Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/726 E. 2021/862 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/737 Esas
KARAR NO : 2021/894

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/09/2020
KARAR TARİHİ : 22/10/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 02/12/2018 tarihinde davalı …’ün işleteni diğer davalı …’in sürücüsü olduğu … plakalı aracın sigortalı işyerinin kapısına çarptığı ve işyeri içerisinde bulunan araç ve eşyalara zarar verdiği, işyeri paket sigortası kapsamında dava dışı … Ltd Şti’ye ödeme yapıldığı, yapılan ödemenin bir kısmının davalıların zmms sigortacısından rücuen tahsil edildiği, bakiye kısım yönünden ise davalıların sorumlu olduğu iddiası ile 104.808,24 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalılar cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazları olduğunu, davacının rücu talebinde bulunamayacağını, davalı …’in kazada kusurunun bulunmadığını, davacının tazminat talebinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, davacı … tarafından işyeri paket sigorta poliçesi kapsamında sigortalıya ödenen tazminatın hasar ve zarara sebebiyet verdiği iddia olunan davalı sürücü ve işletenden halefiyet hükümleri uyarınca tahsili isteğine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Sigorta rücu davalarının TTK’nun 1472. maddesi hükmünden kaynaklanması nedeniyle TTK’nın uygulanmasından bahisle, aynı yasanın 4. maddesi uyarınca bu tür davaların Ticaret Mahkemesinin görev alanında olduğu düşünülebilir ise de, davanın TTK 1472. maddeden kaynaklanmış olması, halefiyet ilkesi dikkate alındığında, davanın sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki ilişkiye göre, davada Ticaret Mahkemesinin görevli olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği gerek doktrinde gerekse de uygulamada çekişmesiz bir şekilde kabul edilmektedir. Bir başka deyişle, sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki dava, ticari dava niteliğinde ise davaya Ticaret Mahkemesinde bakılacak, böyle değilse yani esas uyuşmazlık ticari nitelikte değilse böyle bir dava da Ticaret Mahkemesi görevli olmayacaktır.
Nitekim Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı ilamında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 3. maddesinin ilk fıkrasında ise, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu düzenlemesine yer verilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davalı …’in sürücüsü diğer davalı …’in ise işleteni olduğu … plakalı aracın 02/12/2018 tarihinde dava dışı … (… Şti) isimli işyerinin kapısına çarptığı, çarpma neticesinde işyerinde bulunan araçlarda ve eşyalarda maddi hasar meydana geldiği, söz konusu işyerinin 21/05/2018- 21/05/2019 tarihleri arasında davacı … nezdinde … Paket Sigorta Poliçesi (işyeri paket poliçesi) bulunduğu, davacı … tarafından yapılan hasar tespitinde dava dışı işyeri olan … (… Şti) a 140.808,24 TL ödeme yapıldığı, yapılan bu ödemeden 36.000,00 TL’nin davalıların kaza tarihi itibariyle zmms sigortacısı olan dava dışı … Sigorta A.Ş den tahsil edildiği, davacının iş bu dava ile bakiye 104.808,24 TL’nin davalı haksız fiil faili sürücü … ve işleten … den rücuen tazminat talebinde bulunduğu, her ne kadar Ödemiş …. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından … esasına kayıt edilen iş bu dava açıldığı tarihten itibaren Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla incelenmiş ve 09/09/2021 tarih … esas, 2021/165 karar sayılı ilam ile HSK Genel Kurulunun 07/07/2021 tarih ve 608 numaralı kararı doğrultusunda İzmir Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevresinin İzmir ili mülki idare sınırları (Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesi yargı çevresi hariç) olarak belirlendiği gerekçesiyle mahkemelerinin görevsiz hale geldiğinden bahisle mahkememize gönderilmiş ise de, dava konusu uyuşmazlıkta davacı …, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyetinin nazara alınması gerektiği, somut olaya bakıldığında; davacının sigortalısı olan dava dışı … (… Şti) tüzel kişi olup tacir ise de hususi nitelikteki otomobil sürücüsü ve işleteni olan davalılar gerçek kişi ile aralarındaki hukuki ilişkinin haksız fiilden doğduğu, bu sebeple mutlak ticari davadan bahsedilemeyeceği, ayrıca davacının sigortalısı tacir olmakla birlikte davalıların tacir sıfatına sahip olmadığı, her iki taraf tacir olmadığından ve uyuşmazlık her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmediğinden nispi ticari davadan da bahsedilemeyeceği, buna göre haksız fiilden kaynaklanan iş bu davanın Türk Borçlar Kanununun genel ve özel hükümlerine göre genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından çözümlenip karara bağlanması gerektiği, dava konusu uyuşmazlığa Ödemiş …. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatı ile bakılması gerektiği halde görev hususunda yanılgıya düşülerek Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla yargılamanın yürütülmüş olmasının ve dosyanın mahkememize gönderilmiş olmasının yerinde olmadığı değerlendirilmekle mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. (bkz.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25/05/2016 tarih, 2014/15-1024 esas, 2016/630 karar, Yargıtay 17. H.D’nin 17/06/2019 tarih, 2016/11564 esas, 2019/7614 karar sayılı ilamları)
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacının dava dilekçesinin 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
Görevli mahkemenin Ödemiş …. Asliye Hukuk Mahkemesi olması nedeniyle mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca dosyanın görevli Ödemiş ….Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi halinde, yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine; aksi durumda resen dosyanın ele alınarak yargılama giderleri hususunda bir karar verilmesine,
3-Mahkememiz ile Ödemiş …. Asliye Hukuk Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan, taraflarca kanun yoluna başvurulmaması ve mahkememizin görevsizlik kararının kesinleşmesi halinde merci tayini için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yokluklarında dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 22/10/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA