Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1026 E. 2023/478 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/1026 Esas
KARAR NO : 2023/478
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 23/12/2022
KARAR TARİHİ : 15/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin maliki olduğu … plakalı araç ile karşı tarafın sigortacısı olduğu … plakalı araçlar arasında 26.04.2022 tarihinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, iş bu kaza neticesinde müvekkiline ait araçta ciddi hasar meydana geldiği, davalı sigorta şirketinin müvekkiline ait araçta meydana gelen hasardan sorumlu olduğundan bahisle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL hasar bedeli ve 100,00 TL değer kaybının avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA DEĞERİNİN ARTTIRILMASI: Davacı vekili sunmuş olduğu 12.04.2023 tarihli dilekçesiyle; 40.000,00 TL hasar bedeli ve 10.000,00 TL değer kaybı bedeli olmak üzere toplam 50.000,00 TL’nin davalıdan kaza tarihi olan 26.04.2022 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekilinin mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; söz konusu kazanın müvekkili şirket nezdinde sigortalı olan aracın lastiklerinin koparak davacıya ait araca çarpması sonucu geldiği, iş bu kazada müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığı, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla sigortalısının kusuru ve poliçe limitleri ile müvekkili şirketin sorumlu olduğu, ayrıca kazanın oluşumunda sadece sigortalı aracın kusurlu olmadığı, davacıya ait araçta meydana gelen hasar miktarının bilirkişilerce tespit edilmesinin gerektiğinden bahisle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-Davalı sigorta şirketinden … plaka sayılı araca ilişkin olarak tanzim edilen ZMSS poliçesi celp edilmiş ve Mahkememizce incelenmiştir.
2-Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine müzekkere yazılarak davaya konu aracın tramer kayıtları getirtilerek dosyamız arasına delil olarak eklenmiştir.
3-Dava konusu yapılan … plaka sayılı araca ait trafik kayıtları Türkiye Noterler Birliğinden celp edilmiş ve Mahkememizce incelenmiştir.
4-Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi açısından mahkememizce yapılan yargılama sırasında bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup; makine mühendisi … ve adli trafik uzmanı … tarafından tanzim edilen 07.04.2023 tarihli raporda; dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı … plakalı aracın kazanın oluşumunda etken olduğu, davacıya ait aracın dava dışı sürücüsü …’ın kazanın oluşumunda etken olmadığı, davacıya ait araçta meydana gelen gerçek zararın 40.000,25 TL olduğu, Yargıtay içtihatlarına göre belirlenen değer kaybı bedelinin ise 10.000,00 TL olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLER- DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL:
Dava; dava konusu trafik kazası nedeniyle davacının aracında oluştuğu iddia olunan hasar ve değer kaybından kaynaklı maddi tazminatın davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Davacıya ait … plakalı araç ile davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalanan … plakalı aracın 26.04.2022 tarihinde karışmış olduğu trafik kazası neticesinde davacıya ait araçta hasar meydana geldiği, dava konusu sigortalı aracın davalı sigorta şirketi tarafından kaza tarihini de kapsar şekilde 05.01.2022-05.01.2023 tarihleri arasında geçerli olmak üzere araç başına maddi 45.000,00 TL (kaza tarihi itibariyle 50.000,00 TL) poliçe teminat limitiyle ZMMS sigorta poliçesiyle sigortalanmış olduğu dosya kapsamı belgelerden anlaşılmıştır. Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalı sigorta şirketine yazılan yazıya verilen 05.01.2023 tarihli cevabi yazıda dava konusu trafik kazası nedeniyle davacıya herhangi bir ödeme yapıldığına dair bir kayda rastlanmadığı bildirilmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf, dava konusu trafik kazası nedeniyle davacıya ait araçta hasar ve değer kaybı meydana gelip gelmediği, bu kapsamda davacının maddi tazminat isteminin yerinde olup olmadığı, davalının kendisinden talep edilen tazminattan davaya konu ZMMS sigorta poliçesi kapsamında sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davacı tarafın tazminat isteminin yerinde olup olmadığı ve yine kusur durumunun değerlendirilmesi açısından bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda; tarafların kendi aralarında imzalamış oldukları maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağının incelenmesinden, davacı şirketin maliki olduğu aracı kullanan dava dışı sürücü … sevk ve idaresinde olan … plakalı otomobil ile İzmir istikametinden, 565/11 kesim numaralı Devlet Karayolunu takiben Manisa istikametine doğru seyir halinde iken belirtilen mevkiye geldiğinde, davalı sigortalı aracı kullanan dava dışı sürücü …’un sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın patlayan ve yol ortasında bulunan tekerine çarpması neticesinde dava konusu maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, davalı sigortalı araç sürücüsünün güzergahında sevk ve idare edeceği aracıyla yola çıkmadan yol ve hava koşullarına, iniş çıkışlara, yük durumuna ve hız kurallarına aldırmaksızın araç sürmesinin fren boşalmasına, lastik patlamasına, rot çıkmasına ve başka arızalara neden olabileceğini öngörüp, gerek çekicisinden, gerekse yarı römorkundan sorumlu olan sürücü olarak, sefere çıkmadan evvel aracın tüm lastiklerinin havasını ve bijonlarını kontrol etmeden asla trafiğe çıkmaması gerekirken, sürücünün bu hususlara riayet etmeyerek, aracıyla ilgili gerekli lastik kontrollerini yapmadan ilerlediği güzergahında lastiğinin patlayıp seyir şeridi üzerine düşmesiyle karıştığı olayda dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davrandığından ve yine sevk ve idaresindeki aracının patlayan ve yol içerisinde bulunan lastiğinin gece vakti yoldan geçen araçlar için tehlike arz edeceğini öngöremeyip, zamanında gerek lastiğinin kontrolleriyle ilgili, gerekse lastiğinin patlamasından sonra gerekli tedbirleri almayarak, yol içerisinde kazaya sebebiyet veren aracına ait tekere diğer aracın çarpmasıyla karıştığı olayda dikkat ve özen yükümlüğüne aykırı davranışından dolayı 2918 Sayılı Yasa’nın 135. maddesine belirtilen (Herhangi bir arıza veya trafik kazası nedeniyle Karayolunda sürülemeyecek araçlar için aşağıdaki esas ve usuller uygulanır. a) Durumlarına göre bozulan araçlar için park etme ve duraklamada alınacak önlemlerden gerekli olanlar uygulanmakla birlikte; 1-Yol, hava ve trafik durumu ile gece ve gündüz oluşuna göre nizami park ve kuyruk ışıkları yakılmadığı, yakılamadığı veya yakılması halinde dahi 150 metre mesafeden diğer araç sürücüleri tarafından açıkça görülemediği takdirde, bozulan aracın ön ve arkasına uygun yerlere diğer araç sürücülerinin 150 metre mesafeden açıkca görebilecekleri şekilde birer kırmızı yansıtıcı veya kırmızı ışıklı cihaz konulması mecburidir.) hükmünü ihmal etmekle kazanın oluşumuna etkin olduğu, davacı şirketin maliki olduğu … plakalı aracı kullanan dava dışı sürücü …’ın güzergahında gece vakti ve kendi şeridi üzerinde aydınlatmaların bulunmadığı, güzergahında far ışığı ile trafik kurallarına ve nizamlarına uygun şekilde aracını sevk ve idare ederken, seyir şeridi üzerinde bütün olarak bulunan lastiğe çarparken zararlı sonucu öngörmesi ve kazayı önlemek adına tedbir alması mümkün olmadığından 2918 Sayılı KTK ile ilgili mevzuatı ihlal eden bir davranışının bulunmadığı, bu nedenle kazanın oluşumuna etken olmadığı sonuç ve kanaatine varılmış olmakla rapordaki kusur oranlarına ilişkin bu görüş dosya kapsamına ve olayın oluş şekline uygun bulunmakla mahkememizce aynen benimsenerek hükme esas alınmıştır. Bu kapsamda dava konusu trafik kazasının oluşumunda davalı sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu kabul edilmiştir.
Yine mahkememizce yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna göre dava konusu trafik kazası nedeniyle davacıya ait araçta KDV dahil 40.000,25 TL hasar meydana geldiği ve yine davacıya ait aracın kaza tarihi öncesi ikinci el piyasa rayiç değerinin 245.000,00 TL olduğu ve kazadan sonra onarıldıktan sonraki piyasa rayiç değerinin ise 235.000,00 TL olduğu, bu şekilde dava konusu trafik kazası nedeniyle davacıya ait araçta (245.00,00 TL-235.000,00=) 10.000,00 TL değer kaybı meydana geldiği sonuç ve kanaatine varılmış olmakla bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen rapordaki davacıya ait araçta dava konusu trafik kazası nedeniyle oluşan hasar ve değer kaybına ilişkin işbu görüş dosya kapsamına uygun ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğundan aynen benimsenip hükme esas alınmıştır.
Ayrıca her ne kadar davacı tarafça dava konusu trafik kazasının davaya konu ZMMS sigorta poliçesi kapsamında olmadığı yönünde savunmada bulunmuş ise de, dava konusu trafik kazasının davalı sigortalı aracın karayolunda işletilmesi sırasında tekerinin yerinden çıkması nedeniyle davacı tarafa ait aracın işbu tekere çarpması neticesinde dava konusu trafik kazasının meydana geldiği, bu kapsamda dava konusu trafik kazasının ZMMS sigorta poliçesi teminatında kaldığı, ZMMS Sigortası Poliçe Genel Şartları ve bu kapsamda ”Teminat Dışında Kalan Haller” başlıklı A.6 maddesi incelendiğinde dava konusu trafik kazasının sigorta teminatı kapsamında dışında kaldığına dair bir hükmün yer almadığı, bu kapsamda dava konusu trafik kazasının ZMMS sigorta poliçesi teminatı dışında kaldığı yönündeki savunmanın ispat külfeti kendisinde olan davalı tarafça kanıtlanamadığı sonucuna varılmıştır. Ayrıca kaza tarihi itibarıyla davaya konu ZMMS sigorta poliçe limitinin 50.000,00 TL olması nedeniyle bilirkişi tarafından hesaplanan 40.000,00 TL hasar ve 10.000,00 TL değer kaybından kaynaklı toplam 50.000,00 TL tazminatın sigorta poliçesi limiti dahilinde kaldığı ve bu kapsamda davalı sigorta şirketinin bu tutar kadar davacıya karşı dava konusu trafik kazası nedeniyle davaya konu ZMMS sigorta poliçesi kapsamında sorumlu olduğu sonucuna varılmıştır.
Yukarıda anlatılan tüm gerekçelerle davanın kabulüne, dava konusu trafik kazası nedeniyle davacıya ait araçtaki hasardan kaynaklı olarak 40.000,00 TL, değer kaybından kaynaklı olarak 10.000,00 TL olmak üzere toplam 50.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine karar verme gereği doğmuştur.
Her ne kadar davacı tarafça dosyaya sunulan dava değerinin arttırılmasına ilişkin dilekçede talep edilen toplam 50.000,00 TL tazminatın kaza tarihi olan 26.04.2022 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiş ise de, dava dilekçesi incelendiğinde dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmında fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL hasar bedeli, 100.00 TL değer kaybının avans faiziyle davalıdan tahsilinin talep edildiği, temerrüt tarihinin açıkça belirtilmediği, bu kapsamda her ne kadar dava değerinin arttırılmasına ilişkin dilekçede olay tarihinden itibaren işlemiş faiz talep edilmiş ise de dava dilekçesinde bu yönde bir temerrüt tarihi belirtilmediğinden ve dava dilekçesindeki bu yöndeki taleple ilgili olarak bir ıslah dilekçesi de dosyaya sunulmamış olduğundan, dava tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmedilmiş olup, sigortalı araç ticari araç olduğu için davacı tarafın avans faizine ilişkin talebi ise yerinde görülmüştür.
HÜKÜM:
Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davanın KABULÜNE, araçtaki hasardan kaynaklı olarak 40.000,00 TL, değer kaybından kaynaklı olarak 10.000,00 TL olmak üzere toplam 50.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 3.415,50 TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta ve sonradan tamamalanan 916,70 TL’nin mahsubu ile bulunan bakiye 2.498,80 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı taraftan peşin olarak yatırılan toplam 1.008,90 TL, 320,25 TL tebligat ve posta gideri ve 2.100,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.429,15 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 25/9 ve 26.maddesi gereğince 6183 Sayılı Yasa kapsamında davalı sigorta şirketinden alınarak hazineye irat kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan bulunması halinde karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 15/06/2023
Katip…
e-imza
Hakim…
e-imza