Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/848 E. 2022/657 K. 07.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/848
KARAR NO : 2022/657

DAVA : Tazminat (Kasko Sigortasından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/11/2021
KARAR TARİHİ : 07/09/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Kasko Sigortasından Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıya ait … plakalı aracın rent a car kasko sigorta poliçesi ile davalı nezdinde sigortalı olduğu, poliçe dönemi içerisinde dava konusu aracın kazaya karıştığı, davalı sigortaya hasar ihbarı yapıldığı, davalı sigorta tarafından kısmi ödeme yapıldığı, yapılan ödemenin gerçek zararı karşılamadığı, davacının kasko sigorta poliçesinde bulunan istisna ve muafiyetler hakkında bilgilendirilmediği, bilgilendirme yükümlülüğünün yerine getirildiğinin davalı tarafından ispatlanması gerektiği, dava öncesinde yaptırılan özel ekspertiz incelenmesinde hasar bedelinin daha fazla olduğunun tespit edildiğini belirterek davalıdan 1.000 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, hasar başvurusu üzerine poliçede bulunan kloz ve muafiyetler gözetilerek davacıya ödeme yapıldığı, davacının tacir olduğu, poliçedeki hükümleri bilerek sigorta yaptırdığı, poliçedeki muafiyetler gözetilerek zarar hesabı yapılması gerektiği, kazaya karışan sürücünün aday sürücü olduğu, poliçe hükümlerine göre bu durumda hasar bedeli üzerinden %… oranında tenzili muafiyet uygulanması gerektiği, bu kapsamda davacıya … TL ödeme yapıldığı, yasal süresi içerisinde cayma hakkını kullanmayan davacının poliçedeki şartları kabul ettiği, temerrüdün hasar ihbarından … gün sonra gerçekleştiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, kasko sigorta poliçesi kapsamında bakiye hasar bedeli talebine ilişkindir.
DELİLLER:
-Sigorta bilgi ve gözetim merkezinin … tarihli yazısı ve eki,
-Davacı tarafından sunulan kaza tutanağı, ekspertiz raporu, kaza ve hasara
ilişkin fotoğraflar,
-… Kooperatifinin … ve … tarihli yazısı ve eki hasar
dosyası ve poliçe
-Türkiye Noterler Birliğinin … tarihli yazısı ve eki,
-… Nüfus Müdürlüğünün … tarihli yazısı ve eki,
-… İl Emniyet Müdürlüğünün … tarihli yazısı ve eki,
-… Sigorta A.Ş nin … ve … tarihli yazısı ve eki,
-… Sigorta A.Ş nin … tarihli yazısı ve eki,
-… Sigorta AŞ nin … tarihli hasar dosyası,
-Bilirkişi … ve …’in … tarihli raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle konu ile ilgili kavramların ve yasal düzenlemelerin irdelenmesi gerekmektedir.
Sigortacılık Kanunu’nda “Sigorta sözleşmeleri” başlığına yer verilerek genel kurallar ve ilkeler hüküm altına alınmış ise de, sigorta sözleşmesi tanımlanmamıştır. Sigorta sözleşmesinin tanımına poliçenin geçerli olduğu sürede yürürlükte bulunan ve somut olaya uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’nın 1401. maddesinin 1. fıkrasında yer verilmiştir. Buna göre sigorta sözleşmesi; “Sigortacının bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun, meydana gelmesi hâlinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya birkaç kişinin hayat süreleri sebebiyle ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği sözleşme” olarak tanımlanmıştır.
Sigorta sözleşmelerinin yapılması bir şekil şartına bağlı tutulmamıştır. Sözleşme kural olarak tarafların karşılıklı ve birbirlerine uygun irade açıklamalarıyla oluşur. Sözleşmenin yazılı bir belgeye bağlanması hususu ise sadece ispat hukuku bakımından önem taşımaktadır. TTK’nın 1421. maddesinin 1. fıkrasına göre; aksine sözleşme yapılmamışsa, sigortacının sorumluluğu kural olarak primin veya ilk taksitinin ödenmesi ile başlar.
Sigorta sözleşmelerinin ana muhtevası, Bakanlıkça onaylanan ve sigorta şirketlerince aynı şekilde uygulanacak olan genel şartlara uygun olarak düzenlenir. Ancak, sigorta sözleşmelerinde işin özelliğine uygun olarak özel şartlar kararlaştırılabilir. Ancak kararlaştırılan bu hususlar, sigorta sözleşmesi üzerinde ve özel şartlar başlığı altında herhangi bir yanılgıya neden olmayacak şekilde açık olarak belirtilir (SK, m. 11).
Benzer hükme 6102 sayılı TTK’nın 1425. maddesinde de yer verilmiş ve sigorta poliçesinin tarafların haklarını, temerrüde ilişkin hükümleri ile genel ve varsa özel şartları içereceği, rahat ve kolay okunacak biçimde düzenleneceği, poliçenin ve zeyilnamenin eklerinin içeriği teklifnameden veya kararlaştırılan hükümlerden farklıysa, anılan belgelerde yer alıp teklifnameden değişik olan ve sigorta ettirenin, sigortalının ve lehtarın aleyhine öngörülmüş bulunan hükümler geçersiz olacağı vurgulanmıştır.
Yine poliçenin geçerli olduğu sürede yürürlükte bulunan Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları’nın “Özel şartlar” başlıklı C.11. maddesi uyarınca Kasko Genel Şartlarına, sigortalı aleyhine olmamak üzere özel şart konulabilir. Sigortalıya özel şartlar ile sağlanan hasarsızlık indirimi ve diğer menfaatlerin tâbi olduğu şartlara poliçede yer verilir.
Sigorta sözleşmeleri her iki tarafa hak ve yükümlülükler yükleyen, karşılıklılık güven ve iyi niyet esasına dayalı olarak kurulan sözleşmelerdir. Bu kapsamda bakıldığında TTK’nın 1423. maddesinin 1. fıkrasında; sigortacı ve acentesinin, sözleşme kurulmadan önce inceleme için gerekli süre tanınmak şartıyla sözleşmeye ilişkin bütün bilgileri, sigortalının sözleşme kapsamında haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri, gelişmelere  bağlı  bildirim  yükümlülüklerini sigorta  ettirene  yazılı olarak bildirmesi ve poliçeden bağımsız olarak sözleşme süresince sigorta ilişkisi bakımından önemli sayılabilecek olayları ve gelişmeleri sigortalıya yazılı olarak açıklaması gerekmektedir. Maddenin 2. fıkrasında ise anılan yükümlülüğe aykırı davranmanın sonuçları düzenlenmiştir. Bu yükümlülüğe aykırı davranılarak aydınlatma açıklamasının verilmemesi hâlinde, sigorta ettirenin sözleşmenin yapılmasına on dört gün içinde itiraz etme hakkı vardır. Sigorta ettiren sözleşmenin yapılmasına bu on dört günlük süre içinde itiraz etmemiş ise sözleşme poliçede yazılı şartlarla yapılmış olur. Aydınlatma açıklamasının verildiğini ispat yükü sigortacıdadır.
Görüldüğü üzere hukuk sistemimizde emredici hükümlere aykırı olmamak koşuluyla irade hürriyeti ve akit serbestisi ilkesi sınırları içinde tarafların diledikleri gibi sözleşme yapabilmeleri mümkündür. Elbette taraflarca kabul edilen özel şartla, poliçe genel şartlarının ve kanunun emredici hükümlerinin bertaraf edilmesi mümkün değildir.
Yukarıda yapılan açıklamak ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacıya ait … plakalı araç ile dava dışı üçüncü kişiye ait … plakalı araçların … tarihinde çift taraflı, maddi hasarlı trafik kazasına karıştığı, kaza neticesinde davacının aracının hasarlandığından bahisle … tarihinde kasko sigortacısı olan davalı sigorta şirketine ihbarda bulunduğu, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ekspertiz incelemesi neticesinde davacıya … tarihinde … TL ödeme yapıldığı, davacının yapılan ödemenin yetersiz olduğu, kasko poliçesinde bulunan muafiyetler yönünden bilgilendirilmediği ve hasarın tamamının davalı sigorta tarafından tazmin edilmesi gerektiğini iş bu dava ile iddia ettiği, davalının ise kazaya karışan sürücünün 1 yıldan az süreli sürücü belgesinin bulunduğu, bu nedenle poliçedeki muafiyet ve klozlara göre tenzili muafiyet uygulandığı, sözleşme hükümlerine göre hesaplama yapılması gerektiği, yapılan ödemenin sözleşmeye uygun olduğunu savunduğu, taraflar arasında kasko sigorta poliçesi bulunduğu ve davaya konu hasarın poliçe dönemi içerisinde meydana geldiği hususunda ihtilaf olmayıp, poliçedeki kloz ve muafiyetler yönünden aydınlatma yükümlülüğünün davalı tarafından yerine getirilip getirilmediği, davalının tenzili muafiyet uygulama hak ve yetkisine sahip olup olmadığı, davacıya yapılan ödemenin sözleşmeye uygun olup olmadığı ve davacının bakiye alacağı olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunduğu anlaşılmıştır.
Davaya konu kasko sigorta poliçesi, rent a car kasko sigorta poliçesi olarak düzenlendiğinden sigorta hukukundan ve davacının mesleki faaliyetinden kaynaklanan iş bu uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafından sunulan belgelere göre davacı tarafından davaya konu … plakalı aracın …- …tarihleri arasında … gün süre ile dava dışı …’a kiralandığı, kiralama ilişkisinin … İl Emniyet Müdürlüğünün … tarihli yazısına göre kabis sistemi ile emniyet müdürlüğüne bildirildiği, yine … İl Nüfus Müdürlüğünün … tarihli cevabı yazısına göre adı geçen sürücünün ilk kez … tarihinden itibaren sürücü belgesine sahip olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce davacıya dava konusu aracın yetkili ve anlaşmalı serviste onarımının yapılıp hususunda beyanda bulunması için süre verilmiş, davacı vekilinin … tarihli beyan dilekçesinde aracın onarımının anlaşmasız özel serviste gerçekleştirildiğini beyan ettiği görülmüştür.
Mahkememizce davaya konu aracın geçmiş hasar kayıtlarının ve davaya konu hasar dosyasının ilgili kurumlardan istenildiği ve dosyaya kazandırıldığı, dosyanın makine mühendisi bilirkişi ile sigortacı bilirkişiden oluşan heyete tevdi edildiği, bilirkişi heyetinin … tarihli raporunda;
A)Makine Mühendisi bilirkişinin tespitlerine göre; … tarihinde meydana gelen kazada davacıya ait … plaka sayılı araç sürücüsünün aracının ön kısımlarıyla yolun sağında park halinde durmakta olan … plakalı aracın ön tampon sağ köşe kısımlarına çarpmasıyla … plaka sayılı aracın ön kısımlarının hasarlanmasının mümkün olabileceği, kaza ile hasarın uyumlu ve ilintili olduğu, sigorta şirketi ve davacı tarafından atanan eksperlerin raporlarında araçta değişmesi gereken yedek parçaların birebir aynı olduğu görüldüğü, davacı tarafından atanan eksperin raporundaki yedek parçalarda iskonto uygulamadığı, ancak sigorta şirketi tarafından atanan eksperin değişecek yedek parçalarda %… oranında tedarik iskontosu uyguladığı, bunun yanında … TL genel muafiyet ve sürücünün ehliyetinin 1 yılı doldurmaması sebebiyle toplam hasardan %….. muafiyet uygulandığı, araçta değişmesi gereken yedek parçaların fiyatları için yetkili servise telefon edildiğinde davacı tarafından atanan eksperin raporundaki fiyatlar ile sigorta şirketi tarafından atanan eksperin iskontosuz fiyatların aynı olduğu, işçilik bedelleri için piyasa ve yetkili servislerden yapılan araştırmada her iki eksper raporundaki işçilik bedellerinin uygun olması sebebiyle iştirak edildiği, aracın vaki kaza tarihindeki 2.el piyasa rayiç değeri araştırıldığında … TL-… TL aralığında olması sebebiyle aracın onarımının ekonomik olduğu, aracın pert-total işlemine tabi tutulmasına gerek olmadığı, yedek parça, işçilik bedeli ve kdv dahil onarım bedelinin iskontosuz olarak … TL olarak hesaplandığı, davalı sigorta tarafından ise yedek parçaya ilişkin %… iskonto uygulandığı, yedek parça bedelinin … TL, işçilik bedelinin … TL olmak üzere toplam hasar bedelinin kdv hariç … TL olarak hesaplandığı, bu bedel üzerinden … TL genel muafiyet indirimi yapıldığı, bakiye … TL üzerinden ayrıca sürücünün 1 yıldan az süreli sürücü belgesi olması nedeniyle %… tenzili muafiyet uygulandığı ve buna göre davacıya … TL ödeme yapıldığı,
B)Sigorta bilirkişinin tespitlerine göre; davacıya ait … plakalı aracın; …-… tarihleri arasında …/… nolu poliçe ile davalı sigorta şirketi nezdinde … Poliçesi sigortalısı olduğu, … tarihli kazanın iş bu poliçe dönemi içerisinde olduğu, taraflar arasında, kazanın varlığı, kazanın sigorta teminat kapsamında olduğu hususunda ihtilaf bulunmadığı, ancak sigortalının muafiyetleri yönünden bilgilendirilip bilgilendirilmediği bakımından taraflar arasında ihtilaf bulunduğu, poliçede … TL genel muafiyet ile sürücü belgesi 1 yılı tamamlamamış kişiler tarafından kullanılan aracın hasar görmesi durumunda tespit edilen hasar tutarı üzerinden %… oranında tenzili muafiyet uygulanacağının kararlaştırıldığı, kaza tarihi itibariyle kazaya karışan sürücünün sürücü belgesinin 10 ay süreli olduğu, poliçedeki muafiyet klozunun koşullarının gerçekleştiği, ancak davacının muafiyet hususunda bilgilendirilmediğini iddia ettiği, TTK’nun 1423 ve Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirilmeye İlişkin Yönetmelik Hükümlerine göre yapılan değerlendirilmede davacı tarafından dosyaya poliçenin ibraz edilmediği, davalı tarafından sunulan poliçede ise davacının imzasının bulunmadığı, poliçe içeriğini sözlü yada başka bir yol ile davacıya teslim edildiğine dair bir belgeye rastlanmadığı, poliçedeki genel muafiyet ve sürücü tecrübe süresine ilişkin klozun geçerli olduğuna kanaat getirilmesi halinde davacının talep edebileceği bakiye zararın … TL, geçerli olmadığına kanaat getirilmesi halinde ise bakiye zararın … TL olarak hesaplandığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Davacı ve davalı arasında dava konusu kaza nedeniyle hasar gören parçaların sayısı ve niteliğine ilişkin uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın poliçedeki muafiyet ve klozlar yönünden davacının aydınlatılıp aydınlatılmadığı hususlarında olduğu, her ne kadar davalı davacının tacir olduğunu, poliçedeki hükümleri bilebilecek durumda olduğunu ve TTK’nun 1423.maddesindeki yasal süre içerisinde cayma hakkını kullanmadığını ve poliçenin söz konusu muafiyet ve klozlar ile geçerli hale geldiğini ve tazminat hesabının buna göre yapılması gerektiğini savunmuş ise de, TTK’nun 1423.maddesi uyarınca aydınlatma açıklamasının verildiğinin ispat yükünün sigortacı davalıda olduğu, davacı iş bu davada dava dilekçesi ile açıkça aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmediğini iddia ettiğine göre anılan hüküm uyarınca davalı sigortacının bu yükümlülüğün yerine getirildiğini ispatlaması gerektiği, dosya kapsamı itibariyle davalının aydınlatmanın yapıldığını ispatlayamadığı, davalı tacir olduğuna göre davalının basiretli davranması gerektiği, davacının da tacir olup olmamasının söz konusu yükümlülüğünün yerine getirilip getirilmemesi bakımından sonuca etkili olmadığı, bu halde somut uyuşmazlıkta muafiyet ve klozların uygulanmayacağının kabulü gerektiği, buna göre davalının yedek parça, işçilik, kdv dahil olmak üzere onarım bedelini iskontosuz olarak davacıya ödemesi gerektiği, davalı tarafından davacıya yapılan … TL lik ödeme mahsup edildiğinde davacının bakiye … TL alacağı bulunduğu, davacı tarafından hasar davalı sigorta şirketine … tarihinde ihbar edildiğine göre davalı sigortanın poliçe genel şartlarına göre 45 günün sonu olan … tarihi itibariyle temerrüde düştüğünün kabulü gerektiği, davacı mesleki faaliyet yürüttüğünden ve uyuşmazlık ticari iş niteliğinde olduğundan uygulanması gereken faizin avans faizi olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.(Bkz Yargıtay Genel Kurulunun 16/03/2022 tarih ve 2020/(17)4-38 esas, 2022/335 karar sayılı ilamı.)
6102 sayılı TTK’nın sigorta sözleşmelerine ilişkin genel hükümlerin düzenlendiği kısmında yer alan 1426/1. maddesinde “sigortacı, sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar tarafından, rizikonun, tazminatın veya bedel ödeme borcunun kapsamının belirlenmesi amacıyla yapılan makul giderleri, bunlar faydasız kalmış olsalar bile, ödemek zorundadır” düzenlemesi yapılmıştır. Davacı tarafından davalı sigortanın yaptırmış olduğu ekspertizin hasar ve bedel yönünden kaza ve serbest piyasa rayiçlerine uygun olup olmadığının değerlendirilmesi bakımından yaptırılan özel eksper incelemesi için ödenen (ve belgesi sunulu ve piyasa rayiçlerine göre makul olan) ekspertiz ücreti anılan kanun hükmü kapsamında değerlendirilmiş ve 6100 sayılı HMK’nun 323.maddesi uyarınca yargılama gideri olarak hüküm altına alınmıştır.
Davacı vekili davacının zorunlu arabuluculuk görüşmelerinde kendisini vekille temsil ettirdiğini bu nedenle arabuluculuk aşaması için vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiş ise de, 03/09/2022 tarihinden itibaren yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 16. Maddesi ile 29/05/1957 tarihli 1957/4-6 sayılı İçtihadi Birleştirme Kararının birlikte değerlendirilmesi zorunludur. Hüküm tarihinde yürürlükte olan 2022 yılı AAÜT 16. Maddesinde; “…- (1) 1136 sayılı Kanunun 35/A maddesinde uzlaşmasağlama, arabuluculuk, uzlaştırma ve her türlü sulh anlaşmalarından doğacakavukatlık ücreti uyuşmazlıklarında bu Tarifede yer alan hükümler uyarıncahesaplanacak miktarlar, akdi avukatlık ücretinin asgari değerlerinioluşturur.
(2) Ancak, arabuluculuğun dava şartı olması halinde, arabuluculuk aşamasında avukat aracılığı ile takip edilen işlerdeaşağıdaki hükümler uygulanır:
a) Konusu para olan veya para iledeğerlendirilebilen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculukanlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin üçüncü kısmına görehesaplanan ücretin dörtte bir fazlası olarak belirlenir. Şu kadar kimiktarı 15.000,00 TL’ye kadar olan arabuluculuk faaliyetlerinde avukatlıkücreti, bu maddenin (c) bendinde yer alan maktu ücretin dörtte bir fazlası olarak belirlenir. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.
b) Konusu para olmayan veya para iledeğerlendirilemeyen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin ikincikısmının ikinci bölümünde davanın görüldüğü mahkemeye göre öngörülen maktuücretin dörtte bir fazlası olarak belirlenir.
c) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ilesonuçlanması halinde, avukat, 2.400,00 TL maktu ücrete hak kazanır. Ancak,bu ücret asıl alacağı geçemez.
ç) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ilesonuçlanması halinde, tarafın aynı vekille dava yoluna gitmesi durumunda müvekkilinavukatına ödeyeceği asgari ücret, (c) bendine göre ödediği maktu ücret mahsup edilerek, bu Tarifeyegöre belirlenir…” düzenlemesi mevcuttur.
Maddenin başlığı Arabuluculuk, uzlaşma ve her türlü sulh anlaşmasında ücret olup, madde de bu faaliyetler sırasında Avukat ile temsil edilme sebebiyle hak kazanılan Avukatlık ücretine ilişkindir. Arabuluculuk sürecinde Avukat ile temsil halinde hüküm tarihine göre 2.400,00 TL ücrete hak kazanıldığı açıktır. Dolayısıyla Avukat ile temsil olunan taraf için bu borç doğmuştur ve yukarıda belirtilen İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu bir yargılama gideridir. Ancak maddenin (ç) bendinde; “…aynı vekille dava yoluna gidilmesi durumunda müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücret, (c) bendine göre ödediği maktu ücret mahsup edilerek, bu tarifeye göre belirlenir…” hükmü nazara alındığında aynı vekille dava açılıp, temsil edilme halinde eldeki davada olduğu gibi davacı taraf lehine hükmolunan vekalet ücreti içerisinde bu miktarında olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde yargılama gideri olarak kabul edilen Avukatlık ücreti (ç) bendi göz ardı edilerek …+…= … TL olacaktır. Halbuki (ç) bendi uyarınca mahsup yapılması zorunlu olduğundan davacı için …-…=… TL tarifeye göre dava sırasında temsil, +… TL’de arabuluculuk sürecinde aynı vekil ile temsil edildiğinden hak kazanılan yargılama gideri olan avukatlık ücreti … TL’dir. Mahkememizce davacı yararına dava ve duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden vekalet ücreti hüküm altına alınmış olmakla ayrıca arabuluculuk aşaması için … TL vekalet ücreti takdirine gerek olmadığından davacı vekilinin arabuluculuk aşamasına ilişkin olarak vekalet ücreti talebinin reddi ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.(Benzer yöndeki karar için bkz.İstanbul BAM 30 H.D’nin 2020/2455 esas, 2021/958 karar sayılı ilamı)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜ ile, … TL’nin … tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
2-Alınması gerekli … TL karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan … TL peşin harç ve … TL ıslah harcı toplamı … TL harçtan mahsubu ile bakiye … TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan … TL başvurma harcı, … TL peşin harç, … TL …, … TL bilirkişi ücreti ve … TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam … TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-2. fıkraları uyarınca dava değeri üzerinden belirlenen … TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
6-… Arabuluculuk Bürosu’nun …/… sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan … TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
7-Davacı vekilinin arabuluculuk aşaması için vekalet ücreti talebinin REDDİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.07/09/2022

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA