Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/108 E. 2023/56 K. 25.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/108 Esas
KARAR NO : 2023/56

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/02/2022
KARAR TARİHİ : 25/01/2023

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı sürücü …’ın 26.12.2019 tarihinde idaresindeki … plaka sayılı aracı ile İzmir Mithatpaşa caddesi üzerinde seyir halinde iken …’a çarparak 07.01.2020 tarihinde vefat etmesine sebep olduğu, kazaya karışan … plakalı aracın maliki, sürücüsü ve sigorta yaptıran şirketin meydana gelen zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, İzmir 36 Asliye Ceza Mahkemesi … E sayılı dosyası ile kamu davası açıldığı, sanık …’ın vefat etmesi üzerine davanın düşürüldüğü, öncelikle … plaka sayılı aracın trafik kaydına ihtiyati tedbir konulması, davacıların her biri için 1.000.00TL destekten yoksun kalma tazminatı, davacıların her biri için 1.000.00TL manevi tazminat kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; mirasçısı olduğu …’ın davaya konu kazada kusuru olmadığı, muris eşinin hiz limitlerine uygun davrandığı, her hangi bir trafik kuralı ihlal etmediği, müteveffanın park etmiş araçların arasında yolu kontrol etmeksizin aniden yola fırlayarak kazanın meydana geldiği, kaza raporunda müteveffanın asli kusurlu olduğunun belirtiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … sigorta vekilinin cevap dilekçesinin özeti: … plaka sayılı aracın davalı şirket nezdinde trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu, kaza raporunda sigortalı araç sürücüsü kusursuz olduğu, öncelikle kusur durumları tespit edilmesi gerektiği, tazminat hesaplaması bilirkişi tarafından TRH 2010 yaşam tablosu ve 961.8 teknik faiz oranı esas alınması, davada faiz hükmedilmesi halinde uygulanacak faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan aracın sürücü …’ın eşi olan … adına kiralandığı, aracın adı geçen tarafından üçüncü kişiye kullandırılması nedeniyle meydana gelen zarardan sorumluluklarının bulunmadığı illiyet bağının kesildiği, davaya konu kazanın müteveffanın ağır kusurundan kaynaklandığı, davacıların herhangi bir zararının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri kapsamında açılan motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi tazminat (destekten yoksun kalma) ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-İzmir 36 Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası,
-Kaza tutanağı,
-Türkiye Noterler Birliğinin 11/03/2022 tarihli yazısı ve eki,
-… Sigorta A.Ş’nin 17/03/2022 tarihli yazısı ve eki,
-SGK’nın 16/03/2022, 30/03/2022, 18/04/2022, 28/04/2022, 24/05/2022 tarihli yazısı ve eki,
-Güzelbahçe Polis Amirliğinin 01/04/2022 tarihli yazısı ve eki,
-İstanbul Okan Üniversitesi Rektörlüğünün 20/04/2022 tarihli yazısı ve eki,
-İzmir İl Emniyet Müdürlüğünün 12/05/2022 tarihli yazısı ve eki,
-İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesinin 05/10/2022 tarihli kusur raporu,
-Mahkememizce mahallinde 26/12/2022 tarihinde yapılan keşif,
-Bilirkişi …’in 02/01/2023 tarihli raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Sorumluluk hukukunun amacı, zarar görenin uğramış olduğu gerçek zararı gidermek, kaybolan bir değerin yerine, nitelik veya nicelikçe benzer bir değer koymaktır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “İşletenlerin, bu Kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanunun 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir. Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir. Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hakimin takdirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
TBK’nın 54. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ile tedavi giderleri de bu zarar türleri arasında yer almaktadır.
Bedensel zarara uğrayan kimse, çalışma gücünü sürekli veya geçici olarak yitirmesinden ve ileride edineceği kazançtan yoksun kalmasından doğan zarar ile bütün giderlerini isteyebilir. Çalışamamaktan kaynaklanan zarar ise geçici iş göremezlik nedeniyle olabileceği gibi; sürekli iş göremezlik biçiminde de olabilir. Geçici iş göremezlik zararı, zararı görenin yaptığı iş ve gelir durumu itibariyle iyileşme süresinde elde edemediği kazançtan ibarettir. Sürekli iş göremezlik zararı ise beden gücü kaybına uğrayan kişinin, zarar görmeden önce yapmakta olduğu iş için daha fazla bir güç (efor) harcaması nedeniyle doğan zarardır.
Manevi tazminatın kişinin ruh ve vücut bütünlüğünün bozulması, sosyal kişilik değerlerinin saldırıya uğraması gibi durumlarda istenebileceği yasal ve yerleşmiş yargı kararlarıyla kabul edilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu´nun 01.03.2006 tarih ve 2006/2-14 E, 2006/26 K. sayılı kararında ifade edildiği üzere, manevi tazminatın amacı, zarar görenin kişilik değerlerinde ve bedensel bütünlüğünün iradesi dışında ihlali hallerinde meydana gelen eksilmenin (manevi zararın) giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesidir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 56. Maddesi gereğince; hakimin, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat, bozulan ruh huzurunun, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nisbetinde iadesini amaçladığından hâkim, TMK’nın 4.maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tesbit etmelidir.
Hakim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, tarafların kusur oranını, desteğin kaybı nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir (Hukuk Genel Kurulunun 28.05.2003 gün 2003/21-368-355 ve 23.06.2004 gün 2004/13-291-370 sayılı kararları)
Yukarıda yapılan açıklamalar ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde; 26/12/2019 tarihinde davalı … ve … murisi olan …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın yaya konumunda bulunan davacılar murisi …’a çarpması neticesinde çift taraflı, ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, davacılar …’ın babaları, diğer davacı Meral’in ise eşi olan müteveffa …’ın ölümü nedeniyle onun desteğinden yoksun kaldıkları ve manevi zarara uğradıkları iddiası ile iş bu davada destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat talebinde bulunduğu, davalı sigortanın sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğu, müteveffanın tam kusurlu olduğu, davacıların bu nedenle tazminat talep edemeyeceği, mahkemece kusur ve zarara ilişkin olarak bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği, sorumluluklarının poliçe teminat limiti ile sınırlı olduğunu savunduğu, davalı Sevtap ve Beren’in davacılar murisinin tam kusurlu olduğu, davacıların herhangi bir tazminat talep edemeyeceklerini savunduğu, davalı …’un ise işleten olarak sorumluluğunun bulunmadığı, aracın kiralanan kişi dışında başka biri tarafından kullanıldığı sırada kazaya sebebiyet verildiği, sorumluluğunun sona erdiği, ayrıca davacılar desteğinin ağır kusurlu olduğu, ayrıca davacıların tazminat talep edemeyeceğini savunduğu, taraflar arasında davacılar desteğinin dava konusu kaza neticesinde vefat ettiği konusunda ihtilaf bulunmayıp, davacılar desteği ile müteveffa sürücünün kazanın meydana gelmesinde kusurlarının bulunup bulunmadığı, davacıların destekten yoksun kalıp kalmadığı, manevi zarara uğrayıp uğramadığı, davacıların talep edebilecekleri maddi ve manevi tazminat miktarı ile davalıların bu zararlardan sorumlu olup olmadıkları hususunda uyuşmazlık bulunduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında doğrudan sözleşme ilişkisi bulunmaması, sorumluluk sigortalarının TTK’da düzenlenmesi, davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunması ve usul ekonomisi gereği davaların birlikte yürütülmesi gerektiği anlaşılmakla mutlak ticari dava niteliğindeki somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olduğu değerlendirilmiştir.
İzmir 36. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde müştekisinin …, sanığın …, dava konusunun maktül …’ın 26/12/2019 tarihinde taksirle ölüme neden olma suçu olduğu, mahkemece yapılan yargılama sırasında sanığın 18/03/2021 tarihinde vefat etmesi nedeniyle 03/05/2021 tarih ve 2021/753 sayılı karar ile davanın düşmesine karar verildiği, kararın 29/09/2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dava konusu kazada davacı desteği, davalı sürücüsü ve dava dışı üçüncü kişilerin kusurunun bulunup bulunmadığının tespiti için mahkememizce dosyanın ATK ya gönderildiği, ATK Trafik İhtisas Dairesinin 05/10/2022 tarihli raporunda, 26.12.2019 günü saat 11:00 sıralarında davalı sürücüsü … sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil ile Mithatpaşa Caddesini takiben Urla istikametine seyir halindeyken olay mahalli 196 Sokak kesişimine geldiğinde aracının sağ ön-yan kısımlarıyla, seyir istikametine göre yolun sağından park halindeki araçlar arasından koşar adımlarla karşıdan karşıya geçmeye çalışan müteveffa yaya …’a çarpması sonucu dava konusu olayın meydana geldiği, davalı sürücüsü …’ın sevk ve idaresindeki otomobil ile seyir halindeyken yola gereken dikkat ve özeni göstermesi, mahal şartlarını dikkate alarak temkinli ve tedbir alabilecek vaziyette seyretmesi, sağ tarafından park halindeki araçlar arasından koşar adımlarla yola girerek karşıdan karşıya geçmeye çalışan yayaya karşı zamanında ikazla birlikte yeterli mesafeden etkili tedbir alması gerekirken bu hususlara riayet etmediği olayda %40 oranında kusurlu olduğu, müteveffa yaya …’ın ise karşıdan karşıya geçmeden önce her iki yön trafiğine dair gerekli ve yeterli kontrolleri yapması, taşıt yolunda seyir halinde olan araçların varlığını dikkate alarak geçişini uygun bir zamanda ve kontrollü bir şekilde gerçekleştirmesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği, yolu etkin bir şekilde kontrol etmeden ve kendisine yaklaşan araca karşı gerekli korunma tedbirine başvurmadan kendi can güvenliğini tehlikeye atacak şekilde park halindeki araçlar arasından koşar adımlarla karşıdan karşıya geçmeye çalıştığı sırada meydana gelen olayda %60 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, davacı ve davalı …’un itirazı üzerine mahkememizce mahallinde kusur yönünden keşif yapılmasına karar verildiği, 26/12/2022 tarihinde keşfin icra edildiği, keşif sonrası dosyanın mahkememizce kusur bilirkişisine tevdi edildiği, kusur bilirkişisi tarafından düzenlenen 02/01/2023 tarihli raporda, davalı sürücüsü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile gündüz vakti meskun mahal gidiş geliş trafiğin yoğun işlediği düz çizgileri ile yola gereken dikkat ve özeni göstermesi, görüş alanını etkin kontrolü altında bulundurması, güzergâhına gelen yayayı görmesi, gördüğünde bu durumun son derece ciddi bir uyarı olduğu(kendisini görmediği) ve yolun diğer tarafına ani geçme habercisi olduğunu kavraması, varlığını belirtir ikaz ile uyarması, sonrasında da müteyakkız biçimde her an durma hızında güvenli seyir yapması gerekir iken, sürücü belirtilen hususlara riayet etmeyip yola gereken dikkat ve özeni göstermediği, görüş alanını etkin kontrolü altında bulundurmadığı, mahallin konumuna uygun ve müteyakkız seyir yapmadığı, bu davranışı nedeni ile oluşturduğu tehlikeli ortamda yolun diğer tarafına park halindeki araçların arasında seri/koşarak gecen yayayı zamanında fark etmeyip mevcut sürati ile çarpması olayında 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/b maddesini ihlal ettiği, kazanın meydana gelmesinde etken olduğu, müteveffa yaya …’ın ise meskun mahal gündüz vakti trafiği yoğun gidiş geliş işlediği yola
gereken dikkat ve özeni göstermedi, park halindeki araçlar arasında seri/koşarak karşıya geçmek istediği, geçerken de sağında gelen araç trafiğini kontrol edip solunu kontrol etmediği, bu tedbirsiz ve dikkatsiz davranışı nedeni oluşturduğu tehlikeli ortamda trafik akımı için engel teşkil edip can güvenliğini tehlikeye düşürdüğü, sonrasında da gelen davalı aracının çarpmasına maruz kalıp ölümü ile sonuçlanan olayda 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 68/b Maddesini ihlal ettiği, kazanın oluşumunda etken olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
Yargılama aşamasında davacının 30/11/2022 tarihli dilekçesi ile davalı … Sigorta A.Ş ile maddi tazminata ilişkin olarak sulh olunduğu, maddi tazminat taleplerinden feragat ettikleri, manevi tazminat taleplerinin devam ettiği yönünde beyan dilekçesi sunduğu görülmüştür.
Davacıların maddi tazminat talebi yönünden davalı sigorta ile yargılama aşamasında sulh protokolü düzenlendiği ve davacıların maddi tazminat talebinden davalı sigorta yönünden feragat ettiği, feragatin maddi tazminat yönünden müşterek ve müteselsil borçlu konumunda bulunan davalılar … mirasçıları Sevtap ve Beran Baytık ile … yönünden de sonuç doğurduğu/sirayet ettiği, davacı vekilinin dava dosyasına sunmuş olduğu vekaletnamesinde davadan feragata ilişkin özel yetkisinin bulunduğu anlaşılmakla davaların maddi tazminat talepleri yönünden feragat nedeniyle taleplerinin ayrı ayrı reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacılar desteğinin yaya olarak yol üzerinde karşıdan karşıya geçmek istediği sırada davalılar sürücüsü …’ın sevk ve idaresindeki aracın çarpmasına maruz kaldığı, bu çarpma neticesinde vefat ettiği, söz konusu olaya ilişkin olarak adli soruşturma yürütüldüğü, soruşturma ve kovuşturma neticesinde sanık sürücü …’ın vefat etmesi nedeniyle davada düşme kararı verildiği, mahkememizce alınan ATK’nın 05/10/2022 tarihli kusur raporuna göre davalılar sürücüsü olan …’ın davacılar desteğine çarpması eyleminde %40 kusurlu olduğu, davacılar desteğinin ise %60 kusurlu olduğu, mahkememizce mahallinde yapılan keşif sonrası alınan 02/01/2023 tarihli raporda ise yüzdesel kusur dağılımı yapılmamakla birlikte müteveffa yaya ve sürücünün kazanın meydana gelmesinde müşterek kusurlu oldukları ve kazanın meydana gelmesinde etken oldukları yönünde değerlendirme yapıldığı, mahkememizce mahallinde yapılan keşifte davaya konu kazanın İzmir ili Güzelbahçe ilçesi Mithatpaşa Caddesi üzerinde meydana geldiği, caddenin çift yönlü tek şeritli olarak trafiğe açık olduğu, cadde üzerinde sağlı ve sollu şekilde park eden araçların olduğunun gözlemlendiği, 02/01/2023 tarihli raporda kaza mahaline yakın yaya geçidi bulunmadığı, yayaların yol üzerinde herhangi bir noktadan karşı noktaya geçiş yaptıklarının tespit edildiği ve kaza mahaline ilişkin fotoğrafların dosyaya eklendiği, bu nedenle mahkememizce somut olayda her iki kusur raporunun somut olaya uygun olduğu ve davalı sürücüsü …’ın % 40 oranında, davacılar desteğinin ise %60 kusurlu kabul edilmesinin hakkaniyete uygun olduğunun değerlendirildiği, her ne kadar davalılarca mahkememizce alınan her iki kusur raporuna itiraz edilmiş ise de, mahkememizce alınan kusur raporlarının birbirleri ile uyumlu olduğu, dosya kapsamı ve kazanın oluş biçimine uygun olduğu, bu nedenle yeniden kusur raporu alınmasının yargılamaya katkı sağlamayacağı, manevi acıyı bir dereceye kadar yumuşatmak, bozulan manevi dengeyi onarıp düzeltmek, bir teselli, bir savunma ve ruhu tatmin etmek amacıyla insan yaşamının kutsallığı çevresinde olayın oluş şekline, tarafların kusur oranlarına, meydana gelen sonucun niteliğine, davacıların yaşına ve müteveffa … ile olan yakınlık dereceleri (müteveffanın eşi ve çocuğu olmaları) ile yaşanan olaydan doğrudan etkilenmelerine, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına özellikle 26.6.1966 gün ve 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının içeriğine ve öngördüğü koşulların somut olayda gerçekleşme biçimine, oranına, niteliğine, günün ekonomik koşullarına, hak ve nesafet kurallarına göre meydana gelen kazada sürücü ve haksız fiil faili olarak %40 kusurlu olan sürücü …’ın mirasçısı olan …… ve ……’ın bu sıfatla davalı …’un ise işleten sıfatı ile davacıların uğradığı manevi zarardan sorumluluğu bulunduğu, her ne kadar davalı … kazaya sebebiyet veren aracı sürücü …’a kiralamadığını onun mirasçısı olan …’a kiraladığı ve işleten sıfatının bulunmadığını savunmuş ise de adı geçen tarafından dava dosyasına sunulan kiralama sözleşmesine göre söz konusu aracın 26/12/2019-28/12/2019 tarihlerinde olmak üzere 3 gün süre ile …’a kiralandığı, İzmir İl Emniyet Müdürlüğünün 12/05/2022 tarihli cevabı yazısı ile de bu hususun doğrulandığı, ancak söz konusu kiralama işleminin kısa süreli kiralama olduğu, davalı …’un işleten sıfatının ortadan kalktığından bahsedilebilmesi için kiralamanın uzun süreli kiralama olması gerektiği, somut olayda kısa süreli kiralama söz konusu olduğundan davalı Mutlu’nun işleten sıfatının devam ettiği, aracın kiralanan kişi dışında kullanılması sırasında meydana gelen kazada oluşan zararlara ilişkin olarak kira sözleşmesinde yer alan kiralayanın (…) sorumlu olmadığına ilişkin kaydın üçüncü kişi konumunda bulunan davacılara karşı ileri sürülemeyeceği, iç ilişkide kiracıya karşı ileri sürülebileceği ve davalı Mutlu’nun sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı, bu nedenle davalı Mutlu’nun savunmalarının yerinde olmadığı, davalı Mutlu ve … mirasçılarının kaza tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, tarafların sıfatı ve meydana gelen zararın niteliğine göre talep edilebilecek faizin yasal faiz olduğu ve manevi tazminatın sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet vermemesi gerektiği değerlendirilmekle davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile davacı anne … için 30.000,00 TL, davacı çocuk … için 25.000,00 TL, diğer davacı çocuk … için 25.000,00 TL manevi tazminatın davalılar …, … ve …’ dan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Davacıların dava dilekçesinde manevi tazminat taleplerini davalı … Sigorta AŞ’ye de yönelttikleri, herhangi bir ayrım yapmaksızın hükmedilecek manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ettikleri, ancak davalı sigortanın zmms sigortacısı olarak manevi tazminat taleplerine ilişkin zarardan sorumlu olmadığı anlaşılmakla davacıların … Sigorta A.Ş’ye yönelik tazminat taleplerinin pasif husumet ehliyet yokluğundan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacılar …, … ve …’ın destekten yoksun kalma tazminat taleplerinin 6100 Sayılı HMK’nun 307 vd. maddeleri uyarınca feragat nedeniyle ayrı ayrı REDDİNE,
2-Davacı …’ın manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile 25.000,00 TL’nin trafik kaza tarihi olan 26/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, … ve …’ dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Davacı …’ın manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile 25.000,00 TL’nin trafik kaza tarihi olan 26/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, … ve …’ dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
4-Davacı …’ın manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile 30.000,00 TL’nin trafik kaza tarihi olan 26/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
5-Davacılar …, … ve …’ın manevi tazminat taleplerinin davalı … Sigorta Anonim Şirketi yönünden ayrı ayrı REDDİNE,
6-Alınması gerekli 5.464,80 TL karar ve ilam harcından davacılar tarafından yatırılan 1.034,90 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 4.429,90 TL karar ve ilam harcının davalılar …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
7-Davacılar tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 1.034,90 TL peşin harç, 571,90 TL keşif harcı, 750,00 TL bilirkişi ücreti, 1.560,00 TL ATK rapor ücreti, 600,00 TL keşif araç ücreti, 834,00 TL müzekkere-tebligat-posta giderinden oluşan toplam 5.431,50 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranına göre (80.000,00/303.000,00=0,26) 1.434,05 TL’nin davalılar …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacılara üzerinde BIRAKILMASINA,
8-Davacı … kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/1-4. maddesi uyarınca hüküm altına alınan manevi tazminat talebi yönünden takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a ÖDENMESİNE,
9-Davacı … kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/1-4. maddesi uyarınca hüküm altına alınan manevi tazminat talebi yönünden takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a ÖDENMESİNE,
10-Davacı … kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/1-4. maddesi uyarınca hüküm altına alınan manevi tazminat talebi yönünden takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a ÖDENMESİNE,
11-Davalılar … ve … Sigorta A.Ş kendilerini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 3/2, 13/1-4. maddesi uyarınca davacı …’ın reddedilen maddi tazminat talebi yönünden takdir edilen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalılar … ve … Sigorta A.Ş’ye ÖDENMESİNE,
12-Davalılar … ve … Sigorta A.Ş kendilerini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 3/2, 13/1-4. maddesi uyarınca davacı ……’ın reddedilen maddi tazminat talebi yönünden takdir edilen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalılar … ve … Sigorta A.Ş’ye ÖDENMESİNE,
13-Davalılar … ve … Sigorta A.Ş kendilerini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 3/2, 13/1-4. maddesi uyarınca davacı ……’ın reddedilen maddi tazminat talebi yönünden takdir edilen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalılar … ve … Sigorta A.Ş’ye ÖDENMESİNE,
14-Davalı … kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden davacı …’ın reddolunan manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 3/2, 10/1-4. maddesi uyarınca takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalı …’a ÖDENMESİNE,…/…
15-Davalı … kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden davacı …’ın reddolunan manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 3/2, 10/1-4. maddesi uyarınca takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalı …’a ÖDENMESİNE,
16-Davalı … kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden davacı …’ın reddolunan manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 3/2, 10/1-4. maddesi uyarınca takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalı …’a ÖDENMESİNE,
17-Davalı … Sigorta A.Ş kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden davacı …’ın reddolunan manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 3/2, 10/1-4. maddesi uyarınca takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalı … Sigorta A.Ş’ye ÖDENMESİNE,
18-Davalı … Sigorta A.Ş kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden davacı …’ın reddolunan manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 3/2, 10/1-4. maddesi uyarınca takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalı … Sigorta A.Ş’ye ÖDENMESİNE,
19-Davalı … Sigorta A.Ş kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden davacı …’ın reddolunan manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 3/2, 10/1-4. maddesi uyarınca takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalı … Sigorta A.Ş’ye ÖDENMESİNE,
20-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
21-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.600,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13. maddesi uyarınca davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
22-Kararın kesinleşmesinden sonra İzmir 36. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının mercine İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili, davalı … vekili ve davalı … yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/01/2023

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza