Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/968 E. 2022/179 K. 25.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/968
KARAR NO : 2022/179

DAVA : İtirazın İptali (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/11/2019
KARAR TARİHİ : 25/02/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalının müvekkili davacıdan bir adet makine satın aldıını, karşılığında nakit ödemenin yanında senetler verdiğini, senetler ödenmeyince tahsili için …İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı icra takibi ile icra takibine koyduklarını, davalı vekili tarafından kambiyo senedi olmayan adi senetlerle ilgili asıl alacak miktarı ve ferilerine itiraz ediyoruz demek sureti ile icra takibine itiraz ettiklerini, davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, imzaya itiraz etmediğini, sadece itirazda bulunduğunu, haksız olan itiraz iptali için davayı açtıklarını, İzmir … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı icra takibindeki asıl alacağa itirazının iptaline, %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına ve masrafların davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir .
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı davaya cevap vermemiş, davalı vekili duruşmalardaki beyanında davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali isteğine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile Asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının davalıya makine sattığı, bu satıma ilişkin bir kısım nakit ödemenin yanında davalıdan senet aldığı, bu senetlerin ödenmemesi üzerine davalı aleyhinde takip başlatıldığı, davalının takibe itiraz ettiği, itirazında haksız ve kötüniyetli olduğu iddiası ile iş bu davayı ikame ettiği, davalının davaya cevap vermediği, davacı vekilinin 30/12/2021 tarihli beyan dilekçesinde davacının ikinci el balon şişirme makinesini davalıya sattığı ve karşılığında takibe dayanak senetleri aldığını beyan ettiği, davalı vekilinin ise 25/02/2022 tarihli duruşmadaki beyanında davacının balon baskı makinesini davalıya sattığını, uyuşmazlığın bundan kaynaklandığını bildirdiği, taraflar arasında davalıya devrolunan makinenin niteliğine(balon şişirme makinesi mi yoksa balon baskı makinesi mi olduğu) ilişkin ihtilaf bulunmakla birlikte uyuşmazlığın satım sözleşmesinden kaynaklandığı hususunun ihtilafsız olduğu, bu durumda takibe konu alacağın satım sözleşmesinden kaynaklandığının kabulü gerektiği, her ne kadar İzmir … Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/03/2021 tarih ve …/… esas, …/… karar sayılı ilamı ile takibe dayanak alacağın kambiyo senedinden kaynaklandığı ve mahkememizin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş ise de mahkememizce yapılan incelemede davaya konu takibin ilamsız icra takibi olduğu, takibe dayanak gösterilen senetlerin düzenlenme tarihinin bulunmadığı, TTK’nun 776/1-f ve 777.maddelerine göre bonoda düzenleme tarihinin zorunlu unsur olduğu, bu nedenle takibe dayanak senetlerin bono olarak kabulüne olanak bulunmadığı, nitekim bu hususun davacı tarafından gözetilerek takibin ilamsız takip olarak başlatıldığı, ayrıca davalının da borca itiraz ederken söz konusu senetlerin kambiyo senedi vasfında olmadığını beyan ettiği, hal böyle iken takibe dayanak senetlerin bono olduğuna dair davacının bir iddiası olmadığı gibi davalının da bir savunmasının bulunmadığı, bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlığın temel ilişkiye göre belirlenmesi ve değerlendirilmesi gerektiği, taraflarca temel ilişki satım sözleşmesi olarak kabul edildiğine ve takibe dayanak senetlerin ispat vasıtası olarak kullanılıp kullanılmayacağı tartışmalı olduğuna göre söz konusu senetler yönünden kambiyo vasfında senetler olup olmadığı hususunda yapılacak bir yargılamanın bulunmadığı, aradaki temel ilişkiye göre iş bu davanın mutlak ticari dava niteliğinde olduğunun söylenemeyeceği, mahkememizce yapılan araştırmaya göre davalı tacir olmakla birlikte davacının tacir sayılan kimselerden olmadığı, bu nedenle davacı tarafından davalıya karşı ileri sürülen talep ve talebin dayanağı olan maddi olgular bakımından her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş olması şartı gerçekleşmediğinden davanın nisbi ticari dava olarak kabulüne de olanak bulunmadığı, davacı ile davalı arasındaki uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görev kapsamında kaldığı, bu durumda davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca görev hususunun dava şartı olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.(Benzer yöndeki kararlar için bkz. Antalya BAM 11. HD.’nin 31/12/2018 tarih ve 2018/2304 esas, 2018/2156 karar, Antalya BAM 11. HD.’nin 06/10/2020 tarih ve 2020/1121 esas, 2020/1155 karar, İzmir BAM 21. HD.’nin 27/10/2021 tarih ve 2021/1671 esas, 2021/1809 karar, Ankara BAM 22. HD.’nin 29/09/2021 tarih ve 2018/922 esas, 2021/1472 karar sayılı ilamları)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacının dava dilekçesinin 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
Görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi olması nedeniyle mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca dosyanın görevli İzmir … Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi halinde, yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine; aksi durumda resen dosyanın ele alınarak yargılama giderleri hususunda bir karar verilmesine,
3-Mahkememiz ile İzmir … Asliye Hukuk Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan, merci tayini için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 341 vd. Maddeleri uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere tarafların yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/02/2022

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA