Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/809 E. 2022/1001 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/809
KARAR NO : 2022/1001

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 10/01/2021
KARAR TARİHİ : 08/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/11/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının Resulayn/Suriye’de Jandarma Danışman Timlerinde uzman çavuş olarak görev yaptığını, davalının, davacının öz dayısı olduğunu, davacının 2015 yılında maddi olarak zorlandığı bir dönemde dayısından borç istediğini, davalının parasının olmadığını fakat aracını satabilirse, satış tutarından para verebileceğini söylediğini, Bunun üzerine davacının; motor ve şase numarasını bilmedikleri Hyundai/Era marka model aracını, davalının oğlu … ile birlikte Gaziemir 6. Sanayi sitesinde bulunan … Otomativ’e giderek, işletme sahibi … …’a 19.000 TL karşılığında sattığını, davacının babasınında imzasının bulunmasını istediğini, davacının her ne kadar senedin usulen gerekli şartları olan meblağ ve tarih gibi esasları yazmak istese de davalının buna gerek olmadığını, sadece imza atmalarının kafi olacağını, davacının başlatılan icra takibinden aylar sonra haberdar olduğunu, İzmir 4. İcra Müdürlüğü tarafından düzenlenen … E. Sayılı takip dosyasının ödeme emrinin davacının babası ve aynı zamanda senetteki kefil olan …’ın evine gittiğini, davacının bulunduğu yere de herhangi bir tebligat yapılmadığını, fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla; Menfi Tespit Davasının kabulüne, davaya konu olan İzmir 4. İcra Dairesi’nin … E. sayılı icra takibinin durdurulmasına, haksız ve usulsüz olarak doldurulan dava konusu kambiyo senedinin iptaline, cebri icra ile ödenen miktarın istirdat yoluyla davacıya iadesine, kötü niyetle hareket ederek davacının ekonomik ve sosyal hayatına onarılmaz zararlar veren davalının icra takip tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, açılan icra takibi dolayısıyla senedin icra dairesine verildiği ortada olduğunu, davalının yüksek miktarda alacağı olmasına rağmen 900 TL ödemeyi kabul etmesi de hayatın olağan akışına ters düşeceği, üstelik bu süreçte davacının babası … tarafından da icra takibine itiraz edildiği, İzmir 5.İcra Hukuk Mahkemesi … E. Sayılı dosya ile dava görüldüğü, bu süreçte davacı kendisini avukat ile temsil ettirdiği, o halde süreç hakkında bilgilendirildiği varsayılması gerektiği, böyle bir teklifin kabul görmeyeceği, söz konusu dava sırasında da vekil tarafından uzlaşmak istedikleri beyan edilmiş ve tutanağa geçildiği, o halde borçlu olduklarını her aşamada kabul ettikleri, ancak ödeme yapmamak için her yolu denediklerini, açtıkları dava süre nedeniyle reddedildiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, İzmir 4.İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına dayanak teşkil eden senete dair menfi tespit istemi ve dava tarihine kadar ödenmiş olan bedellerin istirdatına ilişkindir.
6102 sayılı yasanın bonoya(emre yazılı senet) ilişkin tanımlayıcı hükümlerin aşağıdaki gibidir.
MADDE 776- (1) Bono veya emre yazılı senet;
a) Senet metninde “bono” veya “emre yazılı senet” kelimesini ve senet Türkçe’ den başka bir dille yazılmışsa, o dilde bono veya emre yazılı senet karşılığı olarak kullanılan kelimeyi,
b) Kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini,
c) Vadeyi,
d) Ödeme yerini,
e) Kime veya kimin emrine ödenecek ise onun adını,
f) Düzenlenme tarihini ve yerini,
g) Düzenleyenin imzasını, içerir.
MADDE 777- (1) İkinci ilâ dördüncü fıkralarda yazılı hâller saklı kalmak üzere,776 ncı maddede gösterilen unsurlardan birini içermeyen bir senet bono sayılmaz.
(2) Vadesi gösterilmemiş olan bono, görüldüğünde ödenmesi şart olan bir bono sayılır.
(3) Açıklık bulunmadığı takdirde senedin düzenlendiği yer, ödeme yeri ve aynı zamanda düzenleyenin yerleşim yeri sayılır.
(4) Düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bono, düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılır.
Kanunun yukarıda yazılı hükümleri gereğince menfi tespit istemine konu edilen belgenin 6102 sayılı yasanın 767/1-a,b,c,e,f,g bendlerinde yazılı unsurları taşıdığından bahisle her iki belgenin de kambiyo senetlerinde bono niteliğinden olduğu tespit edilmiştir.
