Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/189 E. 2022/762 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/189
KARAR NO : 2022/762

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/03/2022
KARAR TARİHİ : 28/09/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının nakliye hizmeti sebebiyle davalıdan alacaklı olduğu, davalı aleyhinde takip yapıldığı, davalının haksız yere takibe itiraz ettiği, davalının talimatı doğrultusunda … ilinden … iline sebze taşıması yaptığını, davalının geç teslimden bahisle ödeme yapmadığı, teslimle birlikte sorumluluğun sona erdiği, teslimden sonra üründe yaşanan bozulma ve zarardan kendisinin sorumlu olmadığını belirterek davalının itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının dava dışı satıcı ile … nin satımı konusunda anlaştığını, bu kapsamda ürün bedelini ödediğini, ürünlerin … ilinden … iline taşınması için davacı ile anlaşıldığını, davacının … günü saat … de teslim aldığı ürünleri … saat geçtikten sonra … tarihinde … getirdiği, ortalama … saat süren taşıma işleminin davacı tarafından … saatte yerine getirildiği, mevsim koşulları nedeniyle ürünün ulaştığı anda zarara uğradığının tespit edildiği, … ton ürünün çöpe atıldığı, … tonun ise düşük kar marjı ile satıldığı, davacının teslimi sırasında ürünlerin bozulduğunun fotoğraflarla sabit olduğu, bozulan ürünlerin belediye aracılığı ile çöpe atıldığı, davacının taşıma ücretine hak kazanmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, taşımacılık sözleşmesinden kaynaklanan faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-… İcra Müdürlüğünün …/…. sayılı takip dosyası sureti,
-… Vergi Dairesinin … tarihli yazısı ve eki,
-… vergi dairesinin … ve… tarihli yazısı ve eki,
-Davalının ticari defter ve kayıtları,
-… Başkanlığının … tarihli yazısı ve eki,
-Bilirkişi …’nun … tarihli raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Uyuşmazlığın çözümü açısından öncelikle konuyla ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır.
İtirazın iptali davası; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre;
i) İlamsız takip yapılmış olması,
ii) Borçlunun bu takibe itiraz etmesi,
iii) İtirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren alacaklının, bir yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması yasal koşullarının gerçekleşmesi gerekir.
Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davasının konusu, icra takibine konu edilen alacaklar olup, davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Davalı borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını da bu dava içinde ancak cevap süresi içinde ileri sürmesi olanaklıdır. Eğer cevap süresi içinde davalı/borçlu diğer itirazlarını ileri sürmezse mahkeme bunları kendiliğinden göz önüne alamaz, takibe itiraz edilirken bildirilen sebeplerle sınırlı araştırma yapmak durumunda kalır. Nitekim aynı hususlara Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.09.2021 tarihli ve 2017/(19)11-1663 E., 2021/1070 K. sayılı kararında da değinilmiştir.
Dava yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabi olduğundan; ispat külfeti normal bir alacak davasındaki ile aynıdır. Ancak her iki dava ispat yöntemleri ve hukukî sonuçları bakımından farklılıklar göstermektedir. Bu bağlamda belirtmek gerekirse; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesi gereğince ispat yükü, Kanun’da özel düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Bu genel kuralın dışında bazı hâllerde ispat yükü yer değiştirerek davalı tarafa geçer. Bu hâllerden birisi davalının ödeme savunmasında bulunmasıdır. Davacı ya da davalı iddiasını ya da savunmasını HMK’da belirtilen hükümlere göre ispat etmelidir. Buna göre yapılacak yargılama sonunda mahkemece verilecek karar ya davanın kabulü ya da reddine yönelik olacak; ancak takibin iptali ya da devamı hükmünü de içerecektir.
Bu açıklamalar göstermektedir ki, itirazın iptali davası, icra takibine sıkı sıkıya bağlı; itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;davacının, davalı aleyhinde … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasında taşıma sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağının tahsili amacıyla icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalı borçluya … tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun … tarihinde yasal süresi içerisinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu, davalı borçlunun takibe itirazı üzerine davacının iş bu itirazın iptali davasını bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde ikame ettiği, davalı borçlunun itirazının iptalinin talep edildiği, davacının, taraflar arasında taşıma sözleşmesi bulunduğu, sözleşmeye konu taşıma hizmetinin yerine getirildiği ancak hizmet bedelinin ödenmediği ve davalıdan alacaklı olduğunu iddia ettiği, davalının ise taraflar arasındaki sözleşme ilişkisini, taşıma işinin gerçekleştiğini ve taşıma bedelini kabul ettiği, ancak davacının yükümlülüklerini yerine getirmediği, belirlenen sürede teslimin gerçekleşmediği, taşınan eşyanın geç teslim nedeniyle zarara uğradığı ve davacının taşıma bedeline hak kazanmadığını savunduğu, taraflar arasında taşıma sözleşmesi bulunduğu, taşıma hizmetinin yerine getirildiği ve taşıma ücreti ihtilafsız olup, uyuşmazlığın geç teslim olup olmadığı, davacının taşıma ücretine hak kazanıp kazanmadığı, takibe yapılan itirazın haklı olup olmadığı, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise alacaklı olduğu miktarın ne olduğu hususlarında olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık taşıma hukukundan kaynaklandığından mutlak ticari dava niteliğindeki uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olduğu, ilgili vergi dairelerinden istenilen BA ve BS formlarına göre takip dayanağı faturanın taraflarca ilgili vergi dairesine mal ve hizmet alım ve satımı olarak bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce davalı defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği, … tarihli bilirkişi raporunda davalının uyuşmazlığa konu döneme ait defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, kendisi lehine delil vasfına sahip olduğu, takibe dayanak faturanın davalı defterinde kayıtlı olmadığı, ancak davalı tarafından BA formu ile ilgili vergi dairesine bildirim yapıldığı yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
Davalı taşıma hizmetinin kusurlu olarak yerine getirildiğini (geç teslim nedeniyle) ve bundan kaynaklı olarak zarara uğradığını ve davacının taşıma ücretine hak kazanmadığını savunmuş ve cevap dilekçesi ekinde bir kısım görseller (taşımaya konu ürünlerin davacıya ait nakliye kamyonu içerisinde olduğu, ürünlerin depoya indirildiği, bir kısım ürünlerin çöp kamyonuna atıldığı v.s) sunmuş ise de mahkememizce dava dilekçesi ve tensip zaptının … tarihinde davalıya tebliğ edildiği, yine mahkememizce ön inceleme duruşma gün ve saati olarak belirlenen tarih ile davaya ilişkin delillerini mahkememize sunmak veya bulunduğu yeri bildirmek üzere 6100 sayılı HMK nun 139/1,ç maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süre verildiğine ilişkin ihtaratı içerir davetiyenin davalıya aynı tarihte … tarihinde tebliğ edildiği, davalının kendisine tanınan ve kesin olan 2 haftalık kesin süreden sonra … tarihinde davaya cevap verdiği, bu halde davalının süresinde davaya cevap vermediğinin ve delillerini süresinde bildirmediğinin kabulü gerektiği, 6100 sayılı HMK’nun 140/5.maddesi uyarınca yapılan ihtarata rağmen delillerini yasal süresinde bildirmeyen veya sunmayan davalının cevap dilekçesi ekindeki delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılması gerektiği, dava dosyası içerisinde taşınan malın alıcısı olan davalı tarafından yaptırılmış bir tespit ya da davacı araç sürücüsünün de içerisinde olduğu bir tutanak örneğinin yasal süresinde davalı tarafından dosyaya sunulmadığı, davalı tarafından yasal süresinden sonra dosyaya bildirilen delillerin bozulduğu ileri sürülen ürünlere ait görsellerden ibaret olduğu, bu durumda davacı davaya konu ürünleri teslim ettiğini ispatlamış olmakla bu kez ürünlerin zayi olduğunu ve davacının taşıma ücretine hak kazanmadığının ispat külfetinin davalıda olduğu ve buna ilişkin davalı tarafından yasal süresinde ibraz edilen herhangi bir delil bulunmadığı göz önüne alındığında davalının takibe itirazının asıl alacak yönünden yerinde olmadığı ve haksız olduğu, her ne kadar davacı takip talebinde işlemiş faiz talebinde bulunmuş ve iş bu davada da isteğini sürdürmüş ise de davalının takip öncesi temerrüde düşürüldüğüne dair davacının herhangi bir bilgi ve belge sunmadığı, bu nedenle davalının takip ile temerrüde düştüğünün kabulü gerektiği, ayrıca uyuşmazlığa konu alacak miktarı likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin yasal şartlarının oluştuğu, uyuşmazlığın niteliği ile dosya kapsamına göre başka araştırma yapılmasına lüzum bulunmadığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,… İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin … TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2- … TL alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan … TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gerekli … TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan … TL peşin harcın mahsubu ile bakiye … TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan … TL başvurma harcı, … TL peşin harç, … TL bilirkişi ücreti ve… TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam … TL yargılama giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranına göre (…/…=…) … TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-2. fıkrası uyarınca … TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-Davalı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1.2 fıkrası uyarınca … TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
7-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
8-… Arabuluculuk Bürosu’nun …/… sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan … TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 341 vd. Maddeleri uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/09/2022

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA