Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/783 E. 2021/1050 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/783 Esas
KARAR NO : 2021/1050

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İcra Yoluyla Takipten Kaynaklanan Sıra Cetveline İtiraz)
DAVA TARİHİ : 28/10/2021
KARAR TARİHİ : 23/11/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Sıra Cetveline İtiraz (İcra Yoluyla Takipten Kaynaklanan Sıra Cetveline İtiraz) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin dava dışı borçlu … Ltd Şti’nin borcu sebebiyle adı geçen şirket aleyhinde icra takibi yapıldığı, taşınır ve taşınmaz malları ile hak ve alacaklarına haciz uygulandığı, Bergama İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında düzenlenen sıra cetveli uyarınca satış bedelinden tahsil edilen alacağın bir kısmının İzmir … icra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına gönderildiği, İzmir … icra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında sıra cetveli düzenlendiğini, düzenlenen bu sıra cetvelinde davacı şirketin 5. Sırada gösterildiğini, sıra cetvelinin 2 ve 3. Sırasında gösterilen davalıların alacağına ve sırasına itiraz ettiklerini belirterek davalılara ayrılan payın kendilerine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalılara dava dilekçesi tebliğ edilmemiştir.
DAVA:
Dava, 2004 sayılı İİK’nun 142. maddesinden kaynaklanan sıra cetveline itiraza ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra “Her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.” hükmü ile de nispi ticari davaya ilişkin de düzenleme yapılmış olup, uyuşmazlığın nisbi ticari dava niteliğini kazanabilmesi için tarafların her ikisinin de tacir olması ve uyuşmazlık konusu işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir.
İİK’nın 142/1 maddesinde “Cetvel suretinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde her alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel mündericatına itiraz edebilir.” hükmü düzenlenmiştir. Bu hükümde belirtilen mahal mahkemesinin hangi mahkeme olduğu konusunda bir açıklık bulunmamakla birlikte İİK’nın 235/1. maddesindeki kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki iflas davaları için Ticaret Mahkemeleri’nin görevli olduğu yolundaki düzenleme gibi açık bir düzenleme bulunmadığından bu mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir.
Sıra cetveline itiraz davalarında taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı gibi uyuşmazlık, davacı ve dava dışı borçlu arasındaki ilişkiden kaynaklanmaktadır. 01.10.2011 tarihinden sonra açılan sıra cetveline itiraz davaları için görevli mahkeme HMK’nın 2/1. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesidir.(Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, sh:738)
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinin yürürlükte bulunduğu dönemde Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi iken, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinde yapılan değişiklikle Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasında ilişki görev ilişkisi olarak değiştirilerek böyle durumlarda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının iş bu dava ile İzmir … icra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında düzenlenen 24/10/2021 tarihli sıra cetveline itiraz ettiği, itirazında hem davalıların sırasına hem de alacağın esasına itirazda bulunduğu, taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı bu nedenle iş bu dava yönünden mutlak ve nispi ticari davadan bahsedilemeyeceği, dava tarihi itibariyle davaya Asliye Hukuk Mahkemesince bakılması gerektiği, görev hususunun dava şartı olduğu ve her aşamada resen dikkate alınması gerektiği anlaşılmakla 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.(Benzer yöndeki kararlar için bkz. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 04.06.2013 tarih ve 3440 E. 3763 K. 15.09.2014 tarihli ve 2019 E. 5643 K. 15.10.2014 tarihli ve 1764 E. 6313 K. 08.07.2015 tarihli ve 2014/9261E. 2015/5348 K. sayılı ilamları)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacının dava dilekçesinin 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
Görevli mahkemenin İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olması nedeniyle mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca dosyanın görevli İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi halinde, yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine; aksi durumda resen dosyanın ele alınarak yargılama giderleri hususunda bir karar verilmesine,
3-6100 sayılı HMK’nın 20. maddesi uyarınca görevsizlik kararına karşı taraflarca kanun yoluna başvurulmaması durumunda kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İZMİR NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE, tarafların belirtilen süre içerisinde mahkememize başvurmaması durumunda DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin taraflara ihtarına ( İHTARAT YAPILMADI),
Dair verilen kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile ya da tarafların bulundukları yer Asliye Ticaret Mahkemesi vasıtasıyla mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere tarafların yokluklarında dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 23/11/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA