Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1044 E. 2023/394 K. 24.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/1044 Esas
KARAR NO : 2023/394
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/12/2022
KARAR TARİHİ : 24/05/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;14/07/2022 tarihinde davalı … sürücüsü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, yaya konumunda bulunan davacıya çarpması neticesinde çift taraflı, yaralamalı trafik kazasının meydana geldiğini, kazada müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, kaza nedeniyle Salihli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma yürütüldüğünü, … plakalı aracın davalı … şirketi nezdinde zmms poliçesi ile sigortalı olduğunu belirterek 100,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin sigortalı sürücünün kusuru ve kaza tarihi itibariyle geçerli teminat limiti ile sınırlı sorumlu olduğunu, bu nedenle kusur ve maluliyet incelemesinin yapılması gerektiğini, üçüncü kişiler tarafından davacıya ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini, davacının ancak yasal faiz talebinde bulunabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri kapsamında açılan motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi tazminat (sürekli iş göremezlik) isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-Davacıya ait nüfus kayıt örneği,
-Salihli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … nolu soruşturma dosyası sureti,
-Mania Salihli Devlet Hastanesinin 13/01/2023 tarihli yazısı ve eki,
-Türkiye Noterler Birliğinin 04/01/2023 tarihli yazısı ve eki,
-Manisa SGK’nun 15/02/2023 tarihli yazısı ve eki,
-İzmir SGK’nun 17/02/2023 tarihli yazısı ve eki,
-Davalı … tarafından sunulan poliçe.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
6100 sayılı HMK’da gider avansı ve delil avansı ayrı ayrı düzenlenmiştir. Kanun’un 120. maddesi, “Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığı’nca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması halinde, mahkemece bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir” hükmünü içermektedir. Bu maddede öngörülen gider avansı, HMK’nın 114. maddesi uyarınca dava şartları arasında yer almaktadır. Dava şartlarının eksik olması ve tamamlanmaması durumunda ise aynı Kanunun 115. maddesi uyarınca usulden red kararı verilmesi öngörülmüştür.
Aynı Kanun’un 324. maddesinin başlığı ise “Delil İkamesi İçin Avans” olup, taraflardan her birinin ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorunda oldukları belirtilerek, tarafların birlikte aynı delilin ikamesini talep etmiş olmaları halinde gereken gideri yarı yarıya avans olarak ödeyecekleri ve taraflardan birisinin avans yükümlülüğünü yerine getirmemesi halinde diğer tarafın bu avansı yatırabileceği ve aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılacağı tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümlerin saklı olduğu ifade edilmiştir.
Görüldüğü üzere HMK’nın 324. maddesinde düzenlenen delil ikamesi avansı, HMK’nın 114. maddesinin 1. fıkrasının “g” bendinde belirtilen gider avansından hüküm ve sonuçları itibariyle farklı olup, dava şartı niteliğinde değildir.
Tanık dinlenmesi, bilirkişi raporu alınması ve keşif gideri gibi delil ikamesine yönelik giderlerin, gider avansı içinde değerlendirilmesi olanağı, HMK’nın 324. maddesi düzenlemesi karşısında yoktur.
HMK’nın 324. maddesi gereğince bu avansın hiç yatırılmamasının veya eksik yatırılmasının hukuki sonucu, delile dayanan tarafın o delilden vazgeçmiş sayılmasıdır.
Delil avansına yönelik ara kararında mahkemece, hangi delil için ne miktarda avans yatırılacağı açıkça belirtilmeli ve avansın kesin süre içinde yatırılmaması halinde bu delilin ikamesinden vazgeçildiğinin kabulü ile dosya kapsamındaki delillere göre karar verileceğinin ihtar edilmesi gerekir.
Ayrıca; davaların kısa zamanda sonuçlandırılması, adaletin bir an önce tecellisi için, taraflarca veya mahkemelerce yapılması gereken bir kısım adli işlemler sürelere bağlanmıştır. Bu sürelerin bazılarını kanun bizzat belirlerken bir kısmını işin özelliğine, tarafların durumlarına göre belirlemesi için hakime bırakmıştır. Kanuni süreler açıkça belirtilen ayrıcalıklar dışında kesindir. Bu nedenle 6100 sayılı HMK. nun 90. (1086 sayılı HUMK.nun 159.) maddesinde açık hükmünde belirtildiği gibi kanunun tayin ettiği süreler hakim tarafından azaltıp çoğaltılamaz. Buna karşın, 6100 sayılı HMK. nun 94. (1086 sayılı HUMK.nun 163.) maddesine göre hakimin belirlediği süreler ise kural olarak kesin değildir. Bu takdirde verilen ikinci süre kesindir. Ancak, hakim kendi belirlediği sürenin kesin olduğuna da karar verebilir.Kesin sürenin tayin edilmesi halinde, karşı taraf yararına usuli kazanılmış hak doğacagı da kuşkusuzdur. Hemen belirtmek gerekir ki, ister kanun, isterse hakim tarafından tayin edilmiş olsun kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak yoktur. Böylece kesin sürenin kaçırılması; o delile veya hakka dayanamamak gibi ağır sonuçları birlikte getirmekte, bazen davanın kaybedilmesine dahi neden olmaktadır. Bu itibarla geciken adaletinde bir adaletsizlik olduğu düşüncesinden hareketle, davaların yok yere uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere düzenlenen kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır. Öncelikle, kesin süreye ilişkin ara kararı her türlü yanlış anlaşılmayı önleyecek biçimde açık ve eksiksiz yazılmalı, yapılacak işler teker teker belirtilmelidir. Bunun yanında verilen süre yeterli, emredilen işler, gerekli ve yapılabilir nitelik taşımalı, ayrıca hakim süreye uyulmamanın sonuçlarını açıkca anlatmalı, tarafları uyarmalıdır. Öte yandan, kesin süre tarafların yanında hakimi de bağlayacağından uyulmaması halinde gereği hakim tarafından hemen yerine getirilmelidir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının 14/07/2022 tarihli trafik kazası neticesinde yaralandığı ve sürekli iş göremezlik zararının oluştuğu iddiasıyla işbu davayı ikame ettiği, mahkememizce taraflarca gösterilen tüm delillerin toplandığı, mahkememizce 10/03/2023 tarihli celse ara kararı ile 14/07/2022 tarihinde meydana gelen kazada davacı, davalı sürücüsü ve dava dışı üçüncü kişilerin kusur durumlarının tespitine yönelik olarak kaza tespit tutanağı düzenlenmemesi ve olay anını gören kamera kaydı bulunmaması nedeniyle, soruşturma dosyası içerisinde bulunan …, … ve …’in beyanları gözetilerek ve ayrıca taraflarca hazır edilmesi halinde taraf tanıklarının beyanları dikkate alınarak kazanın ne şekilde meydana geldiği, kazanın meydana gelmesinde dikkatsiz ve tedbirsiz davranışların neler olduğu, gerekli dikkat ve özenin gösterilip gösterilmediği, davaya konu olayda ihlal edilen kuralların hangileri olduğu, yolun ve aracın kazaya etkisinin olup olmadığı, etkisi var ise ne şekilde olduğu, araç sürücüsünün olay tarihinde alkollü olup olmadığı, alkol durumu var ise kazanın münhasıran alkol etkisinde gerçekleşip gerçekleşmediği, meydana gelen kazada davacı ve davalı sürücüsünün kusur oranlarının ne olduğu hususlarında inceleme yapılabilmesi için kazanın meydana geldiği mahalde trafik bilirkişi refakatinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği, bu kapsamda keşif ve bilirkişi delil avansını yatırmak üzere davacı vekiline iki haftalık kesin süre verildiği, iki haftalık kesin süre içerisinde keşif ve bilirkişi delil avansının mahkememiz veznesine depo edilmemesi halinde keşif ve bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının ve mevcut dosya kapsamına göre değerlendirme yapılacağının huzurda bulunan davacı vekiline tefhim ve ihtar edildiği, davacı vekilince bilirkişi ücreti ve keşif masraflarının kesin süre içerisinde yatırılmaması nedeniyle mahkememizce kazanın meydana geldiği mahal mahkemesine ara karar doğrultusunda talimat yazılamadığı, mahkememizce davacı vekiline 6100 sayılı HMK’nın 324. maddesi uyarınca verilen ve kesin olan sürenin yeterli, emredilen işlerin, gerekli ve yapılabilir nitelik taşıdığı, ayrıca süreye uyulmamasının sonuçlarının açıkca anlatıldığı-ihtar edildiği, kesin süre içerisinde ara karar gereğinin davacı tarafından yerine getirilmemiş olmasının davalı yararına usuli kazanılmış hak doğurduğu, kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak bulunmadığı, kendisine tanınan kesin süre içerisinde keşif ve bilirkişi delil avansını mahkememiz veznesine depo etmeyen davacının 6100 sayılı HMK’nın 324. maddesi uyarınca kusur yönünden keşif ve bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılması gerektiği, dosya kapsamına göre dava konusu kazaya ilişkin yürütülen soruşturmada alınan 07/10/2022 tarihli kusur raporunda kazanın meydana gelmesinde davacı çocuğun asli ve tam kusurlu, davalı … sürücüsünün ise kusursuz olduğu, bu nedenle araç sürücüsü hakkında Salihli Cumhuriyet Başsavcılının 07/10/2022 tarih ve … soruşturma, … karar sayılı kararı ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, bu karara davacı mağdur çocuk tarafından itiraz edilmiş ise de itirazın Salihli Sulh Ceza Hakimliğinin 15/11/2022 tarih ve … Değişik İş sayılı kararı ile reddedildiği, anılan kararın kesinleştiği, soruşturma kapsamında yapılan araştırmada kaza mahalini ve kaza anını gösterir herhangi bir kamera kaydına rastlanmadığı, mevcut verilere göre davacı çocuğun kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu, davacının talebi ve dosya kapsamı dikkate alındığında davacının keşif ve bilirkişi incelemesiyle belirlenebilecek olan davalı kusurunu ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 80,70 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDEDİLMESİNE,
3-Mahkememizce bu yargılama nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-4. maddesi uyarınca 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
6-İstanbul Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A. maddesi uyarınca davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.24/05/2023

Katip …
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı