Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/883 E. 2023/213 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/883 Esas
KARAR NO : 2023/213

DAVA : Tazminat ( Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/11/2021
KARAR TARİHİ : 22/03/2023

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat ( Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 22/09/2021 tarihinde davalı Murat’ın sevk ve idaresindeki aracın davacıya ait araca çarpması neticesinde çift taraflı maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, kaza nedeniyle davacı aracında değer kaybı oluştuğu, kamera kayıtlarının incelenmesi halinde davalının asli ve tam kusurlu olduğunun anlaşılacağı, davalıların meydana gelen zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu belirterek 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunun davacı tarafından ispat edilmesi gerektiği, aracın onarımının davacının kaskocusu tarafından yerine getirildiği, davacının değer kaybına ilişkin talebinin zmms genel şartlarına göre değerlendirilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ve …’ın cevap dilekçelerinde özetle; kendilerinin dava şartı olan arabuluculuk görüşmelerine çağırılmadığı, davanın usulden reddi gerektiği, davacının iddialarını ve talebini somutlaştırmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu, sorumluluğun sigorta şirketinde olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DAVA:
Dava 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri kapsamında açılan motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi tazminat (değer kaybı) isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-Davacı tarafından sunulan kaza ve hasara ilişkin fotoğraflar ve kamera kaydı,
-Sigorta bilgi ve gözetim merkezinin 16/11/2021 tarihli yazısı ve eki,
-Davalı sigorta tarafından sunulan poliçe,
-Türkiye Noterler Birliğinin 22/01/2022 tarihli yazısı ve eki,
-Karşıyaka CBS nin … soruşturma sayılı dosyası,
-…… Sigorta A.Ş’nin 01/03/2022, 29/04/2022 tarihli yazısı ve eki,
-Mahkememizce 01/07/2022 tarihinde gerçekleştirilen keşif,
-Tanıklar …….., ……, ……’nin beyanları,
-Trafik kusur bilirkişi ……’in 25/07/2022 tarihli kusur raporu,
-Otomotiv bilirkişi …..’in 17/11/2022 tarihli raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Aracın onarıldıktan sonra mübadele (rayiç) değerinin olaydan önceki mübadele değerinden az olacağının kabulü gerekir. Çünkü tamamen onarılmış olsa bile bu araba tahribatın izlerini taşımaktadır. Onarılmış durumdaki değeri, ne kadar iyi onarılmış olursa olsun kural olarak aynı nitelikteki hiç hasara uğramayan araç değerinden düşüktür ve bu da cari değerinden kaybettirmektedir.
Öncelikle, değer azalması veya değer kaybının belirlenmesinde dikkate alınması gereken ölçütler her olayın somut özelliğine göre değişebilecek ise de aracın markası, özellikleri ve model yılı, kullanım amacı, kullanım süresi, yıpranma payı, aracın gördüğü hasarın ağırlığı ve hasara uğrayan bölgeleri, hasarın giderilmesinde kullanılan parçaların niteliği (orijinal olup olmadığı) hususları değer kaybında gözönüne alınmalıdır.
Yargıtay ….. Hukuk Dairesinin(Kapatılan) kökleşmiş ilke ve uygulamalarına göre trafik kazalarına dayalı araç değer kaybı tazminatı, hasarlı aracın, hasara uğramadan önceki ikinci el piyasa değeri ile hasarlı haldeki ikinci el piyasa değerinin saptanması ve karşılaştırılması suretiyle belirlenir. Aradaki fark meydana gelen değer kaybıdır. Ancak aracın tamiri ekonomik değilse yani araç pert total ise değer kaybı talep edilemez(Bu yöndeki kararlar için bkz.Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 28/12/2017 tarih ve 2015/6486 Esas, 2017/12264 Karar; Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 11/10/2018 tarih ve 2015/16180 Esas, 2018/8981 Karar sayılı ilamları.).
6100 Sayılı HMK’nın 266 ve devamı maddelerine göre çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda ihtisas sahibi kimselerin dinlenmesi ve rapor alınması gerekir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde; 22/09/2021 tarihinde davalı Murat’ın sevk ve idaresindeki …….. plakalı araç ile davacının sevk ve idaresindeki ………. palakalı araçların çarpışması neticesinde çift taraflı, maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, davacının işbu dava ile ……….. plakalı araçta meydana gelen hasara ilişkin olarak değer kaybı talebinde bulunduğu ve zararın ……….. plakalı aracın zmss sigortacısı olan davalı sigorta ile aracın işleteni ve sürücüsü olan diğer davalılardan tazminini talep ettiği, davalı sigortanın sorumluluklarının poliçe teminat limiti, gerçek zarar ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğu, mahkemece kusur ve hesap yönünden bilirkişi incelemesi ile hesaplamanın zmms genel şartlarına göre yapılması gerektiğini savunduğu, diğer davalıların ise mahkememizin görevine itiraz ettiği, kendileri ile dava şartı arabuluculuk görüşmelerinin yapılmadığı, davanın usulden reddi gerektiği, sorumluluğun sigorta şirketine ait olduğunu savunduğu, taraflar arasında mahkememizin görevli olup olmadığı, davalı İsa ve Murat yönünden davanın dava şartı zorunlu arabuluculuğa tabi olup olmadığı, davaya konu kazada davacı aracının hasarlanıp hasarlanmadığı, hasar nedeniyle değer kaybına uğrayıp uğramadığı, değer kaybı var ise miktarının ne olduğu, taraf sürücülerinin kusur durumlarının ne olduğu ve davalıların sorumlu olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunduğu görülmüştür.
Taraflar arasında doğrudan sözleşme ilişkisi bulunmamasına ve sorumluluk sigortaları TTK’da düzenlendiğine göre, davacı ve davalı sigorta arasındaki uyuşmazlığın mutlak ticari dava niteliğinde olduğu, diğer davalılar yönünden ise ihtiyari dava arkadaşlığının bulunduğu, dava konusu uyuşmazlığın aynı maddi vakıadan kaynaklandığı, tüm davalılar yönünden yargılamanın birlikte yürütülmesinin usul ekonomisi açısından gerekli olduğu değerlendirilmekle davalı İsa ve Murat’ın görev itirazının reddi ile somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olduğuna karar verilmiştir.
Davacının dava öncesinde davalı sigorta ile dava şartı arabuluculuk görüşmeleri yaptığı, diğer davalıların ise taraf olarak arabuluculuk görüşmelerine davet edilmediği, davacı ve davalı Murat ile İsa arasındaki uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklanması ve tarafların tacir olmaması nedeniyle bu kişiler yönünden dava şartı olan zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığı, davalıların usule ilişkin itirazlarının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Mahkememizce davacıya ait aracın sicil ve geçmiş hasar kayıtları ile dava konusu kaza nedeniyle görmüş olduğu onarım işlemlerine ilişkin kayıtların ilgili kurumlardan istenildiği, davacının dava konusu olay nedeniyle zararının bulunup bulunmadığı, var ise miktarının ne olduğu ve davalı sürücüsünün kusur ve sorumluluğuna ilişkin mahkememizce bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği, öncelikle trafik bilirkişi refaketinde keşif yapıldığı, taraf tanıklarının dinlenildiği, dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen 25/07/2022 tarihli kusur raporunda, davacı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile ……Sokağı takriben seyir halinde…Bulvarına giriş yapıp tramvay hattını geçerek Karşıyaka dan geliş şeridinde aracının sağ yan kısımlarına, Mavi şehir istikametine seyir halinde olan davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracının ön kısımları ile çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, dava dosyasına davacı vekili tarafından sunulan Flash bellek incelendiğinde kazanın oluşumunun net biçimde görüldüğü, davacı sürücüsünün ….. sokakta gelip…bulvar girişinde diğer araçlar ile birlikte yolun sağında kırmızı ışıkta beklediği, bu kavşağın içinde sol tarafında yaya olduğu, Karşıyaka istikametine araçlar gelip yavaşlayarak durduklarında yayanın yola giriş yaptığı, akabinde davacı sürücünün seyre geçtiği, arkasında ve yanında duran araçların da hareketlendiği, davalı sürücüsünün ise orta şeritte kavşağa yaklaşık 50 metre gibi bir mesafede olduğu ve önünün açık olduğu, aynı yönde başkada araç olmadığı, davalı sürücünün hızını azaltmadan önüne gelen davacı aracını görmeyip ön kısmı ile davacı aracının sağ yan ön kısımlarına çarptığı, kamera görüntüsünde net biçimde davalı sürücüsünün kırmızı ışık ihlali yaptığının tespit edildiği, davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile meskun mahal gündüz vakti görüşün açık trafiğin normal üç şeritli tek yön konumlu dönüş kavşağına gereken dikkat ve özeni göstermediği, aracının hıizini yolun iİcap ve şartlarına uyarlamayıp görüş alanını etkin kontrollü altında bulundurmadığı, kavşağa geldiğinde istikametine hitaben yanan kırmızı ışıkta durup ışık dönüşümü ve trafik durumunun kendi geçişine olanak sağladığı zamanı beklemediği, sol tarafında kendilerine hitaben yeşil ışıkta kavşağa giriş yapan araca rağmen mevcut hizi ile tehlikeli biçimde kımızı ışıkta kavşak alanına giriş yapıp kural ihlali yaptığı, bu tavrı nedeni ile yaratmış olduğu tehlikeli ortamda yeşil ışıkta kavşağa giriş yapan davacı aracını görmeyip yandan çarpmasi olayında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 47/b ve 52/a-b maddelerini ihlal ettiği, tamamen hatası ile etken olduğu, davacı sürücü …’nın ise sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile gündüz vakti meskun mahal görüşün açık tek yön konumlu ışık kontrollü kavşakta kural ve nizamlara uygun kendine hitaben yeşil ışıkta kavşağa giriş yapıp Çiğli istikametine dönüş yapmak isterken, davalı araç sürücüsünün hatası ve kusurundan dolayı kavşakta kırmızı ışığı ihlal edip aracına yandan çarparak hasarlanması olayında kural ihlali görünmediği ve kusursuz olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
Otomotiv bilirkişi tarafından düzenlenen 17/11/2022 tarihli raporun da ise davacı aracının dava konusu kazada sağ ön kapı ve sağ ön çamurluk kısımlarından hasar aldığı, aracın onarımının kasko poliçesi kapsamında gerçekleştirildiği, hasar onarımının bedelinin davacı tarafından sunulan faturaya göre 10.258,02 TL olduğu, davacının kasko sigortacısı tarafından 9.621,64 TL ödeme yapıldığı, aracın hasar onarım bedelinin 9.621,68 TL olduğu, davacı aracının 2020 model olduğu, dava konusu kaza öncesinde kaza kaydının olmadığı, kaza tarihi itibariyle aracın kasko bedelinin 272.879,00 TL olduğu, yapılan serbest piyasa araştırmasında aracın kaza tarihi itibariyle rayicinin 290.000,00 TL olarak tespit edildiği, aracın onarılmış haldeki rayicinin ise 277.500,00 TL olarak tespit edildiği, buna göre dava konusu araçta meydana gelen değer kaybının 12.500,00 TL olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
Davacıya ait … plakalı aracın davacının sevk ve idaresindeki iken davalı sücünün sevk ve idaresindeki … plakalı aracın yandan çarpması neticesinde çift taraflı, maddi hasarlı kazanın meydana geldiği, mahkememizce alınan kusur raporuna göre davalı sürücünün hızını yol ve trafik durumuna göre ayarlamadığı, kırmızı ışık ihlali yaparak diğer yönden gelen ve kavşakta geçmekte olan davacı aracına dikkat etmeksizin çarptığı ve kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiği, asli ve tam kusurlu olduğu, davacının ise trafik ışıklarına uygun şekilde harekete geçtiği, kazanın önlenmesinde alabileceği herhangi bir tedbir bulunmadığı, kusursuz olduğu, davalılarca söz konusu rapora itiraz edilmiş ise de mahkememizce davalı sürücünün ışık ihlali yaptığının kamera kayıtları ile sabit olduğu, davacı sürücüsünün ise kavşakta kendisine yeşil ışık yanmasından sonra harekete geçmesi nedeniyle kusur atfedilemeyeceği, davacı sürücüsünün kavşağa yaklaşırken hızını yavaşlatmadığından ve tedbirsiz olduğundan bahsedilemeyeceği, dava konusu olayda trafik bilirkişinin kusur değerlendirmesinin hakkaniyete ve somut dosya kapsamına uygun görüldüğü, bu nedenle davalı sürücü ile onun eyleminden sorumlu olan kişilerin meydana gelen zarardan sorumlu olduğu, dava konusu kazada davacıya ait aracın sağ ön kapı ve çamurluk kısımlarından hasarlandığı ve hasarlanan parçaların niteliğine ilişkin taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, her ne kadar davalı sigorta tarafından davacının değer kaybına ilişkin talebinin zmms genel şartlarına göre değerlendirilmesi talep edilmiş ise de, Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih ve 2019/40 esas 2020/40 karar sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verildiği, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının derdest dosyalar yönünden uygulanmasının zorunlu olduğu, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının usuli kazanılmış hakların istisnasını teşkil ettiği, Anayasa Mahkemesince bir kanun hükmünün iptal edildiği bilindiği halde görülmekte olan davaların anayasa aykırılığı saptanan kurallara göre görülüp çözümlenmesinin Anayasanın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği, bu kapsamda iş bu davada Türk Borçlar Kanunun haksız fiile ilişkin hükümleri, KTK hükümleri ile genel şartların bunlara aykırı olmayan hükümleri ile bu doğrultuda yeni genel şartlarla çeliştiği durumda Yargıtayın genel şartlarının yürürlüğe girmesinden önceki yerleşmiş içtihatları doğrultusunda uygulama yapılması gerektiği, bu nedenle değer kaybı talebi yönünden tazminat hesaplamasında davacının taleplerinin genel hükümlere ve serbest piyasa rayiçlerine göre değerlendirilmesi gerektiği, bilirkişi tarafından tespit edilen değer kaybı zararının kaza tarihi itibariyle dava konusu aracın niteliği, özellikleri, kullanım şekli, geçmiş hasar kayıtları ve ülkemizin ekonomik koşulları ile meydana gelen hasarın boyutuna göre makul olduğu, taraflarca söz konusu rapora itiraz edilmiş ise de, yukarıda yapılan açıklama ve ilkeler uyarınca tarafların itirazlarının yerinde olmadığı, bu nedenle davacının davalı sigorta sürücüsünün %100 kusuruna karşılık 12.500,00 TL değer kaybı talep edebileceği, davalı … Sigorta A.Ş’nin kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın 28/07/2021-28/07/2022 tarihleri arasındaki dönemde ve kaza tarihi itibariyle zmms sigortacısı, davalı …’ın haksız fiil faili sürücü, davalı …’ın ise kazaya sebebiyet veren aracın işleteni olarak davacının değer kaybına ilişkin zararından birlikte sorumlu olduğu, davalılar İsa ve Murat’ın haksız fiil tarihi olan kaza tarihi itibariyle temürrüde düştüğü, diğer davalı sigorta yönünden ise davacı kaza tarihinden itibaren temerrüt faizi talep etmiş ise de, davacının davalı sigortaya 04/10/2021 tarihinde başvuruda bulunduğu, davalı sigortanın 8 iş günlük yasal sürenin sonunda 15/10/2021 tarihinde temerrüde düştüğü, davacının sıfatına göre somut uyuşmazlıkta uygulanması gereken faizin yasal faiz olduğu, davacının 12/01/2023 tarihinde ıslah dilekçesini sunduğu, 12.500,00 TL değer kaybı ve 9.621,68 TL hasar onarım bedelini talep ettiği, davacı ıslah dilekçesi ile birlikte hasar onarım bedeli talep etmiş ise de dava dilekçesinde davacının böyle bir isteminin bulunmadığı, davacı dava konusunu ıslah yoluyla değiştiremeyeceği gibi davacının hasar onarımının kasko sigortası tarafından gerçekleştirildiği ve zararın kasko sigortacısı tarafından ödendiği, hasar onarım bedeli talebinin reddi gerektiği, bu ilke ve açıklamalar uyarınca somut uyuşmazlıkta mahkememizce alınan kusur ve zarar gören davacıya ait aracın değer kaybı bedeline ilişkin hesaplama yapan otomotiv bilirkişi heyet raporunun kaza tarihi itibariyle serbest piyasa rayiçleri ile dosya kapsamı ile usul ve yasaya uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu anlaşılmakla davacının değer kaybı talebinin kabulüne, hasar onarım bedeli talebinin ise reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 12.500,00 TL’nin davalılar … ve … yönünden trafik kaza tarihi olan 22/09/2021, davalı … Sigorta A.Ş yönünden ise 15/10/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 853,87 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 794,57 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvuru harcı, 59,30 TL peşin harç, 571,90 TL keşif harcı, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 600,00 TL keşif araç ücreti, 364,00 TL müzekkere-tebligat-posta giderinden oluşan toplam 3.154,50 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranına göre (12.500,00/22.121,68=0,56) 1.782,47 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-4. maddesi uyarınca takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
5-Davalılar … ve … Sigorta A.Ş kendilerini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 3/2, 13/1-4. maddesi uyarınca takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar … ve … Sigorta A.Ş’ye ÖDENMESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
7-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13. maddesi uyarınca davalı … Sigorta A.Ş’den tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 341 vd. Maddeleri uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/03/2023

Katip ….
e-imzalı

Hakim ……
e-imzalı