Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/834 E. 2022/12 K. 07.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/834 Esas
KARAR NO : 2022/12

DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/11/2021
KARAR TARİHİ : 07/01/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından dava dışı şirket ve kişiler ile davacı aleyhinde icra takibi yapıldığı, bu takipte davacının dava dışı şirketin borcundan kefil sıfatı ile sınırlı sorumlu tutulduğu, ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edildiği ve takibin kesinleştirildiği, davalı banka ile dava dışı şirket arasındaki ticari kredi kartı üyelik sözleşmesinde davacının kefil olarak imzasının bulunmadığı, buna rağmen davacının kredi kartına ilişkin borçtan sorumlu tutulduğu, yine dava dışı şirket ile davalı banka arasındaki genel kredi sözleşmesinde davacının kefaleti bulunmakla birlikte kefaletin şekli şartlarının yerine getirilmediği, kefalet türü, kefil olunan miktar ve kefalet tarihi unsurlarının davacının eli ürünü olmadığı iddiası ile İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasında davacının davalıya borçlu olmadığının tespitini ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından açılan davayı kısmen kabul ettikleri, davacının takibe konu alacak yönünden borçlu olmadıklarını kabul ettikleri, ancak davacının kötüniyet tazminat talebinin yerinde olmadığı, takip kötüniyetli olmadığı gibi davacının zararının oluşmadığını, takipte davacının gayrinakdi risklerden sorumlu tutulmadığını belirterek davacının menfi tespit talebinin kabulüne, kötüniyet tazminat talebinin reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, genel kredi ve ticari kartı sözleşmesinden kaynaklanan takip sonrası açılan menfi tespit isteğine ilişkindir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davalı banka yetkilileri yargılama aşamasında 21/12/2021 tarihli dilekçeleriyle davacının takip nedeniyle menfi tespit taleplerini kabul ettiklerini, kötüniyet tazminatı talebi ile yargılama giderleri taleplerini reddettiklerini beyan etmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 308 ve devamı maddelerinde düzenlenen davayı kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur.
Kural olarak tarafların dava konusu üzerinde tasarruf yetkileri bulunduğundan, yani medeni usul hukukunda taraflarca tasarruf ilkesi uygulandığından, davanın açılmasından sonra hüküm kesinleşinceye kadar davanın kabulü mümkündür. Yine belirtmek gerekir ki kabul karşı tarafın rızasına bağlı değildir. Etkisini onun yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve dosya kapsamında toplanan tüm deliler birarada değerlendiğinde; dava konusu uyuşmazlığın genel kredi ve ticari kartı sözleşmesinden kaynaklanan takip sonrası açılan menfi tespit isteğine ilişkin olduğu, davalı banka tarafından İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında dava dışı … Ltd. Şti, … ile davacı … aleyhinde ticari kredi, ticari kredi kartı ve çek kredisi alacağına istinaden ilamsız icra takibi yaptığı, takip talebinde davacının ana para borçları ile takip tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizleri, faizlerin gider vergisi ve diğer takip giderleri (icra vekalet ücreti, icra harç ve masrafları v.s) olmak üzere takip tarihi itibariyle toplam 36.288,34 TL nakdi alacaktan sorumlu tutulduğu, gayri nakdi alacak yönünden davacıdan herhangi bir talepte bulunulmadığı, ödeme emrinin davacı borçluya 29/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği ve takibin adı geçen davacı borçlu yönünden kesinleştiği, 6100 Sayılı HMK’nın 308. maddesinde davanın kabulünün davayı sona erdiren bir müessese olarak öngörüldüğü, kabulün tarafların üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabileceği davalarda hüküm ve sonuç doğuracağı, iş bu davada tarafların dava konusu üzerinde tasarruf yetkileri bulunduğundan davanın açılmasından sonra hüküm kesinleşinceye kadar davanın kısmen veya tamamen kabulünün mümkün olduğu, kabul beyanının karşı tarafın rızasına bağlı olmadığı, etkisini onu yapanın tek yönlü beyanı ile doğuracağı, dava dışı kredi asıl borçlusuna kredi kullandıran ve takibin tarafı olan davalı bankanın … şubesinin yetkilisi olan … ve …’ın davacının menfi tespit talebini ve takip nedeniyle borçlu olmadığını kabul