6100 sayılı yasanın 27. Maddesi
Hukuki dinlenilme hakkı
MADDE 27- (1) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.
(2) Bu hak;
a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını,
b) Açıklama ve ispat hakkını,
c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir.
6100 sayılı yasada adil yargılanma hakkını ve hukuki dinlenilme hakkının bir gereği olarak ispat hakkı sınırlarıyla birlikte düzenlenmiştir. İspatın konusu vakıalardır. Vakıalar dışındaki hususlar ispatın konusu olamaz. Delilin, o vakıa hakkında dinlenebilir delil olup olmadığına Hakim karar verir. İspatın konusunu oluşturan vakıalar, uyuşmazlığı çözümünde etkili olabilecek, tarafların üzerinde anlaşamadıkları, çekişmeli vakıalar olmalıdır. Herkesçe bilinen vakıalar ile ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz. Çekişmeli sayılmadıkları için de ispata konu edilemezler. Her davada olduğu gibi, menfi tespit davalarında da ispat yükü büyük önem taşır. Kendisine ispat yükü düşen taraf bunu yerine getirmezse, açtığı ya da aleyhine açılan davayı kaybeder. 4721 sayılı yasanın 6. Maddesine göre; ”kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Bu hüküm gereğince de menfi tespit davalarında da ispat yükünün taraf sıfatıyla bir ilgisi yoktur. Yani, ispat yükü davacıya düşebileceği gibi davalıya da düşebilir. Menfi tespit davalarında ispat yükü, davacının dava dilekçesinde iddia ettiği nedenlerin niteliğine göre değişebilir. Kambiyo senetleri hakkında açılan menfi tespit davalarında, senedin dayanağı olduğu ileri sürülen hukuki ilişki ile senet metnindeki borç karşılaştırılmak suretiyle, ispat yükünün kimin üzerine düştüğü belirlenir. Menfi tespit davasında, davacı/borçlunun borcun hiç doğmadığını, davalı alacaklı ile arasında hiçbir hukuki ilişkinin bulunmadığını iddia ederse, bu durumda ispat yükü davalı/alacaklıya düşer. Buna karşılık, davacı/borçlunun hukuki ilişkinin varlığını kabul etmekle beraber, bunun başka bir nedenle geçersiz olduğunu ya da sona erdiğini ileri sürmesi halinde ise ispat yükü davacı/borçludadır. Çünkü doğumunu kabul ettiği hukuki ilişkinin sona erdiği, bunu iddia eden davacı/borçlu tarafından 4721 sayılı yasanın 6. maddesi gereği ispat edilmelidir.
Tedavüle çıkartılırken unsurları tam olmayan; tarafların doldurma yetkisine uygun bir şekilde, lehtar veya daha sonraki hamiller tarafından tamamlanmasını uygun gördükleri; doldurulunca baştan itibaren bütün unsurları tam bir poliçe gibi geçerli sayılan poliçeye açık poliçe veya beyaz poliçe denir. Bu tanımın bonolar içinde uygulanması mümkündür. Açık poliçenin tamamlama yetkisini aykırı olarak doldurulduğunu ileri süren yukarı yazılık kıymetli evraktan kaynaklanan menfi tespit davalarındaki ispat yüküne dair açıklamalar geregi bu iddiasını ispat etmelidir. İspat, senetle yapılır.
Bu açıklamalar ışığında tüm dosya kapsamı incelendiğinde, dava tarihinden yürürlükte bulunan 6102 sayılı yasa hükmü çerçevesinde açığa senet düzenlemesinin mümkün olduğu, davacı tarafın davalıya yalnızca imza atıp verdiği senetlere ilişkin olarak anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasının bulunduğu, ancak davacının senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu yazılı delille ispat etmesi gerektiği, bu hususta tanık delili ve davacının senet tanzim tarihinde başka bir yerde askeri görevde olduğuna dair iddiası haricinde senet niteliğinde bir ispat vasıtası ileri sürmediği, bu haliyle davasını ispat edemediği anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-)DAVANIN REDDİNE,
2-)Davaya konu edilen alacak miktarı olan 54.291,90 TL’nin %20 si oranında tazminatının davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
3-)2004 sayılı yasanın 72/4 maddesi gereğince ihtiyati tedbir ile ilgili olarak ayrıca KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
4-)Alınması gerekli toplam 80,70-TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 638,51 TL nin mahsubu ile 557,81-TL bakiye harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya İADESİNE,
5-)Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
6-)Davalı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya VERİLMESİNE,
7-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
Dair, 6100 sayılı yasanın 343. ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize yahut mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı-davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır