzerinden sunmuş olduğu 06/06/2022 tarihli dilekçesinde; dava konusu iddia ve taleplerinden müvekkilinin talimatı doğrultusunda feragat ettiğini belirtmiş, feragat beyanı doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize Uyap sistemi üzerinden sunmuş olduğu 07/06/2022 tarihli dilekçesinde ; feragata bir diyecekleri olmadığını, yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığını belirtmiştir.
Toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davacı tarafça davalı şirketin 17/12/2021 tarihinde yapılan genel kurul toplantısının iptaline karar verilmesine yönelik olarak Mahkememize dava açıldığı, davacı vekilinin Mahkememize verdiği 06/06/2022 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiği, feragatin davaya son veren taraf işlemlerinden olduğu, davacı vekilinin vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu incelenen tüm dosya kapsamı ile anlaşılmış, vaki feragata binaen davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacı taraf davasından feragat ettiğinden davanın REDDİNE,
2-Peşin alınan harç fazla olduğundan 53,80 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine ,
3-Davalı tarafça talep edilmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta İstinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 09/06/2022

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır