Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/188 E. 2023/1042 K. 19.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/188
KARAR NO : 2023/1042

DAVA : Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 02/10/2014
KARAR TARİHİ : 19/12/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Mahkememize verdiği 02/10/2014 tarihli dilekçesinde ; yurt dışında çalışan müvekkilinin İzmir’ de ev sahibi olmak gaye ve düşüncesi ile davalı kooperatif yönetimi ile anlaştığını bu anlaşmaya göre davalının konut yaptığı İzmir ili Bayraklı İlçesi …ada … parselde kayıtlı arsa üzerinde belirlenen … Blok … nolu daireyi 80.000,00-TL bedel ile kooperatif üyesi olarak müvekkiline verileceğinin kararlaştırıldığını, buna göre müvekkiline 24/06/2010 tarihli giriş taahhütnamesinin imzalatıldığını, müvekkilinin Emirdağ Garanti Bankası Şubesi’ den davalı kooperatif hesabına … daire peşinatı açıklaması ile 44.750,00-TL’ yi 25/06/2010 tarihinde ödediğini, davalı kooperatifin 01/07/2010 tarihli yazısında yönetim kurulunun 28/06/2010 tarih ve 31 sayılı kararı ile kooperatif üyeliğine kabul edildiğinin müvekkiline bildirildiğini, yurt dışından izne gelen müvekkilinin kooperatife uğrayıp bilgi almak istediğini ancak kendisine üye olarak verileceği bildirilen …nolu dairenin başkasının adına kayıtlı olduğunu ve kendisinin kandırıldığını öğrendiğini, müvekkilinin zarara uğradığını belirtmiş, davalı kooperatif tarafından belli bir bedel ile satılıp üye yapılmasına rağmen …nolu daireyi başkasına devir etmesi nedeniyle müvekkilinin zarara uğratıldığından daire bedelinin tespiti ile belirlenen bedelin yapılan ödeme ve satış fiyatı oranlaması sonucu belirlenen paranın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, Mahkememize verdiği 27/10/2014 tarihli cevap dilekçesinde ; davacının halen kooperatif üyesi olup aidat borcu olduğunu, davacının müvekkili kooperatif yönetim kurulunun 28/06/2010 tarih ve 31 sayılı kararı ile ortaklığa kabul edildiğini, davacıdan taahhütname alındığını, taahhütname ile davacının 80.000,00-TL ile birlikte genel kurulda belirlenecek bedelleri de ödeyeceğini taahhüt ettiğini ancak davacının toplamda 44.750,00-TL ödeme yaptığını, davacının genel kurullarda belirlenen toplam 59.013,00-TL’ lik ödemeleri yerine getirmediğini, davacının kooperatiften istifa etmediğini bu sebeple yaptığı ödemeleri geri isteyemeyeceğini, davacının kooperatif üyesi olduğu gerekçesi ile aidat borçlarından sorumlu olduğunu, davacının peşin bedel ile daire satın aldığını iddia ettiğini ancak bu iddianın doğru olmadığını, kooperatifin peşin bedel ile daire satışı yapmasının mümkün olmadığını, kooperatifin peşin bedel ile satış yapabilmesi için kooperatif genel kurulunda bu yönde alınmış açık bir karar veya zımni kabul gerektiğini, kooperatif genel kurulunda peşin bedel ile satış yapılacağına ilişkin alınmış bir genel kurul kararı bulunmadığını, kooperatif inşaatlarının devam ettiğini, daire maliyetlerinin belirlenmediğini, davacının edimlerini yerine getirmesi halinde kendisine tahsis edilecek boş dairenin mevcut olduğunu belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın kısmen kabulüne ilişkin Mahkememizce verilen ilk karar Yargıtay… Hukuk Dairesi Başkanlığı ‘ nın … Esas … Karar sayılı ilamıyla ” Dava, tazminat istemine ilişkindir. Bir yapı kooperatifinin ortağına karşı asıl yükümlülüğü parasal yükümlüğü karşılığında ana sözleşmeye uygun oturmaya ya da kullanmaya elverişli konut ya da iş yeri teslim etmektir. Çeşitli nedenlerle konut yada iş yeri tahsisi imkansızlığı ortaya çıktığında ortağın uygun bir tazminat isteme hakkı bulunmaktadır. Somut olayda, davacıya kooperatifte tahsis edilecek başka konut olduğu davalı kooperatif tarafından da beyan edildiğine göre mahkemece öncelikle davalı kooperatif tarafından davacıya verilecek başka konut olup olmadığı konusunda araştırma yapılarak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. ” gerekçesiyle bozularak gelmiş usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen ikinci karar Yargıtay … Hukuk Dairesi Başkanlığı ‘ nın … Esas … Karar sayılı ilamıyla “Dava, kendisine konut verilmeyen üyenin tazminat istemine ilişkindir. Eksik ödemesi olan bir üyenin konut karşılığı tazminat talep hakkı olup, alacağının hesaplanma şekli Dairemizin yerleşik uygulamalarında formüle edilmiştir. Somut olayda her ne kadar Dairemizin yerleşik uygulamalarında belirtilen formüle göre hesaplandığı belirtilmiş ise de, formülün (b) maddesinde belirtilen ‘Davalı kooperatife normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın ödemelerinin ödeme yaptıkları tarihler itibariyle toplam ödemeleri dava tarihine kadar ( toptan eşya fiyat endeksi ” TEFE” artış ortalama rakamları esas alınarak) taşınarak güncel değeri bulunmalıdır.’ Buna göre hesaplamanın hatalı olduğu, normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın toplam ödemesinin dava tarihine kadar ki ödeme toplamının dikkate alınıp hesaplama yapılması gerekirken, Haziran/2010 tarihine kadar ki ödemeler toplamının dikkate alınarak hesaplama yapılması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle bozularak gelmiş usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
İlk bozma ilamı öncesi davacının, davalı kooperatiften peşin bedel ile daire satın alıp almadığı, davacının kooperatife aidat borcu olup olmadığı, dava konusu edilen taşınmazın değeri ve talep edilen alacak isteğinin haklı olup olmadığının belirlenmesine yönelik olarak davalı kooperatifin kayıt ve belgeleri üzerinde ve ayrıca taşınmaz başında keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmış, yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi kurulu raporunda ; davalı kooperatif tarafından belli bir bedel karşılığında akdedilen giriş taahhütnamesine istinaden 24/06/2010 tarihinde davacıya tahsis edilen … nolu dairenin 80.000,00-TL karşılığında anlaşma yapılarak peşinat olarak verilen 44.750,00-TL ‘ nin 80.000,00-TL’ ye bölündüğünde % 55,94 oranına tekabül ettiği dikkate alındığında ve 22/05/2015 tarihi itibariyle yeni değerinin 245.000,00-tl olduğu tespit edildiğinden 137.053,00-tl değerinde bir bedele tekabül ettiği, yasal faiz oranı üzerinde yapılan hesaplama sonucunda davacının alacak tutarının 189.365,94-tl olduğunun belirlendiği, davalı kooperatif tarafından belli bir bedel ile satılıp üye yapılan davacının yasa ve mevzuata uymayacak şekilde ortaklıktan ihraç edilerek tahsis edilen dairenin başkasına devir edilmesi nedeniyle davacının dava tarihi itibariyle 189.365,94-TL alacaklı bulunduğu görüş ve kanaatinde olunduğu ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
İlk bozma ilamı öncesinde taraflarca bilirkişi raporuna itiraz edildiğinden itirazlar doğrultusunda bilirkişi heyetinden ek rapor istenilmiş alınan ek bilirkişi kurulu raporunda ; davalı kooperatif tarafından 2012 ve 2014 yıllarında tahsiline karar verilen aidat ve ödenti yükümlülükleri toplamı olan 59.013,00-TL’ nin önceki raporda tespit edilen 189.365,94-TL’ den mahsubu sonucu davacının alacak miktarının 130.352,94-TL olması gerektiği ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
İlk bozma ilamı öncesi davacı tarafça, kendisine tahsis edilen bağımsız bölümün bir başkasına verildiği gerekçesi ile tazminat isteğinde bulunulduğu anlaşıldığından ve bu durumda talep edilebilecek tazminat miktarının belirlenmesine yönelik olarak Y….H.D.Bşk’ nin içtihatları ile formül belirlenmiş olduğundan söz konusu formül gereğince hesaplama yapılması için bilirkişi kurulundan 2. kez ek rapor istenilmiş, alınan 2. ek bilirkişi kurulu raporunda: Dava tarihi itibariyle davacı …’ un davalı …Konut Yapı Kooperatifinden 121.266,70-TL talep edebileceği görüş ve kanaatine varıldığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
İlk bozma ilamı öncesi 2. ek raporun alınmasından sonra davacı tarafça 11/01/2016 tarihinde ıslah dilekçesi sunulmuş, ıslah dilekçesinde talebin 112.417,00-TL’ ye yükseltildiği, ıslah harcının 18/01/2016 tarihinde yatırıldığı belirlenmiştir.
İlk bozma ilamı sonrasında davalı kooperatif vekili 21/01/2020 tarihli celsede dava aşamasında davacı tarafa verilecek konutun mevcut olduğunu ancak 2019 yılı itibariyle boş daire kalmadığını, davacı tarafın halen aidatlarını ödemediğini belirtmiştir.
İkinci bozma ilamı doğrultusunda bilirkişiden ek rapor istenilmiş, alınan 26/05/2022 tarihli bilirkişi heyeti 3 nolu ek raporunda; asıl dosya ve davalı kooperatifin genel kurul toplantı tutanakları üzerinde heyetçe yeniden yapılan incelemeler sonucunda; mevcut dava, davacı adına tahsis edilen konutun başka bir üçüncü kişiye devredilmesi ve yönetim kurulunun almış olduğu kararı ile davacının ortaklıktan çıkarılmasına karar verildiği davacının hissesinin devri sebebiyle davacının mağdur edilmiş olduğu, 2014 ve 2015 yıllarında davacıya başka bir konutun tahsisi mümkün iken … Hukuk Dairesinin birinci dereceli mahkemenin vermiş olduğu bozma karar tarihi itibariyle davalı kooperatifin davacıya verebilecek herhangi bir boş konutun olmaması, bu suretle tesliminin mümkün olmaması sebebiyle “TAZMİNAT TALEBİNE ilişkin olduğu, bir yapı kooperatifinin ortağına karşı asıl yükümlülüğü, parasal yükümlülüğü karşılığında ana sözleşmeye uygun oturmaya ya da kullanmaya elverişli konut teslim etmesi olduğu , çeşitli nedenlerle konut tahsisi imkansızlığı ortaya çıktığında ortağın uygun bir tazminat isteme hakkı bulunduğu, davacının kooperatif üyeliğinin 10 ay sürdüğü, davacının, kooperatif yönetiminin kuruluş ve konut inşaatı tarihlerinde yeni üyelere inşaat maliyetinin 80-90.000 TL olacağı beyan edilerek 80.000 TL’nin 44.750 TL’sinin tek kalemde peşin ödendiği, adına kayıtlı konutun 10 ay sonra başka bir üyeye verildiği ve hatta ortaklık üyeliğinin sona erdirildiği mevcut ek belgelerde görüldüğü, davacının konutu peşin almak saikiyle üyeliğe kaydedilmiş olduğu, konutun başka birine devri sebebiyle tazminat talebi ile davayı açtığı, Genel Kurul toplantı tutanakları incelendiğinde, yönetimin bu davacıya olduğu gibi bir kısım yeni üye olacak ortaklık adaylarına 80-90.000 TL gibi bir konut maliyetinden söz edildiği de kayıtlardan anlaşıldığı, davalı yanın iddia ve talep ettiği 59.013,00 TL birikmiş ödenti borcunun yukarıda anlatılan sebeplerle ödemesinin mümkün olmadığı gibi gerçeği de yansıtmadığı, yasa gereği kooperatifin peşin para ile komut satışı yapmasının mümkün olmamasına karşılık yönetimin davacıya ve bir kısım adaylara maliyet miktarı yönünden ortaklığa bir an önce üye kaydı yapabilmek amacı ile bu yola başvurduğunun düşünüldüğü, davacının ortaklık süresi yukarıdaki bölümlerde izah edildiği üzere 10 ay gibi çok kısa sürmüş olduğundan, Yargıtay’ın konu ettiği formülle hesaplama ortamının oluşmadığı ayrıca mahkemenin normalde vermiş olduğu kararın uygun olduğu görüşü ağırlık kazanmışsa da davalı yanın yalnızca konutun kıymet takdiri yönünden, o tarihlerde İzmir İcra Hukuk Mahkemelerinde kesinleşen ve emsal teşkil ettiği değerlendirmeler dikkate alındığı, bu suretle Hukuk Dairelerinin konu ettiği formülle hesaplama ortamının bulunmaması sebebiyle, heyetçe takdir edilen 245.000 TL’nin emsal konut değerlendirme takdirleri göz önüne alınarak 180.000 TL yönünden hesaplama yapılmış olmakla takdir ve değerlendirme mahkemeye ait olmak üzere; maliyeti 80.000 TL olan inşaat halindeki konuta karşılık davacının peşin olarak 44.750 TL ödeme yapılmış, bu miktarın 80.000 TL’nin: % 55,94 oranına tekabül ettiği, emsal değerlendirme tutarı olan 180.000 TL’nin %55,94’ü = 100.692 TL %9 yasal faizi x 1548 gün /36500 = 38.434 TL Yasal faiz olup + bir dönem üyelik aidat borucu olan 500,00 TL’yi dikkate alırsak; dava tarihi itibariyle davalı kooperatifin davacıya ödeyeceği miktarın: 100.692 + 38.434 = 139.126 – 500 TL= 138.626 TL olacağı, Yargıtay Hukuk Dairesi’nin son bozma karar tarihi itibariyle kooperatifin davacıya tahsis edilecek bir konutun bulunmadığı ve davacının ortaklığının 10 ay sürdüğü ve söz konusu edilen hesaplama ve güncelleme formülüne başvurulmadığını, mahkemenin son gerekçeli kararında, güncelleme konusuna yerinde bir kararla girdiği görülmekte ise de yukarıda dava tarihi itibariyle davalı yanın ödeyeceği miktar norma bir hesaplama yolu ile tespit edilmiş, davacının üyeliği ancak 10 ay sürmüş olduğundan, 02.10.2014 dava tarihinden itibaren ve ıslah tarihi olan 18.01.2016 tarihinden itibaren son değerlendirme mahkemeye bırakılmış olduğu ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir. İkinci bozma ilamı doğrultusunda bilirkişi heyetinden yeniden ek rapor alınmasına karar verilmiş, alınan 21/09/2022 tarihli bilirkişi heyeti 4 nolu ek raporunda; asıl dosya ve davalı kooperatifin genel kurul toplantı tutanakları üzerinde heyetçe yeniden yapılan incelemeler sonucunda; aynen evvelki 3 no.lu ek raporda belirtilen tespitlere tekraren yer verildiği, mevcut davanın, davacı adına tahsis edilen konutun başka bir üçüncü kişiye devredilmesi ve yönetim kurulunun almış olduğu kararı ile davacının ortaklıktan çıkarılmasına karar verildiği, davacının hissesinin devri sebebiyle davacının mağdur edilmiş olduğu, 2014 ve 2015 yıllarında davacıya başka bir konutun tahsisi mümkün iken …Hukuk Dairesinin, birinci dereceli mahkemenin vermiş olduğu bozma karar tarihi itibariyle davalı kooperatifin davacıya verebilecek herhangi bir boş konutun olmaması, bu suretle tesliminin mümkün olmaması sebebiyle “TAZMİNAT TALEBİNE ilişkin olduğunun anlaşıldığı, bir yapı kooperatifinin ortağına karşı asıl yükümlülüğü, parasal yükümlülüğü karşılığında ana sözleşmeye uygun oturmaya ya da kullanmaya elverişli konut teslim ettiği, çeşitli nedenlerle konut tahsisi imkansızlığı ortaya çıktığında ortağın uygun bir tazminat isteme hakkı bulunduğu, davacının kooperatif üyeliğinin 10 ay sürdüğü, davacının, kooperatif yönetiminin kuruluş ve konut inşaatı tarihlerinde yeni üyelere inşaat maliyetinin 80-90.000 TL olacağı beyan edilerek 80.000 TL’nin 44.750 TL’sinin tek kalemde peşin ödendiği, adına kayıtlı konutun 10 ay sonra başka bir üyeye verildiği ve hatta ortaklık üyeliğinin sona erdirildiği mevcut ek belgelerde görüldüğü, davacı konutu peşin almak saikiyle üyeliğe kaydedilmiş olduğu, konutun başka birine devri sebebiyle tazminat talebi ile işbu davayı açtığı , Genel Kurul toplantı tutanakları incelendiğinde, yönetimin bu davacıya olduğu gibi bir kısım yeni üye olacak ortaklık adaylarına 80-90.000 TL gibi bir konut maliyetinden söz edildiği de kayıtlardan anlaşıldığı, davalı yanın iddia ve talep ettiği 59.013,00 TL birikmiş ödenti borcunun yukarıda anlatılan sebeplerle ödemesinin mümkün olmadığı gibi gerçeği de yansıtmadığının açık olduğu , yasa gereği kooperatifin peşin para ile komut satışı yapmasının mümkün olmamasına karşılık yönetimin davacıya ve bir kısım adaylara maliyet miktarı yönünden ortaklığa bir an önce üye kaydı yapabilmek amacı ile bu yola başvurduğunun düşünüldüğü, davacının ortaklık süresinin 10 ay gibi çok kısa sürmüş olduğundan, Yargıtay’ın konu ettiği formülle hesaplama ortamının oluşmadığı ayrıca mahkemenin normalde vermiş olduğu kararın uygun olduğu görüşü ağırlık kazanmışsa da davalı yanın yalnızca konutun kıymet takdiri yönünden, o tarihlerde İzmir İcra Hukuk Mahkemelerinde kesinleşen ve emsal teşkil ettiği değerlendirmeler dikkate alınmış, bu suretle Hukuk Dairelerinin konu ettiği formülle hesaplama ortamının bulunmaması sebebiyle, heyetimizce takdir edilen 245.000 TL’nin emsal konut değerlendirme takdirleri göz önüne alınarak 180.000 TL yönünden hesaplama yapılmış, davalı kooperatif vekilinin aynı mahkemeye yapmış olduğu itiraz ve iddiasını, Yargıtay’ın konu ettiği formüle dayanarak hesaplamanın yapılmasını talep etmişse de Yargıtay ‘ ın normal bir oluşuma göre mevcut formülün hesaplanması yönünde karar aldığı açıkça anlaşılmakta ise de davalı yanın talebinde ısrar etmesine bir anlam verilemediği , yukarıdaki tekrar niteliğindeki tespitlerin davalı yanca dikkate alınmadığı, davalı kooperatifinin usulsüz işlemeler yapmış olduğu ve karışıklıklara sebebiyet verdiği, davacının 10 ay gibi kısa ibir süre üye olarak kabulü gerekeceğinden 3 no.lu ek raporumuzdaki tespitlerin yerinde olduğu, hakkaniyet ve MK’nun iyi niyet kuralları dikkate alınarak hesaplamanın yapıldığı, buna göre maliyeti 80.000 TL olan inşaat halindeki konuta karşılık davacının peşin olarak 44.750 TL ödeme yaptığı , bu miktarın 80.000 TL’nin: 96 55,94 oranına tekabül ettiği, emsal değerlendirme tutarı olan 180.000 TL’nin %55,94’ü =100.692 TL %9 yasal faizi x 1548 gün /36500 – 38.434 TL Yasal faiz olup + bir dönem üyelik aidat borucu olan 500,00 TL’yi dikkate alırsak; dava tarihi itibariyle davalı kooperatifin davacıya ödeyeceği miktarın: 100.692 + 38.434 = 139.126 – 500 TL = 138.626 TL olacağı, Yargıtay Hukuk Dairesi’nin son bozma karar tarihi itibariyle kooperatifin davacıya tahsis edilecek bir konutun bulunmadığı ve davacının ortaklığının 10 ay sürdüğü ve söz konusu edilen hesaplama ve güncelleme formülüne başvurulmadığı, mahkemenin son gerekçeli kararında, güncelleme konusuna yerinde bir kararla girdiği görülmekte ise de yukarıda dava tarihi itibariyle davalı yanın ödeyeceği miktar normal bir hesaplama yolu ile tespit edilmiş, davacının üyeliği ancak 10 ay sürmüş olduğundan, 02.10.2014 dava tarihinden itibaren ve ıslah tarihi olan 18.01.2016 tarihinden itibaren son değerlendirmenin mahkemeye bırakıldığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
Yargıtay bozma ilamının 2 nolu bendi doğrultusunda matematiksel hesaplamanın ek raporda da yapılmadığı anlaşıldığından söz konusu hesaplamanın yapılarak ek rapor düzenlenmesi için dosyanın bilirkişi Burhan Seyhan’a yeniden tevdine karar verilmiş, alınan 21/09/2022 tarihli bilirkişi 4 nolu ek raporunda; asıl dosya ve davalı kooperatifin genel kurul toplantı tutanakları üzerinde heyetçe yeniden yapılan incelemeler sonucunda; mevcut davanın, davacı adına tahsis edilen konutun başka bir üçüncü kişiye devredilmesi ve yönetim kurulunun almış olduğu kararı ile davacının ortaklıktan çıkarılmasına karar verildiği, davacının hissesinin devri sebebiyle davacının mağdur edilmiş olduğu, 2014 ve 2015 yıllarında davacıya başka bir konutun tahsisi mümkün iken … Hukuk Dairesinin, birinci dereceli mahkemenin vermiş olduğu bozma karar tarihi itibariyle davalı kooperatifin davacıya verebilecek herhangi bir boş konutun olmaması, bu suretle tesliminin mümkün olmaması sebebiyle “TAZMİNAT TALEBİNE ilişkin olduğu anlaşıldığı, bir yapı kooperatifinin ortağına karşı asıl yükümlülüğünün , parasal yükümlülüğü karşılığında ana sözleşmeye uygun oturmaya ya da kullanmaya elverişli konut teslim etmek olduğu , çeşitli nedenlerle konut tahsisi imkansızlığı ortaya çıktığında ortağın uygun bir tazminat isteme hakkı bulunduğu, davacının kooperatif üyeliğinin 10 ay sürdüğü, davacının, kooperatif yönetiminin kuruluş ve konut inşaatı tarihlerinde yeni üyelere inşaat maliyetinin 80-90.000 TL olacağı beyan edilerek 80.000 TL’nin 44.750 TL’sinin tek kalemde peşin ödendiği, adına kayıtlı konutun 10 ay sonra başka bir üyeye verildiği ve hatta ortaklık üyeliğinin sona erdirildiğinin mevcut ek belgelerde görüldüğü, davacının konutu peşin almak saikiyle üyeliğe kaydedilmiş olduğu, konutun başka birine devri sebebiyle tazminat talebi ile işbu davayı açtığı, Genel Kurul toplantı tutanakları incelendiğinde, yönetimin bu davacıya olduğu gibi bir kısım yeni üye olacak ortaklık adaylarına 80-90.000 TL gibi bir konut maliyetinden söz edildiği de kayıtlardan anlaşıldığı, davalı yanın iddia ve talep ettiği 59.013,00 TL birikmiş ödenti borcunun yukarıda anlatılan sebeplerle ödemesinin mümkün olmadığı gibi gerçeği de yansıtmadığı, yasa gereği kooperatifin peşin para ile komut satışı yapmasının mümkün olmamasına karşılık yönetimin davacıya ve bir kısım adaylara maliyet miktarı yönünden ortaklığa bir an önce üye kaydı yapabilmek amacı ile bu yola başvurduğu düşünüldüğü, davacının ortaklık süresinin 10 ay gibi çok kısa sürmüş olduğundan, Yargıtay’ın konu ettiği formülle hesaplama ortamının oluşmadığı ayrıca mahkemenin normalde vermiş olduğu kararın uygun olduğu görüşü ağırlık kazanmışsa da davalı yanın yalnızca konutun kıymet takdiri yönünden, o tarihlerde İzmir İcra Hukuk Mahkemelerinde kesinleşen ve emsal teşkil ettiği değerlendirmelerin dikkate alındığı , bu suretle Hukuk Dairelerinin konu ettiği formülle hesaplama ortamının bulunmaması sebebiyle, heyetimizce takdir edilen 245.000 TL’nin emsal konut değerlendirme takdirleri göz önüne alınarak 180.000 TL yönünden hesaplama yapıldığı, davalı kooperatif vekilinin ayın mahkemeye yapmış olduğu itiraz ve iddiasını, Yargıtay’ın konu ettiği formüle dayanarak hesaplamanın yapılmasını talep etmişse de Yargıtay ‘ ın normal bir oluşuma göre mevcut formülün hesaplanması yönünde karar aldığı açıkça anlaşılmakta ise de davalı yanın talebinde ısrar etmesine bir anlam verilemediği, davalı kooperatifinin usulsüz işlemeler yapmış olduğu ve karışıklıklara sebebiyet verdiği, davacının 10 ay gibi kısa ibir süre üye olarak kabulü gerekeceğinden 3 no.lu ek rapordaki tespitlerin yerinde olduğu, hakkaniyet ve MK’nun iyi niyet kuralları dikkate alınarak hesaplamanın yapıldığı, maliyeti 80.000 TL olan inşaat halindeki konuta karşılık davacının peşin olarak 44.750 TL ödeme yaptığı , bu miktarın 80.000 TL’nin: % 55,94 oranına tekabül ettiği, emsal değerlendirme tutarı olan 180.000 TL’nin %55,94’ü = 100.692 TL %9 yasal faizi x 1548 gün /36500 = 38.434 TL Yasal faiz olup + bir dönem üyelik aidat borucu olan 500,00 TL’yi dikkate alırsak; dava tarihi itibariyle davalı kooperatifin davacıya ödeyeceği miktarın: 100.692 + 38.434 = 139.126 – 500 TL= 138.626 TL olacağı, Yargıtay Hukuk Dairesi’nin son bozma karar tarihi itibariyle kooperatifin davacıya tahsis edilecek bir konutun bulunmadığı ve davacının ortaklığının 10 ay sürdüğü ve söz konusu edilen hesaplama ve güncelleme formülüne başvurulmadığı, mahkemenin son gerekçeli kararında, güncelleme konusuna yerinde bir kararla girdiği görülmekte ise de yukarıda dava tarihi itibariyle davalı yanın ödeyeceği miktar normal bir hesaplama yolu ile tespit edilmiş, davacının üyeliği ancak 10 ay sürmüş olduğundan, 02.10.2014 dava tarihinden itibaren ve ıslah tarihi olan 18.01.2016 tarihinden itibaren son değerlendirmenin mahkemeye bırakıldığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
Alınan rapor karar vermeye yeterli olmadığından bozma ilamı doğrultusunda Yargıtay ‘ ın içtihatlarındaki formüle göre hesaplama yapılarak rapor düzenlenmesi için dosya üzerinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmış , alınan 10/07/2023 tarihli bilirkişi raporunda; inceleme bölümünde ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, kendisine tahsis edilen konutun bir başkasına tahsis ve teslim edilmesiyle amacına ulaşma imkânı kalmayan davacının, dava tarihi itibariyle talep edebileceği tazminat miktarı 79.075,80 TL olarak tespit ve hesap edildiği, kâr amacı bulunmayan yapı kooperatiflerinden ancak yasal faiz talep edilebildiği ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
Rapora itiraz edildiğinden itirazlar doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş, alınan 13/09/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda; inceleme bölümünde ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, davacı tarafın itirazlarının, 10.07.2023 tarihli kök rapordaki tespit ve değerlendirmelerimizin sonuçlarını değiştirecek nitelikte olmadığı, bu nedenle kök rapordaki tespit ve değerlendirmelerinin genel olarak geçerliliğini koruduğu, şu kadar ki, önceki bilirkişi raporları doğrultusunda, dava konusu taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin 245.000,00 TL olduğu kabul edilecek olursa, davacı …’un talep edebileceği tazminat miktarının 86.104,76 TL’ye yükseleceği ayrıntılı ve gerekçili olarak belirtilmiştir.
Taşınmazın dava tarihi itibariyle değeri konusunda daha önceki raporlar arasında çelişki doğduğu görüldüğünden çelişkinin giderilmesine yönelik bilirkişi …an ek rapor aldırılmasına karar verilmiş, alınan 02/11/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda; heyetçe 01.06.2015 tarihli bilirkişi raporlarında belirttikleri üzere taşınmazın değerinin 245.000,00 TL olarak belirlendiği, belirledikleri bu rayiç değeri tekrarladığı ayrıca bedel ile ilgili olarak belirlenen bedelde tarafınca bir çelişki bulunmamakla beraber tüm raporlarında aynı bedel iletildiği, dosya ile ilgili olarak İnşaat Mühendisi Bilirkişi olarak ilave edebileceği başkaca bir husus bulunmadığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
Toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda ; davacı tarafça, davalı kooperatif tarafından İzmir İli Bayraklı İlçesi … ada … parselde kayıtlı arsa üzerinde yapılan konutlardan … nolu dairenin 80.000,00-TL bedel karşılığında kendisine verileceğinin kararlaştırılmasına rağmen söz konusu dairenin başkasına adına tapuya tescil edildiğinden bahisle oluşan zararın tazminine yönelik olarak davalı kooperatif hakkında Mahkememize dava açıldığı, davacı …’ un 24/06/2010 tarihli giriş taahhütnamesi ile … nolu dairenin adına tahsisi sonucu gayrimenkulün taahhütname tarihindeki değeri olan 80.000,00-TL ile ilerde genel kurul kararı ile kararlaştırılacak olan ödemeleri yerine getirmeyi kabul ve taahhüt ettiği, bu taahhüt doğrultusunda davacının davalı kooperatif yönetim kurulunun 28/06/2010 tarih 31 sayılı kararı ile ortaklığa kabul edildiği, taahhütnamede adı geçen … nolu bağımsız bölümün dava dışı Zeynep Kale adına tapuya tescil edildiği, davacı adına tahsisine karar verilen taşınmazın 3 kişi adına tescil edilmesi ve davalı kooperatif vekilinin 21/01/2020 tarihli celsedeki beyanında da belirtildiği üzere davacıya verilecek boş daire kalmaması sebebiyle davacının tazminat talep edebileceği , talep edilebilecek tazminatın hesaplanma