Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/939 E. 2022/550 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/663
KARAR NO : 2022/530

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 28/09/2021
KARAR TARİHİ : 15/06/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılardan …Yapı Motor Sis. San ve Tic. A.Ş ile banka arasında genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi ve büusiness card üyelik sözleşmesi imzalandığı, davalı … sözleşmeleri müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, sözleşmeye istinaden kullandırılan kredilerin geri ödenmemesi üzerine ihtarname keşide edildiğini ve ihtara rağmen ödeme yapılmadığından davalılar aleyhine İzmir …. İcra Müdürlüğünün …/… esas Sayılı dosyası üzerinden takibe başlatıldığı ve davalıların borca faiz ve ferilerine itirazı üzerine takibin durduğunu, belirterek davalıların itirazlarının iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; …’ın kefaletinin geçersiz olduğunu, TBK 583 .madde kefalet koşullarının geçerli olarak sağlanmadığını, kefil olarak sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini, gecerli ve mevcut bir borcun bulunmadığını, temerrüt hasıl olmadığından faiz işletilemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir .
Diğer davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş davalı davaya cevap vermemiş duruşmalara da katılmamıştır.
DAVA:
Dava, genel nakdi ve gayri nakdi kredi ile ticari kredi kartı sözleşmelerinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
DELİLLER:
-İzmir … ATM’nin …/… Değişik İş sayılı dosya sureti,
-İzmir …. İcra Müdürlüğünün …/… sayılı dosya sureti,
-Taraflar arasındaki ticari kredi sözleşmeleri ve ekleri,
-İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünün … tarihli yazısı ve eki,
-Bilirkişi …’in 02/03/2022 tarihli kök raporu, 24/05/2022 tarihli ek raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Uyuşmazlığın çözümü açısından öncelikle konuyla ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır.
İtirazın iptali davası; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre;
i) İlamsız takip yapılmış olması,
ii) Borçlunun bu takibe itiraz etmesi,
iii) İtirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren alacaklının, bir yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması yasal koşullarının gerçekleşmesi gerekir.
Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davasının konusu, icra takibine konu edilen alacaklar olup, davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Davalı borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını da bu dava içinde ancak cevap süresi içinde ileri sürmesi olanaklıdır. Eğer cevap süresi içinde davalı/borçlu diğer itirazlarını ileri sürmezse mahkeme bunları kendiliğinden göz önüne alamaz, takibe itiraz edilirken bildirilen sebeplerle sınırlı araştırma yapmak durumunda kalır. Nitekim aynı hususlara Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.09.2021 tarihli ve 2017/(19)11-1663 E., 2021/1070 K. sayılı kararında da değinilmiştir.
Dava yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabi olduğundan; ispat külfeti normal bir alacak davasındaki ile aynıdır. Ancak her iki dava ispat yöntemleri ve hukukî sonuçları bakımından farklılıklar göstermektedir. Bu bağlamda belirtmek gerekirse; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesi gereğince ispat yükü, Kanun’da özel düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Bu genel kuralın dışında bazı hâllerde ispat yükü yer değiştirerek davalı tarafa geçer. Bu hâllerden birisi davalının ödeme savunmasında bulunmasıdır. Davacı ya da davalı iddiasını ya da savunmasını HMK’da belirtilen hükümlere göre ispat etmelidir. Buna göre yapılacak yargılama sonunda mahkemece verilecek karar ya davanın kabulü ya da reddine yönelik olacak; ancak takibin iptali ya da devamı hükmünü de içerecektir.
Bu açıklamalar göstermektedir ki, itirazın iptali davası, icra takibine sıkı sıkıya bağlı; itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının, genel kredi ve ticari kredi kartı sözleşmelerinden kaynaklanan alacağa istinaden davalılar aleyhinde İzmir …. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasında 06/09/2021 tarihinde genel haciz yoluyla ilamsız takip başlattığı, ödeme emrinin davalı …Yapı A.Ş’ye elektronik tebligat yoluyla 11/10/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı …’a çıkartılan tebligatın ise bila ikmal iade edildiği, davalı borçlular vekilinin 06/09/2021 tarihinde yasal süresi içerisinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, davacının yasal süresi içerisinde işbu davayı ikame ettiği, davacının davalı asıl borçlu …Yapı Motor A.Ş ‘ye ticari kredi ve kredi kartı kullandırıldığı, diğer borçlunun ise adı geçen şirketin kefili olduğu, asıl borçlu şirketin vadesinde ödemelerini yapmadığını, hesabın kat edildiği, faizin taraflar arasındaki sözleşme ile mevzuata uygun olduğunu iddia ettiği, davalı …’ın ise zamanaşımı definde bulunduğu, kefaletin geçerli olmadığı, takibe konu borçtan kendisinin sorumluluğunun bulunmadığı, temerrüt gerçekleşmediğinden temerrüt faizi talep edilemeyeceğini savunduğu, diğer davalı şirketin ise davaya cevap vermediği ve davacı iddialarını inkar etmiş sayıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında davalı asıl borçlunun borcunun bulunup bulunmadığı, davalı …’ın kefaletinin geçerli olup olmadığı, kefilin davalı asıl borçlu ile birlikte sorumluluğunun olup olmadığı, takipte talep edilen faizin sözleşme ve mevzuata uygun belirlenip belirlenmediği ile davalıların takibe itirazının haklı olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari kredi sözleşmelerinden kaynaklanması nedeniyle mahkememizin mutlak ticari dava niteliğindeki uyuşmazlıkta görevli olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı … tarafından zamanaşımı defi ileri sürülmüş ise de takip ve davaya konu kredi sözleşmelerinin 2018 ve 2019 tarihlerinde düzenlendiği, takip ve dava tarihinin 2021 yılı olduğu, takip ve dava tarihi itibariyle sözleşmelerde uygulanması gereken 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla davalının zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce davaya konu kredi sözleşmesi ve ekleri ile dosya kapsamı dikkate alınarak alacağın varlığı ve miktarına ilişkin olarak bankacı bilirkişiden rapor tanziminin talep edildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen 02/03/2022 tarihli kök rapora göre, davacı banka ile davalı şirket arasında 28/05/2018 düzenleme tarihli, 4.000.000,00 TL limitli genel kredi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi ile 27/09/2019 tarihli 110.000,00 TL limitli ticari kredi kart üyelik sözleşmesi imzalandığı, diğer davalı …’ın aynı tutarla genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesine müşterek ve müteselsil kefil olduğu ve kefalet limiti, kefalet tarihi ve kefalet türünü kendi el yazısı ile yazdığı, ticari kredi kartı sözleşmesi yönünden ise davalı …’ın yine sözleşme tutarı olan 110.000,00 TL limitle kefalet türü ve kefalet limiti belirtmek suretiyle imzaladığı ancak bu sözleşmede kefalet tarihinin belirtilmediği, söz konusu ticari kredi kartının fiili kullanıcısının davalı … olduğu, davacı bankanın borçlu cari hesap gibi çalışan ticari kredili mevduat hesabından kullandırılan ana parayı 24/08/2021 tarihinde kat ettiği, yine davalı şirkete 25.000,00 TL limitli kredi kartı tahsis edildiği ve kullanıma açıldığı, kredi kartı borcunun ödenmemesi üzerine 24/08/2021 tarihinde işlemiş faiz ile birlikte kat edildiği, davalılara kat ihtarnamesi gönderildiği, ihtarnamenin davalı şirkete elektronik tebligat ile 25/08/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı şirketin kendisine tanınan 3 günlük yasal süresinin 29/08/2021 tarihinde temerrüde düştüğü, davalı … yönünden ise çıkartılan tebligatın bila ikmal iade edildiği, sözleşmenin 12. Maddesine göre davalı …’ın sözleşmedeki adresine çıkartılan tebligatın 03/09/2021 tarihinde iade edildiği, davalı …’ın tatil günleri de gözetildiğinde 09/09/2021 tarihinde temerrüde düştüğü, kredi kartı ve kredi asıl alacağının toplam tutarının 203.716,68 TL olarak belirlendiği, söz konusu alacaklar kredili mevduat hesabından ve ticari kredi kartından kaynaklandığından akdi ve temerrüt faiz oranlarının 5464 sayılı yasa uyarınca TCMB tebliğlerine göre belirlenmesi gerektiği, buna göre hesap kat tarihinde akdi faizin %23.76, temerrüt faizinin ise %27.36 olduğu, bu kapsamda davalıların sorumlu olduğu miktarların hesaplandığı yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, mahkememizce Elektronik Tebligat Yönetmeliğinin 9/6 maddesi uyarınca elektronik tebligatın muhatabın adresine ulaştığı tarihi izleyen 5.günün sonunda yapılmış sayıldığı gözetilerek davalı şirketin temerrüt tarihinin 03/09/2021, davalı … yönünden ise kat ihtarnamesinin bila ikmal iade edildiği ve tebligat adresine ilişkin sözleşme hükmünün kefiller yönünden uygulanmayacağı değerlendirilerek temerrüdün takiple gerçekleştiği gözetilerek takip tarihi itibariyle yeniden hesaplama yapılması için dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişinin bu kapsamda mahkememiz talimatına uygun olarak 24/05/2022 tarihli ek raporu ile yeniden hesaplama yaptığı ve ek raporunu sunduğu anlaşılmıştır.
Davacı banka ile davalı asıl borçlu …Yapı Motor A.Ş arasında 28/05/2018 düzenleme tarihli, 4.000.000,00 TL limitli genel kredi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi ile 27/09/2019 tarihli 110.000,00 TL limitli ticari kredi kart üyelik sözleşmesi imzalandığı, diğer davalı …’ın aynı tutarla her iki sözleşmeye müştereken ve müteselsil kefil olduğu, bu sözleşmelere istinaden davalı şirkete cari hesap kredisi ile ticari kredi kartı kullandırıldığı, kredi borçlarının ödenmemesi üzerine hesapların kat edildiği, kat ihtarnamesinin davalı asıl borçluya usulüne uygun tebliğ edildiği, diğer davalıya çıkartılan kat ihtarname tebligatının ise bila ikmal iade edildiği, taraflar arasındaki genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinin 13.5 ve ticari kredi kartı sözlemesinin 29.maddesinde taraflar arasındaki uyuşmazlıklarda davacı banka kayıtlarının esas alınacağına dair münhasır delil sözleşmesi bulunduğu, bu kapsamda mahkememizce yapılan bilirkişi incelemesine göre davacı bankanın cari hesap ve ticari kredi kartından kaynaklı olarak davalı asıl borçlu şirketten alacaklı olduğu, davalı borçlu şirketin elektronik tebligat yoluyla kendisine yapılan kat ihtarının tebliğ edilmiş sayıldığı 30/08/2021 tarihinden davacı tarafından kendisine tanınan 3 günlük yasal süresinin sonu olan 03/09/2021 tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü gerektiği, diğer davalı borçlu … yönünden ise dosyaya kazandırılan ticaret sicil kayıtlarına göre davalı …’ın 11/01/2016 ile 10/06/2021 tarihleri arasında davalı şirketin yönetim şirketi başkanı olduğu, TBK’nun 584/3 maddesi uyarınca davalı asıl borçlu şirketin yöneticisi olan davalı … yönünden eş rızasının alınmasına lüzum bulunmadığı, her ne kadar davalı … tarafından 28/05/2018 tarihli genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesine kefaletin geçerliliği yönünden itirazda bulunulmuş ise de söz konusu sözleşmede kefalet türü, kefalet tutarı ve kefalet tarihinin yazılı olduğu, sözleşme unsurları yönünden herhangi bir eksiklik bulunmadığı, adı geçen davalı yönünden bu sözleşmeye ilişkin imza inkarı bulunmadığından bu sözleşmedeki kefaletin geçerli olduğu, davalı …’ın genel kredi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi kapsamında davalı şirkete kullandırılan cari hesap kredisine konu borçtan sorumlu olduğu, kat ihtarının tebliğine rağmen asıl borçlu veya kefil tarafından borcun ödenmemesi üzerine kefaletin niteliğine göre davacının asıl borçlu ile birlikte davalı kefile müracaat edebileceği, her ne kadar kat ihtarnamesi adı geçenin sözleşme adresine tebliğe çıkartılmış ve iade edilmiş ise de kefil olan davalının taraflar arasındaki genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinin 12.1 ve 12.5 maddeleri uyarınca usulünce temerrüde düşürüldüğünden bahsedilemeyeceği, davalı …’ın takiple temerrüde düştüğünün kabulü gerektiği, ticari kredi kartı sözleşmesi yönünden davalı …’ın kefaletin geçerliliğine ilişkin yapılan incelemede ise söz konusu sözleşmede kefil olunan miktar, kefalet türü belirtilmiş ise de kefalet tarihinin yazılı olmadığı, bu nedenle her ne kadar söz konusu ticari kredi kartının fiili kullanıcısı davalı … ise de kefalet geçerli olmadığından ticari kredi kartına ilişkin davalı şirket borcundan davalı …’ın sorumluluğundan bahsedilemeyeceği, cari hesap ve ticari kredi kartından kaynaklanan alacakta davacı bankanın akdi ve temerrüd faizini 5464 sayılı yasa uyarınca ilan edilen TCMB tebliğlerine göre talep edebileceği, mahkememizce alınan bilirkişi kök ve ek raporunun yapılan açıklamalar doğrultusunda dosya kapsamı ile usul ve yasaya uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, takibe konu alacak miktarının likit olduğu, bu nedenle davacının icra inkar tazminatı talebinin yasal şartlarının oluştuğu ve takip konusu cari hesap alacağının kefalet limiti kapsamında kaldığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı takip dosyasında;
A-)Davalı borçlu …Yapı Motor Sistemleri San ve Tic. A.Ş. tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin adı geçen borçlu yönünden
203.716,68 TL asıl alacak,
672,83 TL işlemiş faiz,
33,64 TL BMSV,
910,00 TL İhtiyati haciz vekalet ücreti
165,50 TL ihtiyati haciz gideri olmak üzere toplam 205.498,65 TL nakit alacak ile, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek % 27.36 temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
B-)Davalı borçlu … tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin adı geçen borçlu yönünden;
175.734,43 TL asıl alacak,
1.391,82 TL işlemiş faiz,
69,59 TL BMSV,
910,00 TL İhtiyati haciz vekalet ücreti
165,50 TL ihtiyati haciz gideri olmak üzere toplam 178.271,34 TL nakit alacak ile, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek % 27.36 temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2- 203.716,68 TL asıl alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 40.743,33 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak (davalı … 175.734,43 TL asıl alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 35.146,88 TL’si ile sınırlı sorumlu olmak kaydı ile) davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gerekli 14.037,61 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 2.500,71 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 11.536,90 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 2.500,71 TL peşin harç, 950,00 TL bilirkişi ücreti ve 130,10 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 3.640,11 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranına göre (205.498,65/207.055,10=0,99) 3.612,74 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. fıkrası uyarınca 22.834,91 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-Davalı … dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-2 fıkrası uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’a ÖDENMESİNE,
7-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
8-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun …/… sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13. maddesi uyarınca davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.15/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır