Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/761 E. 2021/951 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/761 Esas
KARAR NO : 2021/951

DAVA : İtirazın İptali (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 08/02/2021
KARAR TARİHİ : 03/11/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Rücuen Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;17/10/2013 tarihinde …’in motosiklet kazasında hayatını kaybettiğini, kaza tespit tutanağında şahsın 2918 sayılı KTK’nun 52/1-b maddesini ihlal ettiğini, …’in mirasçılarının Karayolları motorlu araç zorunlu mali sorumluluk sigortası olmaması sebebiyle davacı kuruma başvurduğunu, kurumun bu talebi reddettiğini, Bayındır Asliye Hukuk Mahkemesinin … sayılı yargılamasında alınan bilirkişi raporunda, Adli Tıp kurumundan alınan raporda …’in kusurlu bulunduğunu, Bayındır Asliye Hukuk Mahkemesi … esas sayılı yargılaması sonucunda 31.333,37 TL nin davacılara ödenmesine karar verilmiş olduğunu, Ödemiş icra dairesinin … esas dosyası ile alacaklılara 55.178,33 TL üzerinden takip başlatıldığını, kurumun ödemeyi yaptığını, davacı kurumun kazada tam ve asli derecede kusurlu bulunan …’in mirasçılarına destekten yoksun kalma tazminatı ödemiş olmasından dolayı …’in mirasçılarına karşı rücu hakkı doğduğunu, arabuluculuk yolunda anlaşamadıklarını, Bayındır İcra Daresinin … esas dosyası ile icra takibine geçtiklerini borçluların borca itiraz ettiklerini itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalılar davaya cevap vermemiştir.
DAVA:
Dava, trafik kazası sonucu meydana gelen ölüm nedeniyle zarar görenlere Güvence Hesabı tarafından ödenen tazminatın rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Nitekim Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı ilamında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 3. maddesinin ilk fıkrasında ise, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu düzenlemesine yer verilmiştir.
Davacı Güvence Hesabı, KTK’nun 91. madde gereğince mali sorumluluk sigortası yaptırması gereken işletenin, bu düzenlemeye rağmen sigorta yaptırmaması durumunda 3. kişilerin bedensel zararlarının karşılanması için kurulmuştur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi ile Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin 9. maddesi gereği, dava dışı 3. kişilere bedensel zarardan kaynaklanan tazminat ödeyen davacının ödediği bedeli, zarardan sorumlu olduğu iddia edilen kişilerden veya diğer sorumlulardan rücuen tahsil edebileceği ise Sigortacılık Kanununun 14. ve Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin 16. maddesinde düzenlenmiştir.
Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin “Rücû Hakkının Kullanılması” başlıklı 16.maddesinde; “Hesaptan yapılan ödemeler nedeniyle;
a) Zorunlu sigorta yaptırmayan veya geçerli teminat tutarları üzerinden zorunlu sigortaları yaptırmayan kişilere,
b) Sorumlunun sonradan belli olması halinde bu kişilere veya yükümlü sigorta şirketine,
c) Zarardan sorumlu kişilere veya yükümlü sigorta şirketine,
ç) 9 uncu maddenin birinci fıkrasının (ç) bendine göre yapılan ödemeler çerçevesinde yükümlü sigorta şirketine,
d) 9 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre yapılan ödemeler nedeniyle Büroya, ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde rücû edilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Anılan Yönetmeliğin “Yükümlülükten Kurtulma ve Halefiyet” başlıklı 17. maddesinde ise, “Hesap, zorunlu sigorta teminatı sınırları içinde yaptığı ödemeler ile borçtan kurtulur. Zorunlu sigorta teminat tutarlarını aşan zararlar, zarara sebebiyet veren veya hukuken sorumlu olanlarca karşılanır. Hesap, ödediği tazminat miktarınca hukuken zarar gören kişi yerine geçer.” esası kabul edilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı kurum tarafından ödenen tazminatın hasar ve zarara sebebiyet verdiği iddia olunan müteveffa mirasçısı olan davalılardan rücuen tazmini talepli başlatılan icra takibine vaki itiraz üzerine davacı kurum tarafından iş bu davanın ikame edildiği, her ne kadar Tire ….Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından … esasına kayıt edilen iş bu dava açıldığı tarihten itibaren Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla incelenmiş ve 13/10/2021 tarih … esas, … karar sayılı ilam ile HSK Genel Kurulunun 07/07/2021 tarih ve 608 numaralı kararı doğrultusunda İzmir Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevresinin İzmir ili mülki idare sınırları (Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesi yargı çevresi hariç) olarak belirlendiği gerekçesiyle mahkemelerinin görevsiz hale geldiğinden bahisle mahkememize gönderilmiş ise de, davamıza konu somut olayda rücuen tazminata dair Güvence Hesabının halefiyet durumu yukarıda belirtilen Güvence Hesabı Yönetmeliğinin 17/2 fıkrası gereği olup, davacı Güvence Hesabı tarafından zarar gören üçüncü kişiye ödeme yapıldıktan sonra, ödenen tazminat miktarında, hukuken zarar gören kişi yerine geçen Güvence Hesabı, ödediği bu bedeli rücu edilebileceği, davacı Güvence Hesabı tacir olmadığı gibi, davanın dayanağı olan rücu isteminin de Türk Ticaret Kanunu’ndan değil, Sigortacılık Kanunu ve Güvence Hesabı Yönetmeliği’nden doğduğu, davacının rücu talebinin kapsamı ve davacı kurumun niteliği gözetildiğinde, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin haksız fiilden doğduğu, bu durum karşısında mutlak ticari davadan bahsedilemeyeceği, davalıların tacir sıfatına sahip olmadığı, her iki taraf tacir olmadığından ve uyuşmazlık her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmediğinden nispi ticari davadan da bahsedilemeyeceği, buna göre haksız fiilden kaynaklanan iş bu davanın Türk Borçlar Kanununun genel ve özel hükümlerine göre genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından çözümlenip karara bağlanması gerektiği, dava konusu uyuşmazlığa Tire ….Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatı ile bakılması gerektiği halde görev hususunda yanılgıya düşülerek Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla yargılamanın yürütülmüş olmasının ve dosyanın mahkememize gönderilmiş olmasının yerinde olmadığı değerlendirilmekle mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. (Benzer yöndeki kararlar için bkz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25/05/2016 tarih, 2014/15-1024 esas, 2016/630 karar, Yargıtay 17. H.D’nin 17/06/2019 tarih, 2016/11564 esas, 2019/7614 karar; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. H.D’nin 03/06/2021 tarih ve 2021/1048 esas, 2021/1060 karar ile Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. H.D’nin 09/06/2021 tarih ve 2021/1013 esas, 2021/1007 karar sayılı ilamları)
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacının dava dilekçesinin 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
Görevli mahkemenin Tire …. Asliye Hukuk Mahkemesi olması nedeniyle mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca dosyanın görevli Tire ….Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi halinde, yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine; aksi durumda resen dosyanın ele alınarak yargılama giderleri hususunda bir karar verilmesine,
3-Mahkememiz ile Tire ….Asliye Hukuk Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan, taraflarca kanun yoluna başvurulmaması ve mahkememizin görevsizlik kararının kesinleşmesi halinde merci tayini için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yokluklarında dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi.03/11/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA