Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/826 E. 2021/1003 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/826 Esas
KARAR NO : 2021/1003

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/07/2018
KARAR TARİHİ : 17/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği 24/07/2018 tarihli dilekçesinde; 2007-2011 yılları arasında yapılan vergi incelemeleri sonucu şirketi yönetenlerin kusur ve ağır ihmalleri sonucu şirketin vergi aslı, ceza ve gecikme zamları ile toplam 899.036,03 TL cezalı tarhiyata muhatap olup bu tutarın ödendiğini, 2009 yılında ödenmediği halde şirket kasasından 269.237,48 TL net kira ödemesinin hiçbir belgeye dayanmadan yapılıp stopajı ile beraber 336.546,85 TL şirkete yol açtığı kayıp olduğunu, şirketin kasa bakiyelerinin 2011 yılından başlamak üzere sürekli artan seyir ile 30.11.2012 tarihi için 2.570.134,50 TL kasa noksanına ulaştığını, 2015, 2016, 2017 yıllarında şirket ortaklarından Şemsettin Petek’e 1.293.781,50 TL brüt 1.099.714,28 TL net kar payı ödemesi yapılıp yine şirket ortaklarından …’e aynı dönemler için 1.243.044,98 TL brüt 1.056.588,23 TL net kar payı ödemesi yapıldığını, şirketin öz kaynaklarını kaybettiğini, öz sermayesinin 4.322.561,06 TL ekside olduğunu bu nedenle serbest tasarruf edilebilir öz sermayesi bulunmadığından muaccel hale gelen ayrılma akçesinin bu şekli ile bulunmadığını, iktisap edilen şirketin kendi payının aktifleştirilmesi halinde ise tespit edilen serbest tasarruf edilebilecek öz sermayenin 4.880.610,03 TL olduğunu ve muaccel hale gelebilecek ayrılma akçesinin ancak 4.880.610,03 TL olabileceğini belirtmiş TTK. nun Limited Şirketler bölümünde yer alan ödeme’ alt başlıklı 642. maddesinin, hukuk sistemimizde, limited şirket ortaklığından çıkan veya çıkarılan ortak için belirlenen ayrılma akçesi’nin, ödenmesi yol ve yöntemini belirleyen özel düzenleme olduğunun, talebi gereği davacı limited şirket ortaklığından çıkmasına karar verilen davalı adına belirlenen ayrılma akçesini, davalının TTK. nun 642. maddesine uygun olarak talep etmesi, borçlusu şirket tarafından keza TTK. nun 642. maddesine uygun olarak ödenmesi gerektiğinin, davalının ortaklıktan ayrılmasının, tescilin Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği 01.02.2018 tarihinde gerçekleştiğinin, davalının iptida 28.04.2014 tarihinde Bakırköy 17. İcra Müdürlüğünün 2014/8060 Esasında başlattığı, Haziran 2017 de … Esasında yenilediği icra takibinin ayrılma akçesi muaccel olmadan başlatıldığı ve yürütüldüğünün tespitine karar verilmesini, Müvekkili şirketin, davalının şirketten ayrıldığı 01.02.2018 tarihinde serbest tasarruf edebileceği 4.880.610,03 TL öz kaynağı bulunduğuna, bu miktarın davalının şirketten ayrıldığı 01.02.2018 tarihinde muaccel olduğunun tespiti ile davacı müvekkilin ayrılma akçesi borcundan 4.880.610,03 TL sının 01.02.2018 tarihinde muaccel olduğunu, davacı tarafından davalıya ödenmesi gerektiğine karar verilmesini, davalının, 24.05.2004 ilâ 30.11.2012 tarihleri arasında şirketin yetkili tek müdürü sıfatı ile şirket işlerini yürüttüğü, döneminde gerçekleşen kanuna ve hukuka aykırı iş ve işlemlerin tek sorumlusu olduğu, davalının kusuru ile şirkete 899.036,03 TL zararına sebebiyet verdiği, davacı şirketçe 02.02.2015 tarihinde ödendiği, Vergi İnceleme Raporları ve şirket defter ve belgeleri ile sabit olduğundan, 899.036,03 TL sı zararın müvekkili şirketçe ödendiği 02.02.2015 den itibaren yasal ticari faizi ile birlikte davalıdan tazminen tahsiline karar verilmesini, davalının, şirketin yasal defterlerine gerçeğe aykırı kayıt yaptığı, olmadığı halde 67.309,37 stopaj ödemesi yaparak şirkete zarar verdiği, 269.237,48 TL sını şirket dışına çıkardığı zimmetine geçirdiği, Vergi İnceleme Raporları ve şirket defter ve belgeleri ile ve İstinaf Mahkemesi kararı ile sabit olduğundan, şirkete verdiği zarar ve zimmeti olarak iade ve tazminle mükellef olduğu toplamı 336,546,85 TL sını, gerçekleştiği 30.12.2009 tarihinden itibaren itibaren yasal ticari faizi ile birlikte istirdaden tazminen tahsiline karar verilmesini, davalının güveni kötüye kullanarak, 2.570.134,50 TL nı zimmetine geçirdiği, şirketin yasal defter ve belgelerine göre, şirket kasasında olması gerektiği halde bulunmadığı, müdürlük görevinin devralındığı tarihte yönetici şirket çalışanları İşletme Müdürü Muhasebe Müdürü ve Mali Müşavir hazır olduğu halde tutulan ve birlikte imzalanan Kasa Sayım Tutanağı, uzman raporu, bu miktar paranın kasada tutulmayacağına dair genel kabul, vergi kurumları uygulamaları, ve tarih olan 30.11.2012 tarihi itibariyle şirket kasasından bulunması gereken ancak görevi sırasında zimmetine geçirdiği anlaşılan 2.570.134,50 TL sının haksız fiil ve suçun işlendiği 30.11.2012 tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan istirdaden tahsiline, ……. E., …… K. sayılı 14.03.2014 tarihli hakem kararı, 18.01.2018 tarihinde kesinleşen Yargıtay 11. HD. nin onama kararına göre, 2014 Mayıs ayında kesinleştiğinin kabulü gerektiği, davalı hakem kararının kesinleştiğini kabul ve iddia etmesine rağmen şirketten ayrılmadığı, zorunlu olarak şirket ortağı sayıldığı, şirketçe kendisine 30.09.2015 tarihinde yapılan 336.000,00 TL net, stopajlı toplam 395.294,11 TL kar payı ödemesi tahakkuk ettirildiği, 03.02.2017 tarihinde davalıya net 720.588,24 TL, stopajlı toplam 847.750,87 TL temettü ödemesi yapıldığı, hakem kararının kesinleşme tarihi itibariyle kâr payı alma hakkı olmadığı anlaşıldığından, şirketin davalıya ödediği brüt 395.294,11 TL sının 30.09.2015 ödeme tarihinden itibaren, brüt 847.750,87 TL sının 03.02.2017 ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak yasal ticari faizi ile birlikte davalıdan istirdaden tahsiline karar verilmesini, davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …….E. sayılı dosyasından 28.04.2014 tarihinde, … esasında yenileyerek, davalı şirketten ayrılmadığından ayrılma akçesi muaccel olmadığı halde, kanuna ve hukuka aykırı olarak yürüttüğü icra takibinde, müvekkili şirketin 655.737,61 TL sını haczederek haksız ve kanuna aykırı olarak tahsil ettiği icra dosyası ile sabit olduğundan, 655.737,61 TL tahsilatın tamamının, davalı, her birim tahsilat için, tahsil tarihlerinden itibaren hesaplanacak yasal ticari faizi ile birlikte istirdaden tahsiline karar verilmesini, müvekkili şirketin, davalı nezdindeki 3., 4., 5., 6., 7. sıra nolu talepler asılları toplamı 5.048.762,36 TL ile davalın anılan icra dosyasında cebren tahsil ettiği 655.737,61 TL sı toplamı 5.704.499,97 TL sına hesaplanacak 6098 sayılı Borçlar Kanunun ‘Takas’ başlıklı, “İki kişi, karşılıklı olarak bir miktar para veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise her biri alacağını borcuyla takas edebilir.”, “Alacaklardan biri çekişmeli olsa bile takas ileri sürülebilir.” ifadeli 139. maddesi hükmüne istinaden davalının şirket nezdindeki ayrılma akçesi aynı miktar tutarı ile takas ve mahsubuna karar verilmesini, davalının Bakırköy…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında yürütmekte olduğu ilamlı icra takibinin TTK 642/1. maddesi uyarınca, talep edilen ayrılma akçesi muaccel olmadan başlatıldığı ve yürütüldüğü, muaccel olmayan alacak hakkında icra talep ve takibinde bulunulamayacağından 642. madde hükmünü dikkate almayan cebri icra uygulamalarının öncelikle durdurulmasına ve geçersizliğine ve iptaline, geçersiz icra işlemleri ile aynı sebeple kaldırılmasına, müvekkilin muhafaza altına alınan zabıtlarda yazılı eşyasının -masrafı davalıya ait olmak üzere- aynen iadesine, müvekkili şirket tamamı şirket defter ve belgeleri, Vergi İnceleme Raporları ve vergi uygulamaları ile mevsuk ve müdellel olmakla kabulü gerektiği kanaatininde oldukları tazminat, istirdat ve yasal takas ve mahsup talepleri kabul edildiğinde, davalıya muaccel ayrılma akçesi borcu olmadığı anlaşıldığı, bakiye ayrılma akçesinin TTK 642/3 maddesine göre bilanço ile ortaya çıkacak kısmı muaccel olacağı, müvekkili şirketin ayrılma akçesinden ileri tarihte düzenlenecek bilançolarda belirlenecek ve bilanço ile muaccel olacak kar tutarını davalıya ödeneceğinden, Mahkemece gerekli görülürse, müvekkili şirketin mülkü olan … ada,…. parsel sayılı, … ada….. parsel sayılı, davalının hakkında satış istediği, bilgisi dosyada mevcut, antette yazılı ofis adresinde kain, çalışma ofisi tapu kayıtlarına ayrılma akçesinin ödeneceğinin teminatını teşkil etmek üzere, davalı lehine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilerek Küçükçekmece İcra Müdürlüğü nezdinde 26.07.2018 tarihli taşınmaz satının ve takibin durdurulmasına ve neticeten takibin talep edilen ayrılma akçesinin talep tarihinde muaccel olmaması sebebiyle iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili Çeşme AHM ‘ye verdiği …… tarihli cevap dilekçesinde; hakemin müvekkiline ayrılma akçesi olarak 14.680.365,52 TL ödenmesine karar verdiğini, kararın kesinleştiğini, hakem kararına dayanılarak başlatılan icra takibinin devam etmekte olup davacının bu icra takibinin taliki veya iptali talepli birçok davasının reddedildiğini, davacının müvekkilinin paylarını Çeşme Ticaret Sicilinde kendi lehine tescil ettirdiğini ancak bu işleme karşı açtıkları davada ihtiyati tedbir kararı verildiğini, davanın dava şartı yönünden eksik olduğunu, müvekkiline karşı sorumluluk davası açılabilmesi için davacı şirketin bu yönde ortaklar kurulu kararı alması gerektiğini, eldeki dava yönünden Çeşme AHM’nin…….. Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı definin bulunduğunu, müvekkilinin şirket müdürlüğü yaptığı dönemde gerçekleştirdiği tüm işlemlerin kanuna veya ana sözleşmeye uygun olup sorumluluğunu doğuracak herhangi bir işlemi bulunmadığını, tüm işlemlerin hakem yargılamasına konu olduğunu ve karara bağlandığını, müvekkilinin şirketi zarara uğratmak bir yana mal varlığını ve değerini ciddi şekilde arttırdığını, vergi ve vergi ziyaı cezalarına dayanan taleplerine ilişkin olarak şirketin bu açıdan herhangi bir zararının bulunmadığını, ödenmediği iddia edilen kira bedeline ilişkin olarak ödemelerin yapıldığının düşünüldüğünü, kasada eksik olduğu iddia edilen tutar açısından bu hususun ispata muhtaç olduğunu, müvekkiline ödendiği ileri sürülen kar payları açısından ilk kar payının müvekkiline hiç ödenmediğini, ikinci kar payının ise ödendiğini, müvekkilinin bu kar payını alma hakkına sahip olduğunu, icra takibi kapsamında haciz ve tahsil edilen tutarlar açısından bu tutarların kesinleşmiş bir hakem kararına dayanılarak başlatılmış ilamlı icra takibi kapsamında tahsil edilmiş olup iadesinin talep edilemeyeceğini belirtmiş, davacıya sorumluluk davası açması yönünde genel kurul kararını sunmak üzere kesin süre verilmesine, Çeşme AHM’nin …..Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasına, davanın zamanaşımı sebebiyle reddine, davanın zamanaşımı nedeniyle reddedilmemesi nedeniyle esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesince 01/10/2021 tarihinde dosyanın Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’ nun 07/07/2021 tarihli 608 karar sayılı kararı gereğince İzmir Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, dosya Mahkememize tevzi edilerek esasa kaydedilmiştir.
Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesince gönderme kararı verilen dosyanın şirket yöneticisinin sorumluluğundan kaynaklanan bir dava olup davanın ticari dava niteliğinde olduğu ve Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesince davaya Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakıldığı belirlenmiştir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’ nun 07/07/2021 tarih 608 sayılı kararının incelemesinde; İzmir Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı çevresinin İzmir ilinin mülki sınırları olarak belirlenmesine ve kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği belirlenmiştir.
Her ne kadar Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesince dosyanın Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’ nun 07/07/2021 tarihli 608 karar sayılı kararı gereğince Mahkememize gönderilmesine karar verilmiş ise de; gönderme kararının dayanağı Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’ nun 07/07/2021 tarihli 608 karar sayılı kararında kararın uygulanmasına karar verilen 01/09/2021 tarihinden önce açılan ve derdest durumdaki dosyaların yargı yetkisi belirlemesine konu mahkemelere devredileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı gibi kararın 08/07/2021 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmasına rağmen 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verildiği, bu hususlar göz önüne alındığında Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ nun 2017/11-10 Esas , 2019/401 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere 01/09/2021 tarihinden önce açılan davalara davanın açıldığı mahkeme tarafından bakılmasının gerektiği ve dosyanın İzmir Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilemeyeceği, dava dosyasının Mahkememize gönderme kararı ile geldiği, gönderme kararını veren mahkemenin kararı ticaret mahkemesi sıfatıyla verdiği dolayısıyla gönderme kararını veren mahkemenin 01/09/2021 tarihine kadar açılmış davalar yönünden aynı mahkemenin daireleri olarak değerlendirilerek Mahkememizce de görevsizlik kararı değil niteliği itibariyle kesin olan gönderme kararı verilmesi ve iki mahkeme kararı arasında oluşan uyuşmazlığın giderilmesi ve yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6.Hukuk Dairesine gönderilmesinin gerektiği incelenen tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış, dosyanın Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi ‘ne gönderilmesine, iki mahkeme kararı arasında oluşan uyuşmazlığın giderilmesi ve yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6.Hukuk Dairesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1- Hakimler Ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu ‘ nun 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararı gereğince 01/09/2021 tarihinden önce açılan davalara davanın açıldığı mahkeme tarafından bakılması gerektiği anlaşıldığından dosyanın Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
2-Mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına ,
3-Harç ve yargılama giderlerinin 6100 Sayılı Kanunun 331. maddesinin 2. fıkrasının 1. cümlesi uyarınca, görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Mahkememiz kararı ile Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi’nin…… Esas, ……Karar sayılı kararı doğrultusunda iki mahkeme kararı arasında oluşan uyuşmazlığın giderilmesi ve yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE,
Dair niteliği itibariyle kesin olarak dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle karar verildi.
17/11/2021

Başkan …
e-imza

Üye …
e-imza

Üye …
e-imza

Katip …
e-imza