Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/804 E. 2022/581 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/804 Esas
KARAR NO : 2022/581

DAVA : Kooperatif (Genel Kurulun Yenilenmesi Talepli)
DAVA TARİHİ : 28/07/2017
KARAR TARİHİ : 30/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif (Genel Kurulun Yenilenmesi Talepli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Mahkememize verdiği 28/07/2017 tarihli dilekçesinde; davacının üyesi olduğu … Yapı Kooperatifi’ nin olağan genel kurulunun 30/06/2017 tarihinde yapıldığını, yapılan toplantıda kooperatif genel kuruluna katılma yetkisi olmayan kişilerin toplantıya katılarak kooperatif yönetimince önceden hazırlanan kararları bu kişilerin katkısı ile hukuka aykırı biçimde genel kuruldan geçirildiğini, genel kurula katılma yetkisi olmayan kişilerin davalı kooperatif başkanı olan … tarafından kooperatife naylon üye yapıldığını, bu kişilerin üye yapılırken genel kurulca benimsenen kooperatif giriş aidatını ödemesi gerekirken bu kişilere kooperatifçe üste para ödendiğinin belirlendiğini, davalı kooperatifin halen kayıt üzerinde 52 ortağın bulunduğunu, bu üyelerden 16 tanesinin kooperatif başkanı tarafından hiç bir bedel ödemeksizin kooperatife ortak yapılan kişiler olduğunu, bu üyelerin kooperatife girişlerinde giriş aidatı ödemedikleri gibi genel kurulca belirlenen aidatlarını da ödemediklerini, bu kişilerin genel kurul toplantılarına fiilen katılmadığını, yönetim kurulu üyelerine ve kooperatif başkanı …’ nin gösterdiği kişilere vekalet vererek davalı kooperatif yönetim kurulu üyelerinin istediği kararları genel kuruldan geçirmesine aracılık ettiklerini, davalı kooperatife ait arsanın Narlıdere’ de rant değeri yüksek olan bir bölgede olduğunu, davalı kooperatif başkanı ve yönetim kurulu üyelerinin gerçekte kooperatif ile hiç bir ilgisi olmayan, kooperatife ödeme yapmayan kişileri kooperatif ortağı yaparak kooperatife ait arsada hisse sahibi yapmış olarak gösterdiğini, aynı zamanda sonradan ortak yapılan bu kişilerin paylarının gerçekte kooperatif yönetim kurulu üyelerine ait olduğunu, bu suretle davacı ile birlikte kooperatife yıllardır aidat ödeyen ortakların kooperatif arsasındaki hisse miktarının düşürülerek gerçek kooperatif ortaklarının zarara uğratıldığını belirtmiş davalı kooperatifin 30/06/2017 tarihli 2016 hesap yılının görüşüldüğü genel kurulda alınan kararların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, Mahkememize verdiği 06/09/2017 tarihli cevap dilekçesinde; davacının iddialarının hiç bir delil ve dayanağı olmadığı gibi hiç birisinin gerçeği yansıtmadığını, üyelik ödentisinde eksiği bulunan üyelerden her daim eksik aidatların tahsili imkanı mevcut olup bunların genel kurulun iptali sebebi olabilecek hususlar olmadığını, kooperatifin tüm üyelerinin usulüne uygun şekilde üyeliğe alınmış olup, genel kurulda da üyelik sıfatı taşımayan kimsenin genel kurula katılmadığını, naylon üye diye davacının tabir ettiği üyelerin kimler olduğunun dava dilekçesinde açıklanmadığını, bu iddianın kabulünün imkanı olmadığını, davacı tarafça genel kurulun iptal gerekçesi olarak sadece üyelik sıfatı taşımayan kişilerin üye olarak genel kurula katılmış olmasının gösterildiğini, kararların usulsüz olup olmadığı, iyi niyet veya ahlaka aykırılık gibi bir iddianın ileri sürülmediğini, üyelik sıfatı taşımayan kişilerin oy kullanması gibi bir durum olmadığından davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, davacının genel kurulda hiç bir itirazda bulunmadığını, muhalefet şerhi koymadığını, dava açma hakkı bulunmadığını, kooperatif ortaklarının uzun bir süredir hiç bir değişim göstermediğini, davacının geçmiş genel kurullara iştirak ettiğini, geçmiş genel kurullarda da dava konusu genel kurulda da davacının, üyelerin usulsüz olarak kooperatife üye alındığı konusunda bir itirazının olmadığını ayrıca 30/06/2017 tarihli genel kurulda 50 ortaktan 10 tanesinin asaleten 3 tanesinin vekaleten toplantıya katıldığını, davacının iddia ettiği gibi 16 naylon üyenin vekaletleri toplanarak genel kurula katılmalarının sağlanması ile birlikte karar alınması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, genel kurulda alınan kararların usulüne uygun olduğunu, kararların oy birliği ile alınıp üyelerin menfaatine olduğunu, gündemin 4. Maddesinde yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ibrasının gerçekleştiğini, aidatların 50,00-TL gibi son derece cüzi bir miktar belirlendiğini belirtmiş davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı tarafça genel kurul toplantısında alınan kararların icrasının geri bırakılmasına karar verilmesi talep edildiğinden davalı kooperatifin yönetim kurulu üyesi … celbedilmiş yönetim kurulu üyesi mahkememizin 08/08/2018 tarihli celsesinde ; Kooperatifin 30/06/2017 tarihli genel kurulunda alınan kararların icrasının geri bırakılmasına yönelik talebe muvafakat etmediklerini kooperatifte 54 üye bulunduğunu , son genel kurul toplantısına 13 üyenin katıldığını , bunların da gerçek üyeler olduğunu beyan etmiş, bu beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
Davanın reddine dair Mahkememizce verilen karar İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin ……. Esas , …… Karar sayılı kararı ile ” Dava, kooperatif genel kurul kararının iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca, genel kurul toplantısına katılmaya yetkili olmayan kimselerin karara katılmış bulunmaları halinde alınan kararların yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı oldukları ileri sürülerek iptalleri için açılacak davada genel kurulda muhalefette bulunmuş olma şartı aranmaz ise de bir aylık hak düşürücü süre içinde davanın açılması zorunludur. Aynı Yasa’nın 98. maddesi yollamasıyla TTK’nın 361/son maddesi hükmüne göre, toplantıya katılmaması gerekip de katılan ve olumlu oy kullanan kimseler oylama sonucuna etkisi olabilecek kişiler ise, davalı kooperatif bu iştirakin karara müessir olmadığını ispatlarsa, bu katılım sonuca etkili olmayacağından, bu halde iptal isteminin aynı madde uyarınca reddi gerekir. Diğer anlatımla, katılmaması gerekenlerin toplantıya katılması sonucu etkiler ise yokluk nedeni değil, iptal nedenidir.
Eldeki davada davacı vekili dava dilekçesinde, davalı kooperatifin 30.06.2017 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında genel kurula katılma yetkisi olmayan kişilerin toplantıya katılarak kooperatif yönetimince önceden hazırlanan kararların hukuka aykırı bir şekilde genel kuruldan geçirildiğini, genel kurula katılma yetkisi olmayan kişilerin kooperatife naylon üye yapıldığını, bu kişilerin giriş aidatını ve daha sonra genel kurulca belirlenen kooperatif aidatlarını da ödemediklerini ileri sürerek davalı kooperatifin 30.06.2017 tarihli genel kurulunda alınan kararların iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Dava süresinde açılmış olup, toplantıya katılmamaları gereken kişilerin karara katılımının tüm kararlarda sonuca etkisi bulunduğu iddia edildiğinden, muhalefet şerhi koşulu aranmaması doğrudur. Mahkemece açıklama dilekçesi istenmesi üzerine davacı vekili ibraz ettiği 01.03.2018 tarihli dilekçesinde ise, 11.11.2010 tarihli yönetim kurulu kararı ile kooperatife 58 kişinin ortak kaydedildiğini, ancak bu kişilerin kooperatife ortak olma iradesini gösteren herhangi bir dilekçesinin bulunmadığını, yönetim kurulu üyelerinin bu karar ile kendilerini de ortak yaptıklarını, bu 58 kişiden kooperatife usulsüz yönetim kurulu kararı ile ortak olarak alınan …,………. ile birlikte 3 ü vekaleten olmak üzere 13 kişi ile 30.06.2017 tarihli genel kurul kararlarını aldıklarını belirtmiş, ancak mahkemece davacının, ortak olmayan kişilerin toplantıya katıldığı ve bu hususun karar nisabını etkilediği yolundaki iddiası ile ilgili herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadan bilirkişi raporu alınmaksızın davanın reddine karar verilmiştir. Eksik inceleme ile karar verilemez.
Bu durumda mahkemece, davalı kooperatifin tüm defter, kayıt ve belgelerinin öncelikle kooperatiften istenilmesi, ibraz edilmezse kooperatifin adresinde defter kayıt ve belgelerin incelenmesi için keşif yapılması, buna rağmen inceleme yapılmaz ya da defter ve belgelere ulaşılamaz ise, Ticaret Sicil Memurluğu’ndan, mümkün olmazsa ilgili Bakanlık İl Müdürlüğünden davalı kooperatifin genel kurul tutanakları, ortaklık cetvelleri getirtildikten sonra kooperatif uygulamalarında uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılarak, usulsüz olarak ortaklık kaydı yapılsa dahi genel kurul tarihinde ihracı kesinleşmeyen ortakların genel kurula katılabileceği ve kooperatif ana sözleşmesinin ilgili maddeleri gözetilerek davacının, ortak olmayan kişilerin toplantıya katılarak oy kullandığı ve bu katılımın sonucu etkilediği yolundaki iddiası ve davalı vekilinin aksi yönündeki savunması ile ilgili rapor alınıp, katılımın karar sonucunu etkileyip etkilemediği hususları değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bilirkişi raporu alınmadan eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 2014/10438 E 2015/1656 K, 2015/1443 E 2015/1665 K, 2015/6627 E 2015/5858 K sayılı içtihatları da bu doğrultudadır.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli deliller toplanmadan ve değerlendirilmeden karar verildiğinden, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin kabulüne, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 29.03.2018 gün ve 2017/876 E. 2018/288 K. sayılı kararının kaldırılmasına karar verilmiş , dosya yeniden esasa alınarak yargılamaya devam olunmuştur.
İstinaf ilamı öncesinde ,davacı vekiline, dava dilekçesinde naylon üye diye tabir edilen kişilerin isimlerini bildirmek üzere 2 haftalık süre verilmiş, davacı vekili Mahkememizin 08/02/2018 tarihli celsesinde, Kooperatife ait kayıt ve belgeleri inceleyemedikleri için naylon üye tabir edilen kişiler ile ilgili yazılı beyanda bulunamadıklarını, bu konuda yeniden süre verilmesini istediklerini ayrıca ortaklar defteri ile yönetim kurulu karar defteri ve yevmiye defteri celbedilerek bunların incelenmesinden sonra beyanda bulunabileceklerini beyan etmiş, aynı celsede davacı vekiline talebi doğrultusunda gerekli araştırma ve incelemeleri yaparak naylon üye tabir edilen kişilerin isimlerini bildirmek üzere 2 haftalık kesin süre verilmiş, davacı vekili Mahkememize verdiği 01/03/2018 tarihli dilekçesinde, kooperatif ortaklar defterlerinin mevcut olduğunu ancak bu deftere sadece kooperatif ortaklarının adı ve soyadının yazıldığını, ortakların yaptıkları ödemelerin Kooperatifler Kanunu gereğince ortaklar defterindeki ilgili sayfalara kaydedilmesi gerekirken kaydedilmediğini, bu nedenle hangi ortağın kooperatife hangi miktarda ödeme yaptığının anlaşılamadığını, kooperatif kayıtlarına göre kooperatifin 48 ortağının mevcut olduğunu, davalı kooperatif yönetim kurulunca alınan 07/12/2010 tarihli kararda kooperatifin gayrifaal olduğu, faal duruma geçilmesine karar verildiğinin görüldüğünü ancak faal olmadığı belirlenen ve muhasebesi dahi tutulmayan kooperatife yönetim kurulunun 11/11/2010 tarihli kararı ile 58 kişinin ortak olarak kaydedildiğini, bu kişilerin kooperatife ortak olma iradesini gösteren her hangi bir dilekçesinin bulunmadığını, bu 58 kişiden kooperatife usulsüz yönetim kurulu kararı ile ortak alınan …,…… … ile birlikte 3′ ü vekaleten olmak üzere 13 kişi ile toplanan 30/06/2017 tarihli genel kurul kararlarının alındığını, kooperatif ortaklar defteri, yönetim kurul karar defteri, ortakların kooperatife kabulüne ilişkin kayıtlar yasaya uygun tutulmadığı gibi usulsüz olarak ortaklığa alınan kişilerce alınan 30/06/2017 tarihli genel kurul kararlarının da iptalini gerektiğini belirtmiş, kooperatif ortaklar defterinde üyelerden yapılan tahsilatların işlenmediği, kooperatifin gayrifaal olduğu belirlendikten sonra kooperatif kurulu karar defterinde başvurusu bulunmayan kişilerin kooperatif ortak olarak alındığı, iptali talep edilen 30/06/2017 tarihli genel kurul kararlarının usulsüz olarak alınan ortakların çoğunlukta olduğu genel kurulca alındığı, ortakların kooperatife yaptıkları ödemelerin yevmiye defterine işlenmediği, kooperatif arsalarının değerinin bilançolarda düşük, kooperatif genel kurul kararlarında yüksek gösterildiği, bu suretle üyelerin yanıltıldığı, kooperatifler Kanunu Madde 46 hükümlerine aykırı olarak kooperatif yönetim kuruluna sınırlama getirilmeden taşınmaz yetkisi verildiği belirlendiğinden bu sebeplerle 30/06/2017 tarihli davalı kooperatif genel kurulunun gündemin 4. Maddesi ile alınan kooperatif yönetim ve denetim kurullarının ibrasına ilişkin gündemin 5. Maddesi ile alınan ortaklardan hisse devri alımına ilişkin ve gündemin 6. Maddesi ile alınan yönetim kuruluna müteahhitle kar karşılığı inşaat sözleşmesi yapma yetkisi verilmesine ilişkin kararların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
İstinaf ilamı öncesinde davalı tarafça, kooperatif ana sözleşmesi sunulmuş, ana sözleşmede ortaklık şartlarının ana sözleşmenin 10. Maddesi ile düzenlendiği, söz konusu maddede ” Kooperatife ortak olabilmek için aşağıdaki nitelik ve şartların varlığı gereklidir. 1-Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip gerçek kişi olmak, 2-T.C. Vatandaşı olmak ve yabancı uyruklu olmak ile birlikte 2644 sayılı Tapu Kanunu ve yürürlükteki Mevzuat hükümlerine göre Türkiye’ de gayrimenkul edinmesine imkan sağlanmış kişilerden bulunmak, 3-1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’ nun 9. Maddesinde sayılan tüzel kişilerden olmak ” düzenlemesinin bulunduğu belirlenmiştir.
İstinaf ilamı doğrultusunda , davalı kooperatifin 30.06.2017 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan kararların iptali koşullarının oluşup oluşmadığı, ortak olmayan kişilerin toplantıya katılarak oy kullanıp kullanmadığı, kullanılmış ise bunun sonuca etkili olup olmadığı konusunda davalı kooperatif defter kayıt ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan 28.03.2022 tarihli bilirkişi raporunda; davanın ……….Konut Yapı Kooperatifinin 30.06.2017 tarihinde yapılan 2019 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan kararların iptaline ilişkin olup davacının davayı kooperatif ortağı olarak ve “kooperatif yönetimi bazı kişileri kooperatif ortağı gibi göstererek genel kurul toplantısına katılmalarını sağlamış e bunların oyları ile istediği kararları aldırmıştır.” gerekçesi ile açtığı, gösterilen gerekçenin genel kurul kararlarının iptalini değil genel kurul toplantısının geçersiz sayılmasını gerektirecek nitelikte olduğu, genel kurul toplantısının geçersiz olduğuna karar verildiği takdirde doğal olarak bu genel kurulda alınan kararların da geçersiz olacağı, iddia edilenin aksine ortak olmayan kişilerin genel kurula katılması değil ortak olmasına rağmen 4 kişiye ortak listesinde yer verilmemesinin söz konusu olduğu, bu 4 kişinin ortak listesine dahil edilmesinin gerek toplantı ve gerekse karar nisapları yönünden sonucu değiştirmeyeceğinin hesap ve tespit edildiği, dava konusu genel kurul toplantısında alınan kararların yasa ve ana sözleşme hükümleri ile iyi niyet esaslarına aykırı olduğunu gösteren bulgulara rastlanmadığı, görüş ve kanaatine varıldığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtmiştir.
Davacı vekili 30/06/2022 tarihli celsede mahkeme heyetini reddettiğini beyan etmiş , Mahkememizce aynı celsede davacı vekili tarafından HMK 41/1-b maddesinde belirtilen red sebebi ve bu sebebe ilişkin inandırıcı delil ve emare gösterilmediğinden ve HMK 41/1-c maddesinde belirtilen red sebebinin davayı uzatmak amacıyla verildiği anlaşıldığından bahisle HMK 41/1-b ve c bendleri gereğince red talebinin geri çevrilmesine karar verilmiş , yargılamaya devam olunmuştur.
Toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davacı tarafça, davalı kooperatifin 30/06/2017 tarihli 2016 hesap yılının görüşüldüğü genel kurulda alınan kararların iptaline karar verilmesine yönelik Mahkememize dava açıldığı, genel kurul toplantı tarihi ile dava tarihi göz önüne alındığında Kooperatifler Kanunun 53. maddesinde düzenlenen 1 aylık yasal hak düşürücü sürenin dolmadığı ve davanın yasal süresinde açıldığı, davacının davalı kooperatifin üyesi olduğu, davacı kooperatifin 48 ortağının bulunduğu, dava konusu genel kurul toplantısına 10 ortağın asaleten 3 ortağın vekaleten olmak üzere 13 ortağın katıldığı 1163 sayılı yasanın 45. maddesinde düzenlenen toplantı nisabının sağlandığı, 1163 sayılı yasanın 53. Maddesinde ” …toplantıda hazır bulunup da kararlara aykırı kalarak keyfiyeti tutanağa geçirten veya oyunu kullanmasına haksız olarak müsaade edilmiyen yahut toplantıya çağrının usulü dairesinde yapılmadığını veyahut gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediğini yahut da Genel Kurul toplantısına katılmaya yetkili olmıyan kimselerin karara katılmış bulunduklarını iddia eden pay sahipleri; Yönetim Kurulu ve kararların yerine getirilmesi Yönetim Kurulu üyeleri ile denetçilerin şahsi sorumluluklarını mucip olduğu takdirde bunların her biri … ” nin genel kurul kararları aleyhine dava açabileceklerinin düzenlendiği ,davacının dava konusu edilen genel kurula katılmadığı ancak anılan hüküm uyarınca, genel kurul toplantısına katılmaya yetkili olmayan kimselerin toplantıya ve karara katılmış bulunduğunu iddia eden davacı açısından alınan kararların yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı oldukları ileri sürülerek iptalleri için açılacak davada gerekli olan red oyu ve muhalefet şerhi koşulunun aranmayacağı ve davacı açısından iptal davası açma koşullarının oluştuğu ,davacı tarafça kooperatifin 16 üyesinin kooperatif başkanı tarafından hiç bir bedel ödemeksizin kooperatife ortak yapılan kişiler oldukları, bu üyelerin kooperatife girişlerinde giriş aidatı ödemediği gibi genel kurulca belirlenen kooperatif aidatlarını da ödemediklerinin iddia edildiği, davacı vekiline söz konusu 16 kişinin ismini bildirmek üzere süre ve kesin süre verildiği, davacı tarafça davalı kooperatifin 11/11/2009 tarihli yönetim kurulu kararı ile 58 kişinin kooperatife ortak olarak alınmasına karar verildiği, söz konusu yönetim kurul kararı ile ortak olarak alınan …, ……., …’ nin iptali istenen genel kurula katılarak bu kişilerin katılımı ile genel kurulda karar alındığını belirttiği, davacı tarafça sunulan 11/11/2009 tarihli yönetim kurulu kararında; davacının da kooperatife ortak olarak kaydedilmesine karar verildiği, söz konusu kararın usulsüz olarak kabulü halinde davacının da davalı kooperatife ortak olarak kabul edilemeyeceği, davacı tarafça kooperatif üyelerinin aidatlarının ödenmediğinin belirtildiği ancak bu hususun kooperatifin iç denetimine ilişkin olduğu, kooperatifin iç denetiminin Mahkememizce yapılamayacağı, davacı tarafça toplantıya katılmaması gerekip te katılan ve olumlu oy kullanan kimselerin toplantı ve karar nisabına müessir olduğunun ispatlanması gerektiği ,bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere iddia edilenin aksine ortak olmayan kişilerin genel kurula katılması değil ortak olmasına rağmen 4 kişiye ortak listesinde yer verilmemesinin söz konusu olduğu, bu 4 kişinin ortak listesine dahil edilmesinin gerek toplantı ve gerekse karar nisapları yönünden sonucu değiştirmeyeceği , dava konusu genel kurul toplantısında alınan kararların yasa ve ana sözleşme hükümleri ile iyi niyet esaslarına aykırı olduğunu gösteren bulgulara rastlanmadığı incelenen tüm dosya kapsamı ile anlaşılmış, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Eksik kalan 49,30-TL harcın davacı tarafça tamamlanmasına,
3-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan karar tarihinde yürülükte bulunan AAÜT hükümlerine göre hesap ve takdir edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
Dair tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen Davacı vekili Av. … ile Davalı vekili Av. ………’in yüzlerine karşı açıkça okunup anlatıldı. 30/06/2022

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza