Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/162 E. 2022/259 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/687
KARAR NO : 2022/152

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/10/2021
KARAR TARİHİ : 23/02/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davalı yana sağlanan hizmet karşılığında takibe konu fatura düzenlendiğini, davalı yanca faturalar ödenmemiş olup İzmir 20.İcra Müdürlüğü …/… E.sayılı dosyasından takibe geçildiğini, davalı yanca haksız olarak borca itiraz edildiğini, davalı yana İş güvenliği ve sağlığı hizmeti verildiği, işyerinde Covid 19 testi yapıldığını, davalı yanca verilen hizmet bedeli ödenmediği, haksız itirazı nedeniyle iş bu davayı açma zarureti doğduğunu belirterik davanın kabulü ile borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibi başlatılan ve itirazın iptaline davasında borcun sebebi olarak gösterilen …, …, …, …ve … numaralı faturalar icra takibi öncesinde müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, bilindiği üzere faturadan kaynaklı icra takipleri, söz konusu faturalar muhatabına tebliğ edilmeden yahut tebliğ edilse dahi 8 günlük itiraz süresi sona ermeden başlatılmış ise usule ve yasaya aykırı haksız takip olduğu, bu nedenle itiraz eden müvekkili şirketin karşı taraf alacaklıya her ne nam altında olursa olsun borcu bulunmadığını, müvekkili şirketin davacı tarafa herhangi bir borcu olmadığını, bu iddianın doğruluğu gerekli incelemeler neticesinde de ortaya çıkacağını, Yargıtayın vermiş olduğu kararlardan görüleceği üzere faturanın ve/veya cari hesap kaydının mevcut olması faturaya ve/veya cari hesap kaydına dayalı alacağın var olduğunu göstermediğini, davacının icra inkar tazminatı talepleri de yerinde olmadığı, haksız icra inkar tazminatı taleplerinin reddi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, ticari hizmet sözleşmesinden kaynaklanan faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
DELİLLER:
-Tarafların ticari defter ve kayıtları,
-İzmir 20. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosya sureti,
-İzmir Vergi Dairesi Başkanlığının 09/12/2021 tarihli yazısı ve eki,
-Bilirkişi …’un 31/01/2022 tarihli bilirkişi raporu
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İtirazın iptali davasının koşullarını; ilamsız bir icra takibine girişilmesi, bu takip nedeniyle çıkarılan ödeme emrine 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmiş olması, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde mahkemeden itirazın iptalinin talep edilmesi şeklinde sıralamak mümkündür.
İtirazın iptali davası icra takibi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/19-410 Esas, 2004/471 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. Bu husus dava şartıdır ve mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
2004 Sayılı İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. İİK 67/2. madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;davacının, davalı aleyhinde İzmir 20. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasında ticari hizmet sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağına ilişkin icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalı borçluya 10/08/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 17/08/2021 tarihinde yasal süresi içerisinde icra dairesinin borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu, davalı borçlunun takibe itirazı üzerine davacının iş bu itirazın iptali davasını bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde ikame ettiği, davalı borçlunun itirazının takibe konu asıl alacak üzerinden iptalinin talep edildiği, tarafları tacir olan ve tarafların ticari işletmesini ilgilendiren ticari hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin iş bu nispi ticari davada mahkememizin görevli olduğu, mahkememizce dava konusu uyuşmazlığa ilişkin olarak tarafların ticari defter ve kayıtlarının smmm bilirkişi tarafından incelenmesine karar verildiği, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde, tarafların defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, kendileri lehine delil vasfına sahip olduğu, takip dayanağı 3 adet faturanın taraf defterlerinde kayıtlı olduğu, taraf defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan takibe konu asıl alacak tutarı olan 4.870,80 TL tutarında alacaklı olduğu hususunda taraf defterlerinin uyuştuğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, buna göre takip tarihi itibariyle birbirleri ile uyumlu olan taraf defterlerine göre davalıdan alacaklı olan davacının davalı aleyhinde takibe girişmesinde herhangi bir yasal engel bulunmadığı, ihtilafa konu faturaları defterlerine işleyen davalının yerleşik Yargıtay uygulamasına göre faturaya konu mal ve hizmeti teslim aldığının karine olarak kabulü gerektiği, bu halde ispat külfetinin yer değiştirdiği, davalıya geçtiği, bu mal ve hizmetlere ilişkin olarak borçlu olmadığını savunan davalının mal ve hizmeti teslim almadığını veya teslim aldığı mal ve hizmeti iade ettiğini veya bedelini ödediğini, davacıya borçlu olmadığını yazılı delil ile ispat etmesi gerektiği, davalının bu yönde herhangi bir ispat vasıtası sunmadığı, bu nedenle dosya kapsamına göre davacının iddiasını ve alacağının varlığını ispat ettiği, davalının takibe itirazının asıl alacak yönünden yerinde olmadığı ve itirazında haksız olduğu, mahkememizce alınan bilirkişi raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, ayrıca uyuşmazlığa konu alacak miktarı likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin yasal şartlarının oluştuğu anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜ ile, İzmir 20. İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 4.870,80 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte DEVAMINA,
2- 4.870,80 TL alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 974,16 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
3-Alınması gerekli 332,72 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 273,42 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 59,30 TL peşin harç, 750,00 TL bilirkişi ücreti, 44,00 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 912,60 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
5-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun …/… sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/1-2 maddelerine göre 4.870,80 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE, ,
7-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 341 vd. Maddeleri uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/02/2022

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA