Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/8 E. 2021/559 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/8 Esas
KARAR NO : 2021/559

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/01/2021
KARAR TARİHİ : 16/06/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu şirket aleyhine … hizmet numaralı abonelikten kaynaklanan 2018/10-11-12 dönemli faturanın ödenmediğini ve 369,39 TL üzerinden takip başlatıldığını, davalı borçlu şirket vekilinin borca ve ferilerine itiraz ettiğini, abonelik sözleşmesinde belirtildiği üzere taraflardan birinin herhangi bir sebeple feshetmesi durumunda tarafların … kayıtlarına göre doğmuş tüm borçları ödemekle yükümlü olduğunu, fatura takibinin müşteri sorumluluğunda olduğunu, davalı borçluya 02/03/2019 tarihinde borcun ihtarname ile gönderildiğini, karşı yanın itirazının haksız olduğunu belirterek itirazın iptali takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının takibe konu ettiği alacakların zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcu olmadığını, davacı tarafından faturanın ödenmediği iade edilen dönemlerde müvekkilinin davacıdan hizmet almadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, internet abonelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası sureti
-Abonelik sözleşmesi, faturalar
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İtirazın iptali davasının koşullarını; ilamsız bir icra takibine girişilmesi, bu takip nedeniyle çıkarılan ödeme emrine 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmiş olması, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde mahkemeden itirazın iptalinin talep edilmesi şeklinde sıralamak mümkündür.
İtirazın iptali davası icra takibi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/19-410 Esas, 2004/471 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. Bu husus dava şartıdır ve mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
2004 Sayılı İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. İİK 67/2. madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;davacının, davalı aleyhinde İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında fatura alacağına ilişkin 343,98 TL asıl alacak, 21,44 TL işlemiş faiz, 3,97 TL gecikme bedeli olmak üzere toplam 369,39 TL alacak üzerinden takip başlattığı, ödeme emrinin davalı borçluya 13/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 20/05/2019 tarihinde yasal süresi içerisinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu, davalı borçlunun takibe itirazı üzerine davacının iş bu itirazın iptali davasını bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde ikame ettiği, davacının davalı ile aralarında internet abonelik sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşme kapsamında davalının 2018 yılı Ekim, Kasım ve Aralık dönemlerine ilişkin faturaları ödemediği iddiasında bulunduğu, davalının ise zamanaşımı definde bulunduğu, davacıya borçlu olmadığını ve hizmet almadığını savunduğu, takipte talep edilen faiz oranına itiraz ettiği, taraflar arasında abonelik sözleşmesinin bulunduğu hususunda ihtilaf bulunmadığı, uyuşmazlığın abonelik sözleşmesinin sona erip ermediği ve takibe konu faturaların sunulan hizmet karşılığında düzenlenip düzenlenmediği hususlarında olduğu, davalının 05/11/2014 tarihli sözleşme ile davacıdan internet hizmeti almaya başladığı, bu hizmetin davalının 26/12/2018 tarihli iptal talebi üzerine davacı tarafından 07/01/2019 tarihinde hizmetin sonlandırılması ile sona erdiği, uyuşmazlığa konu faturaların 2018 yılı Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ait olduğu, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğundan ve söz konusu alacak 2018 yılına ait olduğundan takip tarihi olan 02/05/2019 tarihi ile iş bu dava tarihi olan 06/01/2021 tarihi itibariyle söz konusu alacak yönünden 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı, davalı vekilinin zamanaşımı definin yerinde olmadığı, davalı faturalara konu hizmeti almadığını savunmakta ise de davacı kurumun sunduğu kayıtlara göre bu hizmetin 2019 yılı Ocak ayına kadar devam ettiği, ayrıca davalı tarafından söz konusu faturaların yasal süresi içerisinde iade edildiği veya fatura içeriğine itiraz edildiği hususunda herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı, TTK’nun 23 maddesi uyarınca süresi içerisinde faturaya itiraz etmeyen tacirin fatura içeriğine konu mal ve hizmeti teslim aldığının kabulü gerektiği, bu nedenle davalının takip ve davaya dayanak fatura içeriklerine konu mal veya hizmetin bedelini ödediğini ispat etmesi gerektiği, davalının bu yönde herhangi bir ispat vasıtası sunmadığı, dosya kapsamına göre davacının iddiasını ve alacağının varlığını ispat ettiği, ayrıca uyuşmazlığa konu alacak miktarı likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin yasal şartlarının oluştuğu anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin aynen DEVAMINA,
2-343,98 TL alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 68,79 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden alınmasına YER OLMADIĞINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç, 42,00 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 160,60 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
5-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 13/1-2. fıkraları uyarınca 369,39 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
7-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11,13. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 341 vd. Maddeleri uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/06/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA