Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/779 E. 2022/1019 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/779 Esas
KARAR NO : 2022/1019

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/10/2021
KARAR TARİHİ : 16/11/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıya ait olan … plakalı aracı ile seyir halinde ilerlerken, …’nin idaresindeki … plakalı aracın müvekkiline ait olan araca çarpması ile savrulan … plakalı araç park halinde beklemede olan … plakalı araca çarpması ile maddi hasarlı trafik kazasının meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, Kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü …’nin asli kusurlu olarak kazaya sebebiyet verdiğini, davalı sigorta şirketi kazada kusurlu olan … plakalı aracın zmms poliçesini tanzim eden şirket olup müvekkile ait olan araçta meydana gelen değer kaybından poliçe limiti ile sorumlu olduğunu, 30.07.2021 tarihinde müvekkili adına 3.000,00 TL değer kaybı bedeli olarak ödendiğini, ancak müvekkil aracı yeni model olup kaza tarihinde km düşük olduğunu, hasar sebebiyle müvekkili aracında oluşan değer kaybının daha fazla olup karşılanmadığını, karşılanmayan değer kaybı bedelinin davalıdan tahsili gerektiğini, davacı aracında oluşan hasara bağlı olarak değer kaybı ve ikame araç bedeli alacağının tahsili için işbu davanın ikamesinin zorunlu olduğunu, araçta oluşan bakiye değer kaybı zararına mahsuben 50,00 TL’nin davalı …’den kaza tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, 50,00 TL ikame araç bedelinin kaza tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalı …’den tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetki yönünden reddini ve belirsiz alacak davasının menfaat yokluğu nedeni ile reddi gerektiğini, sorumluluklarının kusur oranı ve 41.000 TL poliçe limiti dahilinde olduğunu, davacının aracındaki hasar için … numaralı dosya açılarak 24.797,70 TL hasar tazminatı, aracın değer kayı için dosya açılarak değer kaybı tazminatı olarak 3.000,00 TL değer kaybı tazminat ödemesi yapıldığını, sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olmadığını, işbu nedenle kendi kusuruna denk gelen kısım için ödeme yapıldığını, kazanın meydana gelmesinde sürücülerin kusurları ve kusur oranlarının tespiti gerektiği, davacı tarafından iddia edilen aracı kullanamamasından doğan zarar da mahrumiyete bağlı dolaylı zarar niteliğinde olmasından dolayı teminat dışında kalan haller kapsamında olduğunu, değer kaybı tazminatının reel olarak belirlenmesi gerektiğini, davacı aracının geriye dönük hasar kayıtlarının istenmesi ve incelenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … davaya cevap vermemiş duruşmalardaki beyanlarında kusurunun olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri uyarınca motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi zararın (değer kaybı, ikame araç bedeli) karayolları motorlu araçlar zorunlu mali mesuliyet sigortacısı ve sürücü tarafından tazmini isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-Kaza tespit tutanağı,
-Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinin 12/11/2021 tarihli yazısı ve eki,
-S.S … Sigorta A.Ş’nin bila tarihli yazısı ve eki poliçe ve hasar dosyası,
-… Sigorta A.Ş’nin23/12/2021 tarihli yazısı ve eki,
-Türkiye Noterler Birliğinin 06/01/2022 tarihli yazısı,
-Bilirkişi … ve …’in 28/07/2022 tarihli raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
TBK’nın 49. maddesine göre, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Haksız fiile dayalı bir borcun doğabilmesi için, hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, fiili işleyenin kusuru olmalı, sonuçta bir zarar doğmalı, zarar ile işlenen fiil arasında da uygun nedensellik bağı bulunması gerekir.
Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Aracın onarıldıktan sonra mübadele (rayiç) değerinin olaydan önceki mübadele değerinden az olacağının kabulü gerekir. Çünkü tamamen onarılmış olsa bile bu araba tahribatın izlerini taşımaktadır. Onarılmış durumdaki değeri, ne kadar iyi onarılmış olursa olsun kural olarak aynı nitelikteki hiç hasara uğramayan araç değerinden düşüktür ve bu da cari değerinden kaybettirmektedir.
Öncelikle, değer azalması veya değer kaybının belirlenmesinde dikkate alınması gereken ölçütler her olayın somut özelliğine göre değişebilecek ise de aracın markası, özellikleri ve model yılı, kullanım amacı, kullanım süresi, yıpranma payı, aracın gördüğü hasarın ağırlığı ve hasara uğrayan bölgeleri, hasarın giderilmesinde kullanılan parçaların niteliği (orijinal olup olmadığı) hususları değer kaybında gözönüne alınmalıdır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin(Kapatılan) kökleşmiş ilke ve uygulamalarına göre trafik kazalarına dayalı araç değer kaybı tazminatı, hasarlı aracın, hasara uğramadan önceki ikinci el piyasa değeri ile hasarlı haldeki ikinci el piyasa değerinin saptanması ve karşılaştırılması suretiyle belirlenir. Aradaki fark meydana gelen değer kaybıdır. Ancak aracın tamiri ekonomik değilse yani araç pert total ise değer kaybı talep edilemez(Bu yöndeki kararlar için bkz. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 28/12/2017 tarih ve 2015/6486 Esas, 2017/12264 Karar; Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 11/10/2018 tarih ve 2015/16180 Esas, 2018/8981 Karar sayılı ilamları.).
Aracın makul tamir süresi ile aynı vasıftaki aracın kiralanması için gerekli olan bedel ve davacının aracını kullanamadığı döneme ilişkin olarak bakım giderleri, amortisman vs. gibi tasarruf ettiği miktarlar da düşülmek suretiyle araç mahrumiyet bedeli bedeli belirlenir. Ancak aracın tamiri ekonomik değilse yani araç pert total ise zarara uğrayan araçla aynı vasıfta ikame aracın satın alınması için geçecek makul süre üzerinden araç mahrumiyet bedelinin belirlenmesi gerekir. (Bu yöndeki kararlar için bkz. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/7867 Esas, 2017/1668 Karar sayılı ilamı ve benzer kararları).
6100 Sayılı HMK’nın 266 ve devamı maddelerine göre çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda ihtisas sahibi kimselerin dinlenmesi ve rapor alınması gerekir.
Kaza sonucu hasara uğrayan aracın değer kaybı ile hasarının ne kadar sürede tamir edileceği, bu süre içinde ikame araç kiralama bedelinin (yakıt v.s gibi zorunlu giderlerin mahsubundan sonra) tespitinin konusunda uzman bilirkişi tarafından belirlenmesi gerekir(Bu yöndeki kararlar için bkz. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/11175 Esas, 2016/1082 Karar sayılı İlamı ve benzer kararları).
Yukarıda yapılan açıklamalar ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde; 22/06/2021 tarihinde …, … ve … plakalı araçların karıştığı çok taraflı, maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, kolluk tarafından trafik kazasına ilişkin olarak maddi hasarlı trafik kaza tespit tutanağı düzenlendiği, davacının iş bu dava ile … plakalı araca ilişkin olarak değer kaybı ve ikame araç bedeli talebinde bulunduğu ve zararın … plakalı aracın zmss sigortacısı olan davalı sigorta şirketi ile haksız fiil faili olan diğer davalıdan tazminini istediği, davalı … Sigorta A.Ş’nin mahkememizin yetkisine itiraz ettiği, görevli mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu, davacıya dava öncesinde değer kaybı ödemesi yapıldığı, davacının bakiye alacağının bulunmadığı, ikame araç bedeline ilişkin zararların poliçe teminatı kapsamında olmadığını savunduğu, diğer davalı …’ın ise davaya cevap vermediği, davacının iddialarını inkar etmiş sayıldığı ve duruşmalardaki beyanında kusursuz olduğunu savunduğu, taraflar arasında mahkememizin görevli ve yetkili olup olmadığı, davacının değer kaybı ve ikame araç bedeline ilişkin zararının bulunup bulunmadığı, varsa miktarının ne olduğu ve davalıların sorumlu olup olmadığı hususlarında ihtilaf bulunduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında doğrudan sözleşme ilişkisi bulunmaması, sorumluluk sigortalarının TTK’da düzenlenmesi, taraflar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunması ve usul ekonomisi gereği davaların birlikte yürütülmesi gerektiği anlaşılmakla mutlak ticari dava niteliğindeki somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olduğu, davalı sigortanın görev itirazının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Davalı sigorta tarafından mahkememizin yetkisine itiraz edilmiş ise de, davaya konu kazanın İzmir ili, Menderes ilçesinde meydana geldiği, davacının bu ilçede ikamet ettiği, kaza mahallinin ve davacının yerleşim yerinin mahkememiz yargı çevresi içerisinde kaldığı, 6100 sayılı HMK’nun 16. Maddesi uyarınca mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmakla mahkememizce davalının yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce davacıya ait aracın sicil ve geçmiş hasar kayıtları ile dava konusu kaza nedeniyle görmüş olduğu onarım işlemlerine ilişkin kayıtların ilgili kurumlardan istenildiği, davacının dava konusu olay nedeniyle zararının bulunup bulunmadığı, var ise miktarının ne olduğu ve davalıların kusur ve sorumluluğuna ilişkin mahkememizce dosyanın otomotiv ve trafik bilirkişisinden oluşan heyete tevdi edildiği, bilirkişi heyetinden alınan 28/07/2022 tarihli rapora göre, davalı sürücü …’nin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile gündüz vakti meskun mahal dışı trafiği normal ve seri işleyen il yoluna gereken dikkat ve özeni göstermesi, karşı yön Çileme köy istikametine geçmeden evvel mutlak durması, yoldaki araç trafiğini izleyip gelen araç/araçlar var ise bu araçların geçişine izin vermesi, güvenli ortam oluştuktan sonra kavşak alanına giriş yapıp düz seyirle kavşak alanını terk etmesi lazım iken, sürücü tehlikeyi hafife almak süreti ile belirtilen hususlara riayet göstermediği, sağından anayol üzerinden gelerek yoluna düz devam eden ve kavşağa yaklaşmakta olan araca ilk geçiş hakkını vermeyip tedbirsiz biçimde kavşağa giriş yaptığı, bu davranışı nedeniyle yaratmış olduğu ortamda trafik akışı için tehlike ve engel teşkil edip, davacı aracının önünü keserek yandan çarpmaya maruz bırakması olayında KTK’nun 57.maddesini ihlal ettiği, davacı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile gündüz vakti trafiğin norma görüşün açık olduğu meskun mahal dışı il yoluna gereken dikkat ve özen göstermesi, kavşak bölgesine gelmeden görüş alanını ektin kontrolü altında bulundurması, yaşanacak bir olumsuzlukta (Bu kaza gibi) etki fren ile durabileceği veya olayın vahametini önleyeceği bir hız ile teyakkuzla kavşağa yaklaşması gerekirken, sürücü bu hususlara riayet etmeyerek aracının hızını ve seyrini trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmadığı, kontrolsüz ve tedbirsiz biçimde kavşağa yaklaştığı, yol bölümüne giren davalı aracını zamanında fark edip direksiyon ve fren tedbirine başvurmadığı, sonrasında etkisiz kalıp yandan çarpması olayında KTK’nun 52/a-b maddelerini ihlal ettiği, dava dışı … plakalı araç sürücü …’nin ise meydana gelen kazada kural ihlalinin bulunmadığı, davacıya ait aracın ön kısım ve ön çamurluk bölgelerinden hasar aldığı, meydana gelen kaza ile hasarın uyumlu olduğu, davacı aracının kaza öncesi serbest piyasa rayiçlerine göre bedelinin 95.000,00 TL olduğu, dava konusu kaza nedeniyle davacı aracında meydana gelen hasarın onarım bedelinin kdv dahil 33.063,82 TL olduğu, onarım bedelinin rayiç değerin %50’sinin altında kalması nedeniyle aracın tamirinin ekonomik olduğu, dava konusu kaza öncesinde davacının 03/10/2011 ve 26/11/2010 tarihlerinde başka iki kazasının bulunduğu, dava konusu kaza nedeniyle davacının aracının ön panel, motor kaputu, sağ ön çamurluk, sağ podye ve sağ ön kapı parçalarının değişim ve onarım gördüğü, davacı aracının kaza öncesi serbest piyasa rayiçlerine göre bedelinin 95.000,00 TL olduğu, aracın onarımı yapıldıktan sonraki rayiç değerinin ise 89.000,00 TL olduğu, (Kapatılan) Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin gerçek zarar, aracın kaza öncesi rayici ile (95.000,00 TL) onarım sonrası rayici (89.000,00TL) arasındaki farktır kararları göz önüne alındığında ve değerlendirildiğinde aracın piyasa koşullarında değer kaybının 6.000,00 TL olduğu, davalı sigorta tarafından dava öncesinde davacıya 3.000,00 TL ödeme yapıldığı, buna göre davacının bakiye 3.000,00 TL değer kaybı zararının bulunduğu, aracın makul tamir süresinin ise 10 iş günü olduğu, aynı vasıftaki aracın kiralanması için gerekli olan bedel ve davacının aracını kullanamadığı döneme ilişkin olarak bakım giderleri, amortisman vs. gibi tasarruf ettiği miktarlar da düşülmek suretiyle araç mahrumiyet bedelinin-ikame araç bedelinin kaza tarihi itibariyle 2.000,00 TL olduğu (10×200=2.000,00TL), belirlenen zararın tam kusur esasına göre hesaplandığı yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
Dava konusu kazada davacıya ait aracın ön kısım ve çamurluklarından hasarlandığı ve hasarlanan parçaların niteliğine ilişkin taraflar arasında uyuşmazlık bulunmayıp, uyuşmazlığın taraflar sürücülerinin kusur durumu ile davacı aracında kaza nedeniyle değer kaybı meydana gelip gelmediği, davalı sigorta tarafından davacıya yapılan değer kaybı ödemesinin yeterli olup olmadığı ve davacının aracının onarımı sürecinde ikame araç zararının oluşup oluşmadığı ve zarar var ise bu zararın miktarının ne olduğu ve davalıların bu zarardan sorumlu olup olmadığı hususlarında olduğu, kolluk tarafından düzenlenen kaza tespit tutanağına göre olay tarihinde davaya konu kazanın kontrolsüz kavşakta meydana geldiği, çarpma neticesinde davacı aracının ön kısımlarından hasar aldığı, davacı aracının ana yol üzerinde seyir halinde olduğu, davalının ise tali köy yolundan çıkış yaptığı, davalının anayolda seyir halinde olan davacı aracına geçiş üstünlüğü tanıması gerekirken bu kurala riayet etmediği, kazanın meydana gelmesinde asli %75 kusurlu olduğu, davacı sürücüsünün ise kontrolsüz kavşağa yaklaşırken hızını yavaşlatması ve direksiyon ve fren tedbirine başvurması gerektiği, kazanın meydana gelmesinde tedbirsiz davrandığı ve tali %25 kusurlu olduğu, mahkememizce dava konusu olayda bilirkişinin kusur değerlendirmesinin hakkaniyete uygun görüldüğü, her ne kadar davalı sigorta tarafından davacının değer kaybına ilişkin talebinin zmms genel şartlarına göre değerlendirilmesi talep edilmiş ise de, Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih ve 2019/40 esas 2020/40 karar sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verildiği, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının derdest dosyalar yönünden uygulanmasının zorunlu olduğu, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının usuli kazanılmış hakların istisnasını teşkil ettiği, Anayasa Mahkemesince bir kanun hükmünün iptal edildiği bilindiği halde görülmekte olan davaların anayasa aykırılığı saptanan kurallara göre görülüp çözümlenmesinin Anayasanın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği, bu kapsamda iş bu davada Türk Borçlar Kanunun haksız fiile ilişkin hükümleri, KTK hükümleri ile genel şartların bunlara aykırı olmayan hükümleri ile bu doğrultuda yeni genel şartlarla çeliştiği durumda Yargıtayın genel şartlarının yürürlüğe girmesinden önceki yerleşmiş içtihatları doğrultusunda uygulama yapılması gerektiği, bu nedenle değer kaybı ve ikame araç bedeli talebi yönünden tazminat hesaplamasında davacının taleplerinin genel hükümlere ve serbest piyasa rayiçlerine göre değerlendirilmesi gerektiği, ayrıca aracı hasara uğrayan kimsenin tamir süresince aracını kullanamayacağı ve bu nedenle zarara uğrayacağı, bunun için ayrıca aynı süreçte araç kiralamış olmasının zorunlu olmadığı, davacının aracının onarım süresince aracını kullanamamasından kaynaklı olarak zarara uğradığının sabit olduğu, bilirkişi tarafından dava konusu aracın değer kaybının 6.000,00 TL ve ikame araç bedeli zararının ise 2.000,00 TL olarak hesaplandığı, davalı dava konusu kazada %75 kusurlu olduğuna göre davacının davalılardan talep edebileceği değer kaybı zararının 4.500,00 TL, ikame araç bedeli zararının ise 1.500,00 TL olduğu, davalı sigorta tarafından davacıya dava öncesinde 3.000,00 TL değer kaybı ödemesi yapılmakla davacının karşılanmayan değer kaybı zararının 1.500,00 TL olduğu, bilirkişi tarafından tespit edilen bakiye değer kaybı ve ikame araç bedeline ilişkin zararların kaza tarihi itibariyle dava konusu aracın niteliği, özellikleri, kullanım şekli ve ülkemizin ekonomik koşullarına göre makul olduğu, davacının uğradığı bu zararları haksız fiil faili sürücü ve işleten olan davalı … ile diğer sorumlulardan talep edebileceğinin kabulü gerektiği, davalı Abdullah’ın araç sürücüsü ve haksız fiil faili ile araç işleteni olarak ikame araç bedeli ile bakiye değer kaybına ilişkin zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın 13/09/2020-13/09/2021 tarihleri arasında davalı sigorta nezdinde zmms poliçesinin olduğu, davaya konu kazanın poliçe dönemi içerisinde meydana geldiği, davalı sigortanın kazaya sebebiyet veren aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olarak kaza tarihinde geçerli olan poliçe limiti (43.000,00 TL) ile sınırlı sorumlu olarak davacının bakiye değer kaybına ilişkin zararından diğer davalı ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, davacının dava öncesinde davalı sigortaya başvuruda bulunduğu, davalı sigortanın davacıya 04/08/2021 tarihinde değer kaybına ilişkin kısmi ödeme yaptığı, davalı sigortanın bu tarih itibariyle değer kaybına ilişkin bakiye alacak yönünden temerrüde düştüğü, diğer davalı sürücü ve işletenin ise haksız fiil hükümleri uyarınca kaza tarihi olan 22/06/2021 tarihinde temerrüde düştüğü, dava konusu aracın niteliği ve davacının sıfatına göre somut uyuşmazlıkta uygulanması gereken faizin yasal faiz olduğu, davacının belirsiz olarak ikame ettiği iş bu davada dava değerini 20/09/2022 tarihli dilekçesi ile arttırdığı, değer arttırım dilekçesinin davalılara tebliğ edildiği, bu ilke ve açıklamalar uyarınca somut uyuşmazlıkta zarar gören davacıya ait aracın bakiye değer kaybı ve ikame araç bedeline ilişkin hesaplama yapan mahkememizce alınan bilirkişi heyeti raporunun kaza tarihi itibariyle serbest piyasa rayiçleri ile dosya kapsamı ile usul ve yasaya uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu anlaşılmakla davacının bakiye değer kaybı ve ikame araç bedeli taleplerinin kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacının değer kaybı talebinin KABULÜ ile 1.500,00 TL değer kaybı tazminatının davalı … yönünden 22/06/2021, davalı … Sigorta AŞ yönünden ise 04/08/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
2-Davacının ikame araç bedeli talebinin KABULÜ ile 1.500,00 TL ikame araç tazminatının davalı …’den 22/06/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
3-Alınması gerekli 204,93 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin harç, 49,50 TL ıslah harcı toplamı olan 108,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 96,13 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile (davalı … Sigorta A.Ş. 48,07 TL’si ile sınırlı sorumlu olmak kaydı ile) HAZİNEYE İRAD KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç, 49,50 ıslah harcı, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 235,50 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 1.903,60 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile (davalı … Sigorta A.Ş. 951,80 TL’si ile sınırlı sorumlu olmak kaydı ile) davacıya ÖDENMESİNE,
5-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-4. fıkrası uyarınca 3.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile (davalı … Sigorta A.Ş. 1.500,00 TL’si ile sınırlı sorumlu olmak kaydı ile) davacıya ÖDENMESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
7-Davalı … yönünden dava şartı zorunlu arabuluculuğa tabi olmamakla, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun …/… sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13. maddesi uyarınca davalı … Sigorta A.Ş’den tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 341 vd. Maddeleri uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/11/2022

Katip …
E İMZA

Hakim …
E İMZA