yönteminin Y….H.D.Bşknın ilamları ile formül haline getirildiği söz konusu formül göz önüne alınarak yapılan hesaplamada öncelikle davacıya tahsis edilen bağımsız bölümün dava tarihi itibariyle değerinin belirlenmesi gerektiği bu rakamın 245.000,00-TL olduğu, daha sonra normal bir ortağın kooperatife yapması gereken eksiksiz ödemesinin dava tarihindeki güncel değerinin bulunmasının gerektiği bunun da 177.568,74-TL olduğu, ardından bağımsız bölümün rayiç değerinden eksiksiz ödeme yapan ortağın ödemelerinin düşülerek eksiksiz ödeme yapan ortağın yaptığı ödemeleri karşılığında ne miktarda yararlanma sağladığının belirlenmesi gerektiği bu rakamın da 67.431,25-TL tutarında olduğu , buna bağlı olarak davacının yaptığı ödemelerin güncelleştirilmiş değerinin belirlenmesinin ve bunun da normal bir ortağın elde ettiği yararlanma miktarı ile çarpılıp çıkan rakamın normal bir ortağın eksiksiz ödemesinin güncel değerine bölünmesinin gerektiği davacının ödemelerinin dava tarihi itibariyle güncel tutarının 62.406,18-TL olduğu, davacı tarafça yapılan ödemenin güncel tutarı ile normal ödeme yapan ortağın elde ettiği yararlanma miktarının çarpılıp çıkan sonucun eksiksiz ödemede bulunan ortağın yaptığı ödemeye bölünmesi sonucu ortaya çıkan rakamın da 23.698,58-TL olduğu , son olarak bulunan bu rakamın davacının yaptığı ödemenin güncelleştirme tutarına eklenmesinin gerektiği bu eklemenin yapılması sonucu davacının talep edebileceği tazminat miktarının 86.104,76-TL tutarında olduğu, davacının davalı kooperatiften 86.104,76-TL talep edebileceği, davalı kooperatifin bu alacağın 40.000,00-TL’ lik bölümü yönünden dava tarihinden, kalan bölümü yönünden ıslah tarihinden itibaren temerrüde düştüğü incelenen tüm dosya kapsamı ile anlaşılmış, davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 86.104,76-TL’ nin 40.000,00-TL’ lik bölümüne dava tarihi olan 02/10/2014 tarihinden, 46.104,76-TL’ lik bölümüne ıslah tarihi olan 18/01/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 5.881,82-TL harçtan peşin alınan 683,10 TL ile ıslah sırasında alınan 1.236,71 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.645,11 TL harcın davalı tarafça tamamlanmasına , ( Harcın 5.759,40 TL lik bölümü ile ilgili Mahkememizin 08/03/2016 tarihli kararı sonrasında Mahkememiz dosyasının ilk bozmadan önceki esası olan … Esas sayılı dosya üzerinden 18/05/2016 tarihli Harç Tahsil Müzekkeresi çıkartıldığı anlaşılmakla Harç Tahsil Müzekkeresinin infaz edilip edilmediği kontrol edilerek müzekkerenin infaz edildiği belirlendiğinde fazla alınan 1.114,29 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davalı tarafa iadesine)
3-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Hükümlerine göre hesap ve takdir edilen 17.900,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Hükümlerine göre hesap ve takdir edilen 17.900,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından bozmadan önce yapılan yargılama gideri 1.203,90 TL , bozmadan sonra 15 davetiye bedeli 132,00 TL , bilirkişi inceleme ücretleri 2.000,00 TL olmak üzere toplam 3.335,90 TL yargılama giderinin red ve kabule göre 2.555,00 TL lik bölümünün davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan bölümünün davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafça yatırılan 1.948,81-TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair tebliğden itibaren 15 gün içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. …’un yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.19/12/2023
Katip …
E-imzalıdır
Hakim …
E-imzalıdır