Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/717 E. 2022/112 K. 11.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/717
KARAR NO : 2022/112

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 15/06/2020
KARAR TARİHİ : 11/02/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davalı ile müvekkili banka arasında akdedilen kredi sözleşmesine istinaden kredi kullandırıldığını, borcun zamanında ödenmediğini, kredi geri ödemeleri yapılmaması üzerine kredi hesabı kat edildiğini ve borçluya ihtarname keşide edildiğini, ihtarname ile talep edilen borç ödenmediğinden davalı aleyhine icra takibi açıldığını, davalının borca, faize ve ferilerine itiraz ettiğini, itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu bu sebeple davalının icra dosyasına yaptığı itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı davaya cevap vermemiştir.
DAVA:
Dava, ticari kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-Davacı ile davalı arasında düzenlenen bankacılık işlemleri sözleşmesi ve ekleri,
-İhtarname ve ekleri
-İzmir 25. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyası,
-İzmir 11. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyası
-Bilirkişi …’ın 23/02/2021 tarihli raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İtirazın iptali davasının koşullarını; ilamsız bir icra takibine girişilmesi, bu takip nedeniyle çıkarılan ödeme emrine 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmiş olması, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde mahkemeden itirazın iptalinin talep edilmesi şeklinde sıralamak mümkündür.
İtirazın iptali davası icra takibi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/19-410 Esas, 2004/471 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. Bu husus dava şartıdır ve mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
2004 Sayılı İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. İİK 67/2. madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının, ticari kredi kartı ve ticari kredi sözleşmesine istinaden davalı aleyhinde İzmir 25. İcra Müdürlüğünün …/… ve İzmir 11. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasında genel haciz yoluyla ilamsız takip başlattığı, ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiği, davalı borçlunun yasal süresi içerisinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, icra müdürlüğünce takiplerin durdurulmasına karar verildiği, davacının yasal süresi içerisinde işbu davayı ikame ettiği, takibe itiraz eden davalı vekillerine mahkememizce tebligat yapıldığı halde vekillerin davayı takip etmeyeceğini beyan ettiği, davalı asile tebligat yapılmak suretiyle taraf teşkili sağlandığı, davalının davaya cevap vermediği, mahkememizce davaya konu kredi sözleşmesi ve ekleri ile dosya kapsamına ilişkin olarak bankacı bilirkişiden rapor tanziminin talep edildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen 23/02/2021 tarihli rapora göre, davacı banka ile davalı arasında genel kredi sözleşmesi ve ticari artı para kredi sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşmelere istinaden davalıya kredi kartı ve kredili mevduat hesabı açılıp kullandırıldığı, davalının 516,29 TL kredi kartı borcu bulunduğu, davalıya ihtarname keşide edildiği halde davalının ödeme yapmadığı, davalının 21/02/2019 tarihinde temerrüde düştüğü, davacı bankanın kredi kartına ilişkin olarak 516,29 TL asıl alacak, 28,04 TL işlemiş faiz, 1,41 TL bsmv ile takip tarihinden itibaren %31.80 temerrüt faizi alacağı bulunduğu, ayrıca kredili mevduat hesabı yönünden ise davacı bankanın 2.062,40 TL ana para, 74,52 TL işlemiş faiz, 3,72 TL bsmv alacağı bulunduğu, bu alacak yönünden de davalının 14/11/2019 tarihinde temerrüde düştüğü yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, davacı banka ile davalı arasında 30/04/2016 tarihli 75.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi ve ticari kredi kartı sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşme kapsamında davalıya kredi kartı ve ticari kredili mevduat hesabının kullandırıldığı, kredilerin vadesinde ödenmemesi üzerine davacı bankanın davalıya ihtar gönderdiği, ihtara rağmen ödeme yapılmaması üzerine takibe girişildiği, davalı borçlu olmadığını savunmuş ise de mahkememizce yapılan bilirkişi incelemesinde tespit edildiği üzere davalının davacı bankaya borçlu olduğunun sabit olduğu, nitekim taraflarlar arasındaki sözleşmelerde banka kayıtlarının münhasır delil mahiyetinde olduğunun taraflarca kararlaştırıldığı, hal böyle iken borçlu olmadığını savunan davalının ödeme yaptığını ispatlar herhangi bir delil sunmadığı dikkate alındığında takibe yaptığı itirazın kısmen haksız olduğunun kabulü gerektiği, mahkememizce alınan bilirkişi raporunun dosya kapsamı ile usul ve yasaya uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, takibe konu alacağın davalı tarafından hesap edilebilir nitelik taşıdığı ve davacının icra inkar tazminatı talebinin yasal koşulları oluştuğu anlaşılmakla davanın kısmen kabul kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE,
A-) İzmir 11. İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin;
2.062,40-TL asıl alacak,
74,52-TL işlemiş faiz,
3,72-TL faizin %5 gider vergisi olmak üzere toplam 2.140,64 TL nakdi alacağın 2.062,40 TL’lik asıl alacak kısmına yıllık % 24 olmak üzere takip tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
B-) İzmir 25. İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin;
516,29 TL asıl alacak,
28,04 TL işlemiş faiz,
1,41 TL faizin %5 gider vergisi olmak üzere toplam 545,74 TL nakdi alacağın 516,29 TL’lik asıl alacak kısmına yıllık % 31,80 olmak üzere takip tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2- 2.686,38 TL alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 537,27 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
3-Alınması gerekli 183,50 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 129,10 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 54,40 TL peşin harç, 375,00 TL bilirkişi ücreti ve 272,50 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 756,30 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranına göre (2.686,38/2.738,13=0,98) 742,00 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. fıkrası uyarınca 2.686,38 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
7-İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun …/… sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 341 vd. Maddeleri uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/02/2022

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA