Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/893 E. 2022/815 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/893 Esas
KARAR NO : 2022/815

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/12/2021
KARAR TARİHİ : 12/10/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında ticari alım satım ilişkisi bulunduğu, davalının cari hesap nedeniyle davacıya borçlu olduğu, davalının takibe itirazının haksız olduğunu belirterek davalının takibe itirazının iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıya borcu olmadığını, takip öncesi faiz ve faiz oranının haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava ticari satımdan kaynaklanan faturaya dayalı bakiye alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
DELİLLER:
-İzmir 22. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyası sureti,
-Davacı tarafından sunulan fatura, cari hesap ve ticari defter ve kayıtlar,
-İzmir Vergi Dairesinin 16/10/2021 tarihli yazısı ve eki,
– Mersin Vergi Dairesinin 21/12/2021 tarihli yazısı ve eki,
-Bilirkişi …’ın 20/04/2022 tarihli raporu,
-Davacı şirket yetkilisi ………………’nun talimat yoluyla alınan yeminli beyanı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Uyuşmazlığın çözümü açısından öncelikle konuyla ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır.
İtirazın iptali davası; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre;
i) İlamsız takip yapılmış olması,
ii) Borçlunun bu takibe itiraz etmesi,
iii) İtirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren alacaklının, bir yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması yasal koşullarının gerçekleşmesi gerekir.
Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davasının konusu, icra takibine konu edilen alacaklar olup, davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Davalı borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını da bu dava içinde ancak cevap süresi içinde ileri sürmesi olanaklıdır. Eğer cevap süresi içinde davalı/borçlu diğer itirazlarını ileri sürmezse mahkeme bunları kendiliğinden göz önüne alamaz, takibe itiraz edilirken bildirilen sebeplerle sınırlı araştırma yapmak durumunda kalır. Nitekim aynı hususlara Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.09.2021 tarihli ve 2017/(19)11-1663 E., 2021/1070 K. sayılı kararında da değinilmiştir.
Dava yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabi olduğundan; ispat külfeti normal bir alacak davasındaki ile aynıdır. Ancak her iki dava ispat yöntemleri ve hukukî sonuçları bakımından farklılıklar göstermektedir. Bu bağlamda belirtmek gerekirse; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesi gereğince ispat yükü, Kanun’da özel düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Bu genel kuralın dışında bazı hâllerde ispat yükü yer değiştirerek davalı tarafa geçer. Bu hâllerden birisi davalının ödeme savunmasında bulunmasıdır. Davacı ya da davalı iddiasını ya da savunmasını HMK’da belirtilen hükümlere göre ispat etmelidir. Buna göre yapılacak yargılama sonunda mahkemece verilecek karar ya davanın kabulü ya da reddine yönelik olacak; ancak takibin iptali ya da devamı hükmünü de içerecektir.
Bu açıklamalar göstermektedir ki, itirazın iptali davası, icra takibine sıkı sıkıya bağlı; itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının, davalı aleyhinde ticari satımdan kaynaklanan faturaya dayalı bakiye alacağın tahsili amacıyla İzmir 22. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında 47.700,00 TL asıl alacak ve 5.320,84 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 53.020,84 TL üzerinden icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalı borçluya 01/11/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 03/11/2020 tarihinde yasal süresi içerisinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu, davalı borçlunun takibe itirazı üzerine davacının iş bu itirazın iptali davasını bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde ikame ettiği, davacının ticari ilişki kapsamında davalıdan faturaya ilişkin bakiye alacağının bulunduğu ve takibe yapılan itirazın haksız olduğunu iddia ettiği, davalının ise davacıya borçlu olmadığı, talep edilen faiz oranın haksız olduğu, davacının kötüniyetli olduğunu savunduğu, taraflar arasında ticari satım ilişkisi bulunup bulunmadığı, davacının bu ilişki kapsamında alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise alacaklı olduğu miktarın ne kadar olduğu, talep edilen faiz oranının uygun olup olmadığı ve takibe yapılan itirazın haksız olup olmadığı hususlarında ihtilaf bulunduğu anlaşılmıştır.
Her iki tarafı tacir olan ve tarafların ticari işletmesini ilgilendiren nispi ticari dava niteliğindeki uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olduğu belirlenmiştir.
Mahkememizce taraflar arasında ticari ilişki olup olmadığı, ilişki var ise bu ilişkinin ticari defterlere ne şekilde yansıdığı hususunda taraf defterlerinin bilirkişi tarafından incelenmesine karar verildiği, öncelikle davalının defter ve kayıtlarının incelenmesine karar verildiği, bu kapsamda davalı vekiline dava konusu uyuşmazlığa ilişkin olarak 2019-2020-2021 yıllarına ait ticari defter ve kayıtlarını sunmak veya bulunduğu yeri bildirmek üzere 2 haftalık kesin süre verildiği, kesin sürenin sonuçlarının ihtar edildiği, buna ilişkin meşruhatlı davetiyenin davalı vekiline 19/02/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin kendisine yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen kesin süre içerisinde ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı ve bulunduğu yeri bildirmediği, sonrasında mahkememizce davacının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesine karar verildiği, davacının kendisine verilen kesin süre içerisinde ticari defter ve kayıtların bulunduğu yeri bildirdiği, mahkememizce bu mahalde inceleme yapılması için dosyanın talimat mahkemesine gönderildiği, talimat mahkemesince dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişinin 20/04/2022 tarihli raporunda, davacının defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, kendisi lehine delil vasfına sahip olduğu, davacının defterlerine göre takibe konu fatura nedeniyle davalıdan 47.700,00 TL alacaklı olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
6100 sayılı HMK’nun 222.maddesine göre ticari defterlerin delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamasının şart olduğu, ayrıca bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerin sahibi veya halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunların aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmemesi yahut defter ve kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerler ile ispatlanmamış olması gerektiği, diğer tarafın anılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı, bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtların birbirinden ayrılamayacağı, açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtları birbirini doğrulamayan ticari defter ve kayıtların sahibi aleyhine delil olacağı, somut uyuşmazlıkta davacının dava dilekçesinde dava değerini takibe konu asıl alacak tutarı olan 47.700,00 TL olarak gösterdiği ancak dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmında ise itirazın iptali ile takibin işleyen ve işleyecek faizi ile birlikte devamına karar verilmesini talep ettiği, mahkememizce 11/02/2022 tarihinde yapılan ön inceleme duruşmasının 9 nolu ara kararı ile davacı vekiline 6100 sayılı HMK nun 31 ve 194 maddeleri uyarınca takip öncesi işlemiş faiz talebi olup olmadığını açıklamak, talebini somutlaştırmak ve takip öncesi işlemiş faiz talebi var ise takipte gösterilen 5.320,84 TL işlemiş faiz üzerinden hesaplanan 90,86 TL eksik harcı ikmal etmek üzere 2 haftalık kesin süre verildiği, davacı vekilinin bu ara karara ilişkin olarak herhangi bir beyanda bulunmaksızın 14/02/2022 tarihinde ara kararda belirtilen tutarda harcı mahkememiz veznesine yatırdığı, bu nedenle davacının takip konusu asıl alacak ve takip öncesi işlemiş faiz yönünden iş bu davayı ikame ettiği değerlendirilerek mahkememizce inceleme yapıldığı, davacı defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede, davacının defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, kendisi lehine delil vasfına sahip olduğu, davacının defterlerine göre takip ve davaya konu asıl alacak tutarı olan 47.700,00 TL tutarında davalıdan alacaklı olduğu, davalının ise usulüne uygun ihtarata rağmen ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı ve bulunduğu yeri bildirmediği, dava dilekçesi ekinde sunulan ve davacı defter ve kayıtlarında yer aldığı tespit edilen 3 adet faturanın her iki tarafçada BA ve BS formları ile ilgili vergi dairesine bildirildiği, tarafların BA ve BS formlarının uyumlu olduğu, bu halde ispat külfetinin yer değiştirdiği, 6100 sayılı HMK’nın 222/3. maddesi uyarınca usulüne uygun yapılan ihtarata rağmen defter ve kayıtlarını sunmayan davalının davacının defter kayıtlarının aksini yani takip ve davaya dayanak fatura içeriğine konu mal veya hizmetin kendisine teslim edilmediğini veya mal veya hizmet bedelinin ödendiğini ispat etmesi gerektiği, davalının cevap dilekçesinde yemin deliline dayandığı dikkate alınarak mahkememizce yemin deliline başvurup başvurmayacağını açıklamak üzere davalı vekiline 29/06/2022 tarihli celse ara kararı doğrultusunda meşruhatlı davetiye çıkartıldığı, davetiyenin davalı vekiline 06/07/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 08/07/2022 tarihli dilekçesi ile yemin delilini kullanacağını beyan ettiği ve yemin metnini sunduğu, bu kapsamda mahkememizce davacı şirketin bulunduğu mahal mahkemesine talimat yazıldığı ve davacı şirket yetkilisinin yemin deliline ilişkin beyanının alınmasının talep edildiği, talimat mahkemesince davacı şirket yetkilisine meşruhatlı davetiyenin çıkartıldığı, davacı şirket yetkilisinin 22/09/2022 tarihli talimat duruşmasına katıldığı ve yemini eda ettiği, davalıdan alacaklı olduğunu beyan ettiği, davalının takip ve davaya dayanak fatura içeriğine konu mal veya hizmetin kendisine teslim edilmediğini veya mal veya hizmet bedelinin ödendiğini başka bir ispat vasıtası ile de ispatlayamadığı, bu halde davacının iddiasını ve taraflar arasındaki temel ilişki ile dava konusu asıl alacağının varlığını ispat ettiğinin kabulü gerektiği, her ne kadar davacı tarafından takip öncesi işlemiş faiz talep edilmiş ise de davacının davalıyı takip öncesi temerrüde düşürmediği, temerrüdün takip ile gerçekleştiği, tarafların sıfatına ve uyuşmazlığın niteliğine göre davacının takip tarihi itibariyle davalıdan avans faizi talep edebileceği, mahkememizce alınan bilirkişi raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, ayrıca uyuşmazlığa konu alacak miktarı likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin yasal şartlarının oluştuğu anlaşılmakla asıl alacak yönünden davanın kabulüne takip öncesi işlemiş faiz talebi yönünden davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile İzmir 22. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 47.700,00 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-47.700,00 TL alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 9.540,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gerekli 3.258,38 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 549,50 TL peşin harç ile 90,86 TL tamamlama harcı toplamı olmak üzere 640,36 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.618,02 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 549,50 TL peşin harç, 90,86 TL tamamla harcı, 750,00 TL bilirkişi ücreti ve 138,70 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 1.588,36 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranlarına göre (47.700,00/53.020,84=0,89) 1.428,96 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-4. fıkraları uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-Davalı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-4. fıkraları uyarınca 5.320,84 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
7-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
8-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun 2021/3002 sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
9-Kararın kesinleşmesinden sonra İzmir 22. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının mercine İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/10/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza