Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/157 E. 2022/881 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/157 Esas
KARAR NO : 2022/881

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/03/2022
KARAR TARİHİ : 26/10/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında internet sitesi kurulmasına ilişkin sözleşme bulunduğu, bu sözleşme kapsamında davalının 2 ayrı şirkete ait internet sitesi kurulması, kurumsal internet bayiliği alınması ve reklam verilmesi işini üstlendiği, buna karşılık davalıya 18.000,00 TL ödeme yapıldığı, davalının taahhüdünü yerine getirmediği, bir kısım işlemler yapılmış ise de mevcut işin kabule zorlanamayacağı, sözleşmenin feshedildiği, davalı aleyhinde sözleşme bedelinin iadesine ilişkin takip yapıldığı, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek takibe itirazın iptali ile takibin aynen devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; itirazın iptali davasının kısmi dava olarak açılamayacağını, davacı ile ortak plus paket, 2 adet tanıtım filmi ve kurumsal internet bayiliği konularında anlaşma sağlandığı, davacıdan 18.000,00 TL tahsil edildiği, sözleşme kapsamındaki tüm edimlerin yerine getirildiği, dava dışı Yİ-DE Örme şirketi ile müvekkili arasında herhangi bir sözleşme ilişkisi bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, internet sitesi kurulması, kurumsal internet bayiliği oluşturulması (…, trendyol, hepsi burada v.s) ve internet ortamında reklam verilmesine ilişkin eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
DELİLLER:
-Sözleşme, ihtarname,
-Bornova 2. Noterliğinin 07/03/2022 tarihli yazısı ve eki,
-İzmir 7. İcra Müdürlüğünün ………. esas sayılı dosya sureti,
-Davalı tarafından cevap dilekçesi ekinde sunulan sözleşme ve ekleri,
-Bilirkişi ……’in 21/06/2022 tarihli raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Uyuşmazlığın çözümü açısından öncelikle konuyla ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır.
Eser sözleşmeleri, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmelerdir.
Karşılıklı edimleri içeren eser sözleşmelerinde yüklenicinin görevi eseri sözleşmesine, amacına ve tekniğine uygun tamamlayarak teslim etmek; iş sahibinin görevi ise, sözleşmede kararlaştırılan yükümlülükler varsa bunların yerine getirilmesiyle eserin bedelini ödemekten ibarettir.
Kural olarak eser sözleşmesi ilişkisinin kurulması herhangi bir şekil şartına tabi olmayıp, tarafların “icap” ve “kabul” iradelerinin birleşmesiyle sözleşme ilişkisi kurulur. Şekil şartı, sözleşmenin geçerlilik şartı olmayıp, ispat şartıdır. (Yargıtay 15 Hukuk Dairesi’nin 25/09/2018 tarih, 2018/3698 Esas, 2018/3394 karar sayılı kararı) 4721 sayılı TMK’nın “İspat yükü” başlıklı 6. maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü amirdir.
İtirazın iptali davası; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre;
i) İlamsız takip yapılmış olması,
İi) Borçlunun bu takibe itiraz etmesi,
İii) İtirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren alacaklının, bir yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması yasal koşullarının gerçekleşmesi gerekir.
Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davasının konusu, icra takibine konu edilen alacaklar olup, davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Davalı borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını da bu dava içinde ancak cevap süresi içinde ileri sürmesi olanaklıdır. Eğer cevap süresi içinde davalı/borçlu diğer itirazlarını ileri sürmezse mahkeme bunları kendiliğinden göz önüne alamaz, takibe itiraz edilirken bildirilen sebeplerle sınırlı araştırma yapmak durumunda kalır. Nitekim aynı hususlara Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.09.2021 tarihli ve 2017/(19)11-1663 E., 2021/1070 K. sayılı kararında da değinilmiştir.
Dava yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabi olduğundan; ispat külfeti normal bir alacak davasındaki ile aynıdır. Ancak her iki dava ispat yöntemleri ve hukukî sonuçları bakımından farklılıklar göstermektedir. Bu bağlamda belirtmek gerekirse; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesi gereğince ispat yükü, Kanun’da özel düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Bu genel kuralın dışında bazı hâllerde ispat yükü yer değiştirerek davalı tarafa geçer. Bu hâllerden birisi davalının ödeme savunmasında bulunmasıdır. Davacı ya da davalı iddiasını ya da savunmasını HMK’da belirtilen hükümlere göre ispat etmelidir. Buna göre yapılacak yargılama sonunda mahkemece verilecek karar ya davanın kabulü ya da reddine yönelik olacak; ancak takibin iptali ya da devamı hükmünü de içerecektir.
Bu açıklamalar göstermektedir ki, itirazın iptali davası, icra takibine sıkı sıkıya bağlı; itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının, davalı aleyhinde İzmir 7. İcra Müdürlüğünün …..sayılı dosyasında 18.000,00 TL asıl alacak, 57,82 TL işlemiş faiz ve 225,01 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 18.282,83 TL alacak üzerinden 12/10/2021 tarihinde takip başlattığı, ödeme emrinin borçluya 18/10/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun yasal süresi içerisinde 22/10/2021 tarihinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, davacının iş bu dava ile davalı borçlunun itirazının kısmen iptalini talep ettiği, davalının ise sözleşme kapsamındaki edimlerini yerine getirdiği, davacıya borçlu olmadığını savunduğu, taraflar arasında internet sitesi kurulması, kurumsal internet bayiliği oluşturulması (…, trendyol, hepsi burada v.s) ve internet ortamında reklam verilmesine ilişkin eser sözleşmesi bulunduğu ve davacı tarafından davalıya bu iş nedeniyle 18.000,00 TL ödeme yapıldığı konusunda ihtilaf olmadığı, ihtilafın sözleşme konusu işlerin 2 ayrı şirkete ilişkin olarak davalı tarafından taahhüt edilip edilmediği, davalının edimlerini yerine getirip getirmediği, yerine getirmiş ise ne kadarlık kısmını yerine getirdiği, yerine getirilen kısmın kullanıma olanak sağlayıp sağlamadığı, ekonomik değer taşıyıp taşımadığı, ekonomik değer taşıyor ise değerinin ne olduğu, davacının sözleşmeden dönmesinin haklı olup olmadığı ve sözleşme bedelinin iadesini talep edip edemeyeceği hususlarında olduğu anlaşılmıştır.
Her iki tarafı tacir olan ve tarafların ticari işletmesini ilgilendiren nispi ticari dava niteliğindeki uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olduğu ve itirazın iptali davasının kısmi dava olarak ikame edilmesinde herhangi bir yasal engel bulunmadığı, davalının bu yöndeki itirazının yerinde olmadığı mahkememizce değerlendirilmiştir.
Dava dosyasına sunulan sözleşme incelendiğinde, sözleşme altında davalı şirketin imzası bulunmakla birlikte davacı şirketin kaşesinin yer almadığı, sadece kime ait olduğu tespit edilemeyen bir adet imza bulunduğu, hizmet içeriğinin ise ortak plus paket, 2 adet tanıtım videosu, … bayiliği olarak gösterildiği, davalı tarafından davacı adına 19/05/2021 tarihli 13.500,00 TL bedelli ve 20/08/2021 tarihli 4.500,00 TL bedelli 2 adet fatura düzenlendiği, bu faturalar karşılığında davacının 20/05/2021 tarihinde 13.500,00 TL ve 20/08/2021 tarihinde 6.860,00 TL olmak üzere toplam 20.360,00 TL ödeme yaptığı, davacının sözleşme kapsamında davalının edimlerini yerine getirmediği gerekçesi ile Bornova 2. Noterliğinin 20/09/2021 tarih ……. yevmiye nolu ihtarnamesi ile sözleşmeden döndüğü ve yaptığı 18.000,00 TL’ lik ödemenin iadesini talep ettiği, ihtarnamenin davalıya 25/09/2021 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce ihtilaf konularına ilişkin olarak dosyanın bilgisayar mühendisi bilirkişiye tevdi edildiği ve bilirkişiden taraflar arasındaki sözleşme hükümleri değerlendirilmek suretiyle davalının davacıya eseri teslim etme borcunu yerine getirip getirmediği, eser teslim edilmiş ise yapılan teslimin tam ve eksik teslim olup olmadığı, sözleşme kapsamındaki hizmetlerin bölünüp bölünmeyeceği, bölünebiliyor ise bu hizmetlerin hangilerinin yerine getirildiği, yerine getirilen hizmetlerin tek başına kullanıma olanak sağlayıp sağlamayacağı, eksik ve ayıplarının bulunup bulunmadığı ve bu hizmetlerin ayrı ayrı tek başına ekonomik değer taşıyıp taşımadığı, değer taşıyorsa sözleşme tarihi itibariyle ekonomik değerinin ne olduğu, ayrıca yapılan işin bütün işe yüzdelik oranının ne olduğu hususlarında rapor tanziminin istenildiği, bilirkişinin 21/06/2022 tarihli raporuna göre, taraflar arasındaki sözleşmede iki adet firma için tanıtım işleri (Bade Kumaş ve Yİ- DE Örme) ve … bayiliği konusunda tarafların anlaştığı, davalının web sitesi, web sitesine bağlı alan adı ve sunucu hizmeti vermesi gerektiği, yapılan incelemede Bade Kumaş’a ilişkin herhangi bir internet sitesi bilgisine ulaşılamadığı, sitenin park durumunda olduğu, yedekler üzerinden site içeriğine ulaşılabildiği ancak bu içeriğin de yeterli bir içerik olmayabileceği, Yİ-DE Örme yönünden yapılan incelemede ise davalı firmayla ilişkisi olmayan başka bir firmanın bilgilerinin göründüğü, yedekler üzerinden bu site içeriğine ulaşılabildiği, aynı şekilde bu içeriğinde yeterli bir içerik olmayabileceği, davalı tarafından sunulan belgelere göre Bade Kumaş ile ilgili olarak … ve … bayilik anlaşmalarının yapıldığı, taraflar arasındaki sözleşmede hangi hizmetlerin taahhüt edildiğinin tam olarak belirlenemediği, bu hizmetlerin asgari dijital kimlik hizmeti, dijital dükkan hizmeti ve … bayiliğini içerdiğinin kabulü gerektiği,…….. Örme firmasi ile ilgili hiçbir çalışmanın yapılmadığı, ……… ile ilgili olarak çalışır ve faal hiçbir hizmetin karşılığının rapor tarihi itibari olmamasının yanısıra, dava tarihine kadar Dijital Kimlik Hizmetleri kapsamında 3/8 oranında, Dijital Dükkan Hizmetleri kapsamında 1/7 oranında, … Bayilik kapsamında 2/4 oranında bir hizmet verildiği ya da en azından bir takım çalışmalar yürütüldüğü, ortaya çıkan ürün ya da parçalarının bu hali ile bir ekonomik değerinin olmadığı, alınan alan adlarının alacaklı firmanın uhdesine geçmediği dolayısı ile kullanılmadığı, … Bayilik kapsamında sadece ilgili firmalar ile sözleşme imzalandığı ancak herhangi bir satış işleminin sağlanabilmesi için veri aktarımının olmadığının tespit edildiği yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki sözleşmede hangi hizmetlerin davalı tarafından sunulacağının açıkça belirtilmediği, işin kapsamının ortak plus paket, 2 adet tanıtım videosu ve … bayiliği olarak gösterildiği, davalının bu edimleri yerine getirdiğini savunduğu ancak taraflarca yasal süresi içerisinde ortak plus paketin hangi hizmetleri içerdiğine dair herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı, bu nedenle taraflar arasındaki sözleşmedeki hizmetlerin davalının kabulü ile sınırlı olarak değerlendirilmesi gerektiği yani davalının davacıya 1 adet internet sitesi kurulması, … bayiliği alınması ve reklam hizmeti vermeyi taahhüt ettiğinin kabulü gerektiği, bu kapsamda yapılan incelemede ise bilirkişi raporuna göre davalı tarafından bir kısım işlemler yapılmış ise de mevcut işlemlerin sözleşme kapsamında eserin teslimi olarak kabul edilemeyeceği, ortaya çıkan ürünlerin ekonomik değer taşımadığı, davacının sözleşme ile üstlendiği edimi (iş bedelini ödeme) yerine getirdiğinin davalının kabulünde olduğu, bu halde davalının sözleşmeye uygun olarak eseri teslim ettiğini ispat etmesi gerektiği, dosya kapsamına göre davalı tarafından üstlenilen işlerin bir kısmı yerine getirilmiş ise de tamamının yapılmadığı, bilirkişi tarafından saptandığı üzere bu halde eseri teslim etme borcunun yerine getirildiğinden ve davacının yararlanmasına olanak sağlandığından bahsedilemeyeceği, dava konusu somut uyuşmazlıkta davalı konumunda olmasına rağmen davalı yüklenicinin eser bedeline hak kazandığını ispat etmesi gerektiği, davalının bu yönde herhangi bir ispat vasıtası sunmadığı, bu nedenle davacının haklı nedenle sözleşmeden dönebileceği ve yapmış olduğu ödemenin iadesini talep edebileceği, davacının yargılama aşamasında takibe konu asıl alacak ve ihtarname masrafı yönünden talebini 21/07/2022 tarihli dilekçesi ile ıslah ettiği, tarafların sıfatına göre dava konusu uyuşmazlıkta talep edilebilecek faiz türünün avans faizi olduğu, davada takip öncesi işlemiş faiz dava konusu edilmediğinden takip tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği, mahkememizce alınan bilirkişi raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, ayrıca uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmakla birlikte alacağın sözleşme ve fatura içerikleri ile davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanmasına göre likit olduğu, davacının icra inkar tazminatı talebinin yasal şartları oluştuğu anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, İzmir 7. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin 18.000,00 TL asıl alacak, 225,01 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 18.225,01 TL alacak ve bu alacağın 18.000,00 TL’lik kısmına takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, bakiye 225,01 TL’lik kısmına ise takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte DEVAMINA,
2- 18.000,00 TL alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 3.600,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gerekli 1.244,95 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 170,78 TL peşin harç ve 140,46 TL ıslah harcı toplamı 311,24 TL harcın mahsubu ile bakiye 933,71 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 170,78 TL peşin harç, 140,46 TL ıslah harcı, 750,00 TL bilirkişi ücreti, 59,25 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 1.201,19 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
5-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-4. fıkrası uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
7-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/10/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim…
¸e-imzalıdır