ettikleri, davalı banka yetkililerinin mahkememize sunmuş oldukları 21/12/2021 tarihli dilekçeleri ile ekindeki belgelere göre davalı bankayı temsile yetkili oldukları ve kısmi kabul beyanlarının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davacının menfi tespit talebinin davalının kabulü nedeniyle kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Davalı banka tarafından davacının kötüniyet tazminatı talebinin kabul edilmediği ve bu hususun taraflar arasında uyuşmazlık konusu olduğu, bu nedenle mahkememizce kötüniyet tazminatı talep koşullarının oluşup oluşmadığı yönünden değerlendirme yapılması gerektiği anlaşılmakla bu kapsamda yapılan incelemede; davalı banka ile dava dışı şirket arasında 10/04/2015 tarihli genel kredi sözleşmesi ile 09/11/2010 tarihli ticari kredi kartı sözleşmesi bulunduğu, genel kredi sözleşmesinde davacının 600.000,00 TL bedelle kefaleti olduğu, ticari kredi kartı sözleşmesinde ise herhangi bir kefaletinin olmadığı, davacı tarafından genel kredi sözleşmesindeki şahsına ait imzaya yönelik herhangi bir inkar bulunmadığı sadece kefalet sözleşmesinin geçerliliğine ilişkin itirazlarının olduğu, 10/04/2015 tarihli genel kredi sözleşmesinde eski sözleşmelere atıf yapan ve kefilleri somut olayda olduğu gibi eski tarihli ticari kredi kartı sözleşmesine konu borçlardan sorumlu kılan herhangi bir düzenlemeye yer verilmediği, bu halde genel kredi sözleşmesi altında imzası bulunduğu kabul edilen davacı aleyhinde genel kredi sözleşmesine istinaden takip yapılmasında davalı bankanın kötüniyetli ve haksız olduğundan bahsedilemeyeceği, ancak ticari kredi kartı sözleşmesinde kefaleti bulunmadığı ve sonraki tarihli genel kredi sözleşmesi ile de bu sözleşmeye atıf yapılmadığı halde takibe konu ticari kredi kartı borcundan davacının sorumlu tutulması ve davacı aleyhinde takibe girişilmiş olmasında basiretli tacir gibi hareket etme mecburiyeti olan bankanın haksız ve kötüniyetli olduğunun kabulü gerektiği, bu nedenle takibe konu ticari kredi kartı borcu olan ve davacının sorumlu tutulduğu 19.801,74 TL alacak üzerinden davacı yararına kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiği anlaşılmakla davacının kötüniyet tazminatı talebinin kısmen kabulü ile kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Her ne kadar davalı davanın açılmasına kendilerinin sebebiyet vermediğini ve ön incelemede davacının talebinin kısmen kabul edildiğini bildirerek yargılama giderlerinden sorumlu olmadığını savunmuş ise de, dosya kapsamı itibariyle davalının davacı aleyhinde takip yapmak suretiyle iş bu davanın açılmasına sebebiyet verdiği ve 6100 sayılı HMK’nun 312/1 ve 326 maddeleri uyarınca yargılama giderlerinden sorumlu olduğu değerlendirilmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Kötüniyet tazminat talebinin, menfi tespit talebinin ferisi olduğu, ayrıca harçlandırılmadığı müddetçe harca esas değerde ve yargılama giderlerinin belirlenmesinde dikkate alınmayacağı ve bu talep yönünden taraflar lehine ve aleyhine vekalet ücreti hükmedilemeyeceği değerlendirmekle yargılama giderleri hesaplanmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacının menfi tespit talebinin KABULÜ ile İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında davacının davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Davacının kötü niyet tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile 3.960,34 TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE
3- 492 sayılı Harçlar Kanunu 22. maddesi uyarınca alınması gerekli 826,28 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 619,72 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 206,56 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYIT EDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 619,72 TL peşin harç, 102,12 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 781,14 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
5-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2022 yılı AAÜT’nin 6 ve 13/1-2. fıkraları uyarınca 2.721,62 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
7-Kararın kesinleşmesinden sonra İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının mercine İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/01/2022

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA