Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/90 E. 2022/278 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/90
KARAR NO : 2022/278

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 08/02/2021
KARAR TARİHİ : 23/03/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 31.08.2020 tarihinde müvekkile ait … plaka sayılı araca … plaka sayılı aracın çarpmasıyla maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği,… plaka sayılı araç sürücüsü % 100 oranında kusurlu olduğu,müvekkile ait araçta ciddi hasar oluştuğu ve yürür durumdan çıktığından çekici marifetiyle otoparka çekildiği,müvekkile ait … plaka sayılı araç davalı sigorta şirketine 11.11.2019-11.11.2020 tarih aralığında … kasko poliçe numarasıyla sigortalı olduğu,sigorta şirketine yapılan başvuru neticesinde hasar dosyası açıldığı anacak ödeme yapılmadığı,bunun üzerine araçtaki hasarın tespiti için 5.Sulh Hukuk Mahkemesinin …/… D.İş sayılı dosyasında bilirkişi marifetiyle yapılan tespitte araçta KDV dahil 69.288,42 TL hasar belirlediği,aracın 2.el piyasa rayiç değerinin 150.000,00 TL civarında olduğu ve aracın pert-total işlemine tabii tutulmasına gerek olmadığı,aracın tamiri için 15 iş gününde tamamlanacağı ve ikame araç bedelinin 3.000,00 TL olacağını tespit ettiği,ayrıca araçta değer kaybı da oluştuğu,sigorta şirketinin hasar bedeli,değer kaybı bedeli,ikame araç ve çekme masraflarını karşılaması gerektiği, arabuluculuk müesesinden de sonuç alınamadığı,bu nedenlerle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL hasar bedeli,100,00 TL değer kaybı,100,00 TL ikame araç bedeli ve 100,00 TL’de çekici ve otoprak bedelinin temerrüd tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karışan araç sürücülerinin kaza esnasında ayakta durmayacak derecede alkollü olduğu yönünde tanık beyanı olduğundan davacının hasarının red edildiği,kazada sürücüler kendi aralarında tutanak düzenledikleri ve polisin tutanak tutmadığından alkol testi yapılamadığının,alkol hususunun dikkate alınmasını talep ettikleri,kasko poliçesi teminatında değer kaybı için verilmiş bir teminat olmadığı,bunun trafik sigortasından talep edilmesi gerektiği,aracın onarım süresi belirlendikten sonra ikame araç talep edilebileceği ve poliçeye göre ikame araç talebinin 7 gün olduğu,aracın hareketsiz kalarak çekici hizmetinden yararlanıp yararlanmadığının kanıtlanması gerektiği,poliçede otopark ücretine yönelik teminat bulunmadığının,ancak aracın çalınması halinde otopark ücretine ilişkin teminat bulunduğu, müvekkil şirket dava tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu olacağı,bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasıdır.
Makine Mühendisi …’ın 24/09/2021 Tarihli Bilirkişi Raporunda; Sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile meydana gelen kazanın oluşumunda trafik kural ihlallari zararlı sonuç üzerinde etken olup,bu davranışları:2918 sayılı KTK’nın madde 52/b“Hızlarını,kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine,görüş,yol,hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadırlar”madde 56/1-c”Sürücüler önlerinde giden araçları yönetmelikte belirtilen güvenli ve yeterli bir mesafeden izlemek zorundadırlar.”ve madde 84 /d “Arkadan çarpma” hız,yakın takip kurallarını ihlal ettiği, kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsü

… 2918 Sayılı Karayolu Trafik Kanununu ve diğer trafik düzenlemelerini ihlal eden bir davranışının bulunmadığı, … plaka sayılı aracın meydana gelen kaza sonucunda aracın onarımının ekonomik olacağı sebebiyle aracın pert-total işlemine tabii tutulmasına gerek olamayacağı, … plaka sayılı araçtaki toplam hasar bedelinin KDV hariç 54.891,42 TL olabileceği, … plaka sayılı aracın 31.08.2020 tarihinde meydana gelen kaza sonucunda aracın 2.el satışı esnasında olauşacak değer kaybı bedelinin 15.000,00 TL olabileceği, … plaka sayılı aracın onarım süresince serviste kalacağı süre zarfında 3.000,00 TL ikame araç talebi oluşabileceği tespit edilmiştir.
Sorumluluk hukukunun amacı, zarar görenin uğramış olduğu gerçek zararı gidermek, kaybolan bir değerin yerine, nitelik veya nicelikçe benzer bir değer koymaktır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “İşletenlerin, bu Kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
TBK’nın 54. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ile tedavi giderleri de bu zarar türleri arasında yer almaktadır.
Bedensel zarara uğrayan kimse, çalışma gücünü sürekli veya geçici olarak yitirmesinden ve ileride edineceği kazançtan yoksun kalmasından doğan zarar ile bütün giderlerini isteyebilir. Çalışamamaktan kaynaklanan zarar ise geçici iş göremezlik nedeniyle olabileceği gibi; sürekli iş göremezlik biçiminde de olabilir. Geçici iş göremezlik zararı, zararı görenin yaptığı iş ve gelir durumu itibariyle iyileşme süresinde elde edemediği kazançtan ibarettir. Sürekli iş göremezlik zararı ise beden gücü kaybına uğrayan kişinin, zarar görmeden önce yapmakta olduğu iş için daha fazla bir güç (efor) harcaması nedeniyle doğan zarardır.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde;
Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına Thtar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür- Haksız eylem, kusurlu ve hukuka aykırı bir eylemle başkasına zarar verilmesidir. Bir haksiz fiilden söz edebilmek için;
-Zarar verici bir fiil
-Bu fiilin hukuka aykırı olması
-Fiili İcra edenin kusurlu bulunması
-Fiil ve zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması gerekir.
Fiilin, bilinçli bir iradeye dayanmış olması gerekir. Hukuka aykırı fiil, hukukun koruduğu değerlerin, çiğnenmesi sonucunda, hukuk düzeninin bir kuralını İhlal eden fiildir, Hukuka aykırılık, zarar vermeyi yasaklayan ya da önleyen kuralların çiğnenmesidir,
Bir eylemin hukuka aykırı olarak kabul edilebilmesi için aynı zamanda bir hukuka uygunluk nedeninin mevcut olmaması gerekir. Kusur, hukuk düzeni tarafından kınanan bir davranışın bilerek ve isteyerek yapılmasıdır. Olağan yaşam deneyimlerine, genel düşünceye ve objektif olasılığa göre, bir olayın gerçekleşmesi ile sonuç ortaya çıkmış ya da bu olayın oluşması ile sonucun ortaya çıkması kolaylaşmış ise ilk hareket ikincisinini nedeni, İkinci Olay birinci hareketin sonucu sayılır. Buna uygun illiyet bağı denir.
Tazminat hukukunda sorumluluktan söz edilebilmesi için yalnızca eylemin yasaya veya sözleşmeye aykırı olması yeterli değildir. Fiil sonucunda bir zararın doğmuş olması ve zararla fiilli arasında uygun nedensellik bağının bulunması da gerekir, Nedensellik bağı sorumluluğun temel öğesidir. Zararla eylem arasında nedensellik bağının mevcut olması, zararın eylemin bir sonucu olarak ortaya çıkması, yani eylem olmadan zararın ortaya çıkmayacağının kesin olarak bilinmesidir. Zarar ile fiil arasında uygun nedensellik bağının bulunup bulunmadığı hususu, her somut olayda kendi içerisinde ayrıca değerlendirilir,
Kusur sorumluluğunda, üç durumda nedensellik bağı kesilebilir.
– Zorlayıcı neden
-Zarar görenin ağır kusuru
-Üçüncü kişinin ağır kusuru
Somut olayda; davalı sigorta şirketinin sigortalısı araç sürücüsünün 2918 sayılı KTK’nın madde 52/b “Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadırlar” madde 56/1-c ”Sürücüler önlerinde giden araçları yönetmelikte belirtilen güvenli ve yeterli bir mesafeden izlemek zorundadırlar.” ve madde 84 /d “Arkadan çarpma” hız, yakın takip kurallarını ihlal ettiği davacının aracının sürücüsünün ihlal içeren bir davranışının bulunmadığı, yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde aracın onarımının ekonomik olacağı sebebiyle aracın pert-total işlemine tabii tutulmasına gerek olamayacağı, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda davalı tarafın yemin ve tanık deliline dayandığı ancak yemin konusu olan vakıanın 6100 sayılı yasanın 226/1-c maddesi ve 5237 sayılı 179/3 maddesi gereğince yemine konu olamayacağı, kazaya karışan araç sürücülerinin alkollü olduğu yönündeki tanık dinletilmesi isteminin ise dosyaya bir katkı sağlamayacağı alkollü olma durumunun belge ile ispatının gerektiği anlaşılmakla hükme elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda aradaki poliçe hükümleri de gözetilmek suretiyle davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜ İLE;
2-64,771,88 TL hasar tazminatı, 100 TL değer kaybı tazminatı, 1400 TL ikame araç bedeli, 1000 TL çekici ücretinin 12.01.2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gerekli toplam 4.595,34-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 175,90 TL nin mahsubu ile 4.419,44-TL harcın davalıdan tahsiliyle HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 1.208,13-TL toplam harç, 550,00 TL bilirkişi rapor ücreti, 58,70-TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 1.816,83-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi madde 13/2 ye göre 9.545,34-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
6-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun 2020/7057 sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
7-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
Dair kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır